Recep Tayyip Erdoğan
117K subscribers
2.48K photos
537 videos
18 links
Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı - President of Türkiye and AK Party Chairman
Download Telegram
Bugün Marmara Denizi’nde meydana gelen ve İstanbul ile birlikte çevre illerimizde de hissedilen 6,2 büyüklüğündeki depremden etkilenen tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.

Depremden hemen sonra başlayan mesaimiz kapsamında biraz evvel AFAD İstanbul İl Afet Müdürlüğümüzde kapsamlı bir toplantı gerçekleştirdik.

Toplantımızda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Murat Kurum, Gençlik ve Spor Bakanımız Osman Aşkın Bak, İçişleri Bakanımız Ali Yerlikaya, Sağlık Bakanımız Kemal Memişoğlu, İstanbul Valimiz Davut Gül ve ilgili bürokratlarımız hazır bulundular.

Koordinasyon toplantısında en güncel bilgileri aldık, depremin etkilerini asgariye indirmek için atılan ve atılacak adımları değerlendirdik. Önümüzdeki süreç için gerekli talimatları verdik.

Öğle saatlerinden bu yana yaptığımız arama tarama faaliyetlerimiz neticesinde depremin hissedildiği şehirlerimizde elhamdülillah sıkıntılı bir durum gözükmemektedir. Deprem sebebiyle çok şükür herhangi bir can kaybımız da yoktur.

Vatandaşlarımız müsterih olsun. Devlet olarak tüm birimlerimizle 7/24 teyakkuz halinde kalmaya, milletimiz için çalışmaya devam edeceğiz.

Tekrar tüm kardeşlerimize geçmiş olsun diyorum.

Rabb’im ülkemizi ve milletimizi her türlü musibetten, afetten, kazadan, beladan muhafaza eylesin.
Avrupa Futbol Federasyonları Birliği UEFA’nın İstanbul Temsilciliğinin Türk futbolu için hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Farklı inançları asırlardır bağrında misafir eden İstanbul’un bugünkü açılışla birlikte çok kültürlü kimliğini daha da güçlendireceğine inanıyorum.

Başkan Sayın Ceferin’in şahsında tüm UEFA yönetimine, Türkiye Futbol Federasyonumuza ve elbette Gençlik ve Spor Bakanlığımıza emekleri, destekleri, gayretleri için teşekkür ediyorum.

UEFA, Londra ve Brüksel’den sonra ilk kez Türkiye’de temsilcilik açıyor.

Bu temsilcilik vasıtasıyla Türk futbolumuzun gelişimi adına UEFA ile daha fazla temas kuracak ve birlikte ortak projelere imza atacağız.

Temsilcilik, aynı zamanda UEFA’nın bölge federasyonlarıyla daha hızlı iletişim ve koordinasyon sağlamasını kolaylaştıracaktır.

Temsilciliğin bilhassa önümüzdeki yıllarda düzenleyeceğimiz çeşitli futbol organizasyonlarında da önemli roller üstleneceğine inanıyorum.
Türkiye olarak olimpiyatlar dâhil her türlü uluslararası spor etkinliğinin altından kalkacak kapasiteye ziyadesiyle sahibiz.

Böylesine iddialı konuşmamızın arkasında hamaset değil, ülkemize son 23 yılda kazandırdığımız eserler ve projeler vardır.

Toplam spor tesisi sayısını 1.575’ten 4 bin 470’e yükselttik.

Futbol sahası sayımız 2 kattan fazla artışla 595’ten 1.365’e çıktı.

Türkiye’nin her köşesine stadyumlar, yüzme havuzları, futbol sahaları, gençlik merkezleri, spor salonları, atletizm pistleri inşa ettik.

Spor salonlarımızın sayısını 372’den 904’e ulaştırdık.

Futbolda çoğu ömrünü tamamlamış olan stadyumları yıkıp yerlerine uluslararası standartlara sahip yüksek kapasiteli yeni tesisler inşa ettik.

