Akademi Dergisi
2.14K subscribers
60.6K photos
25.7K videos
370 files
7.57K links
Çok önemli: Telegram bu kanalı yıllardır sansürlenemektedir. Paylaşımlarımızın Telegram uygulaması içinde yayılmasına izin vermemektedir. Kanaldaki takipçi ve görüntüleme sayıları da gerçek değildir. www.mfs.tv
Download Telegram
Deprem, ani ve büyük bir gelişmenin yaşanması demekti ki bu da TR'nin o çok konuşulan liderinin artık meydana çıkması, zuhur etmesi demekti.

Onlar için çok acı ama bir sarsıcı gerçek de şu ki gördükleri savaş ve askeri müdahale de anladıkları manaya gelmiyordu. Kavga etmek gibi savaşmak da gerçek manasına gelmez. Tersine çıkar. Savaşlar bazen mali kriz demektir, başka manalara da gelir ama çoğunlukla anlaşma çabasıdır.
TR'nin o yeni lideri İstanbul'dan çıkınca, zuhur edince, o vakit çaresizce onunla anlaşma çabasında olacaklarını gördüler ama çoğu meselede olduğu gibi tam isabetle yorumlayamadılar. Binlerce senedir, nadir insanlar dışında metafizikçilerin çoğu metafizik kabiliyetlerini tam isabetle kullanamadı.

Bunun hikmetini anlatmıştım. Hayatın olağan akışı bozulmasın diye, durugörüde ve rüyada, geleceğe dair şeyler çoğu zaman sembol diliyle gösteriliyor. O sembol dilini tabir etmek gerekiyor ki buna zaten rüya tabiri de deniliyor. Bunu çok nadir insanlar tam isabetle yapabiliyor ve bu sayede hayatın olağan akışı bozulmuyor, kaos çıkmıyor. Aksi halde herkes anlar, çözer ve ne yaşanacağını önceden bilir ve neticede o şey yaşanmaz, kaosa dönüşür. Tıpkı 28 Ekim 2023 sürecinde yaşanacakları herkesin anlaması ve bu nedenle beklenen şeylerin yaşanmaması, hayatın akışının değişmesi gibi...
Bilenler biliyorlar ki o kurtarıcı liderin meydana inmesine ve "İşte buradayım" demesine sayılı günler kaldı. Yine etkili ve yetkili bu kişiler biliyorlar ki ABD'nin de NATO'nun da AB'nin de Rusya'nın da Çin'in de bu gelişmeye mani olabilecek güçleri kalmadı.

Londra merkezli sistem çoktan çökertildi. Tıpkı metafizik istihbaratta gördükleri gibi, o lider çıkınca kapısını aşındıracak, ille de anlaşmaya çabalayacak şartlar içindeler. Ne hazin ki her şeyi yanlış yorumladılar.
TR'nin kontrollerinden çıkacağını, gerçek hürriyetine kavuşacağını, hemen devamında bölgenin de kontrollerinden çıkacağını bildikleri için...

Bu kısmını doğru yorumladıkları için...

"Öyle bir şeye izin vermeyiz" resti çekercesine bu tatbikatı yaptılar. Tatbikat da abarttıkları gibi çok büyük, çok kapsamlı bir şey değildi.
Daha önce yayınlarımda anlatmıştım. 80'lerin ABD başkanı "Armagedon'u yaşayacak nesil biz olabiliriz" diye her yerde konuşup duruyordu.

O ABD başkanı da metafizik istihbarat sayesinde, TR'nin beklenen o liderinin 1981 yılında doğduğunu bile biliyordu. Kendi aralarında bunu detaylıca konuşuyorlardı.

Devamındaki süreçte orta doğuya türlü türlü müdahaleleri bile, o lideri yani Mehdi'yi durdurmak, önden yol almak, ondan önde olabilmek için yaptılar. O daha sahaya çıkmadan sahada kalıcı ya da uzun süreli üstünlük elde edebilmek, hayatın olağan akışını bozmak için yaptılar.

Körfez savaşlarını bile aslında bu nedenle yaptılar. Şu son güya renkli devrimleri bile bu maksatla yaptılar. Buraları TR'nin yeni liderine kolayca bırakmak istemediler. Hatta Abdullah Gül ile çetesini şu son sözde seçimlerde TR'nin başına bile aslında bu nedenle geçirdiler. Onlar da çoktan çöktüler, bittiler.

Ankebut Ağı hiçbir zaman, hiçbir şeye güç yetiremedi. Kaderi değiştiremedi ve değiştiremeyecek. Şimdi askeri üslerini buralarda tutamayacak kadar, çok yakında kaçacak kadar aciz hallerdeler.

Sadece TR'nin değil, bölgenin dengeleri de çoktan aleyhlerine döndü ve bölge unsurları TR'nin yeni liderine şimdiden tabi oldu.
Akademi Dergisi
Daha önce yayınlarımda anlatmıştım. 80'lerin ABD başkanı "Armagedon'u yaşayacak nesil biz olabiliriz" diye her yerde konuşup duruyordu. O ABD başkanı da metafizik istihbarat sayesinde, TR'nin beklenen o liderinin 1981 yılında doğduğunu bile biliyordu. Kendi…
Şu da bilinmeli ki tatbikatı yaptıkları zamanda TR'nin genel kurmay başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu diye bildiğimiz gizli Ermeni ve mason kişiydi. Daha önce tarihin o devrine dair, alakalı onlarca yayın yaptım. Dünya genelinde Yahudiler, masonlar, kara paracılar arasında şiddetli iç çatışmalar vardı.

