Sorunların, sıkıntıların, zorlukların tamamı konjonktüreldir, yani gelip geçicidir.
Türkiye, Allah’ın izniyle hepsinin üstesinden gelecek kabiliyete sahiptir.
Dünyamız ve bölgemiz son dönemde gerçekten sancılı günler yaşıyor.
Koronavirüs salgını ekonomiden ticarete, güvenlikten sosyal hayata kadar her alanda yeni sıkıntıları ortaya çıkardı.
Bilhassa Türkiye’nin etrafında çok kritik hadiseler vuku buluyor.
Rusya-Ukrayna savaşı önümüzdeki Şubat’ta 4’üncü yılına girecek.
İsrail’in Gazze’ye yönelik katliamları başlayalı 440 gün oldu.
Elbette tüm bu olaylardan, savaşlardan, krizlerden ülkemiz de etkileniyor.
Ama bunlara rağmen Türkiye, bütün bu kargaşanın ortasında bir istikrar adası olarak takdir topluyor, bölgenin kilit ülkesi kimliğiyle öne çıkıyor.
Dengeli, itidalli ve hakkaniyetli politikalarla bütün bu muhataralı süreçleri hamdolsun başarıyla yönettik, yönetmeye devam ediyoruz.
Biz bir de bu dönemde asrın felaketi denilen, 53 binden fazla canımızı kaybettiğimiz 6 Şubat depremlerini yaşadık.
Lakin şunu biliyoruz…
Şimdi bazı güçlüklerimiz olsa da Türkiye’yi hiç olmadığı kadar huzurlu, müreffeh ve güzel günler beklemektedir.
Milletçe biraz daha sabredersek inşallah her alanda hedeflerimize çok yaklaşmış olacağız.
Türkiye Yüzyılı’nın parlak günlerini inşallah hep birlikte idrak edeceğiz.
Türkiye, Allah’ın izniyle hepsinin üstesinden gelecek kabiliyete sahiptir.
Dünyamız ve bölgemiz son dönemde gerçekten sancılı günler yaşıyor.
Koronavirüs salgını ekonomiden ticarete, güvenlikten sosyal hayata kadar her alanda yeni sıkıntıları ortaya çıkardı.
Bilhassa Türkiye’nin etrafında çok kritik hadiseler vuku buluyor.
Rusya-Ukrayna savaşı önümüzdeki Şubat’ta 4’üncü yılına girecek.
İsrail’in Gazze’ye yönelik katliamları başlayalı 440 gün oldu.
Elbette tüm bu olaylardan, savaşlardan, krizlerden ülkemiz de etkileniyor.
Ama bunlara rağmen Türkiye, bütün bu kargaşanın ortasında bir istikrar adası olarak takdir topluyor, bölgenin kilit ülkesi kimliğiyle öne çıkıyor.
Dengeli, itidalli ve hakkaniyetli politikalarla bütün bu muhataralı süreçleri hamdolsun başarıyla yönettik, yönetmeye devam ediyoruz.
Biz bir de bu dönemde asrın felaketi denilen, 53 binden fazla canımızı kaybettiğimiz 6 Şubat depremlerini yaşadık.
Lakin şunu biliyoruz…
Şimdi bazı güçlüklerimiz olsa da Türkiye’yi hiç olmadığı kadar huzurlu, müreffeh ve güzel günler beklemektedir.
Milletçe biraz daha sabredersek inşallah her alanda hedeflerimize çok yaklaşmış olacağız.
Türkiye Yüzyılı’nın parlak günlerini inşallah hep birlikte idrak edeceğiz.
Türkiye Yüzyılı’nın Emektarları Programı vesilesiyle emeklilerimizle bir araya geldik, hasret giderdik.
Ülkemizin dört bir yanındaki emekli vatandaşlarımıza en halisane sevgilerimi, saygılarımı gönderiyor; tüm emeklilerimize ülkemize katkıları için teşekkür ediyorum.
Ülkemizin dört bir yanındaki emekli vatandaşlarımıza en halisane sevgilerimi, saygılarımı gönderiyor; tüm emeklilerimize ülkemize katkıları için teşekkür ediyorum.
Emeklilerimize olan vefa borcumuzu layıkıyla ödeyebilmek için göreve geldiğimiz günden itibaren yoğun ve samimi bir gayret içindeyiz.
Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da emeklilerimizi desteklemeyi, onlarla birlikte yol yürümeyi hem de güçlü bir şekilde sürdüreceğiz.
