Recep Tayyip Erdoğan
115K subscribers
2.6K photos
573 videos
21 links
Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı - President of Türkiye and AK Party Chairman
Download Telegram
İSKİ skandalından tam 32 yıl sonra, tek parti faşizminden ise 80 yıl sonra bu millete yeniden bir dejavu yaşattılar.

Tek parti döneminde sandığın neye hizmet ettiğini, güya seçim denilerek yıllarca nasıl bir tiyatro oynandığını dün bizzat görmüş olduk.

CHP’nin demokrasi anlayışının açık oy, gizli sayım komedisinin bir adım ötesine geçemediği tekrar ispatlanmıştır.

Aradan geçen 80 yıla rağmen zerre kadar değişmediklerini 85 milyona tekrar hatırlatan CHP’nin kendi çalıp kendi oynadığı oyunu tebessümle izlemeye devam edeceğiz.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
2 yıldır uyguladığımız yeni ekonomi programımız sayesinde elde ettiğimiz kazanımlara halel gelmesine asla izin vermeyeceğiz.

Ekonomi programımızı uygulamayı aynı azim ve kararlılıkla sürdüreceğiz.
Emniyet güçlerimize baltayla, havai fişekle, yakıcı asitle, molotofkokteyliyle, taşla, sopayla saldıran sokak teröristlerine kucak açanlar, polisimizin çocuklara pamuk şekeri ikram etmesini dillerine doluyor.

Bir polisimizin ücretini kendi cebinden ödeyerek engelli bir vatandaşımızdan satın aldığı pamuk şekerini çocuklara vermesi, ana muhalefet aktörleri tarafından eleştiri konusu yapılıyor.

Öyle bir çarpık zihin dünyasına sahipler ki...

Polise taş, molotofkokteyli, asit atılmasıyla, baltayla saldırılmasıyla bir sorunları yok.

Esnafın dükkânının camının, çerçevesinin indirilmesiyle bir dertleri yok.

Milletin malının, mülkünün yağmalanmasıyla bir sıkıntıları yok.

Tarihî camilerimizin avlusunun, affedersiniz, meyhaneye çevrilmesiyle de hiçbir problemleri yok.

Ama Nevruz Bayramı’nda polisimizin çocuklara pamuk şekeri dağıtması bunları rahatsız ediyor.

Bu tutarsızlığın, bu büyük çelişkinin milletimiz tarafından, özellikle Kürt kardeşlerimiz tarafından da not edildiği kanaatindeyim.

Bu faşizan dil millet karşısında her zaman kaybetmiştir, bundan sonra da kaybetmeye mahkûmdur.

Terörsüz Türkiye hedefine yaklaştıkça istismar malzemeleri ellerinden alınanların bu tür hezeyanlarına anlaşılan daha çok şahit olacağız.

Onlar ne yaparsa yapsın, biz milletimizi 40 yıldır kanını ve kaynaklarını emen terör musibetinden kurtarmakta kararlıyız.

Nifak ve nefret saçanlara aldırmadan, bolluk ve bereketiyle baharın gelişini simgeleyen nevruzu 85 milyon olarak birbirimize yeni bir umutla sarılma vesilesi haline dönüştürmeye gelecekte de devam edeceğiz.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Ana muhalefet partisi kadroları, eski genel başkanlarının o veciz ifadesiyle “en iyi yaptıkları iş olan birbirlerini yemeye” devam edebilir.

Biz sadece işimize bakıyoruz, milletimize hizmete odaklanıyoruz.
İçeride ve dışarıda herkes artık Türkiye’nin eskisi gibi üç beş çığırtkanın bağırmasıyla, üç beş Vandal’ın ortalığı karıştırmasıyla sarsılan, rotasından sapan, hedeflerinden kopan bir ülke olmadığını bir kez daha görmüştür.

Milletimizin bize güvenmeye devam etmesini bekliyorum.

Unutmayınız, bütün bunlar Türkiye Yüzyılı vizyonuyla geleceğine yeni bir ışık tutan...

Terörsüz Türkiye hedefiyle 40 yıllık meselesini geride bırakmaya hazırlanan...

Güçlü altyapısıyla dünyanın üretim üslerinden biri haline gelen...

Sağlam güvenlik paradigmasıyla bölgesinin umudu haline dönüşen...

Her alanda küresel iddia ve itibar sahibi Türkiye gerçeğinin sonucu ve ifadesidir.

Artık 23’üncü yılına girdiğimiz iktidarımızın her gününü eserle, hizmetle, yatırımla, mücadeleyle dolu dolu geçirdik.

