927 milyon avro yatırım gerektiren Antalya Havalimanı Genişletme Projesi’ni kamu-özel iş birliği modeli kapsamında devletimizin kasasından tek bir kuruş çıkmadan gerçekleştirdik.
Herhangi bir yolcu garantisi olmayan projeyle 8 milyar 555 milyon avro da kira geliri elde edeceğiz.
Yatırımcı şirket, kira bedelinin %25’lik kısmı olan 2 milyar 138 milyon 750 bin avroyu Mart 2022’de peşin ödedi ve bu bedel daha çalışmalar bitmeden devletimizin kasasına girdi.
Böylelikle bu güzide proje, kamu kaynaklarını etkin kullanmanın ve kamu-özel sektör iş birliğinin en başarılı örneklerinden biri oldu.
Bugün hizmete aldığımız yeni terminal binalarımızla artık Antalya Havalimanımız çok daha fazla sayıda yolcuya hizmet verecek, Antalya ise turizm potansiyelini çok daha yüksek bir seviyeye taşıyacaktır.
Herhangi bir yolcu garantisi olmayan projeyle 8 milyar 555 milyon avro da kira geliri elde edeceğiz.
Yatırımcı şirket, kira bedelinin %25’lik kısmı olan 2 milyar 138 milyon 750 bin avroyu Mart 2022’de peşin ödedi ve bu bedel daha çalışmalar bitmeden devletimizin kasasına girdi.
Böylelikle bu güzide proje, kamu kaynaklarını etkin kullanmanın ve kamu-özel sektör iş birliğinin en başarılı örneklerinden biri oldu.
Bugün hizmete aldığımız yeni terminal binalarımızla artık Antalya Havalimanımız çok daha fazla sayıda yolcuya hizmet verecek, Antalya ise turizm potansiyelini çok daha yüksek bir seviyeye taşıyacaktır.
4 saatlik uçuş süresiyle 67 ülkenin merkezinde bulunan Türkiye’nin bu avantajlı konumunu değerlendirmek için 23 yılda çok büyük yatırımlar gerçekleştirdik.
“Dünyada ulaşamadığımız hiçbir nokta kalmayacak” şiarıyla ülkemizi havacılıkta küresel ölçekte en üst lige yükselttik.
2002’den bu yana 26 olan aktif havalimanı sayımızı 10 Ağustos’ta açılışını yaptığımız Çukurova Uluslararası Havalimanımızla birlikte 58’e çıkardık.
İstanbul Havalimanımız, 2024’te 80,1 milyon yolcu ağırlayarak kendi kategorisinde Avrupa’da 2’nci, dünyada ise 7’nci sırada yer aldı.
Önümüzdeki dönemde aktif havalimanı sayımızı, yapımları devam eden Yozgat ve Bayburt-Gümüşhane Havalimanlarımızın da hizmete alınmasıyla 58’den 60’a çıkaracağız.
“Dünyada ulaşamadığımız hiçbir nokta kalmayacak” şiarıyla ülkemizi havacılıkta küresel ölçekte en üst lige yükselttik.
2002’den bu yana 26 olan aktif havalimanı sayımızı 10 Ağustos’ta açılışını yaptığımız Çukurova Uluslararası Havalimanımızla birlikte 58’e çıkardık.
İstanbul Havalimanımız, 2024’te 80,1 milyon yolcu ağırlayarak kendi kategorisinde Avrupa’da 2’nci, dünyada ise 7’nci sırada yer aldı.
Önümüzdeki dönemde aktif havalimanı sayımızı, yapımları devam eden Yozgat ve Bayburt-Gümüşhane Havalimanlarımızın da hizmete alınmasıyla 58’den 60’a çıkaracağız.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Biz tarihiyle büyük, vicdanıyla büyük, iddialarıyla büyük bir milletin mensubu olmanın hakkını vermeye çalışıyoruz.
Ülkesini başkalarına şikâyet edenler bu vizyonu anlayamaz.