2012 yılında 1,8 milyon emekli vatandaşımızın aylıklarında artış sağlayan intibak düzenlemesini hayata geçirdik.
Emekli olduktan sonra ticari faaliyet yürütenlerin aylıklarından kesilen Sosyal Güvenlik Destek Primi uygulamasını kaldırdık.
Emeklilerimize banka promosyonlarının ödenmesini sağladık.
Bayram ikramiyeleri ile emeklilerimizin evlatlarıyla, torunlarıyla, aileleriyle paylaştıkları bayram sevinçlerine ortak olduk.
Asgari ödeme miktarlarını yeniden ele alarak emekli alt sınır aylıklarını yükselttik.
Emekli aylıklarındaki normal iyileştirmelere ek olarak seyyanen zamlar ve ilave refah payı artışları ile emekli maaşlarında önemli iyileştirmelere gittik.
Tüm bunların sonucunda 2002-2024 döneminde farklı statüdeki emekli aylıklarında reel olarak %78 ila %631 oranlarında artış yaşandı.
2023 yılı Ekim ayında gelir veya aylık alan sigortalı ve hak sahiplerimize bir defaya mahsus olmak üzere 5 bin lira ödeme yaptık.
Tüm bunlara ilaveten 2024 yılını Emekliler Yılı ilan ederek Türkiye Yüzyılı’nın emektarlarına verdiğimiz önemi gösterdik.
Emekli vatandaşlarımızın temel haklarını kullanmaktan yoksun bırakıldığı, sağlık ve ulaşım imkânlarından faydalanamadığı günler çok şükür geride kaldı.
22 yıllık iktidarımızda attığımız adımlarla emekli vatandaşlarımızın daha iyi şartlarda yaşamalarını ve geleceğe güvenle bakmalarını temin ettik.
Kendimizi elbette bu iyileştirmelerle sınırlı tutmayacak, emeklilerimiz için daha çok çalışmaya, daha çok hizmet üretmeye devam edeceğiz.
Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da emeklilerimizi desteklemeyi, onlarla birlikte yol yürümeyi hem de güçlü bir şekilde sürdüreceğiz.
2012 yılında 1,8 milyon emekli vatandaşımızın aylıklarında artış sağlayan intibak düzenlemesini hayata geçirdik.
Emekli olduktan sonra ticari faaliyet yürütenlerin aylıklarından kesilen Sosyal Güvenlik Destek Primi uygulamasını kaldırdık.
Emeklilerimize banka promosyonlarının ödenmesini sağladık.
Bayram ikramiyeleri ile emeklilerimizin evlatlarıyla, torunlarıyla, aileleriyle paylaştıkları bayram sevinçlerine ortak olduk.
Asgari ödeme miktarlarını yeniden ele alarak emekli alt sınır aylıklarını yükselttik.
Emekli aylıklarındaki normal iyileştirmelere ek olarak seyyanen zamlar ve ilave refah payı artışları ile emekli maaşlarında önemli iyileştirmelere gittik.
Tüm bunların sonucunda 2002-2024 döneminde farklı statüdeki emekli aylıklarında reel olarak %78 ila %631 oranlarında artış yaşandı.
2023 yılı Ekim ayında gelir veya aylık alan sigortalı ve hak sahiplerimize bir defaya mahsus olmak üzere 5 bin lira ödeme yaptık.
Tüm bunlara ilaveten 2024 yılını Emekliler Yılı ilan ederek Türkiye Yüzyılı’nın emektarlarına verdiğimiz önemi gösterdik.
Emekli vatandaşlarımızın temel haklarını kullanmaktan yoksun bırakıldığı, sağlık ve ulaşım imkânlarından faydalanamadığı günler çok şükür geride kaldı.
22 yıllık iktidarımızda attığımız adımlarla emekli vatandaşlarımızın daha iyi şartlarda yaşamalarını ve geleceğe güvenle bakmalarını temin ettik.
Kendimizi elbette bu iyileştirmelerle sınırlı tutmayacak, emeklilerimiz için daha çok çalışmaya, daha çok hizmet üretmeye devam edeceğiz.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Atalarımızın dediği gibi, “Mahkeme kadıya mülk değil”. Bulunduğumuz makamlar da bize mülk değil, tapulu malımız hiç değil.
Biz görevimizi aynı zamanda bir imtihan vesilesi görüyoruz. Bu imtihanı başarıyla vermenin, emanete sahip çıkmanın peşindeyiz; bunun için mücadele ediyoruz.
