Türkiye olarak 14 aydır Gazze’de kalıcı ateşkesin tesisine ve barışa fırsat tanınması gerektiğini vurguluyoruz.
Bölgemizde değişen dinamikler bunun için hiç olmadığı kadar elverişlidir.
İsrail hükûmetinin ısrarla ve inatla gittiği yol, açık söylüyorum, yol değildir.
Bu durum, Gazze ve Filistin için olduğu kadar Suriye için de geçerlidir.
Uluslararası toplumun bu katliamlar karşısındaki kayıtsızlığı, sistemi ayakta tutan temel hukuki ilkelerin, değerlerin her geçen gün daha da aşınmasına, örselenmesine, yok olmasına sebebiyet vermektedir.
Buna mutlaka bir “dur” denilmelidir.
Daha fazla kan dökerek, masum sivillerin tepesine daha fazla bomba yağdırarak güvenlik sağlanamaz.
Türkiye, Gazze’deki kan deryasının artık son bulması için değil elini, tüm vücudunu taşın altına koymaya hazırdır.
İsrail hükûmeti üzerinde etki sahibi küresel güçlerin Gazze’de de barış penceresinin açılması için artık inisiyatif alması gerektiğine inanıyoruz.
Şayet oyalama taktikleri yerine gerçekten samimi bir irade gösterilirse elbette netice alınacaktır.
Bölgemizde değişen dinamikler bunun için hiç olmadığı kadar elverişlidir.
İsrail hükûmetinin ısrarla ve inatla gittiği yol, açık söylüyorum, yol değildir.
Bu durum, Gazze ve Filistin için olduğu kadar Suriye için de geçerlidir.
Uluslararası toplumun bu katliamlar karşısındaki kayıtsızlığı, sistemi ayakta tutan temel hukuki ilkelerin, değerlerin her geçen gün daha da aşınmasına, örselenmesine, yok olmasına sebebiyet vermektedir.
Buna mutlaka bir “dur” denilmelidir.
Daha fazla kan dökerek, masum sivillerin tepesine daha fazla bomba yağdırarak güvenlik sağlanamaz.
Türkiye, Gazze’deki kan deryasının artık son bulması için değil elini, tüm vücudunu taşın altına koymaya hazırdır.
İsrail hükûmeti üzerinde etki sahibi küresel güçlerin Gazze’de de barış penceresinin açılması için artık inisiyatif alması gerektiğine inanıyoruz.
Şayet oyalama taktikleri yerine gerçekten samimi bir irade gösterilirse elbette netice alınacaktır.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Türkiye’yi bugünkü seviyesine nasıl AK Parti olarak biz getirdiysek inşallah mevcut sorunların çözümünü de biz sağlayacak, ülkemizi mutlaka hedeflerine ulaştıracağız.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin kabulünün 76’ncı yılı münasebetiyle düzenlenen Kardeşliğin Yüzü Programı’nın ülkemiz, milletimiz, gönül coğrafyamız ve dünyanın dört bir yanındaki tüm kardeşlerimiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.
Bu anlamlı programı tertip eden AK Parti İnsan Hakları Başkanlığımıza teşekkür ediyor, organizasyonda emeği geçen her bir kardeşimi tebrik ediyorum.
Ülkemizde, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde zikredilen hak ve özgürlükleri daraltan, kısıtlayan, yok sayan uygulamaların önüne biz geçtik.
Kültürel kimliği dolayısıyla kimsenin ayrımcılığa uğramayacağı adil ve demokratik bir sistemi milletimizle birlikte biz hayata geçirdik.
Başörtüsünün önündeki engelleri biz kaldırdık, kılık kıyafetinden ötürü devletten ve kamusal alandan dışlanan kadınların hak ve hukukunu yine biz müdafaa ettik.
Kültür Bakanlığımız bünyesinde kurduğumuz Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı ile Alevi ve Bektaşi vatandaşlarımızın haklarını yeniden ele aldık.
Kamu Denetçiliği Kurumu, İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu gibi yeni birimlerimizle hak ve özgürlüklerin önünü daha da açtık.
Yargı reformu yasa paketleriyle, insan hakları eylem planlarıyla, yargı reformu strateji belgeleriyle yargı ve adalet sistemimizi tahkim ettik.
