Akademi Dergisi
2.13K subscribers
61K photos
26K videos
370 files
7.59K links
Çok önemli: Telegram bu kanalı yıllardır sansürlenemektedir. Paylaşımlarımızın Telegram uygulaması içinde yayılmasına izin vermemektedir. Kanaldaki takipçi ve görüntüleme sayıları da gerçek değildir. www.mfs.tv
Download Telegram
Bir yandan Türk ve Müslüman rolü oynarken, bir yandan da İslam'a karşı ve Türklüğe karşı cumhuriyet rejimi ilan etmenizin üzerine çok zaman geçti. Hususiyle 2018'den bu yana vatanımda dengeler çok değişti. Bütün bunlardan habersizmiş gibi sana bu talimatı verenler kimler?

Sana o talimatı veren masonları da satanistleri de seninle beraber oralara gömerim. Sen kimsin ki böyle bir hakkı kendinde buluyorsun? Milletin kutsalını ayaklar altında çiğniyorsun? Sana bu yetkiyi kim veriyor?
Seni de tanımıyorum. Sana güya yetki verenleri de tanımıyorum. İtaat da etmiyorum, saygı da göstermiyorum. Seni arkalamaya kalkacak bir mahkeme kaldıysa, onu da tanımıyorum, ayaklarımın altında çiğniyorum. Hepinizi topluca "düşman unsuru", "TR'nin en şerli düşmanları", "İçimizdeki Ermenistan" olarak görüyorum.

Bütün milletimizi de sizin gibileri gördükleri her yerde vurup öldürmeleri hususunda önden bilgilendiriyorum. Yakında bunun talimatını vereceğimi de çoktan ilan ettim.
O türbeye bir daha bir rahatsızlık, bir sıkıntı verirseniz alayınızı da ezer geçerim. O talimatı ilk olarak Afyon'dan başlatırım, veririm. Sülale boyu hepinizin leşlerini Afyon'un en işlek caddelerine serer de ciğnetirim. Size mezar yapılmasına bile izin vermem.

Ar, namus, mertlik, din, merhamet bilmez Çingene köpekler sizi... Siz kimsiniz de bu sene olmuş ve hala bu milletin kutsalıyla uğraşıyorsunuz, savaşıyorsunuz? Size mi kaldı? Düşman ülkeler, bu vazifeyi size mi verdi?

Vali yardımcısı olmuşsun, gitmişsin bu meseleyle hususi mi ilgileniyorsun? Köyde böyle bir şeyle ilgilenerek ne yapmaya çalışıyorsun? Kime mesaj vermeye çalışıyorsun? Neyin paniği bu?
O türbenin etrafını Çingeneler sarmış, sizin millet yani...

Geleni geçeni açıkça ve çekinmeden soyuyorlar. Milletin çantasını çalıyorlar. Hemen her gün gasp suçları işliyorlar. Gündüzleri bile ayık değiller ve uyuşturucu kafası ile geziyorlar.

Sen vali yardımcısı isen, bu vazifeyi yapacaksan, git önce oradaki o Çingeneleri temizle... Kendi milletinden, geninden olanlara ayar çek.

Oradaki dernek başkanına da ayar çek. Dernek başkanı bile öyle bir hale gelmiş ki oraya ilk defa gidenler başkana "Bu ne hal böyle? Soyulduk" diyorlar. "Şunu, bunu çaldılar göz göre göre" diyorlar. "Müdahale edin, bir şey yapın" diyorlar. Başkan ise "Ben karışamam" diyor. Devlet değil mi burası? Çingenelerin çadır kültürüyle yaşadığı kabile sistemi mi burası?

Yok mu emniyet teşkilatı? Yok mu jandarma teşkilatı? Kimin bölgesiyse, gitsin temizlesin? Niye temizlemiyor?

Çingene Ali Şerlikaya'ya kadar hepiniz aynı pisliksiniz. Fert fert sizlerden başlayarak Londra'ya, Tel Aviv'e kadar ilerleyeceğimiz ve temizleyeceğimiz günler de ufukta...
Akademi Dergisi
O türbenin etrafını Çingeneler sarmış, sizin millet yani... Geleni geçeni açıkça ve çekinmeden soyuyorlar. Milletin çantasını çalıyorlar. Hemen her gün gasp suçları işliyorlar. Gündüzleri bile ayık değiller ve uyuşturucu kafası ile geziyorlar. Sen vali…
Jandarma görevlilerini gönderek orada, türbe içerisinde istirahat eden, inançları gereği orada birkaç gün ikamet edecek olan kişilerin isimlerini alıyorsunuz. Kayıt tutuyorsunuz. Tutun, çok güzel... Nizam olsun, disiplin olsun. Millet devletini yanında görsün.

