Elektrikli araçlar daha fazla zehirli emisyon salıyor

Son araştırmaya göre çevre için daha da kötü

Elektrikli araçlar ile ilgili olarak yapılan yeni bir araştırma, çevre için gazla çalışan araçlardan daha fazla zehirli emisyon saldığını ortaya koyuyor. Emission Analytics tarafından yapılan çalışma, elektrikli araçların fren ve lastiklerinin, modern egzoz filtrelerine sahip gazla çalışan araçlardan 1.850 kat daha fazla partikül kirliliği yaydığını gösteriyor. Bu durum, elektrikli araçların çevre üzerindeki olumsuz etkilerini gözler önüne seriyor.

Araştırma aynı zamanda elektrikli araçlardaki batarya ağırlığının lastik aşınma emisyonlarının doğrudan egzoz partikül emisyonlarından 400 kat daha fazla olduğunu ortaya koyuyor. Bu da elektrikli araçların çevreye olan etkisinin daha geniş bir perspektiften ele alınması gerektiğini gösteriyor.

Özellikle Amerika'da elektrikli araçların yaygınlaşması hedeflenirken, bu araştırma Biden yönetiminin elektrikli otomobilleri "sıfır emisyonlu araçlar" olarak tanımlamasının pratiklik konusunda şüphe uyandırıyor. Ayrıca Kaliforniya kanun koyucularının elektrikli araçları "sıfır emisyon" olarak tanımlamasının da tartışmalara neden olduğu belirtiliyor.

Çalışma, Kaliforniya'nın EV'lerin sıfır emisyon ürettiğine dair iddialarına rağmen, lastik aşınmasının egzoz borusundan daha fazla karbon emisyonuna neden olduğunu ortaya çıkardı

Emission Analytics'in kurucusu ve CEO'su Nick Molden, elektrikli araçların CO2 emisyonları bakımından partikül kirliliği konusunda dezavantajları olduğunu belirtmesine rağmen yine de "bu elektrifikasyonu durduracak bir şey olmayacak" dedi.

Araştırma sonuçlarına göre, elektrikli araçlardaki lastik aşınma emisyonlarının azaltılması için lastiklerdeki zehirli kimyasalların en aza indirilmesi gerektiği vurgulanıyor. Bu durumun çözümü için yapılabilecek adımların, çevre ve sağlık üzerinde ancak o zaman olumlu etkileri olabileceği belirtiliyor.

Yapılan her yeni araştırma da elektrikli araçların yaygınlaşmasıyla birlikte bu araçların çevre üzerindeki etkilerinin detaylı bir şekilde incelenmediği, dolayısıyla ''çevre'', ''0'' emisyon gibi kandırmacalarla siyasi dayatmalar da ortaya çıkıyor.

Hatlar iyice gerildi...

Sahanın hali hiç iyi değil. Ankebut Ağı grupları da birbirlerine düştüler. Hala içeri alınmam için küstahça, hadsizce mücadele verenler, hamleler yapanlar var. Bunların ahmakça bir şeyi denediğini görenler, kabullenenler de var.

Hala karşıma benim devletimin gücünü, kurumlarını hukuksuz şekilde çıkartmak isteyen Ankebut Ağı mensuplarının, o masonların, o satanistlerin, o hainlerin çabalarının sonu hiç hayırlı değil. Bütün dünya daha da ağır bedeller öder. Ankebut Ağı zaten kilitlenmiş, çaresiz, işlemez, güçsüz bir halde... Ne yapacağını bilemez bir halde ve bu hadsizlikler devam ederse daha da beter hallere düşecek.

Şu ana kadar bile tarihe geçen, izahını yapamadıkları akıl almaz hadiseleri peş peşe yaşadılar, yaşıyorlar ama şu andan sonra tabiri caizse kıyamet kopar.

Kaç kere anlattım. Hukuk varsa, ben zaten masumum ve bin türlü ispat edebiliyorum. Sadece olağan akışta hareket eden bir savcıya ve hakime ihtiyaç duyuyorum. Her şeyi en başından en sonuna kadar, bütün detaylarına kadar anlatıp ispat edebiliyorum. Ben bu güne kadar bir iki mahkeme hariç, hiçbir mahkemede gerçekten yargılanmadım. O mahkemelerde ise kolayca ve kısa sürede beraat ettim. Lakin o Adnancılar, o Masonlar, o Soysuzlar ta HaberTürk sürmanşetinden bile beni ve adli yetkilileri açık hedef yaptılar. Oynanan adice oyunların hepsi 12 senedir gözler önünde ama gerçek hukuk sistemi nerede?

