"Ahmaklaştırarak aldattı."

Zuhruf Suresi, ayet: 54

"Firavun böylece kavmini adam yerine koymayıp, hafife aldı, ahmaklaştırıp aldattı da, onlar da ona boyun eğer hale geldiler. Çünkü onlar (zaten hiçbir davası kalmamış, hiçbir şeyin mücadelesini vermeyen ve) hak yoldan çıkmış bir toplumdu."

Günümüzde olduğu gibi o devirde de Ankebut Ağı, milletleri/toplulukları büyülerle, cinlerle ve teknolojik cihazlarla zihin kontrolünde tutuyordu.

Bunu yıllar önce de yazmıştım ve son bulunan koç başları da bunun ayrıca bir somut ispatı oldu.

Ne imiş, Muharrem İnce Z kuşağından çok büyük oy alıyormuş...

Görüyoruz işte CIA'nın ve mason tarikatının tam kontrolün olan sözde Türk basınının ve medyasının koca milleti nasıl kandırdığını ve yalanları dayattığını...

Muharrem İnce, anca parasını vererek ihtiyar heyetinden imza toplayabiliyor. Onu bile temelde kendisi ve aslında var olmayan, işlemeyen siyasi teşkilatı yapmıyor. Çetelerin, kara paracıların, gizli servislerin adamları organize ediyor.

Sonra iki kelimede bir Adıtürk de Adıtürk deyip duruyorlar. Bir suni ve hükümsüz kalkan bulmuşlar kendilerine Adıtürk diye, onun arkasında her şeytanlığı yapıyorlar. Sonra Muharrem çıkıp TV kanallarına, saatlerce dürüstlük mavalı okuyor.

Hani nerede sosyal mecralardaki güya genç ve gerçek takipçileri? Kaç yıldır anlatıyorum o milyonla takipçi sayılarının gerçek olmadığını, o rakamları oraya CIA'nın yazdığını...

İlgili adli yetkililer, derhal soruşturma başlatmalılar. O ihtiyar kadınların çoğu, ne için imza attıklarını bile bilmiyorlar ve para karşılığı imzalar attılar. Aralarından yirmi kişi ifadeye alınsa, silsile halinde ilerler bu soruşturma...

Her neresinden bakılırsa bakılsın, şu günlerde ve aylarda, Türkiye'de sonuçları meşru ve geçerli bir seçim yapabilmek imkanı bulunmuyor. Bir an önce bir oldu-bitti sözde seçim yapılmasını da en çok mafyalar, çeteler, kripto kimlikli hainler, onların tasmalarını ellerinde tutan milletler arası mafyalar ve terör örgütüne dönmüş gizli servislerle hükumetler istiyorlar.

Hz. Mehdi'nin ortaya çkışından önce, bir Ramazan ayında sayha hadisesi yaşanacağına ve bu vesileyle yer çökmeleri ile depremler yaşanacağına dair rivayetin hadis olup olmadığını izah etmeye kalkmış.

Hiç sözü uzatmaya gerek yok. Nuaym bin Hammad hakkında bu güne kadar İslam alimleri çok şeyler söylemişler. Hakikati tespit etmişler ve yazmışlar. Nuaym bin Hammad, gerçek bir İslam alimi gibi ve gerçek bir hadis alimi gibi davranmamış. Bir nevi Evliya Çelebi gibi davranmış. Sıhhatini doğrulayamadan da muhtelif rivayetleri/anlatımları hadis diyerek kayda almış.

Kayda aldığı pek çok rivayet bu güne kadar kısmen gerçek çıkmış ve çıkıyor. Çünkü, dinlediği insanlar aslında hadislerin mana itibariyle akıllarında kalan kısmını anlatmışlar. Dahası, anlayabildikleri kadarını anlatmışlar ve anlatırken kendilerinden yorumlar katmışlar. Bu yorumlarda da ya isabet edebilmişler ya da edememişler. Bunu yaparken de detayları, yerleri/şehirleri, rakamları, sayıları, tarihleri, günleri hep karıştırmışlar. Bu, halk arasında hep görülen ve art niyet bulunmasa da yaşanan bir hal.

Cübbeli de denilen Ahmet Mahmut Ünlü'nün gerçek bir hoca olmadığını, görünmek istediği kadar ilim ve hikmet sahibi olmadığını on yıldır yazıyorum. Geçmişte neler yaşandığını eskiden beri takipçim olanlar biliyorlar. Bu videosundan da bir kez daha anlaşılıyor ki iki kaynak açarak bile olsa Nuaym bin Hammad kimdir ve Fiten isimli eseri muteber midir diye bakmamış ya da bakmışsa da bu güne kadar hiç umurunda olmamış. Zaten kaç kere hadis diyerek uydurma metinleri paylaştı ve islam düşmanlarına taarruz sahası açtı. Her şeyi işine geldiği gibi anlatmakta, işine geldiği gibi tahrif etmekte, yorumlarken aslından bozmakta ve işine gelmeyince en kesin gerçekleri bile anlatmamakta üstüne yok. Zamanın deccallarından biri olduğu söylense, inanırım, itibar ederim o söze, o değerlendirmeye...

Zaten bu videosunun baş kısmında yine "Hz. Mehdi bu yüzyılda gelmeyecek. Çünkü yüzyılın başında geleceği bildirilmiş" mealinde cümleler kurmuş. O anda boş bulunmuş ve "Belki de doğumu yüzyılın başındadır" mealinde konuşmuş ama ne halt ettiğini hemen anlayıp o kısmı geçiştirmiş, hiç söylememiş gibi yapmış.