Türkiye’de işkenceye biz son verdik, nefret suçları kavramını ceza mevzuatımıza biz ekledik.
İnşallah bundan sonra da 85 milyonun tamamının özgürlük alanlarını genişletecek nice çalışmayı yine milletimizle birlikte gerçekleştireceğiz.
Bu anlamlı programı tertip eden AK Parti İnsan Hakları Başkanlığımıza teşekkür ediyor, organizasyonda emeği geçen her bir kardeşimi tebrik ediyorum.
Ülkemizde, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde zikredilen hak ve özgürlükleri daraltan, kısıtlayan, yok sayan uygulamaların önüne biz geçtik.
Kültürel kimliği dolayısıyla kimsenin ayrımcılığa uğramayacağı adil ve demokratik bir sistemi milletimizle birlikte biz hayata geçirdik.
Başörtüsünün önündeki engelleri biz kaldırdık, kılık kıyafetinden ötürü devletten ve kamusal alandan dışlanan kadınların hak ve hukukunu yine biz müdafaa ettik.
Kültür Bakanlığımız bünyesinde kurduğumuz Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı ile Alevi ve Bektaşi vatandaşlarımızın haklarını yeniden ele aldık.
Kamu Denetçiliği Kurumu, İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu gibi yeni birimlerimizle hak ve özgürlüklerin önünü daha da açtık.
Yargı reformu yasa paketleriyle, insan hakları eylem planlarıyla, yargı reformu strateji belgeleriyle yargı ve adalet sistemimizi tahkim ettik.
Türkiye’de işkenceye biz son verdik, nefret suçları kavramını ceza mevzuatımıza biz ekledik.
İnşallah bundan sonra da 85 milyonun tamamının özgürlük alanlarını genişletecek nice çalışmayı yine milletimizle birlikte gerçekleştireceğiz.
14-28 Mayıs seçimlerinde Anadolu irfanının galip gelmesi, milletimizin tarihine yeni bir utanç lekesi bulaştırılmasının önüne geçmiştir.
Hepimizi derinden sarsan Sednaya Hapishanesi gibi ölüm merkezlerine baktığımızda nasıl bir felaketin eşiğinden dönüldüğü daha iyi anlaşılıyor.
Suriyeli muhacirleri ensar ruhuyla 13 yıl boyunca hamdolsun en güzel şekilde misafir ettik.
Elbette bu süreci zehirlemek isteyenler de oldu.
CHP’nin eski genel başkanı gibi Nazivari ırkçı nefret söylemleriyle milletimizi galeyana getirmeye çalışanlar çıktı.
Sırf seçimde üç beş oy daha fazla alabilmek uğruna ne bize ne milletimize ne de inancımıza yakışmayan yollara tevessül ettiler.
Birileri de buna sırf menfaatlerini koruma adına sessiz kaldı.
Peki sonuçta ne oldu?
Vicdan kazandı, insanlık kazandı, merhamet kazandı, dayanışma kazandı, yüce gönüllü olmak kazandı.
Muhacirleri bile bile ölüme göndermek isteyenler ise hem seçimlerde hem de insanlık sınavında kaybetti.
Hepimizi derinden sarsan Sednaya Hapishanesi gibi ölüm merkezlerine baktığımızda nasıl bir felaketin eşiğinden dönüldüğü daha iyi anlaşılıyor.
Suriyeli muhacirleri ensar ruhuyla 13 yıl boyunca hamdolsun en güzel şekilde misafir ettik.
Elbette bu süreci zehirlemek isteyenler de oldu.
CHP’nin eski genel başkanı gibi Nazivari ırkçı nefret söylemleriyle milletimizi galeyana getirmeye çalışanlar çıktı.
Sırf seçimde üç beş oy daha fazla alabilmek uğruna ne bize ne milletimize ne de inancımıza yakışmayan yollara tevessül ettiler.
Birileri de buna sırf menfaatlerini koruma adına sessiz kaldı.
Peki sonuçta ne oldu?
Vicdan kazandı, insanlık kazandı, merhamet kazandı, dayanışma kazandı, yüce gönüllü olmak kazandı.