Lakin orada insanlara sürekli zarar veren Çingenelerin, arsızların, hırsızların kayıtlarını niye tutmuyorsunuz? Defterlerini niye dürmüyorsunuz? Seni avlarım Keklik, siz kime çalışıyorsunuz?

Siz kanunlar kapsamında hareket etmiyor musunuz? Sizin, Türk milletinin bilmediği ve tabi olduğunuz başka başka gizli kanunlar mı var? Başka bir anayasanız mı var? Başka bir muamele hukukunuz mu var? Siz kimsiniz? Siz kendinizi ne zannediyorsunuz?
Bundan sonra aklınızı başınıza alacaksınız. Sadece o köyde ve sadece o türbede değil. Ve sadece Afyon'da da değil. Türkiye'nin hiçbir yerinde bir kez daha bu milletin inançlarına karşı durmayacaksınız. Bir kez daha böyle bir küstahlık sergilemeyeceksiniz.

Haddinizi bileceksiniz, bu milleti germeyeceksiniz. Zaten herkes her hususta patlama safhasında, bu milleti patlatmayacaksınız.
Oraya da gideceksiniz, devletin yani bu milletin imkanlarıyla doğru düzgün etrafını temizleyeceksiniz. Temizlemekten kastım şu...

O köyde, suçlu, arsız, namussuz, baş belası kimseyi bırakmayacak, ikamet de ettirmeyeceksiniz. Köyün nüfusunun yarısı bile suçlu ise "Çingenedir, bizdendir" demeyeceksiniz ve içeri alacaksınız. Gereğince cezalar vereceksiniz.

Orada hırsızlık, arsızlık, namussuzluk, sarhoşluk, uyuşturucu pisliği, hiçbir şey kalmayacak. Tertemiz olacak.

Oraya giden insanların yemeklerinden, kurbanlarından, bağışlarından beslenen de çok, onları da derhal ezeceksiniz. Oraya giden kimseye hiç kimse en ufak bir yanlış yapamayacak. Ayar o kadar kaçmış ki ziyaretçilerin yemeklerine bile çöküyorlarmış. Onların hepsine ayar çekeceksiniz. Devleti, devlet gibi işleteceksiniz. Çete gibi ve keyfinize göre işletmeyeceksiniz. İslam düşmanlığı, Türk düşmanlığı kapsamında işletmeyeceksiniz.
Şuradan, buradan ve son zamanlarda Filistin'den Çingene getireceğinize... Burada Türk milletinin fertlerine yardım edeceksiniz. Bu milletin vergileri bu millete hizmet olarak dönecek. Bu milletin devleti, Türk düşmanlarının silahı gibi işletilmeyecek. Bu vergilerimiz, emeklerimiz, düşmanlarımızı beslemeyecek.

Oradan buradan ülkemize topladığınız Çingenelere değil, o türbeyi ziyarete giden inançlı insanlara aş dağıtacaksınız. Gece barınacakları yer yapacaksınız. Banyo/temizlilk yapacakları sistem koyacaksınız. Oraya sürekli maddi gelir sağlayacaksınız. Mason tarikatına, satanist tarikatlarına, misyoner tarikatlarına değil, bu milletin paralarını/vergilerini İslami hizmetlere aktaracaksınız. Dini, ahlakı, namusu, merhameti, iyiliği, medeniliği ayağa kaldıracaksınız.

Orayı tertemiz, mis gibi yapacaksınız.
Ve de milletin inancı sizi ilgilendirmez, karışmayacaksınız. İsterse türbeden şifa bulduğuna inanır, isterse öküzün pisliğinden şifa bulduğuna inanır. Işinize geldiğinde Hindistan'daki Çingene soydaşlarınızın haklarını savunurken "inanç hürriyeti" demesini biliyorsunuz. Burada da diyeceksiniz.

Sizin meseleniz değil bunlar... Siz idareci iseniz, kanunları işleteceksiniz. Arsızlık, namussuzluk, hakaret, tehdit, hırsızlık, yağma, eziyet, cinayet vs suçları yoksa, kimsenin inançlarına karışmayacaksınız.

İsteyen Bakırköy'e gider, Erenköy'e gider. İsteyen türbeye gider. İsteyen de dağın başına gider. İsteyen de ağaç kütüğüne gider. İsteyen yılana gider, domuza gider... İnançlar sizin meseleniz değil. Haddinizi bileceksiniz.
Akademi Dergisi
Ve de milletin inancı sizi ilgilendirmez, karışmayacaksınız. İsterse türbeden şifa bulduğuna inanır, isterse öküzün pisliğinden şifa bulduğuna inanır. Işinize geldiğinde Hindistan'daki Çingene soydaşlarınızın haklarını savunurken "inanç hürriyeti" demesini…
Haydi, şimdi seni göreyim. Diğer vali yardımcılarınızı da göreyim. O baş örtülü gizli Ermeni, sözde müslüman hain valiyi de göreyim. Alayınızı göreyim.