Biz görevimizi aynı zamanda bir imtihan vesilesi görüyoruz. Bu imtihanı başarıyla vermenin, emanete sahip çıkmanın peşindeyiz; bunun için mücadele ediyoruz.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Türkiye’yi yönetme görevini devraldığımızda en düşük emekli aylığı 66 lira, yani 43 dolardı. Asgari ücret ise 184 liraydı, bu rakam da 122 dolara denk geliyordu.
Bugün en düşük emekli maaşı 12 bin 500 lira, yani 370 dolar. Asgari ücretin dolar bazından karşılığı ise 590 dolar.
Bugün en düşük emekli maaşı 12 bin 500 lira, yani 370 dolar. Asgari ücretin dolar bazından karşılığı ise 590 dolar.
Avrupa Birliği üyeliği, Türkiye için stratejik hedef olmayı sürdürüyor. Üyeliğimizin, ülkemize olduğu kadar Birliğe de önemli katkılar yapacağı açıktır. 🇹🇷🇪🇺
Son gelişmeler, Türkiye’nin kilit ülke konumunu daha da perçinlemiştir.
Bugün Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Sayın Ursula von der Leyen ile görüşmelerimizin öncelikli gündemi, aramızdaki ilişkileri canlandırmak için atılabilecek ortak adımlardı.
Türkiye’nin üyelik perspektifini güçlendirecek yeni bir vizyon ortaya koymalarını beklediğimizi kendilerine ilettim.
Ortak çıkarlarımızın bazı üyelerin kısır gündemlerine esir edilmemesi gerektiğini bir kez daha vurguladım.
Türkiye ve Avrupa Birliği arasında her zamankinden daha güçlü ve kurumsallaşmış bir ilişkiye ihtiyaç var.
Aday ülke olarak biz bu iradeye sahibiz.
Avrupa Birliği Komisyonunun da Sayın Von der Leyen ile gerekli iradeyi sergileyeceğine inanıyorum.
İki gün sonra yapılacak Birlik zirvesinde ilişkilerdeki tüm kısıtlamaları kaldıracak…
Askıya alınan yüksek düzeyli diyalogları canlandıracak…
Gümrük Birliğinin güncellenmesi beklentimize cevap verecek…
Ve vize serbestisi sağlanana dek vize süreçlerini hızlandıracak kararlar alınmasını temenni ediyorum.
Bu vesileyle en kısa sürede Türkiye-Avrupa Birliği zirvesini yapmak suretiyle ilişkilerimizi olması gereken seviyeye çıkarmayı ümit ediyorum.
Son gelişmeler, Türkiye’nin kilit ülke konumunu daha da perçinlemiştir.
Bugün Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Sayın Ursula von der Leyen ile görüşmelerimizin öncelikli gündemi, aramızdaki ilişkileri canlandırmak için atılabilecek ortak adımlardı.
Türkiye’nin üyelik perspektifini güçlendirecek yeni bir vizyon ortaya koymalarını beklediğimizi kendilerine ilettim.
Ortak çıkarlarımızın bazı üyelerin kısır gündemlerine esir edilmemesi gerektiğini bir kez daha vurguladım.
Türkiye ve Avrupa Birliği arasında her zamankinden daha güçlü ve kurumsallaşmış bir ilişkiye ihtiyaç var.
Aday ülke olarak biz bu iradeye sahibiz.
Avrupa Birliği Komisyonunun da Sayın Von der Leyen ile gerekli iradeyi sergileyeceğine inanıyorum.
İki gün sonra yapılacak Birlik zirvesinde ilişkilerdeki tüm kısıtlamaları kaldıracak…
Askıya alınan yüksek düzeyli diyalogları canlandıracak…
Gümrük Birliğinin güncellenmesi beklentimize cevap verecek…
Ve vize serbestisi sağlanana dek vize süreçlerini hızlandıracak kararlar alınmasını temenni ediyorum.
Bu vesileyle en kısa sürede Türkiye-Avrupa Birliği zirvesini yapmak suretiyle ilişkilerimizi olması gereken seviyeye çıkarmayı ümit ediyorum.
Uluslararası toplum, 13 yıl boyunca katliama uğrarken Suriye halkına maalesef yeterli desteği vermedi, veremedi.
Şimdi bunu telafi etmek mümkündür.
Bunun yolu da Suriye’nin inşa ve imar çabalarına destek olmaktan geçiyor.
61 yıllık zulmün, baskının, karanlığın ardından yıkılan Baas rejimi, geride kelimenin tam anlamıyla büyük bir enkaz bıraktı.
