Recep Tayyip Erdoğan
117K subscribers
2.51K photos
550 videos
18 links
Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı - President of Türkiye and AK Party Chairman
Download Telegram
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Yeni gün manasına gelen nevruzun, adına yakışır biçimde yeni bir dönemin girizgâhı olmasını ümit ediyoruz.

Türk milletine mensup olmanın, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmanın onurunu, şerefini yaşayan herkesi terörsüz Türkiye hedefi için güç birliği yapmaya davet ediyoruz.
Türk sinemasının duayen isimlerinden değerli oyuncu Filiz Akın’ın vefatını üzüntüyle öğrendim.

Usta oyuncumuzun ailesine, yakınlarına ve sevenlerine taziyelerimi sunuyor, tüm sanat camiamıza başsağlığı dileklerimi iletiyorum.
Ramazan’ın 22’nci iftarını İstanbul İl Başkanlığımızın kıymetli neferleriyle, değerli dava ve yol arkadaşlarımla birlikte yaptık.

İftar soframızı teşrif eden her bir kardeşime yürekten teşekkür ediyorum.

AK Parti olarak her zaman Ramazan ayını layıkı veçhile geçirmeye gayret ettik.

Genel Merkeziyle, Kadın ve Gençlik Kollarıyla, il, ilçe, belde teşkilatlarıyla ve elbette belediyeleriyle Türkiye genelinde hepimiz sahadayız.

Kalan günleri de en verimli şekilde değerlendirerek inşallah bu Ramazan’ı hakkını vermiş olarak tamamlayacağız.

Bayramda da yine milletimizle beraber olacak, gönüllere dokunacağız.

Bizler millete sevdalanmış bir kadroyuz.

Her birimiz aziz milletimizin hizmetkârıyız.

Allah ömür ve imkân verdikçe hepimiz bu görevimizi en iyi şekilde yerine getirmenin çabasında olacağız.

Kırarak, dökerek, dışlayarak değil; gönüller kazanarak ilerleyeceğiz.

Kamplaşmayı körükleyen, kutuplaşmayı derinleştiren değil; kucaklaşmayı, muhabbeti, konuşmayı ve kardeşliği yücelten tarafta yer alacağız.

Muhalefet ne yaparsa yapsın biz sağduyuyu, sabrı ve sükûneti hiçbir zaman terk etmeyeceğiz.
Yüz binlerce gencin hakkının yendiği diploma sahtekârlığı dâhil ortaya bir sürü pislik saçılıyor…

Sağdan soldan balya balya paralar fışkırıyor…

Yüz milyarlarca liralık korkunç bir vurgundan bahsediliyor…

Ama CHP Genel Başkanı ve şürekâsı bunların hiçbirine cevap veremiyor.

Milletin huzuruna çıkıp “sahtekârlık yoktur, hırsızlık yoktur; yolsuzluk, usulsüzlük, rüşvet, irtikâp, iltimas yoktur” diyemiyorlar.

“Ne biz ne de arkadaşlarımız harama el uzatmadı” diyemiyorlar.

Kendi belediye başkanlarına, kendi belediye yöneticilerine; beraber iş yaptıkları, yıllarca birlikte yol yürüdükleri arkadaşlarına kefil olamıyorlar.

Aslanlar gibi çıkıp iddialara cevaplar vermek yerine bize saldırarak, Cumhur İttifakı ortağımıza ve onun muhterem Genel Başkanı’na edepsizlik ederek, sokakları karıştırarak, gençlerin arkasına saklanarak, marjinal sol örgütleri öne sürerek yavuz hırsız misali suç bastırmaya çalışıyorlar.

CHP Genel Başkanı’na soruyorum:

Sayın Özel, neden korkuyorsunuz, neden çekiniyorsunuz; bu telaş, bu panik havası, bu saldırganlık niye?

Daha düne kadar “şaibe yok” diyordunuz.

Daha düne kadar şeffaflıktan, dürüstlükten dem vuruyordunuz.

Ne oldu da birden etekleriniz tutuştu?

Ne oldu da dizleriniz titremeye başladı?

Şimdi kimi tasfiye edecek, kimi sırtından hançerleyeceksiniz?

Alengirli yollarla şimdi kimin ayağını kaydıracaksınız?
Önce Suriye’de eski rejim artıklarının çıkardığı olayları bahaneyle mezhepçilik fitnesini alevlendirmek istediler.

Alevi canlarımızı kışkırtarak kardeşliğimize pusu kurmaya kalktılar.

Muvaffak olamayınca bir yolsuzluk operasyonu üzerinden milletimizi provoke etmeye kalkıştılar.

4 gündür milletin huzurunu kaçırma, insanlarımızı kutuplaştırma adına ne varsa hepsini yapıyorlar.