Londra mı, Tel Aviv mi, Washington mı, Arap zan edilen Çingenelerin sözde devletleri mi, Moskova mı, Pekin mi, kim arkalayabilecek sizi, hepinizi göreyim haydi...

Haydi sizi arkalayan o mason, satanist, misyoner tarikatlarını da göreyim.

Haydi restleşelim ve oynayalım.
Katranı kaynatsan da olur mu şeker
Cinsine tükürdüğüm cinsine çeker...

Bütün dertleri Filistin'deki o Çingeneler...

Devletimizi "Türk devleti" görüntüsüyle Çingene devleti gibi işletiyorlar.

"Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının yaklaştığı gibi" demesi, "İslam düşmanı ve gizli hristiyan Çingene yaklaşımı/davranışı" demek. Bu manaya kullanıyor.

Özgür Özel de Çingene, Deniz Gezmiş de Çingeneydi ve pisliğin tekiydi. Suçları boyundan büyük bir tipti. Eşkıyadan biriydi. Davası eşkıyalıktı, yağmaydı, cinayetti, katliamdı. Adıtürk dedikleri o resimdeki kişi de baskın yanı Çingene bir kişiydi. Karışık bir soyu vardı.

Bu pislikler 15 milyondan fazla Çingeneyi kısa sürede TR'ye doldurdular, yetmedi Filistin'deki milyonla Çingeneyi de buraya getirmek için her yolu deniyorlar.

Türkler çalışıyor, Çingeneler yiyor, çalıyor, oynuyor, keyfine bakıyor. Bir de bizim devlet sistemimizi keyiflerince kullanarak bizim dini değerlerimizi ayaklar altında çiğnemeye kalkıyorlar.

Bunların hepsi temizlenecek. Bazısı sürgünle, bazısı iple, bazısı kurşunla... Bazısı ise ele geçen herhangi bir öldürücü şey ile... Kurtuluş savaşı falan yaşanmadı, o da bu Çingeneleri oynatan Londra'nın bir mizanseniydi. Gerçek bir kurtuluş savaşı vereceğiz. Eli silah tutan, bıçak tutan herkes bunlara karşı sokaklara inecek. Bu işgalci unsuru birkaç gün içinde milletçe imha edeceğiz.
Bir günde binlerce askerimiz şehit olsa bile, ben aksini ilan edene kadar, Türkiye Irak'a ve Suriye'ye askeri operasyonlar yapmayacak.

Askerlerimizin şehit olmasını istemeyenler, TBMM'deki yüzlerce PKK militanını, ta TBMM başkanı olanına kadar temizleyebilirler. Vatan için, milli güvenlik için bunları vurabilirler, asabilirler, öldürebilirler.

İçleri tıka basa kara paracı ve terörist dolu olan ve siyasi parti denilen suç, terör ve ihanet örgütlerine karşı mücadele de edebilirler.

TSK Genelkurmay kademesi denilen gizli Ermeni/Çİngene teröristleri derhal imha etmek için mücadele verebilirler.

Terör sorununun en merkezi yerlerinden bir yerde bulunan Abdullah Gül ile çetesine, bilhassa Serok Ahmet'e karşı mücadele verebilirler. Bunları gördükleri yerde kafalarına vatan için sıkabilirler.

Basın, yayın kuruluşlarında çalışmakta olan binlerce teröristi de derhal avlayabilirler.

Amerikan askerlerin, Yunan askerlerine sıkmakla bunlara sıkmak arasında hukuken pek bir fark yok. Sadece, bunlara sıkılması daha da öncelikli, o kadar...

Terör ve kara paracılık devletimizin kılcal damarlarına kadar çoktan girdi, çünkü her yerde, Türk rolü oynayan o Çingeneler var.

Ayrıca, son ölen askerler arasında da onların teşkilatının mensubu olan ama Türk rolü oynayan Çingeneler var.

Soy isimlerine bir bakın:

- günay
- serinkan
- erenoğlu
- taşkın
- yazıcı

Hepsini de bir araya toplamışlar.
Yeter artık yeter yahu!

Bu millet bunca acıyı ve sorunu hala neden yaşıyor? Neden milyonlarca Türk çocuğu yatağa aç giriyor ama hala birileri Filistin de Filistin diyor? Bu devlet bunca krizi hala neden yaşıyor? Neden şehitler veriliyor? Neden huzur yok, emniyet yok, adalet yok, sağlık yok?