Yaklaşık 1 milyon insanı katledilmiş, nüfusunun yarısı yerinden edilmiş, 13 yıldır süren çatışmalardan bitap düşmüş bir Suriye’yle karşı karşıyayız.
Suriye halkının bu ağır yükün altından tek başına kalkması mümkün değil.
Suriye’nin; komşularının, dost ve kardeş ülkelerin, Avrupa Birliği ile uluslararası kuruluşların güçlü desteğiyle süratle ayağa kalkması lazım.
Bu anlayışla Şam Büyükelçiliğimizi 12,5 yıllık aranın ardından cumartesi günü yeniden faaliyete geçirdik.
Türkiye, Suriyeli kardeşlerinin yanında olmaya devam edecektir.
Şimdi bunu telafi etmek mümkündür.
Bunun yolu da Suriye’nin inşa ve imar çabalarına destek olmaktan geçiyor.
61 yıllık zulmün, baskının, karanlığın ardından yıkılan Baas rejimi, geride kelimenin tam anlamıyla büyük bir enkaz bıraktı.
Yaklaşık 1 milyon insanı katledilmiş, nüfusunun yarısı yerinden edilmiş, 13 yıldır süren çatışmalardan bitap düşmüş bir Suriye’yle karşı karşıyayız.
Suriye halkının bu ağır yükün altından tek başına kalkması mümkün değil.
Suriye’nin; komşularının, dost ve kardeş ülkelerin, Avrupa Birliği ile uluslararası kuruluşların güçlü desteğiyle süratle ayağa kalkması lazım.
Bu anlayışla Şam Büyükelçiliğimizi 12,5 yıllık aranın ardından cumartesi günü yeniden faaliyete geçirdik.
Türkiye, Suriyeli kardeşlerinin yanında olmaya devam edecektir.
Suriye’de 13 yıllık insani buhran ve çatışma döneminde Avrupa Birliği’yle birçok projeyi hayata geçirdik.
Birliğin, ülkemizin yükünü hafifletmek amacıyla sağladığı desteği, gönüllü geri dönüşleri kolaylaştırmak için çeşitlendirmesini bekliyoruz.
Bu desteğin Suriye’de temel altyapı yatırımlarını içerecek şekilde orta ve uzun vadeli, kapsamlı ve sürdürülebilir olması çok mühimdir.
Suriye’nin kuzey bölgelerinde bu alanda birçok faaliyette bulunmuş bir ülke olarak birlikte çalışmaya hazırız.
Birliğin, ülkemizin yükünü hafifletmek amacıyla sağladığı desteği, gönüllü geri dönüşleri kolaylaştırmak için çeşitlendirmesini bekliyoruz.
Bu desteğin Suriye’de temel altyapı yatırımlarını içerecek şekilde orta ve uzun vadeli, kapsamlı ve sürdürülebilir olması çok mühimdir.
Suriye’nin kuzey bölgelerinde bu alanda birçok faaliyette bulunmuş bir ülke olarak birlikte çalışmaya hazırız.
Suriye başta olmak üzere son dönemde bölgemizde yaşanan her hadise bizlere şu gerçeği hatırlatmaktadır.
Türkiye, Türkiye’den daha büyüktür.
Millet olarak ufkumuzu 782 bin kilometrekareyle sınırlandıramayız.
İnsan nasıl kaderinden kaçarak kurtulamazsa Türkiye ve Türk milleti de mukadderatından kaçamaz, saklanamaz.
Tarihin millet olarak bize yüklediği misyonu görmek, kabul etmek ve buna göre davranmak mecburiyetindeyiz.
Kendi ülkelerine başkalarının gözünden bakanlar bunu fark edemeyebilir.
Burunlarının dibini dahi görmekten aciz olanlar bunu anlamayabilir.
“Türkiye’nin Libya’da, Suriye’de, Somali’de ne işi var” diye soranlar bu vizyonu ve misyonu idrak edemeyebilir.
Türkiye’nin son 22 yılda nasıl büyük bir değişim geçirdiğini bilmeyenler olayların seyrini kavramakta zorlanabilir.
Ama biz bunu görüyoruz, süreçleri okuyoruz, çağrılara kulak tıkamıyoruz.
Türkiye’nin başarılarına sevinemeyenleri kendi haset dolu dünyalarında vehimleriyle, korkularıyla, komplo teorileriyle, safsata ve hezeyanlarıyla baş başa bırakıyoruz.