Her alanda Türkiye’nin meselelerinin çözümü için tefekkür eden, çözüm yolları arayan, projeler geliştiren, icraat yapan yegâne iktidar ve ittifak olarak milletimizin emrinde olmayı hep sürdüreceğiz.
Ramazan-ı Şerif’in güzide ikliminde iftar soframızı onurlandıran eğitim ailemizin değerli üyelerine yürekten teşekkür ediyorum.

Ülkemizde ve yurt dışında fedakârca görev yapan tüm öğretmenlerimize, eğitimcilerimize, hocalarımıza selamlarımı, sevgilerimi gönderiyorum.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Son 23 yılda birçok alanda yaptığımız sessiz devrimi eğitim sahasında da gerçekleştirdik.

Altyapısından teknik imkânlarına eğitim kurumlarımızı tüm unsurlarıyla Avrupa standartlarına eriştirdik.
Nasıl ki FETÖ’ye, terör örgütlerine, marjinal yapılara kaptıracak evladımız yoksa siyaset tüccarlarının ihtiraslarına kurban edeceğimiz tek bir gencimiz de yoktur.

Gözünü hırs, rant ve para bürümüş olanların oyunlarının farkındayız.

Bazı gençlerin heyecanının arkasına saklanan korkakların yaptıkları ucuz hesapların elbette bilincindeyiz.

Geçmişte milletimize çok büyük acılar yaşatmış bu kirli tezgâha kesinlikle düşmeyeceğiz.

Allah’ın izniyle hiç kimsenin yarınlarımızın güvencesi olan gençlerimizin hayallerini çalmasına, umutlarını karartmasına izin vermeyeceğiz.
Vatanına ve milletine büyük bir aşkla bağlı olan; yiğitliği, mücadelesi, samimiyeti ve örnek şahsiyetiyle gönüllerde taht kuran merhum Muhsin Yazıcıoğlu kardeşimi şehadetinin 16’ncı yıl dönümünde rahmetle, hasretle yâd ediyorum.
Bu akşam Milletin Evi’nde genç kardeşlerimi misafir etmekten, gençlerimizle iftar sofrasında bir araya gelmekten büyük memnuniyet duydum.

Soframızı bizimle paylaşan; coşkusu, enerjisi, ümidiyle bize güç ve ilham veren kıymetli öğrencilerimize yürekten teşekkür ediyorum.

Bilgisini erdemiyle taçlandıran gençlerimizin iyi yetişmesi, nitelikli bir eğitim alması; ailesine, milletine ve dünyaya faydalı işler yapması bizim en büyük muradımızdır.

İstiklal ve istikbalimizin teminatı, yarınlarımızın mimarı tüm gençlerimize, bütün evlatlarımıza selamlarımı, sevgilerimi, en derin muhabbetlerimi gönderiyorum.

Kalbi bu ülke için atan, ümidini bu millete bağlayan; tarihine, kimliğine, kültürüne, inanç ve değerlerine sıkı sıkıya sahip çıkan her bir evladımızın gözlerinden öpüyorum.

Rabb’im böylesi gençlerin yokluğunu bu millete hiçbir zaman yaşatmasın.
Birileri demokrasi derken hırsızların, çetelerin, marjinal yapıların, sandığın arkasına saklanarak kamu kaynaklarını sömürmeyi kastediyorsa…

Özgürlük derken sokakları, tarihî camilerimizi, ecdadın mezar taşlarını yakıp yıkmayı, ibadethanelerimizde alkol almayı kastediyorsa…

Kusura bakmasınlar, bizim böyle bir demokrasi anlayışımız yoktur.

“Ben dilediğime şiddet uygularım, bu ülkenin polisine taşla, asitle, molotofkokteyliyle, baltayla saldırırım, kimse de bana karışamaz” diyorlarsa…

Biz bunu hak ve özgürlükler dairesinde ele alamayız.

Bugüne kadar kimsenin bize demokrasi dersi vermesine, insan hakları ve özgürlük gibi kavramlar üzerinden milletin iradesine pusu kurmasına müsaade etmedik, bundan sonra da etmeyiz.

Herkesi sınırlarını bilmeye, ölçüyü korumaya, hak arama ile hakaret ve Vandallık arasındaki çizgiyi geçmemeye davet ediyorum.

Aksini yapmakta ve söylemekte ısrar edenler sadece kendilerine değil, bu ülkeye ve millete de en büyük kötülüğü yapmış olacaklardır.

Milletimiz siyasi destek için huzuruna gelenlere omuz verip yüceltmeyi bildiği gibi yolunu kaybedenleri tepe üstü yere sermeyi de gayet iyi bilir.

Gençlerimizin terör örgütleri ve marjinal yapıların yanı sıra siyaseti rant aracına çeviren hırsızlar, yolsuzlar, ilkesizler tarafından kullanılmasına da izin vermeyeceğimizi tekrar hatırlatıyorum.
Kendi pisliklerini kapatmak için gençlerin arkasına saklanan korkakların ucuz siyasetine kanmayacağız.

