This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Terör baronları Türk siyasetini dizayn edemeyecekler, 85 milyonun arasına nifak duvarları öremeyecekler, ülkemizi istikametinden saptıramayacaklar.
Yurt içinde veya dışında Türkiye düşmanlarıyla birlikte hareket edenlerin akıbetleri berbat olacaktır.
Yurt içinde veya dışında Türkiye düşmanlarıyla birlikte hareket edenlerin akıbetleri berbat olacaktır.
Ülkemizde ve dünyanın dört bir yanında yaşayan vatandaşlarımızın her birinin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı tebrik ediyorum.
Ülkemizde ve dünyanın farklı coğrafyalarında bayram sevincimizi paylaşan dostlarımızın tamamına ülkem ve milletim adına teşekkürlerimi sunuyorum.
Binlerce yıllık devletler silsilemizin son ve ebedî halkası olan Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere devletimizin kurucu kadrolarını şükranla yâd ediyorum.
Malazgirt’ten bugüne istiklalimiz ve istikbalimiz için vatan topraklarını kanlarıyla sulayan şehitlerimize ve gazilerimize Allah’tan rahmet diliyorum.
Millet olarak Cumhurbaşkanlığı forsumuzdaki 16 yıldızda manasını bulan, 2 bin 200 yılı aşan köklü bir devlet geleneğine sahibiz.
Anadolu topraklarında Selçuklu’dan Osmanlı’ya ve nihayet Cumhuriyete uzanan devletlerimizin mirası olan bağımsız, güçlü, onurlu, müreffeh Türkiye’yi ilelebet payidar kılmakta kararlıyız.
Allah’ın yardımı, milletimizin feraseti ve desteği, ülkemizin siyasi ve askerî gücü sayesinde, girdiğimiz yeni dönemden Cumhuriyetimizi daha da güçlenmiş olarak çıkartmak azmindeyiz.
Şehitlerimizin ruhları şad, mekânları ali, hatıraları baki olsun.
Cumhuriyetimizin 101’inci yıl dönümü kutlu olsun.
Ülkemizde ve dünyanın farklı coğrafyalarında bayram sevincimizi paylaşan dostlarımızın tamamına ülkem ve milletim adına teşekkürlerimi sunuyorum.
Binlerce yıllık devletler silsilemizin son ve ebedî halkası olan Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere devletimizin kurucu kadrolarını şükranla yâd ediyorum.
Malazgirt’ten bugüne istiklalimiz ve istikbalimiz için vatan topraklarını kanlarıyla sulayan şehitlerimize ve gazilerimize Allah’tan rahmet diliyorum.
Millet olarak Cumhurbaşkanlığı forsumuzdaki 16 yıldızda manasını bulan, 2 bin 200 yılı aşan köklü bir devlet geleneğine sahibiz.
Anadolu topraklarında Selçuklu’dan Osmanlı’ya ve nihayet Cumhuriyete uzanan devletlerimizin mirası olan bağımsız, güçlü, onurlu, müreffeh Türkiye’yi ilelebet payidar kılmakta kararlıyız.
Allah’ın yardımı, milletimizin feraseti ve desteği, ülkemizin siyasi ve askerî gücü sayesinde, girdiğimiz yeni dönemden Cumhuriyetimizi daha da güçlenmiş olarak çıkartmak azmindeyiz.
Şehitlerimizin ruhları şad, mekânları ali, hatıraları baki olsun.
Cumhuriyetimizin 101’inci yıl dönümü kutlu olsun.
Cumhuriyetimizin 101’inci yıl dönümünde Jandarma Genel Komutanlığımızın ihtiyacını karşılamak üzere geliştirilen Gökbey helikopterimizin ilk teslimatını gerçekleştirdik. 🇹🇷
Seri üretim sözleşmesi kapsamındaki 2 adet helikopterin teslimatı da yıl sonuna kadar yapılacak.
