Dikkat edilsin, iki filmde de aynı mesajlar var ki yollar kesiliyor. Birinde askerler, emniyet sorunu nedeniyle yolları kesiyor. Diğer filmde araçlar zincirleme kazalar yaptıkları için yollar kesiliyor.
Dünyayı ardında bırak filminde sadece elektrikli arabalar zincirleme kaza yapmıyor. Diğer yollarda diğer arabaların da kazalar yaptığı ve o yolların da tıkandığı anlaşılıyor.
Dünyayı ardında bırak filminde sadece elektrikli arabalar zincirleme kaza yapmıyor. Diğer yollarda diğer arabaların da kazalar yaptığı ve o yolların da tıkandığı anlaşılıyor.
Bu gece yazdıklarımdan sonra bu sahneler daha iyi anlaşılmıştır. Arabalar şirketler, ekipler, sistemler, hükumetler, tüccarlar, alış veriş vb demek.
Her yerde hepsinin yolu kesik. Çünkü küresel mali kriz var. Peşi sıra emniyet sorunları var. Yağma var. Cinayetler var. Tecavüzler var. Ülkeler ve şirketler güç kaybetmişler. İtibar kaybetmişler. Ülkelerde otorite kayıpları var, kaos çıkmış. Halk isyanları var.
O sırada elinde maddi imkanlar olanlar, elinde maddi imkanlar bulunmayanların hedefinde olacaklar. Artık ya kavgayla ya da anlaşmayla, o maddi imkanlardan istifade etmek isteyecekler. İşte zenciler bu manada maddi imkana sahip olan taraflar demek.
Nasıl biter filminin bir sahnesinde, araba yolda gidiyorken tepeden görüntü çekilmiş. Sadece araba ve ön tarafına tuttuğu ışık görünüyor. Geriye kalan bütün çevre kapkaranlık.
Bu sahne de bu manaya geliyor. Bütün dünya kırizdeyken, elinde biraz sermayesi, maddi imkanları kalmış olanlar bile türlü sorunlarla boğuşuyorken TR'nin yeni liderinin içinde bulunduğu araba/sistem hariç başka hiçbir sistem ilerlemeyecek.
Her yerde hepsinin yolu kesik. Çünkü küresel mali kriz var. Peşi sıra emniyet sorunları var. Yağma var. Cinayetler var. Tecavüzler var. Ülkeler ve şirketler güç kaybetmişler. İtibar kaybetmişler. Ülkelerde otorite kayıpları var, kaos çıkmış. Halk isyanları var.
O sırada elinde maddi imkanlar olanlar, elinde maddi imkanlar bulunmayanların hedefinde olacaklar. Artık ya kavgayla ya da anlaşmayla, o maddi imkanlardan istifade etmek isteyecekler. İşte zenciler bu manada maddi imkana sahip olan taraflar demek.
Nasıl biter filminin bir sahnesinde, araba yolda gidiyorken tepeden görüntü çekilmiş. Sadece araba ve ön tarafına tuttuğu ışık görünüyor. Geriye kalan bütün çevre kapkaranlık.
Bu sahne de bu manaya geliyor. Bütün dünya kırizdeyken, elinde biraz sermayesi, maddi imkanları kalmış olanlar bile türlü sorunlarla boğuşuyorken TR'nin yeni liderinin içinde bulunduğu araba/sistem hariç başka hiçbir sistem ilerlemeyecek.
Akademi Dergisi
Bu gece yazdıklarımdan sonra bu sahneler daha iyi anlaşılmıştır. Arabalar şirketler, ekipler, sistemler, hükumetler, tüccarlar, alış veriş vb demek. Her yerde hepsinin yolu kesik. Çünkü küresel mali kriz var. Peşi sıra emniyet sorunları var. Yağma var. Cinayetler…
Yukarıda anlattığım gibi, gasp/hırsızlık yaparak ilerlemek isteyen o grup da ilerleyemiyor.
Sahte polisin temsil ettiği grup da ilerleyemiyor ama sonrasında onlar maddi imkanlar elde ediyorlar.
Sahte polisin temsil ettiği grup da ilerleyemiyor ama sonrasında onlar maddi imkanlar elde ediyorlar.