Kafam atıyor, buradan delil yaymama bile gerek yok. Sadece TR içi masonları, satanistleri değil, bütün dünya genelindeki Ankebut Ağı mensuplarını bir anda diz çökertecek kadar pisliklerin delillerini, dünya genelinden yüzlerce farklı ortamdan yaydırabilirim.

Her şey kontrolden çıkar. Sahayı ben bile kontrol edemem, sonuçların nasıl olacağını ben bile belirleyemem.

Yetti bunların ahmaklıkları...
Hırsından, kininden gözünün önünü görmeyen Adnanla, Soysuz'la, Ankara çetesi mensuplarıyla, Washington çetesiyle, Moskova ve Tel Aviv çeteleriyle, Pekin çetesiyle, benzerleriyle ben her gün uğraşmak zorunda mıyım.

Ne içiyor, ne yiyorlar, kafaları ne halde ise, beni artık çok zorluyorlar. Benden söylemesi...

Hukuk varsa ben varım. Yoksa, sonuna kadar savaş, sonuna kadar çatışma...

Dünya genelindeki bütün Ankebut Ağı mensuplarına bina içi asansörleri kullanmayı bile yasaklıyorum. Asansörlerden uzak dursunlar.

Uçaklardan, trenlerden, arabalardan, gemilerden zaten uzak dursunlar.

Benim rahat etmediğim dünyada, hiç kimse istirahat etmeyecek.

Laf anlamamakta ısrar ediyorlar ve bu yasaklama kararlarını aslında ben almıyorum, onlar alıyorlar. Ben kuralsız, seviyesiz ve cani değilim ama beni çok zorluyorlar.

Yemen'deki Husilere hala ABD ve Çin silah ve mühimmat veriyor.

Husiler, İsraille bile ortak insan kaçakçılığı yapıyorlar.

Husiler, dünya genelinde önde gelen büyücü gruplarından biri ve büyüler yapmayı çok iyi biliyorlar. Husilerde İslam değil, insanlık bile yok.

Husilerin, CIA üretmesi el Kaide'den ya da PKK'den hiç farkları yok. İslami görünüşleri tamamen maske ve sahte...

Batak Almanya'da tren makinistleri yine grev yapacak

Tren Makinistleri sendikası GDL, çarşamba akşamından itibaren greve gitme çağrısında bulundu. Grevin 35 saat süreceği duyuruldu.

Şu andan itibaren Amerika ve Avrupa kıtasındaki bütün baz istasyonlarını yoğun sinyale alalım mı?

Bunun mali krize katkısı ne kadar olur?

Günlük zarar ne kadar olur?

On gün sonra trilyonlarca dolar zarar oluşur mu?

Aynı anda Rusya, Çin, Japonya, Güney Kore ve benzeri yerlerdeki baz istasyonlarını da bozarsak, şenlik olmaz mı?

ABD milletvekilleri TikTok'u yasaklamak istiyor

ABD'li milletvekilleri Salı günü TikTok'un Çinli ana şirketi ByteDance'ı ülkede yasaklanmasını önlemek için video uygulamasını elden çıkarmaya zorlayabilecek bir yasa tasarısı sundu.

'Amerikalıları Yabancı Düşman Kontrollü Uygulamalardan Koruma Yasası' olarak adlandırılan Kongre tasarısı, ByteDance'in Çin Komünist Partisi (ÇKP) ile iddia edilen bağları nedeniyle TikTok'u ulusal güvenlik için bir tehdit olarak gösteriyor.

Zalim Çin'in Şanşi eyaletindeki Zhufeng dağında, dondurucu soğuklardan dolayı her şey buz tuttu.

Ifo, Almanya'nın büyüme tahminini düşürdü

Almanya'nın önde gelen mali düşünce kuruluşlarından Ekonomi Araştırma Enstitüsü (Ifo), ülkenin bu yıla ilişkin büyüme tahminini, zayıf tüketim ve yüksek faiz oranları nedeniyle aşağı yönlü revize etti.

Ifo, bu yıl için Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) büyüme tahminini yüzde 0,9'dan yüzde 0,2’ye düşürürken, 2025 büyüme beklentisini yüzde 1,3’ten 1,5’e yükseltti.