Buna ilave olarak Kara Kuvvetleri Komutanlığımıza 7 adet, Hava Kuvvetleri Komutanlığımıza 4 adet, Jandarma Genel Komutanlığımıza 3 adet, Emniyet Genel Müdürlüğümüze 3 adet, Sahil Güvenlik Komutanlığımıza 3 adet olmak üzere toplamda 20 adet Gökbey helikopterinin teslimatı 2026 yılı içinde tamamlanacak.
Deniz Kuvvetleri Komutanlığımızın ihtiyaçları için ilave 57 adet Gökbey helikopterinin seri üretimine yönelik planlamalar devam ediyor.
Bununla birlikte 2026 yılı başından sonra hâlihazırda Sağlık Bakanlığı için üretimi devam eden ambulans helikopterler de teslim edilecek.
Önümüzdeki dönemde 100’den fazla Gökbey ihtiyacına yönelik tedarik planlaması sürüyor.
Öte yandan TEI firmamız tarafından geliştirilen TS1400 motoru ile Gökbey helikopterimizin ilk uçuşu 2023 yılında gerçekleştirildi.
2028 yılından itibaren Gökbey helikopterlerimizin teslimatlarını inşallah bu motorumuzla yapacağız.
Seri üretim sözleşmesi kapsamındaki 2 adet helikopterin teslimatı da yıl sonuna kadar yapılacak.
Buna ilave olarak Kara Kuvvetleri Komutanlığımıza 7 adet, Hava Kuvvetleri Komutanlığımıza 4 adet, Jandarma Genel Komutanlığımıza 3 adet, Emniyet Genel Müdürlüğümüze 3 adet, Sahil Güvenlik Komutanlığımıza 3 adet olmak üzere toplamda 20 adet Gökbey helikopterinin teslimatı 2026 yılı içinde tamamlanacak.
Deniz Kuvvetleri Komutanlığımızın ihtiyaçları için ilave 57 adet Gökbey helikopterinin seri üretimine yönelik planlamalar devam ediyor.
Bununla birlikte 2026 yılı başından sonra hâlihazırda Sağlık Bakanlığı için üretimi devam eden ambulans helikopterler de teslim edilecek.
Önümüzdeki dönemde 100’den fazla Gökbey ihtiyacına yönelik tedarik planlaması sürüyor.
Öte yandan TEI firmamız tarafından geliştirilen TS1400 motoru ile Gökbey helikopterimizin ilk uçuşu 2023 yılında gerçekleştirildi.
2028 yılından itibaren Gökbey helikopterlerimizin teslimatlarını inşallah bu motorumuzla yapacağız.
Daha önce bize silah verenler attığımız kurşunların çetelesini tutardı, kimi zaman da bunun hesabını sorardı.
Teröre karşı yürüttüğümüz mücadelede sürekli engellerle karşılaşırdık.
Hamdolsun artık kendi geliştirdiğimiz silahları kullanarak tüm bu sorunları aştık, aşıyoruz.
Millî güvenliğimize dair konularda adım atarken artık kimsenin icazetini aramıyoruz.
Cumhuriyetimizin ilk yıllarında Gazi Mustafa Kemal’in başlattığı sanayi hamlesinde savunma sanayimiz de bulunmaktaydı.
Vecihi Hürkuş, Şakir Zümre, Nuri Demirağ, Nuri Killigil gibi müteşebbislerin gayretlerini bugün bile hayranlıkla hatırlıyoruz.
Ancak bu vizyoner çabaların içeriden ve dışarıdan birileri tarafından nasıl akamete uğratıldığını da hepimiz çok iyi biliyoruz.
Kıbrıs Barış Harekâtı’nda dışa bağımlı olmanın sakıncalarını hem de acı bir şekilde tecrübe ettik.
Uyguladığımız politikalarla %20’lerde olan savunma sanayisi yerlilik oranı, bugün %80’leri geçti.
Tabii bununla yetinmeyeceğiz.
