Recep Tayyip Erdoğan
117K subscribers
2.49K photos
546 videos
18 links
Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı - President of Türkiye and AK Party Chairman
Download Telegram
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Orta ve uzun menzilli füze stoklarımızı son gelişmeler ışığında caydırıcılık düzeyine getirecek üretim planlamalarını yapıyoruz.

İnşallah çok uzun olmayan bir süreçte hiç ama hiç kimsenin bize efelenmeyi dahi göze alamayacağı bir savunma kapasitesine erişmiş olacağız.
Savunma sanayisine verdiğimiz emeğin karşılığını yavaş yavaş görüyoruz.

İki sene önce tanıtımını yaptığımızda birilerinin “kalorifer peteğine benziyor” diyerek akıllarınca dalga geçtiği millî muharip uçağımız KAAN projesinde çok önemli bir sözleşmeye imza attık.

Indo Defence 2025 Fuarı’nda 48 adet KAAN’ın Endonezya’ya satışına yönelik mutabakata varıldı.

Toplam tutarı yaklaşık 15 milyar doları bulan bu tarihî anlaşmanın da ülkemiz, savunma sanayimiz ve Endonezyalı kardeşlerimiz için tekrar hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum.
Batı’nın sınırsız desteğiyle İran’a saldıran, Gazze’yi yerle bir eden, bölgedeki her ülkeye kabadayılık taslayan İsrail, aslında ne yaptığının farkında değil.

Belki ileride yaptığı hatanın farkına varacak ama korkarız o vakit iş işten çoktan geçmiş olacak.

Unutulmamalıdır ki bu kadim coğrafyada hiçbir ülke kendi sınırlarından ve yönetiminden ibaret değildir.

Filistin halkına ve topraklarına saldırmak, sadece oradaki birkaç milyon insanla sınırlı bir hadise değildir.

Yine İran topraklarına ve halkına saldırmak da sadece İran devletini ilgilendiren bir vaka değildir.

Hele hele Türkiye mevzubahis olduğunda kıtaları aşan bir etki gücünden söz etmek mümkündür.

Bölgemizde bu hakikatler gözetilmeden atılan her adım, ileride yaşanacak başka felaketlere davetiye çıkartır.

İsrail yaptığı her zulümle, döktüğü her kanla, işlediği her insanlık suçuyla adım adım kendi varlığını ve toplumunun geleceğini riske atmaktadır.

Zulmün sonu derin bir pişmanlıktır.

Biz Türkiye ve Türk milleti olarak medeniyet mirasımızın bize vaaz ettiği ahlak, vicdan, adalet, hakkaniyet ilkeleri çerçevesinde tüm insanlığı kucaklamak için samimi bir gayret içerisindeyiz.

Yakın zamanda Balkanlar’da, Karabağ’da, Libya’da, Suriye’de bu yaklaşımın neticelerini hep birlikte takip ettik.

İnşallah bundan sonra da sadece kendi içimizde birliği, beraberliği, kardeşliği yüceltmekle kalmayacak, aynı iklimin bölgemizde de hâkim olmasını sağlayacak girişimlerimize devam edeceğiz.
Türkiye’yi bölgesinde ve dünyada müessir bir güce dönüştürme hedefimizde hiçbir sapma olmadığının altını bir kez daha çizmek istiyorum.

Bugün dünden daha iyiyiz, daha güçlüyüz, daha ileri bir konumdayız.

İnşallah yarın bugünden de güçlü olacağız.

Muhalefetin tribünlere oynama uğruna Rusya-Ukrayna savaşının başlangıcında yaptığı yanlışa tekrar düşmemesini arzu ediyoruz.

Gün, sorumlu siyaset yapma günüdür.

Türkiye tüm hadiseleri devlet aklıyla ve köklü tecrübesiyle okumakta, sağduyulu ve soğukkanlı bir şekilde değerlendirmekte, 86 milyonun tamamının güvenliği ve huzuru için gerekli adımları atmaktadır.

Birileri gibi ateşe benzin dökmenin değil, yangını daha fazla büyümeden bir an önce söndürmenin derdindeyiz.

Amacımız, bölgemizde sulhusükûnun hâkim olması, istikrar ve güven ortamının çok güçlü biçimde tesis ve tahkim edilmesidir.

Gelişmeleri günlük siyasete polemik malzemesi yapmanın, bölgesel istikrarın tesisi ve ülke güvenliği için verilen mücadele ortadayken haksız ve mesnetsiz suçlamalarda bulunmanın hiçbir gerekçesi olamaz.

Biz millet olarak tarih boyunca metanetimizi, asaletimizi, uhuvvetimizi, dayanışmamızı muhafaza ederek önümüze konulan engelleri teker teker aştık.

Bugün de Türkiye’nin en büyük ihtiyacı birlik ve kardeşlik siyasetidir.

Birbirimize inanarak, birbirimize güvenerek, 86 milyon kalp kalbe vererek güzel yarınlara inşallah hep beraber varacağız.
Deprem bölgemizde şimdiye kadar 201 bin konutun anahtarını hak sahibi kardeşlerimize teslim ettik.