Türkiye genelinde yaptığımız stadyumlardan 38’i hizmete girdi.

Sporu etkileyen altyapı eksikliklerimizi de önemli ölçüde tamamladık.

Özellikle hızlı tren, havalimanları, otoyollar, bölünmüş yollar, köprüler ve diğer projelerle ulaştırma altyapımızı tahkim ettik.

Ülkemizde sporun hak ettiği seviyeye gelmesi ve Türkiye’nin bu alandaki altyapısının dünya standartlarına kavuşması için 23 yıl boyunca seferberlik ruhuyla çalıştık.

Şimdi bütün bu çabaları UEFA İstanbul Temsilciliğinin açılmasıyla birlikte bir üst aşamaya taşımış oluyoruz.
Bahane aramak, mazeret üretmek yerine daha fazla iş ve icraat üretmeli, tüm enerjimizi yapı stokumuzu bir an evvel yenilemeye harcamalıyız.

Her işe karşı çıkan marjinallerin ne dediğine bakmadan kentsel dönüşüm projelerini süratle hayata geçirmeye odaklanmalıyız.

Artık laf üstüne laf değil, taş üstüne taş koyma zamanıdır.

El ele verip birlikte çalıştığımızda kısa sürede çok büyük mesafe almamız pekâlâ mümkündür.

Çünkü biz bunu yapacak kudrete, kapasiteye, imkâna ve pratikliğe sahip bir milletiz.

Yeter ki enerjimizi ve kaynaklarımızı doğru kullanalım, yeter ki aramıza nifak sokulmasına müsaade etmeyelim.
Media is too big
VIEW IN TELEGRAM
Deprem gibi hepimizi sarsan, hepimizi etkileyen konuların günlük siyasetin polemiklerine alet edilmesini asla tasvip etmiyoruz.

Selden kütük kapma yarışında olan fırsatçıları da vicdana ve sorumluluk duygusuyla hareket etmeye davet ediyoruz.
IWBF EuroCup 1 Şampiyonu Galatasaray Fuzul Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımımızı; oyuncularıyla, teknik ekibiyle, taraftarıyla tüm Galatasaray camiasını yürekten tebrik ediyorum. 🇹🇷
Türkiye Yüzyılı’nda Türkiye’nin Göç Yönetimi Modeli Programı’nın hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Panele iştirak eden tüm bürokratlarımıza, akademisyenlerimize ve alanında uzman isimlere katkılarından dolayı teşekkür ediyorum.
Ülkemizde muhalefetin, özellikle de insanlık düşmanı kimi faşist çevrelerin iddia ettiği gibi bir göçmen sayısı asla yoktur ve olmamıştır.

Türkiye’de hâlihazırda 2 milyon 768 bini geçici koruma statüsündeki Suriyeli kardeşlerimiz…

1 milyon 90 bini ikamet izniyle kalanlar…

176 bini de uluslararası koruma altındakiler olmak üzere toplam 4 milyon 33 bin göçmen vardır.

Aldığımız tedbirler sayesinde bu sayı günden güne azalmaktadır.

Dünyanın 190’ı aşkın ülkesinden 340 bin civarında misafir öğrenciye ev sahipliği yapıyoruz.

Yine iddiaların aksine bu öğrencilerin ezici çoğunluğu burslu olarak değil, tüm masraflarını kendisi ödeyerek ülkemizde eğitim almaktadır.

Türkiye mezunlarının birçok ülkede bakan, bürokrat, iş insanı ve siyasetçi olarak görev yapması, bu projenin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.

Kaçak göçle ve göçmen kaçakçılarıyla mücadeleyi de ihmal etmiyoruz.

Son 2 yılda 270 bin düzensiz göçmenin sınırlarımızdan girişi engellendi.

Ülkemizde illegal olarak bulunan 263 bin kişi sınır dışı edildi.

Anadolu, tarih boyunca hep bir göçmen yurdu oldu.

Yaşadığı yerlerde zulüm, baskı ve şiddet gören tüm mazlumlar, güvenli liman olarak daima Anadolu’yu, Türkiye topraklarını gördü.