Önümüzdeki dönemde İHA ve SİHA’ların yanı sıra insansız ve otonom deniz araçlarından denizaltı platformlarına ve uçak gemilerine kadar çeşitli muharip deniz platformlarının geliştirilmesine ağırlık vereceğiz.
Terörist sızmaların engellenmesinden hasım unsurlardan gelebilecek taarruzların önlenmesine kadar birçok asimetrik tehdidin bertaraf edilmesinde katmanlı hava savunma sistemlerimizin güçlendirilmesine ihtiyacımız var.
Sistemler sistemi Çelik Kubbe’yle inşallah bu kapasiteye erişeceğiz.
Yine bu süreçte uzun menzilli füze kabiliyetlerimizi de artıracağız.
Dosta güven aşılayan, düşmanlara korku salan bir caydırıcılığa ulaşıncaya kadar hiçbir alanı ihmal etmeden hep birlikte çalışacağız.
Teröre karşı yürüttüğümüz mücadelede sürekli engellerle karşılaşırdık.
Hamdolsun artık kendi geliştirdiğimiz silahları kullanarak tüm bu sorunları aştık, aşıyoruz.
Millî güvenliğimize dair konularda adım atarken artık kimsenin icazetini aramıyoruz.
Cumhuriyetimizin ilk yıllarında Gazi Mustafa Kemal’in başlattığı sanayi hamlesinde savunma sanayimiz de bulunmaktaydı.
Vecihi Hürkuş, Şakir Zümre, Nuri Demirağ, Nuri Killigil gibi müteşebbislerin gayretlerini bugün bile hayranlıkla hatırlıyoruz.
Ancak bu vizyoner çabaların içeriden ve dışarıdan birileri tarafından nasıl akamete uğratıldığını da hepimiz çok iyi biliyoruz.
Kıbrıs Barış Harekâtı’nda dışa bağımlı olmanın sakıncalarını hem de acı bir şekilde tecrübe ettik.
Uyguladığımız politikalarla %20’lerde olan savunma sanayisi yerlilik oranı, bugün %80’leri geçti.
Tabii bununla yetinmeyeceğiz.
Önümüzdeki dönemde İHA ve SİHA’ların yanı sıra insansız ve otonom deniz araçlarından denizaltı platformlarına ve uçak gemilerine kadar çeşitli muharip deniz platformlarının geliştirilmesine ağırlık vereceğiz.
Terörist sızmaların engellenmesinden hasım unsurlardan gelebilecek taarruzların önlenmesine kadar birçok asimetrik tehdidin bertaraf edilmesinde katmanlı hava savunma sistemlerimizin güçlendirilmesine ihtiyacımız var.
Sistemler sistemi Çelik Kubbe’yle inşallah bu kapasiteye erişeceğiz.
Yine bu süreçte uzun menzilli füze kabiliyetlerimizi de artıracağız.
Dosta güven aşılayan, düşmanlara korku salan bir caydırıcılığa ulaşıncaya kadar hiçbir alanı ihmal etmeden hep birlikte çalışacağız.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
“Savunma sanayisinde tam bağımsız Türkiye” hayalimizi gerçeğe dönüştürünceye kadar bize durmak, dinlenmek, nefeslenmek yok.
Oynanan oyunlar karşısında millet ve devlet olarak kaçmayacak, geri adım atmayacak, karanlık senaryolara teslim olmayacak, sinsi oyunlara yenilmeyeceğiz.
Tam tersine, onurlu ve dirayetli duruşumuzdan taviz vermeden kendimize yakışır şekilde mücadeleye devam edeceğiz.
Sınırlarımızın güvenliğiyle yetinmeyecek; bölgemizin ve dünyanın huzuru, mazlumların felahı için çalışmaktan vazgeçmeyeceğiz.
Siyasi, sosyal ve ekonomik tüm hedefleriyle Türkiye Yüzyılı’nı mutlaka hayata geçireceğiz.