Önlerine gelene hakaret etmekten sadece görevini yapan polislerimize saldırmaya…

Yolsuzluk ihbarlarını araştıran yargı mensuplarına gözdağı vermekten sokak terörüyle millî iradeyi baskı altına almaya kadar ne ararsan her şey bunlarda var.

Bugün basın-yayın kuruluşlarını da alenen tehdit ederek nasıl bir ruh halinde olduklarını ifşa ettiler.

İstanbul başta olmak üzere şehirlerimizde bir gerilim ve kargaşa atmosferi oluşturmak için her yolu deniyorlar.

Gelinen noktada şunu çok net görebiliyoruz:

Mevcut yönetim altında CHP, seçmenlerinin taleplerini Meclise taşıyan bir parti değil, gözünü para bürümüş bir avuç belediye soyguncusunu aklayan bir aparata dönüşmüştür.

Belediyelerden nemalanan çıkar şebekeleri, CHP’yi boğazına kadar kire, pasa, çamura, yolsuzluğa, hukuksuzluğa bulaştırmış durumdadır.

Lafa her başladıklarında Atatürk’ün kurduğu parti olmakla övünenler, sırf ağababalarına diyet borçlarını ödemek adına Gazi’nin partisini hırsızların emrine vermiştir.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
CHP’ye çökmüş bir avuç paragözün asırlık partiyi parmağında oynatması, “Gazi’nin emaneti” diyerek CHP’ye oy veren insanlarımızı da üzüyor.

Emin olun, samimi CHP’li vatandaşlarımız da İSKİ skandalından 32 yıl sonra aynı rezilliklere tekrar şahit olmayı içlerine sindiremiyor.
Bir kez daha hatırlatmakta fayda görüyorum…

Sokaklara çıkarak, yanına sol örgütleri, marjinalleri, Vandalları alarak millî iradeye parmak sallama dönemi geride kalmıştır.

Sokak terörüyle siyasete, adalete istikamet çizilen günler eski Türkiye’yle birlikte mazide kalmıştır.

Türkiye demokratik bir ülkedir, bir hukuk devletidir; üstünlerin hukukunun değil, hukukun üstünlüğünün egemen olduğu bağımsız bir ülkedir.

Cesaretiniz varsa bırakın demokrasi işlesin, bırakın hukuk işlesin.

Yüreğiniz yetiyorsa bırakın mahkemeler hiçbir baskı altında kalmadan Türk milleti adına kararını versin.

Bırakın akla kara, masumla mücrim hukuk tarafından ortaya çıkarılsın.

Siz ister kabul edin ister kabul etmeyin…

Türkiye’de hiç kimse hukukun kapsama alanı dışında değildir.

Türkiye’de suç işleme özgürlüğü olan imtiyazlı bir azınlık yoktur ve olmayacaktır.

Demokrasinin, hukukun, meşru zeminin dışında çözüm arayanlar bugüne kadar daima avuçlarını yalamışlardır, inşallah bundan sonra da emellerine ulaşamayacaklardır.

CHP ve yandaşlarının tahriklerle kamu düzenini bozmasına, milletimizin huzurunu kaçırmasına kesinlikle izin vermeyeceğiz.

Türkiye üzerinde operasyon yapılmasına, ameliyat yapılmasına, toplum mühendislikleriyle 85 milyonun arasına yeni nifak duvarları örülmesine müsamaha göstermeyeceğiz.

Bin yıldır olduğu gibi Alevi’si Sünni’siyle, Kürt’ü Türk’üyle, Laz’ı Çerkes’iyle bu topraklar üzerinde bir ve beraber yaşamaya, kardeşçe yaşamaya inşallah devam edeceğiz.

Bir olacağız, beraber olacağız, birlik olacağız, diri olacağız; kendi menfaatlerini korumak için 85 milyonun kardeşliğine pusu kuranları hep birlikte bozguna uğratacağız.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Batılı yönetimler başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesi Gazze’deki barbarlık karşısında büyük bir umursamazlık içindedir.

Hak ve hukuktan bahsedenlerin insanları derisinin rengine, inancına göre nasıl ayırdığının en acı şahidi Gazze ve Filistin’dir.
Son 5 gündür tanık olduklarımız şu gerçeği bir kez daha göstermiştir:

Türkiye gibi büyük bir ülkenin basiret, vizyon, kalite açısından çok küçük, çok iptidai, çok çapsız bir ana muhalefet partisi vardır.

Bunlara belediye büfesi bile teslim edilmeyeceği tekrar ortaya çıkmıştır.
İSKİ skandalından tam 32 yıl sonra, tek parti faşizminden ise 80 yıl sonra bu millete yeniden bir dejavu yaşattılar.

Tek parti döneminde sandığın neye hizmet ettiğini, güya seçim denilerek yıllarca nasıl bir tiyatro oynandığını dün bizzat görmüş olduk.