Milletiyle duygudaşlığını kaybetmiş olanlara ne söylesek boş, ne atlatsak faydasız.
Biz onlarla vakit kaybetmeyeceğiz.
Biz hep olduğu gibi önümüze bakacağız, hedeflerimize odaklanacağız.
Türkiye, Türkiye’den daha büyüktür.
Millet olarak ufkumuzu 782 bin kilometrekareyle sınırlandıramayız.
İnsan nasıl kaderinden kaçarak kurtulamazsa Türkiye ve Türk milleti de mukadderatından kaçamaz, saklanamaz.
Tarihin millet olarak bize yüklediği misyonu görmek, kabul etmek ve buna göre davranmak mecburiyetindeyiz.
Kendi ülkelerine başkalarının gözünden bakanlar bunu fark edemeyebilir.
Burunlarının dibini dahi görmekten aciz olanlar bunu anlamayabilir.
“Türkiye’nin Libya’da, Suriye’de, Somali’de ne işi var” diye soranlar bu vizyonu ve misyonu idrak edemeyebilir.
Türkiye’nin son 22 yılda nasıl büyük bir değişim geçirdiğini bilmeyenler olayların seyrini kavramakta zorlanabilir.
Ama biz bunu görüyoruz, süreçleri okuyoruz, çağrılara kulak tıkamıyoruz.
Türkiye’nin başarılarına sevinemeyenleri kendi haset dolu dünyalarında vehimleriyle, korkularıyla, komplo teorileriyle, safsata ve hezeyanlarıyla baş başa bırakıyoruz.
Milletiyle duygudaşlığını kaybetmiş olanlara ne söylesek boş, ne atlatsak faydasız.
Biz onlarla vakit kaybetmeyeceğiz.
Biz hep olduğu gibi önümüze bakacağız, hedeflerimize odaklanacağız.
TÜBA ve TÜBİTAK Bilim Ödüllerini kazanan akademisyenlerimizi, bilim insanlarımızı şahsım ve milletim adına canıgönülden tebrik ediyorum.
Ödül sahibi hocalarımızın her birine gelecekte yapacakları çalışmalarda şimdiden muvaffakiyetler diliyorum.
Bu yıl TÜBA ve TÜBİTAK Bilim Ödülleriyle hepsi birbirinden kıymetli çalışmalar yürüten 57 bilim insanına ödüllerini tevdi ettik.
TÜBA-TESEP kapsamında 4’ü Telif Eser Ödülü, 1’i Halil İnalcık Özel Ödülü, 1’i Kemal Karpat Özel Ödülü ve 1’i Jüri Özel Ödülü olmak üzere toplam 7 eser ödüle layık görüldü.
TÜBA Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanı Ödüllerimiz, dünyada genç akademi oluşumunun ilk ve en özgün örneklerinden biri olarak öne çıkıyor.
Bu yıl 20 farklı üniversitede bilimsel çalışmalar yürüten 25 genç bilim insanımıza bu ödüllerini takdim ettik.
TÜBA Uluslararası Akademi Ödüllerini ise 3 farklı kategoride uluslararası düzeyde özgün, öncü ve çığır açan çalışmalarıyla temayüz etmiş 4 kıymetli bilim insanına verdik.
Yine bu sene 7’si Bilim, 13’ü Teşvik ve 1’i Hizmet Ödülü olmak üzere 15 üniversiteden 21 bilim insanımıza da TÜBİTAK Bilim Ödüllerini takdim ettik.
Ödül komisyonu ve hakem heyetine yıl boyunca harcadıkları yoğun emek ve yaptıkları değerlendirmeler için tebriklerimi sunuyorum.
Ödül sahibi hocalarımızın her birine gelecekte yapacakları çalışmalarda şimdiden muvaffakiyetler diliyorum.
Bu yıl TÜBA ve TÜBİTAK Bilim Ödülleriyle hepsi birbirinden kıymetli çalışmalar yürüten 57 bilim insanına ödüllerini tevdi ettik.
TÜBA-TESEP kapsamında 4’ü Telif Eser Ödülü, 1’i Halil İnalcık Özel Ödülü, 1’i Kemal Karpat Özel Ödülü ve 1’i Jüri Özel Ödülü olmak üzere toplam 7 eser ödüle layık görüldü.
TÜBA Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanı Ödüllerimiz, dünyada genç akademi oluşumunun ilk ve en özgün örneklerinden biri olarak öne çıkıyor.