Onları kendi küçük dünyalarında kendi küçük kavgalarıyla baş başa bırakıyoruz…
Ülkesini başkalarına şikâyet edenler bu vizyonu anlayamaz.
Onları kendi küçük dünyalarında kendi küçük kavgalarıyla baş başa bırakıyoruz…
10 bini Millî Eğitim Akademisine olmak üzere toplam 25 bin yeni öğretmen ataması sürecini başlattığımızın müjdesini gençlerimizle paylaşmak istiyorum.
Millî Eğitim Bakanlığımız, atama takvimi ve diğer detaylarla ilgili kapsamlı bilgilendirmeyi önümüzdeki dönemde yapacak.
Bu vesileyle, göz bebeğimiz olan evlatlarımızı emanet ettiğimiz kıymetli öğretmenlerimize emekleri ve fedakârlıkları dolayısıyla ülkem ve milletim adına bir kez daha teşekkür ediyorum.
Millî Eğitim Bakanlığımız, atama takvimi ve diğer detaylarla ilgili kapsamlı bilgilendirmeyi önümüzdeki dönemde yapacak.
Bu vesileyle, göz bebeğimiz olan evlatlarımızı emanet ettiğimiz kıymetli öğretmenlerimize emekleri ve fedakârlıkları dolayısıyla ülkem ve milletim adına bir kez daha teşekkür ediyorum.
Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıtlı ve zirai don sigortası olmayan çiftçilerimizin zarar gören mahsullerinin üretimi için yaptıkları harcamalarının hasar oranına göre karşılanması için Tarım ve Orman Bakanlığımız çalışmalarına başladı.
Tarım ve Orman Bakanımıza, konuyu çiftçilerimizle yakın istişare halinde yürütmesi için gereken talimatları verdik.
Şahsen biz de yapılan çalışmaları büyük bir hassasiyetle takip edeceğiz.
Üreticilerimize tekrar geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
Hükûmetimizin tüm imkânlarıyla, tüm kapasitesiyle bu zor günlerinde çiftçilerimizin, üreticilerimizin yanında olduğunun bilinmesini istiyorum.
Tarım ve Orman Bakanımıza, konuyu çiftçilerimizle yakın istişare halinde yürütmesi için gereken talimatları verdik.
Şahsen biz de yapılan çalışmaları büyük bir hassasiyetle takip edeceğiz.
Üreticilerimize tekrar geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
Hükûmetimizin tüm imkânlarıyla, tüm kapasitesiyle bu zor günlerinde çiftçilerimizin, üreticilerimizin yanında olduğunun bilinmesini istiyorum.
Ülkenin başına gelen her felaketi fırsata dönüştürmek isteyen habis zihniyet, son beş gündür yaşanan don olaylarında da boş durmadı.
Hasar tespit çalışmaları henüz tamamlanmadan millete korku salma adına her türlü manipülasyona başvurdular.
Gıda arz güvenliğimizin tehlikede olduğundan tutun yurt dışına bağımlı olacağımıza kadar bir sürü tezviratı ortalığa boca ettiler.
Başta hububat, baklagiller ve yağlı tohumlar olmak üzere stratejik öneme sahip tarım ürünlerinde yurt içi gıda arzını olumsuz yönde etkileyecek bir risk elhamdülillah yok.
Lakin -17 dereceye düşen sıcaklıklardan dolayı belli bölgelerde bazı meyve çeşitlerinde sıkıntı söz konusu.
İlk tespitlerimiz kayısı, üzüm, elma, şeftali, nektarin gibi meyve gruplarında farklı derecelerde hasar meydana geldiğine işaret ediyor.
Hasar tespit çalışmalarımızın tamamlanmasını müteakip durum daha net ortaya çıkacaktır.
Bu olay bizlere TARSİM’in önemini tekrar hatırlatmıştır.
TARSİM uygulamasının başladığı 2006’dan bugüne kadar üreticilerimize 38,5 milyar lira prim desteği ve 33,5 milyar lira hasar tazminatı ödedik.