İnşallah perşembe günü Kahramanmaraş’ta 250 bininci afet konutunun da anahtarını depremzede kardeşlerimize teslim edeceğiz.
Media is too big
VIEW IN TELEGRAM
%20’lerden alıp %80’lere çıkardığımız yerli ve millî üretim oranımızı daha da yukarılara taşıyacağız.

Savunma sanayisinde tam bağımsızlık hedefimize ulaşana kadar sabırla, kararlılıkla, azimle ve sağlam adımlarla ilerleyeceğiz.
Merkez Bankamız orta yüksek ve yüksek teknolojili yatırımlara 2 yıl ana para ödemesiz, azami 10 yıl vade ve 10 milyar Türk lirası tutarında yatırım taahhütlü avans kredisi kullandırıyor.

Şimdi yeni bir adım daha atıyoruz.

Program büyüklüğünü 500 milyar liraya çıkartıyoruz.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Dün Sayın Özel çıkmış, mazot şişesi üzerinden çeşitli hesaplar yapıyor. Ancak Sayın Özel’in temel matematik bilgisinin tıpkı siyasetçiliği gibi pek iç açıcı olmadığı anlaşılıyor.

Biz de buradan Sayın Özel’e kısa bir mazot hesabı yapalım…
Sayın Özel ve CHP yönetiminin yanlışta ısrar etmekten bir an önce vazgeçip etkin pişmanlıktan faydalanması gerektiğine inanıyoruz. Bunun vakti çoktan gelmiştir.

Sadece CHP’nin değil, Türk demokrasisinin de buna ihtiyacı vardır.

İstanbul’a çöreklenmiş bir avuç haraminin güdümünden bir türlü çıkamayan ana muhalefetin durumu demokrasimize de Türk siyasetine de asla yakışmamaktadır.

Bayramlarda dahi gerilimi, kavgayı, kutuplaşmayı körüklemeyi vahim bir hata olarak görüyoruz.

Arpalığa çevirdikleri belediyelerin kaynaklarıyla semirenler, ana muhalefeti yolsuzluklarına canlı kalkan yaparak Türk siyasetini de enfekte etmektedir.

Türkiye gibi büyük bir ülkenin ana muhalefet partisinin aylardır “kim kimin yüzüne tükürecek” tartışmasıyla meşgul olmasını biz ülkemiz adına utanç verici buluyoruz.

Biri çıkıp diğerine “çaldın” diyor, diğeri “sen daha büyük çaldın” diyor…

Yabancı istihbarat örgütlerinin oyuncağı olmuş tetikçilere kasetler el altından servis ediliyor…

Daha iki yıl öncesine kadar yere göğe sığdıramadıkları cumhurbaşkanı adaylarına en ağır hakaretler ve tehditler savruluyor…

Öyle ki Türkiye’nin ana muhalefet partisini mi yoksa entrikalarla ve ihanetlerle dolu bir pembe dizi mi seyrediyoruz, inanın biz de karıştırır olduk…
Biz çatışmanın, şiddetin, zulmün tarafında değil; hakkın, adaletin, diyalog ve diplomasinin tarafındayız.

Bu anlayışla saldırganlığın sona ermesi için 13 Haziran’dan bu yana yoğun bir diplomasi trafiği içindeyiz.
Türkiye, tüm enerjisini ve kapasitesini bekasına yönelik meselelere ayırması gereken çok hassas bir dönemden geçiyor.

Stratejik önemi bugün daha iyi anlaşılan Terörsüz Türkiye sürecimizin hedefine suhuletle ulaşması için uzlaşıya, iş birliğine ihtiyacımız var.

Milletin sorumluluğunu taşıyan insanlar olarak hep beraber, özellikle yüce Meclis çatısı altında ortak bir irade ortaya koymamız lazım.

CHP dâhil grubu bulunan tüm partilerin bu dönemde yüksek bir hassasiyet ve sorumluluk bilinciyle hareket etmesini bekliyoruz.

Hangi görüşte olursa olsun, milletimizin siyaset kurumundan talebinin de bu yönde tecelli ettiğini müşahede ediyoruz.

Milletimiz, siyasetçilerden şahsi ikbal kavgası vermelerini değil, sorunlarıyla hemhâl olmasını istiyor.

Ana muhalefet partisi başta olmak üzere herkesi bu noktada sağduyulu davranmaya davet ediyorum.

Meseleye bu zaviyeden bakan bütün siyasi aktörlere de şimdiden teşekkür ediyorum.
İsrail’in Filistin’de sürdürdüğü işgal ve katliam politikası, 7 Ekim 2023 sonrasında farklı bir boyuta geçerek toplu kıyıma, toplu cezalandırmaya, en sonunda da soykırıma dönüştü.

Bu saldırılar şu anda çok daha vahim, çok daha barbarca bir boyut kazanmış durumda.