Zaten ilgili kısımda "Hz. Mehdi, Mehdi olduğunu kırk yaşına kadar bilmeyecek" de demiş. O kısmı azıcık izaha kalksa "Hicri 1444 yılındayız, bu yüzyılın başında hz Mehdi dünyaya gelmiş yani doğmuş olsa, şu anlarda kırklı yaşların başındadır" demesi gerekecek ve bunu neden desin... Kendisi müslüman da değil, insan sınıfından sayılabilecek bir mahluk da değil. Çoktan şeytanlaşmış, çoktan İslam düşmanlarının elinde oyuncak olmuş. Doğu Perinçek gibi azılı bir haine ve teröriste bile medhiyeler düzecek derekeye çoktan inmiş.

Jet Fadıl'ın milleti dolandırarak topladığı paralar için "Bunlar Fadıl ağabeyimizin temiz paralarıile yapılabilen hizmetler" diyeli bilmem kaç sene olmuş. Saymakla bitmez rezilliklerini kapatan, şu haline rağmen onu ceza evinde çürütmek yerine ekran ekran dolaştıran da mason tarikatı...

Netice itibariyle, daha önce de yazdığım gibi, Nuaym bin Hammad'da da geçen bu hadis rivayeti kısmen gerçek. Sadece temel hatlarıyla gerçek. Temel mana olarak doğru ama istemeden de olsa tahrif edilmiş. Ve ben kastedilen Ramazan ayının bu Ramazan ayı olma ihtimalini çok çok yüksek görüyorum.

Bir de hiç şüpheniz bile olmasın ki Cübbeli denilen şu münafık, şu kara paracı kişi, hz Mehdi hususunda bütün gerçekleri de biliyor. Çok yerinde tespitleri de var ama müslümanlara anlatmıyor. Arka plandan kendisi gibi kripto kimlikli, münafık ya da açıkça İslam düşmanı kişilere, çevrelere anlatıyor ve onları uyarıyor, yönlendiriyor.

Harp sebebidir ama hain Ankara hükumeti yine tepkisiz...

Her türlü sömürme, işgal, cinayet, katliam, organ ve insan kaçakçılığı, terör ve harp suçlarında mahir olan Fransız vekiller... Uyuşturucu, insan ve organ kaçakçısı ve ayrıca yağmacı, katliamcı terör örgütü PKK'nin Suriye kolu YPG ve onun kadın yapılanması YPJ'nin sözde sözcüleri Nuri Mehmud ile Ruksan Mihemed'i Fransa senatosunda ağırlamışlar.

Binbir türlü vahim suçları türlü türlü somut delilerle ispat edilebilen PKK'li teröristler için tören düzenleyip sözde "onur nişanı" vermişler.

Siz, Türkiye'nin gereken tepkileri ve karşılıkları verdiğini gördünüz mü? Fransa ile bütün diplomatik ilişkilerin kesildiğini, sözde diplomatların Türkiye'den sınır dışı edildiğini, Fransız mallarının Türkiye'ye girişinin ve Türkiye'de satılmasının yasaklandığını ve daha yapılabilecek onlarca şeyin yapıldığını gördünüz mü? Misilleme yapıldığını ve Fransa'yı bölmek, parçalamak ve devleti çökertmek isteyen gruplara açıkçe desteklediğimizi ve onları meşrulaştırdığımızı gördünüz mü?

İki saatte, Türkiye'nin iki saatte diz çöktürebileceği Fransa, karşımızda bu kadar hukuk ve sınır tanımaz şekilde küstahlaşabiliyorsa hep mason tarikatı sayesinde... Türkiye'deki mason dolu hükumet, mason dolu devlet kurumları ve mason genelkurmay kademesi sayesinde...

Türk milleti, el birliği ile Türkiye'deki mason tarikatını ve bütün masonları boğmakla vazifelidir. Aksi halde binbir türlü vahim sorunlarının hiçbiri çözülmeyecektir.

Hain Ankara hükumetinin ve onunla hala danışıklı dövüşen sözde siyasi partilerle sözde siyasi liderlerin sayılı günleri kaldı. Hemen sonrasında Türkiye, Fransa'ya nasıl da kısa sürede diz çöktüreceğini, onu yalvartacağını, şu günlerdeki küstahlıklarının bedelini nasıl da ağır ödeteceğini, birikmiş devasa tazminatların tahsili için Fransa'da nasıl bir duyun-u umumiye sistemi kuracağını bütün dünyaya uygulamalı gösterecektir.

1970'lere kadar kadınlara seçme ve seçilme hakkı vermeyen o Avrupalı ülkeler, hep haklıydılar. Onları da kandırdılar, aldattılar. Onları da masonlar, satanistler aldattılar ve çökerttiler. Yazık oldu kaç nesle, yazık oldu on milyarlarca insana ve ömürlerine...

Bir yerden tanıdık geliyor ama...
Kimdi bu kişi? "Zavallı Filistinlilerin büyük lideri" olarak bilinen ve koynunda haç taşıyan ve gizli Hristiyan olan Yaser Arafat mıydı?

Metafizik çatışmalar yine tat vermiyor. Aksiyon olsun diye pazar günü saçma sapan Amerikan filmleri mi izleyeceğiz...

Elon! Nerede sizinkiler? Bir seslen de metafizik sahaya gelsinler. Senin Starlink'lerde de iş yok. Bize işlemiyor, bozulup duruyorlar zaten...