Muhacirleri bile bile ölüme göndermek isteyenler ise hem seçimlerde hem de insanlık sınavında kaybetti.
Bize bühtan eden CHP ve yandaşlarına tavsiyem: Diktatör kime denir görmek istiyorlarsa Suriye’den gelen hapishane görüntülerini seyretsinler.
Diktatörün ne olduğunu gerçekten öğrenmek isliyorlarsa yere göğe sığdıramadıkları Baas rejiminin günah galerisine bir baksınlar.
CHP’nin ve bazı faşist grupların Suriye’deki olumlu iklimi de sabote etmeye çalıştığını görüyoruz.
Yaptıklarından dolayı biraz olsun mahcubiyet duyması gereken CHP’nin, Şam’daki müttefiklerini kaybetmenin kuyruk acısıyla mülteci düşmanlığını köpürtmesi bu siyasi parti adına bir utanç vesikasıdır.
CHP ve ortakları ne yaparsa yapsın, biz gönüllü geri dönüşleri de inşallah vakarla yürüteceğiz.
Televizyon ekranlarına, gazetelere, sosyal medya mecralarına yansıyan teşekkür mesajlarını izledikçe hepimiz mutlu oluyoruz.
Suriyeli yetimlerin, öksüzlerin hayır dualarına mazhar olmanın milletçe bahtiyarlığını yaşıyoruz.
Bunun için Rabb’imize ne kadar hamdetsek azdır.
Hayattaki her şey gibi elbette yetime, öksüze, garibe kol kanat gerebilmek de nasip işidir.
Biz bu açıdan da nasipli bir milletiz.
Yüce Allah, milletimizden razı olsun.
Rabb’im Suriye’de açılan yeni sayfayı başarılarla doldurmayı Suriyeli kardeşlerimize nasip eylesin.
Diktatörün ne olduğunu gerçekten öğrenmek isliyorlarsa yere göğe sığdıramadıkları Baas rejiminin günah galerisine bir baksınlar.
CHP’nin ve bazı faşist grupların Suriye’deki olumlu iklimi de sabote etmeye çalıştığını görüyoruz.
Yaptıklarından dolayı biraz olsun mahcubiyet duyması gereken CHP’nin, Şam’daki müttefiklerini kaybetmenin kuyruk acısıyla mülteci düşmanlığını köpürtmesi bu siyasi parti adına bir utanç vesikasıdır.
CHP ve ortakları ne yaparsa yapsın, biz gönüllü geri dönüşleri de inşallah vakarla yürüteceğiz.
Televizyon ekranlarına, gazetelere, sosyal medya mecralarına yansıyan teşekkür mesajlarını izledikçe hepimiz mutlu oluyoruz.
Suriyeli yetimlerin, öksüzlerin hayır dualarına mazhar olmanın milletçe bahtiyarlığını yaşıyoruz.
Bunun için Rabb’imize ne kadar hamdetsek azdır.
Hayattaki her şey gibi elbette yetime, öksüze, garibe kol kanat gerebilmek de nasip işidir.
Biz bu açıdan da nasipli bir milletiz.
Yüce Allah, milletimizden razı olsun.
Rabb’im Suriye’de açılan yeni sayfayı başarılarla doldurmayı Suriyeli kardeşlerimize nasip eylesin.
Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud ve Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed’i ülkemizde ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duydum. 🇹🇷🇸🇴🇪🇹
Somali ve Etiyopya’nın ülkemize duyduğu güven neticesinde, yaklaşık 8 ay önce başlattığımız Ankara Süreci’nde bu akşam önemli bir aşamaya geldik.
Birtakım kırgınlıkları ve yanlış anlamaları beraberce aşmak suretiyle Somali ve Etiyopya arasında barış ve iş birliğine dayalı yeni bir başlangıcın ilk adımını atmış olduk.
Ülkelerin egemenliği, birliği ve toprak bütünlüğünün sağlanmasına yönelik ilkesel tutumumuzun bir sembolü olarak Afrika’nın bu güzide köşesinde barış ve istikrarın sağlanması, temel beklentimizdir.
Her iki ülkenin değerli katkılarıyla bugün mutabık kaldığımız ortak bildiri metnini ortaya çıkardık.