Cumhuriyetimizin 101’inci yıl dönümünde bu ahde 85 milyon vatandaşımızın her birinin canıgönülden katıldığına inanıyorum.
Köken, inanç, mezhep, meşrep, siyasi ve ideolojik farklılık ayrıt etmeksizin yüreği bu ülke ve bu millet sevgisiyle çarpan herkese, tüm vatandaşlarıma samimiyetle sesleniyorum:
Gelin, Türkiye Yüzyılı’nı birlikte inşa edelim.
Gelin, son iki asırdır dünyada yaşanan büyük dönüşümleri kaçırmamıza yol açan farklılıklarımızı Türkiye Yüzyılı’nın inşasının harcı, tuğlası, demiri haline getirelim.
Gelin, Hünkâr Hacı Bektaş’tan aldığımız ilhamla bir olalım, iri olalım, diri olalım, kardeş olalım, hep birlikte Türkiye olalım.
Gelin, ayrık otlarını değil bin yıllık kardeşliğimizi büyütelim, güçlendirelim.
Bu hasbi çağrımıza kulak verecek, gönül açacak, yoldaşlık edecek herkes tarihin şanlı sayfalarında hak ettiği yeri muhakkak alacaktır.
Vatan topraklarındaki bin yıllık varlığımızı şanla, şerefle taçlandıracak yeni başarıları hayata geçirene kadar bize durmak, duraksamak yoktur.
Tam tersine, onurlu ve dirayetli duruşumuzdan taviz vermeden kendimize yakışır şekilde mücadeleye devam edeceğiz.
Sınırlarımızın güvenliğiyle yetinmeyecek; bölgemizin ve dünyanın huzuru, mazlumların felahı için çalışmaktan vazgeçmeyeceğiz.
Siyasi, sosyal ve ekonomik tüm hedefleriyle Türkiye Yüzyılı’nı mutlaka hayata geçireceğiz.
Cumhuriyetimizin 101’inci yıl dönümünde bu ahde 85 milyon vatandaşımızın her birinin canıgönülden katıldığına inanıyorum.
Köken, inanç, mezhep, meşrep, siyasi ve ideolojik farklılık ayrıt etmeksizin yüreği bu ülke ve bu millet sevgisiyle çarpan herkese, tüm vatandaşlarıma samimiyetle sesleniyorum:
Gelin, Türkiye Yüzyılı’nı birlikte inşa edelim.
Gelin, son iki asırdır dünyada yaşanan büyük dönüşümleri kaçırmamıza yol açan farklılıklarımızı Türkiye Yüzyılı’nın inşasının harcı, tuğlası, demiri haline getirelim.
Gelin, Hünkâr Hacı Bektaş’tan aldığımız ilhamla bir olalım, iri olalım, diri olalım, kardeş olalım, hep birlikte Türkiye olalım.
Gelin, ayrık otlarını değil bin yıllık kardeşliğimizi büyütelim, güçlendirelim.
Bu hasbi çağrımıza kulak verecek, gönül açacak, yoldaşlık edecek herkes tarihin şanlı sayfalarında hak ettiği yeri muhakkak alacaktır.
Vatan topraklarındaki bin yıllık varlığımızı şanla, şerefle taçlandıracak yeni başarıları hayata geçirene kadar bize durmak, duraksamak yoktur.
Ülkenin ve milletin ortak çıkarları yerine kendi şahsi ve zümrevi gündemlerinin peşinde olanlar, her zamanki gibi tutarsızlık ve boş laf bataklığında çırpınmayı sürdürmektedir. Şunun bilinmesini isterim ki bizim muhatabımız milletimizdir.
Gerisi lafügüzaftır.
Milletimizin Türkiye’nin terör kamburundan kurtulması, dünyada ve bölgesinde yaşanan istikrarsızlıklardan uzak kalması noktasında gereken adımların atılması yaklaşımımızı desteklediğini biliyoruz.