Hakkını yedikleri yüz binlerce gencin yüzüne bakamayacak sahtekârların alçak senaryolarının parçası, figüranı, piyonu asla olmayacağız.

Nefreti, husumeti ve öfkeyi değil, ezelî ve ebedî kardeşliğimizi büyütmemiz gereken günlerden geçiyoruz.

Sabırla, sağduyuyla, aklıselimle, soğukkanlılıkla hareket etmemiz gereken gerçekten çok hassas günlerden geçiyoruz.

Provokasyonlara gelmeyeceğiz, kışkırtmalara prim vermeyeceğiz, öfkemize kesinlikle yenilmeyeceğiz, sonu felakete varabilecek karanlık yollara asla girmeyeceğiz.

Biz bu ülkeyi sokakta bulmadık, bu ülkeyi kolay kurmadık, bugünlere kolay getirmedik.

Her karış toprağında bir aslanın yattığı bu cennet vatanı sokak terörüne teslim edemeyiz.

Gençlerimizden uyanık olmalarını özellikle rica ediyorum.

Genç arkadaşlarımı kendi bataklıklarına, kendi karanlık dünyalarına, kendi çirkefliklerine çekmek isteyen ağzı ve ahlakı bozuk müptezellere karşı çok dikkatli olunmasını istirham ediyorum.

Gençlerimizden; gözü kendi çıkarlarından, şaibeyle geldikleri koltuklarından başka hiçbir şeyi görmeyen kifayetsizleri, kendi siyasi kariyerlerinden başka hiçbir şeyi umursamayan muhterisleri ademe mahkûm etmesini bekliyorum.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
2002’de yükseköğretime ayrılan bütçe yalnızca 2,5 milyar liraydı, bugün tahsis ettiğimiz bütçe 488 milyar lirayı buldu.

Bilim ve teknoloji merkezleri, kütüphaneler, spor tesisleri ve diğer tüm imkânlarımızla gençlerimize yönelik hizmetlerimizi inşallah daha da artıracağız.
Bizim idealimizdeki gençlik; sahteyle hakikiyi ayırt eden, ufku ve vicdanıyla zamana yön veren, her şart altında kendisi olmayı başarabilen öz güven sahibi bir gençliktir.

Bu gençlik; sokakları ateşe veren, ağzı ve ahlakı bozuk değil, duruşuyla edep timsali olan bir gençliktir.

Bu gençliğin neşvünema bulması, serpilmesi, güçlenmesi için son 23 yıldır büyük bir gayretle çalışıyoruz.

Anaokulundan üniversiteye bu ülkenin evlatlarının bilgiyle donanması, ruh köklerinden kopmaması, kim olduğunu unutmaması, taşıdığı potansiyelin farkına varması için çaba harcıyoruz.

Bilhassa yükseköğrenim kurumlarımızı ve üniversite öğrencilerimizi daha geniş imkânlarla buluşturmak için yurt, burs ve kredi hizmetlerimizi her geçen gün geliştiriyoruz.

Akademik kadrosundan barınmaya, teknolojik altyapısından müfredat içeriğine kadar her alanda üniversitelerimizi ve öğrencilerimizi çağın imkânlarıyla buluşturma noktasında elimizden gelen ne varsa yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz.
Bu ülke yakın tarihinde çok büyük acılar yaşadı, kirli senaryolarla nice evladımız bizden kopartıldı.

Kardeşi kardeşe kırdırmak için çok sinsi, çok kalleş oyunlar oynadılar; sokağı adres gösterdiler, kavgayı körüklediler.

Gençlerimizin ve milletimizin geleceğini kararttılar.

Aynı apartmanda yaşayan, aynı üniversitede okuyan, aynı sırayı paylaşan, aynı mahallede büyüyen gençlerimizi birbirine düşman ettiler.

Sırf çıkarlarını korumak, menfaatlerini sürdürmek; paralarına para, siyasi ikballerine ikbal katmak uğruna bu ülkenin pırıl pırıl gençlerini, fidan gibi delikanlılarını bozuk para gibi harcamaktan çekinmediler.

Şunun bilinmesini isterim…

Siyasi görüşümüz, mezhebimiz, meşrebimiz, kökenimiz ne olursa olsun hepimiz kardeşiz, komşuyuz, birbirimizin kader ortağıyız.

Adımız farklı olsa da soyadımız tektir, o da Türkiye Cumhuriyeti’dir.

Bizim bu vatandan başka gidecek bir yerimiz yok.

Bizim birbirimizden başka sığınacak kapımız yok.

Bizim bir olmaktan, beraber olmaktan, diri olmaktan, hep beraber Türkiye olmaktan başka bir seçeneğimiz yok.