Engizisyondan kaçan Musevilerden Doğu Avrupa’daki Hristiyanlara, Kafkasya ve Balkanlar’daki Müslüman kardeşlerimizden Nazi zulmünden kaçanlara kadar herkes ülkemizin ve milletimizin kapısını çaldı.

Bugün de bölgemizde kimin başı dara düşse Allah’a hamdolsun bir eman yurdu olarak yönünü önce Türkiye’ye dönüyor.

Açık söyleyeyim, bundan da yüksünmüyor, kesinlikle şikâyet etmiyoruz.

Bilakis mazlumun imdadına koşmayı, düşenin elinden tutmayı komşuluk ve insanlık görevimiz olarak telakki ediyoruz.
Suriye kendine geldikçe, ülkedeki istikrar ve güven ortamı güçlendikçe geri dönenlerin sayısı da hızlanmaya başladı.

9 Aralık’tan bu yana sadece Türkiye’den Suriye’ye dönenlerin sayısı 200 bin kişiye ulaştı.

Gönüllü, güvenli ve onurlu bir şekilde vatanına geri dönenlerin toplam sayısı ise 931 bin 450 kişiyi buldu.

Türkiye olarak son asrın en büyük insanlık sınavlarından birini alnımızın akıyla vermenin haklı gururunu yaşıyoruz.

Çünkü sonunda ölümün, işkencenin olduğu böyle bir meselede dahi tam 13,5 yıl boyunca gerçekten çok ağır eleştirilere maruz bırakıldık.

Katliamların tüm vahşiliğiyle sürdüğü günlerde ülkemizdeki mazlumları otobüslere doldurup ölüme göndermekten bahsedenlerden 14-28 Mayıs seçimlerinde sağa sola ırkçı afişlerin yapıştırılmasına...

Ankara’da ve Kayseri’de yaşanan alçakça provokasyonlardan her seçim öncesinde körüklenen yabancı düşmanlığına kadar pek çok badire atlattık.

Hükûmetimizi müşkül duruma düşürmek için her şeyi denediler.

Ama bütün bu sınamalarda biz hükûmet olarak bize yakışanı, inancımıza ve insanlığımıza yakışanı yapmaktan asla vazgeçmedik.

İnşallah bundan sonra da bu tertemiz sicilimize leke sürdürmeyeceğiz.
Media is too big
VIEW IN TELEGRAM
Ülkemizin güvenliğinden ve demografik yapımızın korunmasından elbette ödün vermeyeceğiz.

Ancak bir avuç ırkçı lümpen figürün topluma sürekli korku yayan nefret söylemlerine de Türkiye’yi mahkûm etmeyeceğiz.
İnşallah Çarşamba günü 1.381 engelli öğretmenimizin atamasını gerçekleştireceğiz. Hayırlı, uğurlu olsun.
Türkiye, nüfus artış hızı bakımından kritik bir kavşağa gelmiştir.

Muhalefet buna önem vermiyor olabilir, absürt argümanlarla bunu sulandırmak istiyor da olabilir.

Ancak nüfus meselesi, milletimiz açısından giderek bir beka sorununa dönüşmektedir.

İstanbul halkına hizmet edecek sağlık tesislerinin yollarını dahi açmaktan aciz zihniyete rağmen sağlıkta hizmet çıtamızı sürekli yukarı taşıyoruz.

Aynı zamanda geçmişin hatalı politikalarının yol açtığı sıkıntıları telafi edecek adımları atıyor, projeleri hayata geçiriyoruz.

1,51’e gerileyen doğurganlık hızımız, burun buruna olduğumuz tehdit ve tehlikeyi açıkça ortaya koymaktadır.

Hiçbir hükûmet buna kayıtsız kalamaz.

Şimdiden gerekli tedbirleri almaz, yanlış uygulamaların üzerine kararlılıkla gitmezsek yarın çok daha büyük sıkıntılarla karşılaşmamız mukadderdir.