Bu ortak bildiri geçmişe değil geleceğe odaklanmakta, bizim için çok önem taşıyan bu iki dost ülkenin bundan sonra inşa edeceği ilkeleri kayda geçirmektedir.
Büyük özverilerle bu tarihî uzlaşıya vardıkları için değerli kardeşlerimi gönülden tebrik ediyor, kendilerine yapıcı tutumlarından dolayı teşekkür ediyorum.
Bu akşam mutabık kalınan ortak bildirinin, önümüzdeki dönemde karşılıklı saygı temelinde bölgede iş birliği, ekonomik kalkınma ve refah için sağlam temel oluşturacağına inanıyorum.
Bundan sonra atacağımız adımları birlikte kararlaştırıp bölge insanının huzur ve refahını artıracak projeleri beraberce hayata geçireceğiz.
Somali ve Etiyopya’nın ülkemize duyduğu güven neticesinde, yaklaşık 8 ay önce başlattığımız Ankara Süreci’nde bu akşam önemli bir aşamaya geldik.
Birtakım kırgınlıkları ve yanlış anlamaları beraberce aşmak suretiyle Somali ve Etiyopya arasında barış ve iş birliğine dayalı yeni bir başlangıcın ilk adımını atmış olduk.
Ülkelerin egemenliği, birliği ve toprak bütünlüğünün sağlanmasına yönelik ilkesel tutumumuzun bir sembolü olarak Afrika’nın bu güzide köşesinde barış ve istikrarın sağlanması, temel beklentimizdir.
Her iki ülkenin değerli katkılarıyla bugün mutabık kaldığımız ortak bildiri metnini ortaya çıkardık.
Bu ortak bildiri geçmişe değil geleceğe odaklanmakta, bizim için çok önem taşıyan bu iki dost ülkenin bundan sonra inşa edeceği ilkeleri kayda geçirmektedir.
Büyük özverilerle bu tarihî uzlaşıya vardıkları için değerli kardeşlerimi gönülden tebrik ediyor, kendilerine yapıcı tutumlarından dolayı teşekkür ediyorum.
Bu akşam mutabık kalınan ortak bildirinin, önümüzdeki dönemde karşılıklı saygı temelinde bölgede iş birliği, ekonomik kalkınma ve refah için sağlam temel oluşturacağına inanıyorum.
Bundan sonra atacağımız adımları birlikte kararlaştırıp bölge insanının huzur ve refahını artıracak projeleri beraberce hayata geçireceğiz.
Yiğitler ve şehitler beşiği; vatanımızın, milletimizin, devletimizin, istiklalimizin âşığı; gönül coğrafyamızın nüvesi Sakarya… Teşekkürler Sakarya! 🇹🇷
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Şundan her bir insanımız emin olsun…
Türkiye, Cumhuriyetin ikinci asrıyla birlikte önüne açılan yeni kapıları, yeni fırsatları en iyi şekilde değerlendirmektedir.
Türkiye, Cumhuriyetin ikinci asrıyla birlikte önüne açılan yeni kapıları, yeni fırsatları en iyi şekilde değerlendirmektedir.
Türkiye’nin ve Türk milletinin hiçbir kazanımına sevinemeyen; tam tersine hepsine bir kulp takmak, yoksa da öyleymiş gibi göstermek için uğraşan güruhu insanımız da görmektedir.
Bunlar artık siyasetin değil, psikiyatrinin konusu olacak bir yere savrulmuştur.
Birilerinin sürekli milletimizi umutsuzluk batağına sürükleme gayretinin arkasında bugünümüzle geleceğimiz arasındaki irtibatı koparma niyeti vardır.
Tabii bizim için asıl olan, ülkeden ve milletten kopuk bir şekilde, kendi hayal dünyalarında yaşayan marjinallerin hezeyanları değildir.
Bizim için asıl olan; milletimizin ne dediği, ne istediği, ne beklediği, neyi murat ettiğidir.
AK Parti 23 yıldır bu istikamette yürüdüğü için başarılı olmuş, iktidarda kalmış, her bireye eşsiz hizmetler kazandırmış, her karış vatan toprağını eşsiz eserlerle donatmıştır.