Şu hususun da altını özellikle çiziyorum:
Bizim Irak ve Suriye’nin kuzeyindeki bölücü terör örgütüne, kandan beslenen Kandil’deki terör baronlarına hiçbir çağrımız yoktur, olamaz da.
TUSAŞ’a yapılan kalleş ve alçakça saldırı bir kez daha göstermiştir ki teröristin anlayacağı yegâne dil, terörle tavizsiz mücadeledir.
Türkiye içinde de Irak’ta ve Suriye’de de Avrupa başta olmak üzere var olduğu her yerde terörle mücadelemizi kararlılıkla sürdürecek, ülkemize tehdit nereden geliyorsa mutlaka kökünü kazıyacağız.
İnşallah önümüzdeki dönemde milletimize, hem boydan boya tüm güney sınırlarımızın güvenliğini hem insanımızın can ve mal emniyetini garanti altına alacak yeni müjdelerimiz olacak.
Gerisi lafügüzaftır.
Milletimizin Türkiye’nin terör kamburundan kurtulması, dünyada ve bölgesinde yaşanan istikrarsızlıklardan uzak kalması noktasında gereken adımların atılması yaklaşımımızı desteklediğini biliyoruz.
Şu hususun da altını özellikle çiziyorum:
Bizim Irak ve Suriye’nin kuzeyindeki bölücü terör örgütüne, kandan beslenen Kandil’deki terör baronlarına hiçbir çağrımız yoktur, olamaz da.
TUSAŞ’a yapılan kalleş ve alçakça saldırı bir kez daha göstermiştir ki teröristin anlayacağı yegâne dil, terörle tavizsiz mücadeledir.
Türkiye içinde de Irak’ta ve Suriye’de de Avrupa başta olmak üzere var olduğu her yerde terörle mücadelemizi kararlılıkla sürdürecek, ülkemize tehdit nereden geliyorsa mutlaka kökünü kazıyacağız.
İnşallah önümüzdeki dönemde milletimize, hem boydan boya tüm güney sınırlarımızın güvenliğini hem insanımızın can ve mal emniyetini garanti altına alacak yeni müjdelerimiz olacak.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Türkiye içinde şartlar müsait hale gelmişken, coğrafyamız bir ateş çemberine dönüşmüşken, bölgemizde sınırlar yeniden çizilmek istenirken ezelî kardeşliğimizi ebedî olarak muhafaza etmek yolunda bizim asli muhatabımız bizzat Kürt kardeşlerimizdir.
Şurası çok net anlaşılmalıdır ki Türkiye’nin terörü destekleyen, teröre arka çıkan, terörün sözcülüğünü yapan, kardeşliğe değil husumete, demokrasiye değil anarşiye, hukuka değil hukuksuzluğa hizmet eden oluşumlara taviz vermesi, bunlara göz yumması mümkün değildir.
Terörün boyunduruğundan hâlen çıkamayan, dahası Türkiyelileşmeye dair istek ve iradesi henüz olmayan siyasi parti de yaptığı son açıklamayla nerede durduğunun işaretini vermiştir.
Terörle siyaset, şiddetle demokrasi yan yana gelmez, aynı kapta bir arada bulunmaz.
Bir koltukta terör, diğerinde sivil siyaset taşınmaz.
Hukukun ve demokrasinin içine girmeyen hukuk ve demokrasi içinde karşılığını alır, almıştır ve bundan sonra da alacaktır.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Özgür Özel’e de takdirlerimi iletiyorum.
AK Parti olarak kurulduğumuz andan itibaren hep söylediğimiz “devlet herkesin devleti olmalı, devlet herkesi eşit kucaklamalı” siyasetimizi, 23 yıllık bir gecikmeyle de olsa açık yüreklilikle dile getirdiği ve kardeşliğe katkı sağladığı için Sayın Özel’i tebrik ediyorum.
