Gazze, Suriye, Lübnan, Yemen’e ve komşumuz İran’a yönelik insanlık dışı saldırganlığın durması için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz, yapmaya da sabırla devam edeceğiz.

Milletimiz müsterih olsun.

Hükûmetleri; Türkiye’nin menfaatlerinin, huzurunun, dirliğinin, güvenliğinin sonuna kadar takipçisidir.

Biz bakkal işletmiyoruz; dünyanın en büyük ülkelerinden birini, Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetiyoruz.

Devlet tecrübemiz, tarihî derinliğimiz, millet olarak yüzyıllara sâri birikimimiz, bu sürecin idaresinde bizim en büyük referans kaynağımızdır.

İktidar sorumluluğu; içi boş söylemleri, hamaseti, polemiği kaldırmaz.

Sırtında yumurta küfesi olmayanların söylemleriyle hareket edemeyiz.

Daha düne kadar İsrail’in gönüllü avukatlığına soyunup utanmadan sıkılmadan Hamas’a terör örgütü diyenlerin kışkırtmalarını zaten muhatap almıyoruz.

İsrail’in artan saldırganlığına dikkat çektiğimiz için bizi acımasızca eleştirenlere bugün bize akıl vermek, bizim hassasiyetimizi sorgulamak değil, şayet zerre miskal öz saygıları kaldıysa hatalarını kabul edip bizden özür dilemek düşer.

Biz attığımız ve atacağımız adımları daha burunlarının ucunu görmekten aciz bu vizyonsuzların tavsiyelerine göre değil, Türkiye Cumhuriyeti’ne yakışan devlet ciddiyetiyle belirliyoruz.

Eğer bağımsızlık istiyorsan, eğer özgürlük istiyorsan, eğer bu topraklar üzerinde şerefinle, namusunla, izzetinle yaşamak istiyorsan, eğer ekonomik refah istiyorsan, eğer bolluk, bereket, dirlik istiyorsan, eğer huzur istiyorsan cenge her zaman hazır olacaksın.

Bugün deprem bölgemizde, aralarında Can Azerbaycan’ın desteğiyle hayata geçirilen Azerbaycan Mahallemizdeki konutların da yer aldığı 49 bin 56 iş yeri ve konutu hak sahibi kardeşlerimize teslim ediyoruz. 🇹🇷🇦🇿

Böylece teslim ettiğimiz toplam konut sayısını 250 bine yükseltiyoruz.

Biz aynı bayrağın gölgesinde dua eden, aynı seccadede gözyaşı döken, aynı istiklal için can veren bir milletin iki devleti, tek yürek taşıyan evlatlarıyız.

“Ayrılır mı gönül candan, Türkiye Azerbaycan’dan?..” 🇹🇷🇦🇿

Deprem bölgemizde teslim ettiğimiz toplam konut sayısı 250 bin!

2025 yılı sonunda hedefimiz, 453 bin bağımsız bölümü bitirmek…

Türkiye ile Azerbaycan arasındaki kader birliğinin en somut örneklerinden biri, bugün açılışını yaptığımız konutlardır. 🇹🇷🇦🇿

Azerbaycan Mahallesi’ne katkıda bulunan Can Azerbaycan’daki 10 milyon kardeşimizi, değerli dostum Cumhurbaşkanı Aliyev’in şahsında yürekten selamlıyorum.

Azerbaycan Mahallemiz bizim en değerli proje alanlarımızdan biri, âdeta gurur tablomuz.

Depremle yıkılan bu mahalle şimdi Azerbaycan’ın da desteğiyle yeniden ayağa kalkıyor.

İlham kardeşimin de yakından takip ettiği bu proje, burada ikamet edecek kardeşlerimize güvenli, huzurlu bir yuva; inşallah görenleri imrendirecek, kendisine hayran bırakacak bir eser olacak.

Sadece evleri değil parkları, bahçeleri, kültür merkezi, Haydar Aliyev İlkokuluyla burası Türkiye Yüzyılı’nın öncü şehirlerine yakışacak bir yaşam alanı olarak ihya ediliyor.

Cenap İlham Aliyev’in öncülüğünde uzanan bu kardeşlik eli, Kahramanmaraş’ın bağrına kardeşlik mührünü vurmuştur.

İşçisinden mühendisine kadar emeği geçen her bir kardeşime, Azerbaycanlı gönüldaşlarımızın tamamına şükranlarımı sunuyorum.

Rabb’im aramızdaki sarsılmaz dayanışmayı ve muhabbeti daim eylesin.

Muhalefet kendi iç kavgasıyla meşgulken biz deprem bölgemizde tamamladığımız konutları hak sahipleriyle buluşturuyoruz.

Herkesin denizi ufku kadardır.