Ifo, ülkede geçen yıl yüzde 5,9 ve Şubat'ta yüzde 2,5 olan enflasyonun bu yıl ortalama yüzde 2,3 olmasını, 2025'te de yüzde 1,6’ya kadar düşmesini bekliyor.

Raporda, faiz oranı ve enflasyonun kademeli olarak gevşemesiyle özel tüketimin bu yıl yüzde 1,2 ve 2025'te yüzde 1,7 artacağı öngörüldü.

Mısır'dan devalüasyon kararı

Döviz kıtlığı yaşanan ve IMF’den milyarlarca dolarlık kredi arayışında olan Mısır’ın merkez bankası politika faizini bugün 600 baz puan artırarak yüzde 27,25’e çıkardı.

Ülkenin Para Politikası Kurulu, “enflasyonla mücadele sürecini hızlandırmak ve temel enflasyonda düşüş sağlamak amacıyla parasal sıkılaştırma sürecini hızlandırma kararı aldığını” söyledi.

Merkez Bankası ülkedeki resmi ve resmi olmayan para birimlerinin eşitlenmesinin “kritik” olduğunu da vurguladı. Para biriminin serbest bırakılmasının ardından Mısır poundu, dolar karşısında yüzde 26,5 oranında değer kaybetti ve geçen yıl 30,9 bölgesinde işlem gören Dolar/Mısır poundu 42 seviyesine yükseldi. Böylece resmi kur, 45 civarında işlem gördüğü yerel karaBorsadaki değerine yaklaşmış oldu.

IMF, Mısır’ı yaklaşık yüzde 30’luk enflasyonla mücadele etmek için para politikasını sıkılaştırmaya ve daha esnek bir resmi döviz kuru benimsemeye teşvik ediyordu.

McDonald’s Türkiye ile Türkiye Futbol Federasyonu arasındaki iş birliğinin, sessiz sedasız bitirildiği iddia edildi

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) ile McDonald’s Türkiye arasında daha önce yapılan sponsorluk anlaşması, beklenmedik bir şekilde sona erdi. TFF'nin web sitesinde sponsorlar arasında McDonald’s Türkiye logosunun yer almaması, bu iş birliğinin sessiz sedasız sonlandırıldığını ortaya koydu.

TFF'ye İsrail tepkisi

Patronlar Dünyası haberine göre, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) ile McDonald’s Türkiye arasındaki sponsorluk anlaşması, McDonald’s İsrail’in İsrail askerlerine verdiği desteğe yönelik tepkilerin artması sonucu sonlandırıldı. İlgili taraflar arasında bu konuda süren baskılar ve tepkiler, iş birliğinin sessiz sedasız bitirilmesine yol açtı. Detaylı araştırmalar sonucunda, bu iptalle ilgili görüşmelerin uzun süredir devam ettiği ortaya çıktı.

McDonald’s Türkiye’ye, iş birliğinin sonlandırılması hakkında Federasyon tarafından resmi bir yazı gönderildiği iddia ediliyor. Bu gelişme, her iki tarafın da ortaklaşa alınan bir kararla sponsorluk anlaşmasını sona erdirdiğini gösteriyor. McDonald’s ile sona eren sponsorluğun yıllık mali değerinin 20 milyon TL'nin üzerinde olduğu belirtiliyor.

O Ali Koç ile yol alamazsınız. İki üç gün değil, iki üç sene bekleseniz bile hayırlı bir sona çıkamazsınız.

O vasıfsızlık abidesi herifin oyalamaları ve sinsilikleri ile anca bütün sisteminizi iyice yerin dibine sokarsınız. Öyle bir son yaşarsınız.

Muhatabım bile değilsiniz ve ben hala aynı mekandayım. Haddini aşmak isteyen bütün tarafları beklerim.

Çok beklemeyeceğim. Kimler hadsizlik, küstahlık deneyeceklerse en fazla birkaç güne kadar denesinler.

Ben bu mekandan çıkacağım, sonra arkamdan seviyesiz bir şeyler konuşulmasını istemiyorum. Diğer mekanımda da gürültü çıkmasını istemiyorum.

O halde burada iken çatışalım, mağlup ve galip belli olsun ve ben hemen sonra sahaya ineceğim, mekan değiştireceğim.

İngiltere'de sanayi sitesinde dehşetli yangın

Southampton'daki St Mary's Stadyumunun hemen dışında yer alan sanayi sitesinde büyük bir yangın çıktı.