Don, sel, kuraklık gibi durumlardan etkilenmemek için prim bedelinin %70’i kadarının devletimizce ödendiği tarım sigortasının yaptırılması ve Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıt olunması büyük önem taşıyor.
Çiftçilerimizden bu konuda azami hassasiyet bekliyoruz.
Hasar tespit çalışmaları henüz tamamlanmadan millete korku salma adına her türlü manipülasyona başvurdular.
Gıda arz güvenliğimizin tehlikede olduğundan tutun yurt dışına bağımlı olacağımıza kadar bir sürü tezviratı ortalığa boca ettiler.
Başta hububat, baklagiller ve yağlı tohumlar olmak üzere stratejik öneme sahip tarım ürünlerinde yurt içi gıda arzını olumsuz yönde etkileyecek bir risk elhamdülillah yok.
Lakin -17 dereceye düşen sıcaklıklardan dolayı belli bölgelerde bazı meyve çeşitlerinde sıkıntı söz konusu.
İlk tespitlerimiz kayısı, üzüm, elma, şeftali, nektarin gibi meyve gruplarında farklı derecelerde hasar meydana geldiğine işaret ediyor.
Hasar tespit çalışmalarımızın tamamlanmasını müteakip durum daha net ortaya çıkacaktır.
Bu olay bizlere TARSİM’in önemini tekrar hatırlatmıştır.
TARSİM uygulamasının başladığı 2006’dan bugüne kadar üreticilerimize 38,5 milyar lira prim desteği ve 33,5 milyar lira hasar tazminatı ödedik.
Don, sel, kuraklık gibi durumlardan etkilenmemek için prim bedelinin %70’i kadarının devletimizce ödendiği tarım sigortasının yaptırılması ve Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıt olunması büyük önem taşıyor.
Çiftçilerimizden bu konuda azami hassasiyet bekliyoruz.
Türkiye sınırları zorlanacak, dostluğu veya düşmanlığı test edilecek bir ülke değildir.
Kimse hatalı hesap yapmamalı, kışkırtmalar karşısındaki serinkanlı tavrımızı asla bir zafiyet olarak algılamamalıdır.
Özellikle Suriye konusunda kimi aktörler Türkiye’nin sabır taşının direncini sınamak yerine dostluğunun kıymetini bilmeli, söylemlerini ve politikalarını buna göre ayarlamalı, örgüt gibi değil devlet gibi hareket etmelidir.
Suriye’nin kalıcı huzura ve istikrara kavuşmasına kim engel olursa açık söylüyorum, karşısında Suriye hükûmetiyle birlikte bizi de bulacaktır.
Terör koridoruyla Suriye’nin parçalanmasına nasıl müsaade etmediysek başka koridorlarla bu ülkenin bölünmesine de aynı şekilde izin vermeyiz.
Tekrar ediyorum: Suriye’de 8 Aralık öncesine geri dönüş diye bir ihtimal ortadan kalkmıştır.
8 Aralık devrimiyle birlikte bu ülkede artık yeni bir dönem başlamıştır.
Suriye toparlandıkça, istikrara ve huzura kavuştukça bunun kazananı tüm bölgemiz olacak, bölgedeki tüm halklar olacaktır.
Türkiye, bu yeni sürecin başarıya ulaşması için elinden geleni yapacaktır.
Gazze’de de kardeşlerimizin öz yurdunda güvenli, huzurlu ve özgürce yaşaması için kendilerine gereken her türlü desteği vermeye devam edeceğiz.
Kimse hatalı hesap yapmamalı, kışkırtmalar karşısındaki serinkanlı tavrımızı asla bir zafiyet olarak algılamamalıdır.
Özellikle Suriye konusunda kimi aktörler Türkiye’nin sabır taşının direncini sınamak yerine dostluğunun kıymetini bilmeli, söylemlerini ve politikalarını buna göre ayarlamalı, örgüt gibi değil devlet gibi hareket etmelidir.
Suriye’nin kalıcı huzura ve istikrara kavuşmasına kim engel olursa açık söylüyorum, karşısında Suriye hükûmetiyle birlikte bizi de bulacaktır.