Seçim döneminde bol keseden atan, şimdi deprem bölgesinin yolunu dahi hatırlamayanların ufku sandıklar kapanana kadardır.

İşleri bitince maalesef millet akıllarına dahi gelmiyor.

Bizim pusulamız hiçbir zaman muhalefet olmadı, bugün de değildir.

“Hükûmet bu enkazın altından kalkamaz” diyen muhterislere rağmen azimle, sabırla, kararlılıkla çalışıyoruz.

Muhalefet anlamasa da yaşadığımız deprem süreci Millî Mücadele’yle eş değerdir ve biz Allah’ın izniyle bu mücadeleyi alnımızın akıyla veriyoruz.

Onlar umutsuzluk yayacak; biz afetzede kardeşimizin umudu, yoldaşı, kader arkadaşı olacağız.

Onlar “yapamazsınız” diyecek, biz şehirlerimizi hep birlikte daha güçlü biçimde ayağa kaldıracağız.

Onlar engel çıkartacak, biz “ya bir yol bulup ya bir yol açıp” engellerin üstesinden geleceğiz.

Onlar didişirken, kavga ederken, boş beleş işlerle günlerini geçirirken biz tüm Türkiye’ye aşkla hizmet edeceğiz.

86 milyon olarak hep birlikte güçlü yarınlara yürüyeceğiz.

Seçim meydanlarında verdiğimiz sözleri inşallah deprem bölgemizde de tutuyoruz, tutacağız.

Bugün karne sevinci yaşayan yavrularımızı, gençlerimizi ve kıymetli ailelerini canıgönülden tebrik ediyorum.

Her bir evladımızı gözlerinden öpüyor, aileleriyle ve arkadaşlarıyla keyifli bir yaz tatili diliyorum.

Öğrencilerimizin modern, katılımcı bir öğrenme ortamından istifade edebilmesi için toplam 626 bin 441 etkileşimli tahtayı sınıflarımıza yerleştirdik.

Bu sayıyla Türkiye’yi, neredeyse tüm dersliklerinde etkileşimli tahta kurulumunu tamamlamış ilk ve tek ülke konumuna getirdik.

2011’de başlattığımız, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’yle çok daha ileri seviyeye taşıdığımız FATİH Projesi kapsamında 21 bin 576 okulumuzun ağ altyapı kurulumunu tamamladık.

Ayrıca 13 bin 800 okulumuza yüksek hızlı ve güvenli fiber internet erişimi sağladık. Bu hizmeti 18 bin okulumuza daha ulaştırmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

İçinde dizüstü ve masaüstü bilgisayarlar, yerli robotik kodlama kitleri, üç boyutlu yazıcılar ve etkileşimli tahtaların yer aldığı bu sınıfların yanı sıra 503 yenilikçi sınıfı da okullarımıza bu sene itibarıyla kazandırdık.

Eğitim Bilişim Ağımız ile öğrenci ve öğretmenlerimize dijital eğitimde güçlü şekilde destek oluyoruz.

Kullanım ömrü sona eren 1.980 bilişim teknolojileri sınıfımızı güncelliyoruz.

Son teknoloji ürünü, tam donanımlı 1.500 sınıf daha kurarak 3 bin 480 sınıf ile dijital eğitim altyapımızı güçlendireceğiz.

Bugün hastanelerinin zarar görmesinden şikâyet eden İsrail, uluslararası kuruluşların verilerine göre Gazze’deki sağlık birimlerine 700’den fazla saldırı düzenledi.

Gazze’yi dünyanın en büyük toplama kampına çevirenlerin hukuktan, insanlıktan bahsetmesi büyük bir utanmazlıktır.

Elbette Gazze’deki soykırımın birincil sorumlusu Netanyahu hükûmetidir.

Ancak Netanyahu ve cinayet şebekesinin katliamlarına tam 21 aydır ses çıkarmayanlar da kabul edelim ki bu suçlara ortak olmuşlardır.

Bir başka gerçek de şudur:

Hem Gazze’deki soykırım hem de İran’la olan çatışmalar, maalesef süratle geri dönülmez noktaya doğru gitmektedir.

Artık bu haydutluk ve cinnet halinin bir an önce son bulması gerekiyor.

Daha fazla yıkım, kan, sivil kayıp olmadan, bölgemizle birlikte Avrupa ve Asya’yı yıllarca etkileyebilecek korkunç bir felaket yaşanmadan ellerin tetiklerden ve düğmelerden çekilmesi şarttır.

İsrail üzerinde tesir sahibi güçler Netanyahu’nun oyununa gelmemeli ve nüfuzlarını savaşın derinleşmesinden değil, tüm bölgemizde ateşkes ve sükûnetin tesisinden yana kullanmalıdır.

Türkiye, bu yönde atılacak her doğru, her samimi adıma destek ve katkı vermeye hazırdır.