Bugün başarıdan başarıya koşan millî sporcularımızın yanı sıra bilimde, sanatta, sivil toplum ve teknolojide önemli işlere imza atan gençlerimizle bir araya geldik.
Yarınlarımızın mimarı, geleceğimizin teminatı, Türkiye Yüzyılı’nın mihmandarı gençlerimizle gurur duyuyorum.
Elde ettikleri başarılardan ötürü sevgili gençlerimizi canıgönülden tebrik ediyor, başarılarının inşallah daim olmasını diliyorum.
Ülkemize yaşattıkları sevinçler için her bir gencimize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Gençlerimizi yetiştiren anne ve babalarımıza, hoca ve eğitmenlerimize şükranlarımı iletiyor, hepsine sağlıklı ve huzurlu ömürler diliyorum.
Yarınlarımızın mimarı, geleceğimizin teminatı, Türkiye Yüzyılı’nın mihmandarı gençlerimizle gurur duyuyorum.
Elde ettikleri başarılardan ötürü sevgili gençlerimizi canıgönülden tebrik ediyor, başarılarının inşallah daim olmasını diliyorum.
Ülkemize yaşattıkları sevinçler için her bir gencimize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Gençlerimizi yetiştiren anne ve babalarımıza, hoca ve eğitmenlerimize şükranlarımı iletiyor, hepsine sağlıklı ve huzurlu ömürler diliyorum.
Türk Devletleri Teşkilatımızın gayriresmî zirvesini derin dostluk ilişkilerine sahip olduğumuz Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de gerçekleştirdik.
Zirvede imzaladığımız Budapeşte Deklarasyonu’nun Türk dünyası ile tüm dost ve kardeş ülkelere hayırlı olmasını temenni ediyorum.
Teşkilatımızın bir zirvesini ilk defa gözlemci ülkede tertiplememiz, Macaristan’a verdiğimiz önemin en açık göstergesidir.
Doğu ile Batı arasında güvenli ve kesintisiz ulaşım hattını teşkil eden Orta Koridor, stratejik bir güzergâh olarak öne çıkıyor.
Orta Koridor’un başarısı için Teşkilat bünyesinde iş birliğine büyük önem veriyor, üye devletlerin desteğini bekliyoruz.
Geçmişte Kıbrıs’ta, Karabağ’da, Bosna’da ve bugün de Gazze’de yaşanan trajediler, bizlere sınırlarımızın ötesini de düşünmemiz gerektiğini hatırlatıyor.
Sesimizi duyuracağımız her vesile, insanlığın ihtiyaç duyduğu adil düzen, hakça paylaşım ve hukuk temelli sistem arayışlarına cevap olacaktır.
Kardeşlik hukukumuzun gereği olarak birbirimizi kollarken aramızdaki dayanışmayı çok daha görünür kılmamız gerekiyor.
Aile meclisimizin, Türk dünyasının ayrılmaz parçası olan Kıbrıs Türk halkıyla dayanışmasını artırmasının önemini vurgulamak istiyorum.
Türk dünyasının, doğru bildiği yoldan şaşmadan gönülden bağlı olduğu Kıbrıs Türklerinin hak, özgürlük ve adalet mücadelesine çok daha fazla omuz vermesini bekliyoruz.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bulunmadığı bir Türk dünyası aile fotoğrafının her zaman eksik kalacağını düşünüyoruz.
Bu nedenle bugünkü zirvemizde KKTC’nin Türk Akademisine gözlemci üyeliğine ilişkin aldığımız kararı çok önemli bir ilave adım olarak görüyoruz.
Türk dünyamız için stratejik önemi haiz Kafkaslar’da yaşanan gelişmeleri yakından takip ediyoruz.
Can Azerbaycan’ın Ermenistan’la barış anlaşması üzerinde mutabık kalmasından memnunuz.
Muzaffer Cumhurbaşkanı, aziz kardeşim Aliyev’in bölgeye barışı getirecek lider olarak tarihe geçeceğinden eminim.