Terör koridoruyla Suriye’nin parçalanmasına nasıl müsaade etmediysek başka koridorlarla bu ülkenin bölünmesine de aynı şekilde izin vermeyiz.
Tekrar ediyorum: Suriye’de 8 Aralık öncesine geri dönüş diye bir ihtimal ortadan kalkmıştır.
8 Aralık devrimiyle birlikte bu ülkede artık yeni bir dönem başlamıştır.
Suriye toparlandıkça, istikrara ve huzura kavuştukça bunun kazananı tüm bölgemiz olacak, bölgedeki tüm halklar olacaktır.
Türkiye, bu yeni sürecin başarıya ulaşması için elinden geleni yapacaktır.
Gazze’de de kardeşlerimizin öz yurdunda güvenli, huzurlu ve özgürce yaşaması için kendilerine gereken her türlü desteği vermeye devam edeceğiz.
Türkiye’nin sert ve yumuşak güç unsurları, daha önce hiç olmadığı kadar dış politikamızda etkin rol oynuyor.
Muhalefet, yolsuzluk soruşturmalarının üstünü örtmek için Batı’ya, Batılı medya kuruluşlarına yalvarırken biz Türkiye’nin itibarını küresel ölçekte artırmaya çalışıyoruz.
Mandacılık hastalığından kendini kurtaramayan ana muhalefetin bizim bu ufkumuzu, bizim vizyonumuzu, bizim diklenmeden dik duruşumuzu, Türkiye’yi 23 yılda nereden nereye getirdiğimizi anlaması zaten mümkün değildir.
Onlar bırakın dünyayı okumayı, burunlarının dibini bile görmekten acizler.
Ülkemizde son 23 yılda nasıl büyük bir değişim yaşandığını kavrayacak donanıma, bilgiye, kavrayışa da sahip değiller.
Muhalefet görmese de şu gerçeği herkes görüyor ve kabul ediyor:
Türkiye, çok kutuplu dünyada bir kutupbaşı olarak ağırlığını daha fazla hissettirmektedir.
Yeniden şekillenen küresel sistemde Türkiye, inşallah hak ettiği yeri bu sefer mutlaka alacaktır.
Muhalefet, yolsuzluk soruşturmalarının üstünü örtmek için Batı’ya, Batılı medya kuruluşlarına yalvarırken biz Türkiye’nin itibarını küresel ölçekte artırmaya çalışıyoruz.
Mandacılık hastalığından kendini kurtaramayan ana muhalefetin bizim bu ufkumuzu, bizim vizyonumuzu, bizim diklenmeden dik duruşumuzu, Türkiye’yi 23 yılda nereden nereye getirdiğimizi anlaması zaten mümkün değildir.
Onlar bırakın dünyayı okumayı, burunlarının dibini bile görmekten acizler.
Ülkemizde son 23 yılda nasıl büyük bir değişim yaşandığını kavrayacak donanıma, bilgiye, kavrayışa da sahip değiller.
Muhalefet görmese de şu gerçeği herkes görüyor ve kabul ediyor:
Türkiye, çok kutuplu dünyada bir kutupbaşı olarak ağırlığını daha fazla hissettirmektedir.
Yeniden şekillenen küresel sistemde Türkiye, inşallah hak ettiği yeri bu sefer mutlaka alacaktır.
Media is too big
VIEW IN TELEGRAM
4’üncü Antalya Diplomasi Forumu, Türk dış politikasının gücünü görmemiz açısından yeni bir fırsat teşkil etti.
Ayrışan Dünyada Diplomasiyi Sahiplenmek temasıyla tertiplenen foruma 21’i devlet ve hükûmet başkanı olmak üzere 155 ülkeden 6 bini aşkın katılımcı iştirak etti.
Ayrışan Dünyada Diplomasiyi Sahiplenmek temasıyla tertiplenen foruma 21’i devlet ve hükûmet başkanı olmak üzere 155 ülkeden 6 bini aşkın katılımcı iştirak etti.
Trafikte caydırıcılığın güçlendirilmesi amacıyla İçişleri Bakanlığımız bir çalışma yürütüyor.