Kıvrıkoğlu tarafı ABD piyonu kullanılarak TR'de uygulanacak olan "Ilımlı İslamcılık" projesine uymak istemiyordu. Tayyip projesini de istemiyorlardı. TR içinde nüfuzları da vardı.

Bu nedenle söz konusu "Bin yılın meydan okuması" tatbikatının bu gruba karşı yapıldığı da değerlendirildi. Aslında tatbikatı yapanlar, yaptıranlar, biraz bu manada rest çekmiş de olabilirler ama aslında çıkacağı kesin olan Mehdi'ye rest çektiler.

"Çıksan da seninle savaşacağız. TR'yi ve bölgeyi, devamında dünya hakimiyetini sana bırakmayacağız" mesajı vermiş oldular. Sonra işte bu yıllara gelindi. Çok komik hallere düşmüş oldular.

Eh işte, İblis gibi şeytanlaşmış bir cine tabi olmak kadar büyük bir ahmaklığı tercih etmenin kaçınılmaz neticesi bu...

Hem rezil olmak, hem ortada çaresiz ve sefil halde kalmak...

Onlarla cinlerle, büyülerle, kahinlikle, çizgi romanla, hayali kahramanlarla, çizgi filmle, diziyle, filmle, dergi kapakları ile güçlü görünmeye çabalasınlar, İstanbul merkezli TR çoktan arşa çıktı arşa... İki taraf arasında o kadar uçuk bir mesafe farkı, güç farkı oluştu.
Akademi Dergisi
Şu da bilinmeli ki tatbikatı yaptıkları zamanda TR'nin genel kurmay başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu diye bildiğimiz gizli Ermeni ve mason kişiydi. Daha önce tarihin o devrine dair, alakalı onlarca yayın yaptım. Dünya genelinde Yahudiler, masonlar, kara paracılar…
Şunu da yazayım ki her seviyeden herkes anlayabilmiş olsun...

Ankebut Ağının ve kontrolündeki onlarca sömürmeci, kara paracı, şişirilmiş balon gibi ülkelerin gücü kalmış olsaydı...

Maraş merkezli depremlerden sonra İstanbul'un değil, onların hükmü geçerdi.

O günlerde İstanbul karşısında düştükleri aciz, sefil haller kameralara daha fazla yansımasın diye çok büyük bir çaba harcadılar. Bunların hep belgeselleri çekilecek. Tadı kaçmasın diye, ben şimdiden detaylı anlatmıyorum.
Akademi Dergisi
Şunu da yazayım ki her seviyeden herkes anlayabilmiş olsun... Ankebut Ağının ve kontrolündeki onlarca sömürmeci, kara paracı, şişirilmiş balon gibi ülkelerin gücü kalmış olsaydı... Maraş merkezli depremlerden sonra İstanbul'un değil, onların hükmü geçerdi.…
Yani kimse İstanbul'da ya da TR'nin başka yerlerinde büyük depremler olacak da onlarca ülke ittifak halinde gelip TR'yi işgal edecek diye beklemesin. Artık TR için öyle bir risk kalmadı.

O afetler inşaallah Türkiye'de de olacak ve TR de temizlenecek. Lakin o ülkelerin hiçbiri işgal teşebbüsünde bile bulunamayacak. Çünkü onların hali TR'den çok beter olacak. Şu anda bile yerlerde sürünüyorlar zaten...
Yüzbaşıoğlu öldü, onu öldürdüler.
Şaşırmayın, Adıtürk projesi bile, TR'nin yeni liderinin çıkmasına mani olma hamlelerinden biriydi...

Bu meselede de birkaç şey yazmıştım daha önce...

Yakın gelecekte her şey iyice yerli yerine oturtulacak, net şekilde anlaşılacak.
İsrail'in Lübnan'la olan meseleleri TR'yi ilgilendirmiyor. TR bu çatışmaların tarafı değil ve olmayacak. İstanbul merkezli TR, Lübnan'a çok defa el uzattı ama tutmadılar.

Kendi tercihleriydi, bu da bizim tercihimiz...
- Alo! Bana Stoltenberg'ü bağlayın.

= ...

- Yaaaa... Öyle mi... Şaşırdım. Çok zor ya... Tamam, ben sonra yine ararım.
Penguenleri boşlamayın. Şimdiden alt yapıyı oluşturun. Birkaç sene sonrasına hazır olun.
Sırrııı!
Sen de mi pıhtı attın, neredesin, bir ses ver artık?
Akademi Dergisi
Yaaa... Hakikaten çok ilginç... Dikkat etmek lazım. Pıhtı, mıhtı, öldürüyor adamı... https://www.odatv4.com/saglik/turkiyenin-gizli-gundemi-pihti-salgini-120019366
Ben de bir tavsiyede bulunmak istiyorum.

Pıhtı atmasından endişe eden kişiler başlarına alüminyum folyo sarabilirler. Umulur ki faydasını görürler. Çünkü yaşananın aslında beyin merkezli bir sorun olduğunu değerlendiriyorum.
ABD'liler gelsin, karışmayın. Çok gelip gidecekler bundan sonra, çok...
ABD'de yine büyük krizler yaşandığı ve üstünün örtülmek istendiği anlaşılıyor

Batak ABD'de bomba paniği

ABD genelinde bazı eyalet başkentlerinde, birden fazla bomba ihbarı üzerine binalar boşaltılırken, yetkililerden biri güvenlik müdahalesini tetikleyenin "toplu bir e-posta" olduğunu iddia etti.