Modern zamanların en şiddetli insani felaketinin yaşandığı Gazze’de ise sivil halk âdeta cehennemi yaşıyor; Birleşmiş Milletler, yardım ulaşmazsa 14 bin bebeğin ölebileceğine dair vahim bir uyarıda bulunuyor.
Türk dünyası olarak ateşkesin tesisi, insani yardımların kesintisiz sevkiyatı, Gazze’nin yeniden imarı ile adil ve kalıcı bir barış sürecinin başlatılması yönündeki çabalara katkılarımız önemlidir.
Türk dünyası olarak tam bir dayanışma içinde, karşılıklı saygı ve kardeşlik içinde geleceğe hep beraber yürüyeceğimize inanıyorum.
Zirvede imzaladığımız Budapeşte Deklarasyonu’nun Türk dünyası ile tüm dost ve kardeş ülkelere hayırlı olmasını temenni ediyorum.
Teşkilatımızın bir zirvesini ilk defa gözlemci ülkede tertiplememiz, Macaristan’a verdiğimiz önemin en açık göstergesidir.
Doğu ile Batı arasında güvenli ve kesintisiz ulaşım hattını teşkil eden Orta Koridor, stratejik bir güzergâh olarak öne çıkıyor.
Orta Koridor’un başarısı için Teşkilat bünyesinde iş birliğine büyük önem veriyor, üye devletlerin desteğini bekliyoruz.
Geçmişte Kıbrıs’ta, Karabağ’da, Bosna’da ve bugün de Gazze’de yaşanan trajediler, bizlere sınırlarımızın ötesini de düşünmemiz gerektiğini hatırlatıyor.
Sesimizi duyuracağımız her vesile, insanlığın ihtiyaç duyduğu adil düzen, hakça paylaşım ve hukuk temelli sistem arayışlarına cevap olacaktır.
Kardeşlik hukukumuzun gereği olarak birbirimizi kollarken aramızdaki dayanışmayı çok daha görünür kılmamız gerekiyor.
Aile meclisimizin, Türk dünyasının ayrılmaz parçası olan Kıbrıs Türk halkıyla dayanışmasını artırmasının önemini vurgulamak istiyorum.
Türk dünyasının, doğru bildiği yoldan şaşmadan gönülden bağlı olduğu Kıbrıs Türklerinin hak, özgürlük ve adalet mücadelesine çok daha fazla omuz vermesini bekliyoruz.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bulunmadığı bir Türk dünyası aile fotoğrafının her zaman eksik kalacağını düşünüyoruz.
Bu nedenle bugünkü zirvemizde KKTC’nin Türk Akademisine gözlemci üyeliğine ilişkin aldığımız kararı çok önemli bir ilave adım olarak görüyoruz.
Türk dünyamız için stratejik önemi haiz Kafkaslar’da yaşanan gelişmeleri yakından takip ediyoruz.
Can Azerbaycan’ın Ermenistan’la barış anlaşması üzerinde mutabık kalmasından memnunuz.
Muzaffer Cumhurbaşkanı, aziz kardeşim Aliyev’in bölgeye barışı getirecek lider olarak tarihe geçeceğinden eminim.
Modern zamanların en şiddetli insani felaketinin yaşandığı Gazze’de ise sivil halk âdeta cehennemi yaşıyor; Birleşmiş Milletler, yardım ulaşmazsa 14 bin bebeğin ölebileceğine dair vahim bir uyarıda bulunuyor.
Türk dünyası olarak ateşkesin tesisi, insani yardımların kesintisiz sevkiyatı, Gazze’nin yeniden imarı ile adil ve kalıcı bir barış sürecinin başlatılması yönündeki çabalara katkılarımız önemlidir.
Türk dünyası olarak tam bir dayanışma içinde, karşılıklı saygı ve kardeşlik içinde geleceğe hep beraber yürüyeceğimize inanıyorum.