Milletimizden gelen şikâyetlere kulak verilerek hazırlanmakta olan bu çalışmayı, ilgili tüm taraflarla istişare ettikten sonra kamuoyumuzun ve Meclisimizin takdirine sunacağız.
Böylece trafik magandaları başta olmak üzere halkımızın güvenliğini tehdit edenlere karşı daha caydırıcı tedbirler uygulanmasını sağlayacağız.
Yakın zamana kadar trafik güvenliğini tehdit eden ve milletimizin tepkisine yol açan ihlallerin başında kanunsuz çakar kullanımı geliyordu. Cezaların artmasıyla illegal çakar kullanım oranı %80 oranında düştü.
Bunu sıfırlayana kadar denetimlerimizi sürdüreceğiz.
Milletimizden gelen şikâyetlere kulak verilerek hazırlanmakta olan bu çalışmayı, ilgili tüm taraflarla istişare ettikten sonra kamuoyumuzun ve Meclisimizin takdirine sunacağız.
Böylece trafik magandaları başta olmak üzere halkımızın güvenliğini tehdit edenlere karşı daha caydırıcı tedbirler uygulanmasını sağlayacağız.
Yakın zamana kadar trafik güvenliğini tehdit eden ve milletimizin tepkisine yol açan ihlallerin başında kanunsuz çakar kullanımı geliyordu. Cezaların artmasıyla illegal çakar kullanım oranı %80 oranında düştü.
Bunu sıfırlayana kadar denetimlerimizi sürdüreceğiz.
Bayramda otoyol ve köprülerimizden 25,7 milyon araç geçti; otobüslerle 9,1 milyon, uçaklarla 6,1 milyon yolcu seyahat etti.
Raylı sistemleri 10,5 milyon kişi kullandı.
Yollarımızdaki bu haraketlilik, ülkemizi yüksek standartlı yol ağıyla donatmamızla doğrudan bağlantılıdır.
Bölünmüş yollarımız, ülkemizin yol ağının %43’ünü oluştururken trafiğin %83’üne hizmet veriyor.
Bu yollarla trafik güvenliğini, seyahat hızını ve konforunu arttırdığımız gibi trafik kazalarındaki ölüm oranlarında da düşüş sağladık.
2002 yılında ülkemizdeki toplam araç sayısı yaklaşık 8,5 milyonken şehirler arasındaki ortalama hızımız saatte 40 kilometreydi.
Bugün ülkemizdeki araç sayısı 31,5 milyonu geçmesine rağmen ortalama seyahat hızımız 90 kilometreye çıkmış durumda.
Yani taşıt hareketliliği %195 oranında artarken trafik kazalarında kaza yerinde can kaybı 5’te 1 oranında geriledi.
Trafik güvenliğine yönelik yatırımlarımız, bölünmüş yollarla sınırlı değil.
Yeni yol yatırımlarımız ve güvenlik odaklı uygulamalarımızla trafik kazalarından kaynaklanan can kayıplarını daha da azaltmakta kararlıyız.
Raylı sistemleri 10,5 milyon kişi kullandı.
Yollarımızdaki bu haraketlilik, ülkemizi yüksek standartlı yol ağıyla donatmamızla doğrudan bağlantılıdır.
Bölünmüş yollarımız, ülkemizin yol ağının %43’ünü oluştururken trafiğin %83’üne hizmet veriyor.
Bu yollarla trafik güvenliğini, seyahat hızını ve konforunu arttırdığımız gibi trafik kazalarındaki ölüm oranlarında da düşüş sağladık.
2002 yılında ülkemizdeki toplam araç sayısı yaklaşık 8,5 milyonken şehirler arasındaki ortalama hızımız saatte 40 kilometreydi.
Bugün ülkemizdeki araç sayısı 31,5 milyonu geçmesine rağmen ortalama seyahat hızımız 90 kilometreye çıkmış durumda.
Yani taşıt hareketliliği %195 oranında artarken trafik kazalarında kaza yerinde can kaybı 5’te 1 oranında geriledi.