İsrail, yardım dağıtım noktalarına yığılan mazlumların üzerine mermi yağdırıyor, bomba yağdırıyor; her gün açlıktan kıvranan yüzlerce insanı vurarak alçakça katlediyor.

İkinci Dünya Savaşı’nın en dehşetli fotoğrafları, videoları bugün Gazze’den gelen görüntüler yanında inanın çok ama çok masum kalıyor.

Netanyahu, soykırım suçunda zalim Hitler’i çoktan geride bırakmıştır.

Umarız akıbetleri aynı olmaz.

İnşallah, er ya da geç uluslararası bağımsız bir yargının önüne çıkar, bütün yaptıklarıyla yüzleşir ve işlediği cinayetlerin, katliamların hesabını ahirete kalmadan bu dünyada verir.
İsrail’in son iki yılda artık açıktan gerçekleştirdiği saldırganlık, Türkiye’nin de içinde bulunduğu geniş coğrafyamızın karşılaştığı sorunları izah etmektedir.

Türkiye’de on yıllardır devam eden ayrışmaların ardında dış dinamiklerin olduğu bugün çok daha net ortaya çıkmıştır.

Türkiye’de neredeyse her on yılda bir tekrarlanan hiçbir darbe tesadüfen yapılmamıştır.

FETÖ’nün MİT krizinde, 17-25 Aralık’ta, 15 Temmuz’da yapmaya çalıştığı darbeler, bugün yaşananların ışığında daha bir anlam kazanmakta, bu hainlerin asıl gayelerinin ne olduğu daha belirgin hale gelmektedir.

Türkiye, vesayet odakları ve FETÖ ihanet çetesiyle mücadele ederek aynı zamanda siyonizmin ülkemizdeki uzantılarıyla mücadele etmiştir.

15 Temmuz sadece FETÖ’cü hainlere karşı değil, emperyalizmin içimizdeki Truva atlarına karşı da kazanılmış tarihî bir zaferdir.

Bunun önemi, değeri ve stratejik boyutu bugün çok daha iyi anlaşılmaktadır.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Gazze, Suriye, Lübnan, Yemen’e ve komşumuz İran’a yönelik insanlık dışı saldırganlığın durması için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz, yapmaya da sabırla devam edeceğiz.
Milletimiz müsterih olsun.

Hükûmetleri; Türkiye’nin menfaatlerinin, huzurunun, dirliğinin, güvenliğinin sonuna kadar takipçisidir.

Biz bakkal işletmiyoruz; dünyanın en büyük ülkelerinden birini, Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetiyoruz.

Devlet tecrübemiz, tarihî derinliğimiz, millet olarak yüzyıllara sâri birikimimiz, bu sürecin idaresinde bizim en büyük referans kaynağımızdır.

İktidar sorumluluğu; içi boş söylemleri, hamaseti, polemiği kaldırmaz.

Sırtında yumurta küfesi olmayanların söylemleriyle hareket edemeyiz.

Daha düne kadar İsrail’in gönüllü avukatlığına soyunup utanmadan sıkılmadan Hamas’a terör örgütü diyenlerin kışkırtmalarını zaten muhatap almıyoruz.

İsrail’in artan saldırganlığına dikkat çektiğimiz için bizi acımasızca eleştirenlere bugün bize akıl vermek, bizim hassasiyetimizi sorgulamak değil, şayet zerre miskal öz saygıları kaldıysa hatalarını kabul edip bizden özür dilemek düşer.

Biz attığımız ve atacağımız adımları daha burunlarının ucunu görmekten aciz bu vizyonsuzların tavsiyelerine göre değil, Türkiye Cumhuriyeti’ne yakışan devlet ciddiyetiyle belirliyoruz.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Eğer bağımsızlık istiyorsan, eğer özgürlük istiyorsan, eğer bu topraklar üzerinde şerefinle, namusunla, izzetinle yaşamak istiyorsan, eğer ekonomik refah istiyorsan, eğer bolluk, bereket, dirlik istiyorsan, eğer huzur istiyorsan cenge her zaman hazır olacaksın.
Media is too big
VIEW IN TELEGRAM
Bugün deprem bölgemizde, aralarında Can Azerbaycan’ın desteğiyle hayata geçirilen Azerbaycan Mahallemizdeki konutların da yer aldığı 49 bin 56 iş yeri ve konutu hak sahibi kardeşlerimize teslim ediyoruz. 🇹🇷🇦🇿

Böylece teslim ettiğimiz toplam konut sayısını 250 bine yükseltiyoruz.
Biz aynı bayrağın gölgesinde dua eden, aynı seccadede gözyaşı döken, aynı istiklal için can veren bir milletin iki devleti, tek yürek taşıyan evlatlarıyız.

“Ayrılır mı gönül candan, Türkiye Azerbaycan’dan?..” 🇹🇷🇦🇿
Deprem bölgemizde teslim ettiğimiz toplam konut sayısı 250 bin!

2025 yılı sonunda hedefimiz, 453 bin bağımsız bölümü bitirmek…