Bugün Budapeşte’de yaptığımız Türk Devletleri Teşkilatı Gayriresmî Zirvesi’nde Türk Dünyası Kültür Elçisi, Nobel ödüllü bilim insanımız Prof. Dr. Sayın Aziz Sancar’a Türk dünyasında bilimsel çalışmalara üstün katkılarından dolayı Ali Şir Nevai Uluslararası Ödülü’nü takdim ettik.
İstikbalimizin teminatı olan gençlerimizin, Sayın Sancar’ın izinden giderek bilimde, teknolojide, ilimde ve diğer alanlarda Türk milletine daha nice başarılar yaşatacağına inanıyoruz.
İstikbalimizin teminatı olan gençlerimizin, Sayın Sancar’ın izinden giderek bilimde, teknolojide, ilimde ve diğer alanlarda Türk milletine daha nice başarılar yaşatacağına inanıyoruz.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Türk devletleri olarak bizler, tarihin ve medeniyetin kesişim noktasında, Doğu’nun bilgeliğiyle Batı’nın dinamizmini birleştiren köklü bir mirasın taşıyıcılarıyız.
Bugün İstanbul’umuzda, medeniyetimizin kalbinde insanlığın geleceği adına hayati bir konuyu ele almak üzere bir araya geldik.
Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleşen Uluslararası Aile Forumu’nun ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Bu forum, devlet olarak aile müessesesine verdiğimiz önemin en somut işaretidir.
Forum kapsamında farklı başlıklarda sunulacak tebliğler, başta devlet adamları olmak üzere uluslararası aktörlere yol gösterecektir.
26 ülkenin katılımıyla gerçekleştirdiğimiz bu forumun tüm dünyaya açık ve güçlü bir mesaj teşkil ettiğini düşünüyorum.
İnşallah burada ortaya koyacağımız ortak bildiri, Birleşmiş Milletler başta olmak üzere tüm uluslararası platformlarda yankı bulacaktır.
Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleşen Uluslararası Aile Forumu’nun ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Bu forum, devlet olarak aile müessesesine verdiğimiz önemin en somut işaretidir.
Forum kapsamında farklı başlıklarda sunulacak tebliğler, başta devlet adamları olmak üzere uluslararası aktörlere yol gösterecektir.
26 ülkenin katılımıyla gerçekleştirdiğimiz bu forumun tüm dünyaya açık ve güçlü bir mesaj teşkil ettiğini düşünüyorum.
İnşallah burada ortaya koyacağımız ortak bildiri, Birleşmiş Milletler başta olmak üzere tüm uluslararası platformlarda yankı bulacaktır.
Ailenin çöktüğü, çözüldüğü, yıprandığı her toplum kökünden çürümeye, yozlaşmaya ve nihayetinde berhava olup gitmeye mahkûmdur.
Aileyi savunmak insanı savunmaktır, aileyi korumak toplumu yaşatmaktır, aileyi büyütmek geleceği inşa etmektir.
Aile, huzur bulduğumuz, güven bulduğumuz, kendimizi bulduğumuz en korunaklı limanımızdır.
Aile, fertleri bir arada tuttuğu kadar istikbalimizin teminatı olan çocukların da doğduğu, büyüdüğü, ilk eğitimlerini aldığı müşfik bir yuvadır.
Tarih bize şu hakikati defalarca göstermiştir:
Modernleşmeyi ailesizleşme ve yalnızlaşma gibi iki kavram üzerine bina eden anlayışın bireye de topluma da huzur vermesi mümkün değildir.
Aileye yönelik her türlü tehdit ve saldırıya karşı koymak, aile kurumunu yüceltmek ve tahkim etmek hepimizin asli vazifesidir.
Aileyi savunmak insanı savunmaktır, aileyi korumak toplumu yaşatmaktır, aileyi büyütmek geleceği inşa etmektir.
Aile, huzur bulduğumuz, güven bulduğumuz, kendimizi bulduğumuz en korunaklı limanımızdır.
Aile, fertleri bir arada tuttuğu kadar istikbalimizin teminatı olan çocukların da doğduğu, büyüdüğü, ilk eğitimlerini aldığı müşfik bir yuvadır.