CHP’nin demokrasi anlayışının açık oy, gizli sayım komedisinin bir adım ötesine geçemediği tekrar ispatlanmıştır.

Aradan geçen 80 yıla rağmen zerre kadar değişmediklerini 85 milyona tekrar hatırlatan CHP’nin kendi çalıp kendi oynadığı oyunu tebessümle izlemeye devam edeceğiz.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
2 yıldır uyguladığımız yeni ekonomi programımız sayesinde elde ettiğimiz kazanımlara halel gelmesine asla izin vermeyeceğiz.

Ekonomi programımızı uygulamayı aynı azim ve kararlılıkla sürdüreceğiz.
Emniyet güçlerimize baltayla, havai fişekle, yakıcı asitle, molotofkokteyliyle, taşla, sopayla saldıran sokak teröristlerine kucak açanlar, polisimizin çocuklara pamuk şekeri ikram etmesini dillerine doluyor.

Bir polisimizin ücretini kendi cebinden ödeyerek engelli bir vatandaşımızdan satın aldığı pamuk şekerini çocuklara vermesi, ana muhalefet aktörleri tarafından eleştiri konusu yapılıyor.

Öyle bir çarpık zihin dünyasına sahipler ki...

Polise taş, molotofkokteyli, asit atılmasıyla, baltayla saldırılmasıyla bir sorunları yok.

Esnafın dükkânının camının, çerçevesinin indirilmesiyle bir dertleri yok.

Milletin malının, mülkünün yağmalanmasıyla bir sıkıntıları yok.

Tarihî camilerimizin avlusunun, affedersiniz, meyhaneye çevrilmesiyle de hiçbir problemleri yok.

Ama Nevruz Bayramı’nda polisimizin çocuklara pamuk şekeri dağıtması bunları rahatsız ediyor.

Bu tutarsızlığın, bu büyük çelişkinin milletimiz tarafından, özellikle Kürt kardeşlerimiz tarafından da not edildiği kanaatindeyim.

Bu faşizan dil millet karşısında her zaman kaybetmiştir, bundan sonra da kaybetmeye mahkûmdur.

Terörsüz Türkiye hedefine yaklaştıkça istismar malzemeleri ellerinden alınanların bu tür hezeyanlarına anlaşılan daha çok şahit olacağız.

Onlar ne yaparsa yapsın, biz milletimizi 40 yıldır kanını ve kaynaklarını emen terör musibetinden kurtarmakta kararlıyız.

Nifak ve nefret saçanlara aldırmadan, bolluk ve bereketiyle baharın gelişini simgeleyen nevruzu 85 milyon olarak birbirimize yeni bir umutla sarılma vesilesi haline dönüştürmeye gelecekte de devam edeceğiz.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Ana muhalefet partisi kadroları, eski genel başkanlarının o veciz ifadesiyle “en iyi yaptıkları iş olan birbirlerini yemeye” devam edebilir.

Biz sadece işimize bakıyoruz, milletimize hizmete odaklanıyoruz.
İçeride ve dışarıda herkes artık Türkiye’nin eskisi gibi üç beş çığırtkanın bağırmasıyla, üç beş Vandal’ın ortalığı karıştırmasıyla sarsılan, rotasından sapan, hedeflerinden kopan bir ülke olmadığını bir kez daha görmüştür.

Milletimizin bize güvenmeye devam etmesini bekliyorum.

Unutmayınız, bütün bunlar Türkiye Yüzyılı vizyonuyla geleceğine yeni bir ışık tutan...

Terörsüz Türkiye hedefiyle 40 yıllık meselesini geride bırakmaya hazırlanan...

Güçlü altyapısıyla dünyanın üretim üslerinden biri haline gelen...

Sağlam güvenlik paradigmasıyla bölgesinin umudu haline dönüşen...

Her alanda küresel iddia ve itibar sahibi Türkiye gerçeğinin sonucu ve ifadesidir.

Artık 23’üncü yılına girdiğimiz iktidarımızın her gününü eserle, hizmetle, yatırımla, mücadeleyle dolu dolu geçirdik.

Her alanda Türkiye’nin meselelerinin çözümü için tefekkür eden, çözüm yolları arayan, projeler geliştiren, icraat yapan yegâne iktidar ve ittifak olarak milletimizin emrinde olmayı hep sürdüreceğiz.
Ramazan-ı Şerif’in güzide ikliminde iftar soframızı onurlandıran eğitim ailemizin değerli üyelerine yürekten teşekkür ediyorum.

Ülkemizde ve yurt dışında fedakârca görev yapan tüm öğretmenlerimize, eğitimcilerimize, hocalarımıza selamlarımı, sevgilerimi gönderiyorum.