CHP’nin, Sayın Özel’in genel başkanlığında, tarihin bu önemli kırılma noktasında doğru yerde duracağına, kardeşliğin safında yer alacağına inanmak istiyorum.
Terörün boyunduruğundan hâlen çıkamayan, dahası Türkiyelileşmeye dair istek ve iradesi henüz olmayan siyasi parti de yaptığı son açıklamayla nerede durduğunun işaretini vermiştir.
Terörle siyaset, şiddetle demokrasi yan yana gelmez, aynı kapta bir arada bulunmaz.
Bir koltukta terör, diğerinde sivil siyaset taşınmaz.
Hukukun ve demokrasinin içine girmeyen hukuk ve demokrasi içinde karşılığını alır, almıştır ve bundan sonra da alacaktır.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Özgür Özel’e de takdirlerimi iletiyorum.
AK Parti olarak kurulduğumuz andan itibaren hep söylediğimiz “devlet herkesin devleti olmalı, devlet herkesi eşit kucaklamalı” siyasetimizi, 23 yıllık bir gecikmeyle de olsa açık yüreklilikle dile getirdiği ve kardeşliğe katkı sağladığı için Sayın Özel’i tebrik ediyorum.
CHP’nin, Sayın Özel’in genel başkanlığında, tarihin bu önemli kırılma noktasında doğru yerde duracağına, kardeşliğin safında yer alacağına inanmak istiyorum.
Cumhur İttifakı, ülkemizin ve demokrasimizin son 7-8 yılda maruz kaldığı pek çok saldırının, pek çok antidemokratik girişimin püskürtülmesinde en sağlam direniş hattımız olmuştur.
Bugün de terör belası başta olmak üzere kronik sorunlarımızı çözmek, kardeşliği pekiştirmek, Türkiye’yi kardeşlik ekseninde büyütmek için önümüze bir kez daha bulunmaz bir imkân çıkmıştır.
Ülke ve millet olarak yakaladığımız iç cepheyi dosta düşmana karşı güçlendirme fırsatının, milletin meşru temsilcisi siyaset kurumu tarafından çok iyi değerlendirilmesi gerekiyor.
Tavır, konuşma, söylem ve siyasetiyle, feraset ve tecrübesiyle vatan sevgisinin, millet sevgisinin, Cumhuriyet aşkının, en önemlisi de milliyetçiliğin ne olduğunu, ne manaya geldiğini en açık, en sarih, en çarpıcı şekilde izah eden Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye teşekkürlerimi sunuyorum.
Türkiye Cumhuriyeti çatısı altında, al bayrağımızın gölgesinde, aydınlık, müreffeh ve kardeşçe bir istikbali birlikte kurmak için açılan bu fırsat penceresini en iyi şekilde değerlendireceğimize yürekten inanıyorum.
Bugün de terör belası başta olmak üzere kronik sorunlarımızı çözmek, kardeşliği pekiştirmek, Türkiye’yi kardeşlik ekseninde büyütmek için önümüze bir kez daha bulunmaz bir imkân çıkmıştır.
Ülke ve millet olarak yakaladığımız iç cepheyi dosta düşmana karşı güçlendirme fırsatının, milletin meşru temsilcisi siyaset kurumu tarafından çok iyi değerlendirilmesi gerekiyor.
Tavır, konuşma, söylem ve siyasetiyle, feraset ve tecrübesiyle vatan sevgisinin, millet sevgisinin, Cumhuriyet aşkının, en önemlisi de milliyetçiliğin ne olduğunu, ne manaya geldiğini en açık, en sarih, en çarpıcı şekilde izah eden Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye teşekkürlerimi sunuyorum.
Türkiye Cumhuriyeti çatısı altında, al bayrağımızın gölgesinde, aydınlık, müreffeh ve kardeşçe bir istikbali birlikte kurmak için açılan bu fırsat penceresini en iyi şekilde değerlendireceğimize yürekten inanıyorum.