Trafik güvenliğine yönelik yatırımlarımız, bölünmüş yollarla sınırlı değil.
Yeni yol yatırımlarımız ve güvenlik odaklı uygulamalarımızla trafik kazalarından kaynaklanan can kayıplarını daha da azaltmakta kararlıyız.
18 haftalık zorlu bir eğitimi başarıyla tamamlayan 2 bin 94 komando uzman erbaşımızı tebrik ediyor, her bir Mehmetçik’imize vazifesinde üstün muvaffakiyetler diliyorum.
Bugün tevcih ettiğimiz bröveler, milletimizin şahsımanevisinde vücut bulan iftihar ve cesaret nişanlarıdır.
Kahraman ordumuzun kahraman mensupları…
Sizler yalnızca ülkemizin caydırıcı gücü değil; bölgemizin barış, refah ve güvenliğinin de teminatısınız.
Kaderini Türkiye’nin kaderiyle birleştirmiş, ümidini bu ülkenin geleceğine bağlamış mazlumlar için de mücadele eden birer çelik pençesiniz.
Zalime Yavuz, mazluma Yunus’sunuz.
Gerek ülkemizde gerek sınırlarımızda gerekse yurt dışında ordumuza yakışır şekilde görev yapacağınızdan en küçük bir şüphe duymuyorum.
Sizlere güveniyorum.
Verdikleri güçlü, modern ve nitelikli eğitimle komando uzman erbaşlarımızı yalnızca en çetin koşullara değil, hayatın farklı zorluklarına da hazırlayan tüm komutanlarımıza teşekkür ediyorum.
Evlatlarını binbir emekle büyüten; vatan, millet, devlet aşkıyla yetiştiren ailelerimize selamlarımı iletiyorum.
Bugün tevcih ettiğimiz bröveler, milletimizin şahsımanevisinde vücut bulan iftihar ve cesaret nişanlarıdır.
Kahraman ordumuzun kahraman mensupları…
Sizler yalnızca ülkemizin caydırıcı gücü değil; bölgemizin barış, refah ve güvenliğinin de teminatısınız.
Kaderini Türkiye’nin kaderiyle birleştirmiş, ümidini bu ülkenin geleceğine bağlamış mazlumlar için de mücadele eden birer çelik pençesiniz.
Zalime Yavuz, mazluma Yunus’sunuz.
Gerek ülkemizde gerek sınırlarımızda gerekse yurt dışında ordumuza yakışır şekilde görev yapacağınızdan en küçük bir şüphe duymuyorum.
Sizlere güveniyorum.
Verdikleri güçlü, modern ve nitelikli eğitimle komando uzman erbaşlarımızı yalnızca en çetin koşullara değil, hayatın farklı zorluklarına da hazırlayan tüm komutanlarımıza teşekkür ediyorum.
Evlatlarını binbir emekle büyüten; vatan, millet, devlet aşkıyla yetiştiren ailelerimize selamlarımı iletiyorum.
Yıllardır istikrarsızlıklarla, çatışmalarla boğuşan bölgemizde yeni krizlerin ortaya çıkmasını asla arzu etmiyoruz.
Kuzeyimizden güneyimize, doğumuzdan batımıza ülkemizin etrafında artık merkezinde barış ve güvenliğin olduğu yeni bir iklimin hâkim olması gerektiğine inanıyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti sulhun, barışın, istikrarın tarafındadır.
Gazze’de zulüm ve katliam son bulsun…
Suriye 14 yıldır hasretini çektiği huzur ortamına kavuşsun…
Rusya-Ukrayna savaşı bir an önce adil bir barışla nihayete ersin istiyoruz.
Terörsüz Türkiye hedefimize ulaşmak amacıyla ittifak ve iktidar olarak kardeşliğimizi daha da güçlendirecek adımlar atıyoruz.
Bugüne kadar büyük bir sabırla, kararlılıkla ve hassasiyetle süreci yönettik.
Netice alana kadar aynı iradeyi muhafaza edeceğiz.