Tarih bize şu hakikati defalarca göstermiştir:
Modernleşmeyi ailesizleşme ve yalnızlaşma gibi iki kavram üzerine bina eden anlayışın bireye de topluma da huzur vermesi mümkün değildir.
Aileye yönelik her türlü tehdit ve saldırıya karşı koymak, aile kurumunu yüceltmek ve tahkim etmek hepimizin asli vazifesidir.
Bugün cinsiyetsizleştirmeyi teşvik eden malum odaklar, daha önce de uzun yıllar nüfus kontrolü ve aile planlaması politikalarının savunuculuğunu yapmışlardı.
1960’lardan itibaren dünyanın birçok bölgesinde olduğu gibi ülkemizde de maalesef benzer politikalar uygulandı.
Tıbbi zorunluluklar haricinde özünde bir cinayet olan kürtaj, yine aynı çevreler tarafından masumlaştırıldı, sıradan hale getirildi.
Neticede demografik dengemiz maalesef altüst oldu.
Bugün bu yanlışın, daha doğrusu art niyetli politikaların can yakıcı ve menfi sonuçlarıyla yüzleşiyoruz.
Türkiye’nin doğurganlık hızı, tarihimizde ilk kez 1,48’e gerilemiş durumda.
Karşı karşıya olduğumuz bu tablo sadece bir istatistik değil, bizi harekete geçmeye çağıran çok açık bir ikazdır.
Bu anlayışla son dönemde nüfusumuzu artıracak, evliliği teşvik edecek, en az 3 çocuk çağrımıza uygun şekilde evlat sahibi olmayı özendirecek çok önemli politikaları devreye alıyoruz.
Gençlerin evlenmelerini kolaylaştıracak ekonomik ve sosyal desteklerimizi ülke geneline yaygınlaştırdık.
Aile ve Gençlik Fonu’nu 81 ilimizde hayata geçirdik.
Bu yıl, doğacak çocuklar için çocuk sayısına göre artan destek paketleri sunduk.
Yalnızca demografik göstergelere odaklanan değil aynı zamanda aileyi ve insan fıtratını koruyan, değerleri yaşatan, toplumun sürekliliğini teminat altına alan kalıcı politikalar geliştirmeye devam edeceğiz.
1960’lardan itibaren dünyanın birçok bölgesinde olduğu gibi ülkemizde de maalesef benzer politikalar uygulandı.
Tıbbi zorunluluklar haricinde özünde bir cinayet olan kürtaj, yine aynı çevreler tarafından masumlaştırıldı, sıradan hale getirildi.
Neticede demografik dengemiz maalesef altüst oldu.
Bugün bu yanlışın, daha doğrusu art niyetli politikaların can yakıcı ve menfi sonuçlarıyla yüzleşiyoruz.
Türkiye’nin doğurganlık hızı, tarihimizde ilk kez 1,48’e gerilemiş durumda.
Karşı karşıya olduğumuz bu tablo sadece bir istatistik değil, bizi harekete geçmeye çağıran çok açık bir ikazdır.
Bu anlayışla son dönemde nüfusumuzu artıracak, evliliği teşvik edecek, en az 3 çocuk çağrımıza uygun şekilde evlat sahibi olmayı özendirecek çok önemli politikaları devreye alıyoruz.
Gençlerin evlenmelerini kolaylaştıracak ekonomik ve sosyal desteklerimizi ülke geneline yaygınlaştırdık.
Aile ve Gençlik Fonu’nu 81 ilimizde hayata geçirdik.
Bu yıl, doğacak çocuklar için çocuk sayısına göre artan destek paketleri sunduk.
Yalnızca demografik göstergelere odaklanan değil aynı zamanda aileyi ve insan fıtratını koruyan, değerleri yaşatan, toplumun sürekliliğini teminat altına alan kalıcı politikalar geliştirmeye devam edeceğiz.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Her ne kadar ülkemiz içindeki muhalefet partileri ve kimi kadın örgütleri tarafından himaye ediliyor olsa da millî bünyemizi açıkça tehdit eden cinsiyetsizleştirme projeleriyle mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.