Ülkemizi nasıl 2023 vizyonuyla buluşturduysak 2053 ve 2071 vizyonlarını hayata geçirmek de yine AK Parti kadrolarına nasip olacaktır.
Bunlar artık siyasetin değil, psikiyatrinin konusu olacak bir yere savrulmuştur.
Birilerinin sürekli milletimizi umutsuzluk batağına sürükleme gayretinin arkasında bugünümüzle geleceğimiz arasındaki irtibatı koparma niyeti vardır.
Tabii bizim için asıl olan, ülkeden ve milletten kopuk bir şekilde, kendi hayal dünyalarında yaşayan marjinallerin hezeyanları değildir.
Bizim için asıl olan; milletimizin ne dediği, ne istediği, ne beklediği, neyi murat ettiğidir.
AK Parti 23 yıldır bu istikamette yürüdüğü için başarılı olmuş, iktidarda kalmış, her bireye eşsiz hizmetler kazandırmış, her karış vatan toprağını eşsiz eserlerle donatmıştır.
Ülkemizi nasıl 2023 vizyonuyla buluşturduysak 2053 ve 2071 vizyonlarını hayata geçirmek de yine AK Parti kadrolarına nasip olacaktır.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Dünyada bizden başka hiçbir ülkenin altından kalkamayacağı siyasi ve toplumsal bir yükü hiç tereddüt etmeden sırtlandık. Allah’a hamdolsun, biz haklı çıktık.
Türk’ü Türk yapan, bizi biz yapan haslet işte budur.
Türk’ü Türk yapan, bizi biz yapan haslet işte budur.
Suriye’deki devrime şaşı bakanlara, Esed dönemini yüceltenlere, meseleyi başka güçlerin tezgâhı seviyesine indirenlere en güzel cevap, Şam’daki yer altı hapishaneleridir.
Suriyelilerin neden yıllarca vatanına dönemediğinin cevabı, buralardaki işkence ve ölüm aletleridir.
Esed’in af çağrısına kanıp rejimin kontrol ettiği şehirlere dönenler ise maalesef cezaevi denilen ölümhanelerde türlü işkenceye uğradıktan sonra katledilmişlerdir.
Televizyonlara, gazetelere, sosyal medya mecralarına yansıyan vahşet hikâyelerini dinlemeye insanın yüreği dayanmıyor.
Ancak CHP Genel Başkanı, Esed’in kendisinin bile inanmadığı af ilanına prim vererek son ana kadar bunun reklamını yapmıştır.
Ülkenin ve milletin hayrına hiçbir program, proje, söylem üretmeyen ve Türk siyasetini zehirleyen bu zihniyeti milletimizin irfanına havale ediyoruz.
Bunlar hiçbir zaman millette karşılık bulamadılar, bundan sonra da millet bunlara yüz vermeyecektir.
Bazısı cehalet, bazısı lümpen ırkçılık, kimi de mezhepçilik çukurunda debelenmeye devam edecektir.
Rabb’im ülkemizi bunların eline düşmekten muhafaza eylesin.
Suriyelilerin neden yıllarca vatanına dönemediğinin cevabı, buralardaki işkence ve ölüm aletleridir.
Esed’in af çağrısına kanıp rejimin kontrol ettiği şehirlere dönenler ise maalesef cezaevi denilen ölümhanelerde türlü işkenceye uğradıktan sonra katledilmişlerdir.
Televizyonlara, gazetelere, sosyal medya mecralarına yansıyan vahşet hikâyelerini dinlemeye insanın yüreği dayanmıyor.
Ancak CHP Genel Başkanı, Esed’in kendisinin bile inanmadığı af ilanına prim vererek son ana kadar bunun reklamını yapmıştır.
Ülkenin ve milletin hayrına hiçbir program, proje, söylem üretmeyen ve Türk siyasetini zehirleyen bu zihniyeti milletimizin irfanına havale ediyoruz.
Bunlar hiçbir zaman millette karşılık bulamadılar, bundan sonra da millet bunlara yüz vermeyecektir.
Bazısı cehalet, bazısı lümpen ırkçılık, kimi de mezhepçilik çukurunda debelenmeye devam edecektir.
Rabb’im ülkemizi bunların eline düşmekten muhafaza eylesin.