40 yıldır kanımızı emen, kaynaklarımızı sömüren, kardeşi kardeşe kırdıran terör belasından tamamıyla kurtulup terörsüz Türkiye hedefine vardığımızda inşallah önümüzde yepyeni bir sayfa açılacak, Türkiye Yüzyılı’nın kilit taşlarından biri daha yerine oturtulmuş olacaktır.
Kuzeyimizden güneyimize, doğumuzdan batımıza ülkemizin etrafında artık merkezinde barış ve güvenliğin olduğu yeni bir iklimin hâkim olması gerektiğine inanıyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti sulhun, barışın, istikrarın tarafındadır.
Gazze’de zulüm ve katliam son bulsun…
Suriye 14 yıldır hasretini çektiği huzur ortamına kavuşsun…
Rusya-Ukrayna savaşı bir an önce adil bir barışla nihayete ersin istiyoruz.
Terörsüz Türkiye hedefimize ulaşmak amacıyla ittifak ve iktidar olarak kardeşliğimizi daha da güçlendirecek adımlar atıyoruz.
Bugüne kadar büyük bir sabırla, kararlılıkla ve hassasiyetle süreci yönettik.
Netice alana kadar aynı iradeyi muhafaza edeceğiz.
40 yıldır kanımızı emen, kaynaklarımızı sömüren, kardeşi kardeşe kırdıran terör belasından tamamıyla kurtulup terörsüz Türkiye hedefine vardığımızda inşallah önümüzde yepyeni bir sayfa açılacak, Türkiye Yüzyılı’nın kilit taşlarından biri daha yerine oturtulmuş olacaktır.
Bugün son derece önemli ve tarihî nitelikte bir projenin ilk adımını attık, Silvan Projesi’nin ana bileşenlerinden Silvan Tüneli’nde kazı çalışmalarına başladık.
Toplam 255 milyar liraya mal olacak Silvan Projesi’yle 2 milyon 350 bin dekar araziyi suyla buluşturacağız.
GAP kapsamındaki projelerin hayata geçmesiyle birlikte Türk ekonomisi inşallah şaha kalkacak.
Sulama alanında yıllık 150 milyar lira, enerjide yıllık 77 milyar lira, içme suyu alanında da yıllık 18 milyar lira fayda sağlayacağız.
GAP ayrıca toplam 1,6 milyon kişinin istihdam edilmesine katkı sunacak.
GAP’ta 2002 yılına kadar yaklaşık 200 bin hektar arazi sulanırken hayata geçirdiğimiz projeler sayesinde sulanan alan 674 bin hektara yükseldi.
GAP Eylem Planı’nda yer alan sulamaların %64’ünü gerçekleştirdik.
GAP bünyesindeki bir diğer önemli projemiz ise Silvan Projesi’dir.
Bu projede Silvan Barajı’ndan alınacak su, Silvan ve Babakaya Tünelleri ile 98 kilometre uzunluğundaki Cazibe Ana Kanalı’na aktarılacaktır.
Projede, Silvan Barajı başta olmak üzere 8 adet baraj ve 23 adet sulama tesisiyle birlikte toplam 31 adet eser bulunuyor.
Silvan Barajı, ara depolamaları ile sulama tesislerinin hayata geçirilmesi 305 bin kişiye iş imkânı sağlayacak ve ekonomiye yıllık 30 milyar lira katkı yapacaktır.
Toplam 255 milyar liraya mal olacak Silvan Projesi’yle 2 milyon 350 bin dekar araziyi suyla buluşturacağız.
GAP kapsamındaki projelerin hayata geçmesiyle birlikte Türk ekonomisi inşallah şaha kalkacak.
Sulama alanında yıllık 150 milyar lira, enerjide yıllık 77 milyar lira, içme suyu alanında da yıllık 18 milyar lira fayda sağlayacağız.
GAP ayrıca toplam 1,6 milyon kişinin istihdam edilmesine katkı sunacak.
GAP’ta 2002 yılına kadar yaklaşık 200 bin hektar arazi sulanırken hayata geçirdiğimiz projeler sayesinde sulanan alan 674 bin hektara yükseldi.