Bu yıl 20 farklı üniversitede bilimsel çalışmalar yürüten 25 genç bilim insanımıza bu ödüllerini takdim ettik.
TÜBA Uluslararası Akademi Ödüllerini ise 3 farklı kategoride uluslararası düzeyde özgün, öncü ve çığır açan çalışmalarıyla temayüz etmiş 4 kıymetli bilim insanına verdik.
Yine bu sene 7’si Bilim, 13’ü Teşvik ve 1’i Hizmet Ödülü olmak üzere 15 üniversiteden 21 bilim insanımıza da TÜBİTAK Bilim Ödüllerini takdim ettik.
Ödül komisyonu ve hakem heyetine yıl boyunca harcadıkları yoğun emek ve yaptıkları değerlendirmeler için tebriklerimi sunuyorum.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Kuantum bilgisayar teknolojisinde attığımız kritik adımla Türkiye’yi küresel rekabette çok stratejik bir noktaya taşımayı hedefliyoruz.
Önümüzdeki dönemde kuracağımız süper iletken çip üretim eviyle çok daha yüksek kapasiteli kuantum bilgisayarlarına giden yolu da açacağız.
Önümüzdeki dönemde kuracağımız süper iletken çip üretim eviyle çok daha yüksek kapasiteli kuantum bilgisayarlarına giden yolu da açacağız.
Aziz kardeşim, Lübnan Başbakanı Sayın Necip Mikati ve heyetini ülkemizde misafir etmekten büyük memnuniyet duydum. 🇹🇷🇱🇧
Lübnan’ın istikrarını hedef alan her türlü teşebbüsün karşısındayız. Lübnan halkının birliğine ve iç barışına katkılarımızı sürdüreceğiz.
Lübnan’ın güvenliği, bölgenin istikrarından ayrı değerlendirilemez.
Gazze’de ateşkes ve kalıcı barış sağlanmadan da bölgemiz huzura kavuşamaz.
Her kim daha fazla kan dökerek, daha fazla yıkarak, yok ederek, sivil katlederek güvenliğini artıracağına inanıyorsa vahim bir yanlışın içindedir.
Türkiye, İsrail saldırganlığına karşı elindeki tüm imkânlarla Lübnan’ın arkasında durmuş, insani yardımlarını sürdürmüştür.
İsrail’in ateşkese harfiyen uyması ve Lübnan’da yol açtığı zararı tazmin etmesi için uluslararası toplum tarafından baskının sürdürülmesi gereklidir.
Biz de bu konuda üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz.
Aziz kardeşimle Suriye’deki gelişmeleri de etraflıca değerlendirdik.
Suriye’nin iki önemli komşusu olarak birlikte hareket etmemiz gerektiği hususunda mutabıkız.
Türkiye ve Lübnan olarak müşterek hedefimiz, Suriye’yi yeni bir şevkle ayağa kaldırmaktır.
Biz kardeşliğimizin ve komşuluğumuzun gereği ne ise dün olduğu gibi bugün ve yarın da yapmaya devam edeceğiz.
Lübnan’ın istikrarını hedef alan her türlü teşebbüsün karşısındayız. Lübnan halkının birliğine ve iç barışına katkılarımızı sürdüreceğiz.
Lübnan’ın güvenliği, bölgenin istikrarından ayrı değerlendirilemez.
Gazze’de ateşkes ve kalıcı barış sağlanmadan da bölgemiz huzura kavuşamaz.
Her kim daha fazla kan dökerek, daha fazla yıkarak, yok ederek, sivil katlederek güvenliğini artıracağına inanıyorsa vahim bir yanlışın içindedir.
Türkiye, İsrail saldırganlığına karşı elindeki tüm imkânlarla Lübnan’ın arkasında durmuş, insani yardımlarını sürdürmüştür.
İsrail’in ateşkese harfiyen uyması ve Lübnan’da yol açtığı zararı tazmin etmesi için uluslararası toplum tarafından baskının sürdürülmesi gereklidir.
Biz de bu konuda üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz.
Aziz kardeşimle Suriye’deki gelişmeleri de etraflıca değerlendirdik.
Suriye’nin iki önemli komşusu olarak birlikte hareket etmemiz gerektiği hususunda mutabıkız.
Türkiye ve Lübnan olarak müşterek hedefimiz, Suriye’yi yeni bir şevkle ayağa kaldırmaktır.
Biz kardeşliğimizin ve komşuluğumuzun gereği ne ise dün olduğu gibi bugün ve yarın da yapmaya devam edeceğiz.