Gören, gördüğü yerde sıksın şu Ahmet Davutyan'ın kafasına, başlasın bu furya... Ben mekanımdayım, hangi mahkeme, hangi kolluk, hangi kurum bu alçakları, hainleri, kara paracıları, teröristleri, Çingeneleri arkalayacaksa, gelsin, çıksın karşıma.

Biz bunlara sabır etmeyeceğiz. Sığınmacı denilen o 15 milyondan fazla Çingeneyi de topluca kovacağız, eskiden beri burada olup Türk rolü oynayan bu gibi Çingeneleri de gömüp geçeceğiz.

Bunlara sabır etmek erdem değildir. Yüksek ahlak değildir. Medeni vatandaş olmak değildir. Bunlara sabır etmek zillettir, alçaklıktır, haysiyetsizliktir, namussuzluktur, vatansızlık ve kansızlıktır.

ABD mi, İngiltere mi, Rusya mı, NATO mu, Çin mi kim geliyorsa gelsin, kurtuluş savaşı da vereceğiz, bu Çingeneleri yine de kovacağız ve gömeceğiz.

Yeter yahu! Üç beş tane insan şeytanı Çingeneye ve onların hizmet ettiği ülkeden sayılmaz yerlere kul köle olmayacağız.

Konuşsun artık kurşunlar, sözlerin faydası yok. Bunların tekrar insana dönüşme ihtimali yok.

Bir gün bir pususunu, ihanetini bozuyorsun, hemen ertesi gün başka bir şeytanlık deniyorlar. İlle de kara para işleri yapacaklar. İlle de o işleri devlet kurumlarımızla ve en yüksek seviyede yapacaklar. İlle de ordumuzu oraya buraya, kara para ve yağma peşine gönderecekler. İlle de insan ve organ kaçıracaklar, uyuşturucu işi yapacaklar. İlle de fuhuş işleri yapacaklar. İlle de kendi devletimizi bile bizim aleyhimize çevirecekler, dinimize düşmanlıkta kullanacaklar. Çıplaklaştırma, namussuzlaştırma, dinsizleştirme ve çökertme projelerinde kullanacaklar.

Yemişim o Abdullah Gül'ü de onun kadrosundan olan Hakan Fidan'ı da Ahmet Davutyan'ı da bilinen diğerlerini de bunların pislik işlerini de... Arkamdan gelecekler varsa hazır olsunlar, ben ayağa kalkıyorum. Ben susmuyorum. Ben seyirci kalmıyorum. Ben itaat etmiyorum. Ben korkmuyorum. Ben bunların hepsini ayaklarımın altına almak için kalkıyorum.
Teröristliği, bölücülüğü, kanun tanımazlığı bunca senedir apaçık şekilde gözle önünde olan Sırrı Süreyya Önder'i bile sözde millet vekil ve ayrıca sözde meclis başkan vekili yapan TBMM, hükümsüzdür. Gayr-i meşrudur.

Orada alınan kararlar, çıkartılan kanunlar, yapılan oylamalar, atılan imzalar tamamen hükümsüzdür.

Hiçbir Türkiye vatandaşının TBMM'yi sayması, tanıması, itaat etmesi gerekmiyor. Aksine, TBMM'yi hala meşru görenler ve itaat edenler suçludur.

Bu kadar aleni ihanetlere, bölücülüklere, kötülüklere, suçlara sessiz, tepkisiz kalmayacağız. Bu sirki dağıtacağız.
Ömer Öcalan isimli bu insan şeytanı teröristi sözde vekil olarak tanıyan ve içinde bundan hariç olarak en az beş yüz kadar daha vatan haini, terörist, bölücü, kara paracı bulunan TBMM hükümsüzdür. Gayr-i meşrudur. Milli güvenlik sorunudur ve bölücüdür. Bütün milletin can, mal, ırz emniyetini teşkil eden bir yerdir.

Türk milletinin, devlet sistemini bu hainlerden, teröristlerden, kara paracılardan, başka ülkelere piyonluk yapan baş belalarından temizleme kalkışması başlatması farz üstüne farzdır.

Bu, bir kurtuluş savaşıdır.
Selahattin Demirtaş, Figen Yükseldağ, Gülten Kışanak, Can Atalay ve benzeri teröristler, bölücüler, maşalar serbest bırakılmayacak. Hukuka aykırı şekilde hala dışarıda olan binlerce benzerleri içeri alınacak. Operasyon TBMM'ye kadar uzanacak.
Dört buçuk saatte dünya genelinde diz çöktünüz. Rezil oldunuz, yerin dibine girdiniz.

Siz, kaybetmeye mahkumsunuz. Siz, helak olmaya mahkumsunuz. Yok olmaya mahkumsunuz.

Çünkü hem şeytanlaşmış kişilersiniz, hem çok güçsüz ve çaresizsiniz.

Hem de çok korkaksınız.