GAP Eylem Planı’nda yer alan sulamaların %64’ünü gerçekleştirdik.
GAP bünyesindeki bir diğer önemli projemiz ise Silvan Projesi’dir.
Bu projede Silvan Barajı’ndan alınacak su, Silvan ve Babakaya Tünelleri ile 98 kilometre uzunluğundaki Cazibe Ana Kanalı’na aktarılacaktır.
Projede, Silvan Barajı başta olmak üzere 8 adet baraj ve 23 adet sulama tesisiyle birlikte toplam 31 adet eser bulunuyor.
Silvan Barajı, ara depolamaları ile sulama tesislerinin hayata geçirilmesi 305 bin kişiye iş imkânı sağlayacak ve ekonomiye yıllık 30 milyar lira katkı yapacaktır.
Bugün ilk adımını attığımız Silvan Projemiz, Atatürk Barajı Sulaması’ndan sonra ülkemizin en büyük sulama projesidir.
Tek başına bu proje bile bizimle ana muhalefet arasındaki vizyon farkını ortaya koymaya kâfidir.
Bir tarafta ülkesine ve milletine aşkla hizmet eden adanmış bir kadro var.
Diğer tarafta her gün ülkesini Batı’ya ve Batılı medya kuruluşlarına şikâyet eden zavallı bir zihniyet var.
Bir tarafta Türkiye’nin küresel konumunu güçlendirmeye çalışan öz güven sahibi bir iktidar ve Cumhur İttifakı var.
Diğer tarafta gırtlaklarına kadar gömüldükleri yolsuzluk, hırsızlık ve sahtekârlık bataklığında debelenen çürümüş, kokuşmuş bir yapı var.
Açgözlülüklerinin esiri olmuş bu muhterisler güruhunu muhatap almamaya sabırla devam ediyoruz.
Biz işimize bakıyoruz.
Ne kadar çirkinleşseler de bizi yolumuzdan alıkoyamayacaklar.
Ana muhalefet kendilerinin sebep olduğu sahte gündemlerle oyalanırken biz işte bugün olduğu gibi dev eserler ve yatırımlarla ülkemizi büyütmeyi inşallah sürdüreceğiz.
Tek başına bu proje bile bizimle ana muhalefet arasındaki vizyon farkını ortaya koymaya kâfidir.
Bir tarafta ülkesine ve milletine aşkla hizmet eden adanmış bir kadro var.
Diğer tarafta her gün ülkesini Batı’ya ve Batılı medya kuruluşlarına şikâyet eden zavallı bir zihniyet var.
Bir tarafta Türkiye’nin küresel konumunu güçlendirmeye çalışan öz güven sahibi bir iktidar ve Cumhur İttifakı var.
Diğer tarafta gırtlaklarına kadar gömüldükleri yolsuzluk, hırsızlık ve sahtekârlık bataklığında debelenen çürümüş, kokuşmuş bir yapı var.
Açgözlülüklerinin esiri olmuş bu muhterisler güruhunu muhatap almamaya sabırla devam ediyoruz.
Biz işimize bakıyoruz.
Ne kadar çirkinleşseler de bizi yolumuzdan alıkoyamayacaklar.
Ana muhalefet kendilerinin sebep olduğu sahte gündemlerle oyalanırken biz işte bugün olduğu gibi dev eserler ve yatırımlarla ülkemizi büyütmeyi inşallah sürdüreceğiz.
Media is too big
VIEW IN TELEGRAM
Su alanında günümüz rakamlarıyla toplam 3 trilyon 350 milyar liralık yatırım yaparak 10 bin 663 tesisi hizmete açtık.
Cumhuriyet tarihinde yapılanların 3 katı kadar baraj yaptık.
1.298 adet barajımızda toplam 50 milyar metreküp su depoladık.
Cumhuriyet tarihinde yapılanların 3 katı kadar baraj yaptık.
1.298 adet barajımızda toplam 50 milyar metreküp su depoladık.