TR'nin yeni lideri yani filmdeki damat veya diğer filmdeki erkek evlat, o kadar yüksek karakterli ve adaletli bir kişi ki düşmanına söz verse bile o sözü sonuna kadar tutuyor.
Aslında damadın düşmanı olan ama yine de damadın kendisiyle anlaşmış olduğu o kayınpederi, kaburgalarındaki kırıklardan ötürü bir süre sonra oyundan çıkıyor.
Cesedi arabada kalıyor. Az sonrasında zaten araba bozuluyor. Yani kayınpeder tarafıyla yapılan anlaşma ve anlaşma gereği kurulan sistem/teşkilat da bozuluyor. Çünkü beraber yola devam etme imkanı kalmıyor. Damat tek başına ve bir süre yaya olarak yoluna devam ediyor. Kısa süre öncesine kadar olduğu gibi teşkilatlı, sistemli olmasa da pes etmiyor. Kendi sistemi/imkanları ile devam ediyor. Onun yolu kesilemiyor ve bir süre sonra otostop yaparak da olsa araba buluyor. Sonra kendi babasının evine gidiyor.
İşte bu sahneler yaşanırken damat, kayınpederin cesedine battaniye ya da benzeri bir şey örtüyor. Sonra da benzin dökerek yakıyor. Hem de arabanın içinde yakıyor.
Aslında damadın düşmanı olan ama yine de damadın kendisiyle anlaşmış olduğu o kayınpederi, kaburgalarındaki kırıklardan ötürü bir süre sonra oyundan çıkıyor.
Cesedi arabada kalıyor. Az sonrasında zaten araba bozuluyor. Yani kayınpeder tarafıyla yapılan anlaşma ve anlaşma gereği kurulan sistem/teşkilat da bozuluyor. Çünkü beraber yola devam etme imkanı kalmıyor. Damat tek başına ve bir süre yaya olarak yoluna devam ediyor. Kısa süre öncesine kadar olduğu gibi teşkilatlı, sistemli olmasa da pes etmiyor. Kendi sistemi/imkanları ile devam ediyor. Onun yolu kesilemiyor ve bir süre sonra otostop yaparak da olsa araba buluyor. Sonra kendi babasının evine gidiyor.
İşte bu sahneler yaşanırken damat, kayınpederin cesedine battaniye ya da benzeri bir şey örtüyor. Sonra da benzin dökerek yakıyor. Hem de arabanın içinde yakıyor.
Akademi Dergisi
TR'nin yeni lideri yani filmdeki damat veya diğer filmdeki erkek evlat, o kadar yüksek karakterli ve adaletli bir kişi ki düşmanına söz verse bile o sözü sonuna kadar tutuyor. Aslında damadın düşmanı olan ama yine de damadın kendisiyle anlaşmış olduğu o…
Cesedin üzerine battaniye örtmesi, kayınpederine huzurlu, emniyetli şartlar, ortam hazırlaması manasına geliyor.
Kayınpederi ile yolu ayrılmış olsa bile, o damat sözünü tutuyor. İstese, zaten çok çok zor şartlara düşürülmüş olan kayınpederinin üzerine basar geçer. Yani istese damat da bunu fırsat bilir ve kayınpederini ayrıca ezer.
Lakin tam aksini yapıyor. Huzurlu, emniyetli bir ortamı olmasını sağlamakla yetinmiyor.
Çünkü bir de üstüne benzin dökerek onu yakıyor. Bu, onu paraya boğması demek.
Bitmedi... O kadar adaleti ve asaletli davranıyor ki kayınpederinin arabasını da yakıyor. Yani onun ekibinden/sisteminden olanlara da büyük maddi imkanlar sağlıyor
Kayınpederi ile yolu ayrılmış olsa bile, o damat sözünü tutuyor. İstese, zaten çok çok zor şartlara düşürülmüş olan kayınpederinin üzerine basar geçer. Yani istese damat da bunu fırsat bilir ve kayınpederini ayrıca ezer.
Lakin tam aksini yapıyor. Huzurlu, emniyetli bir ortamı olmasını sağlamakla yetinmiyor.
Çünkü bir de üstüne benzin dökerek onu yakıyor. Bu, onu paraya boğması demek.
Bitmedi... O kadar adaleti ve asaletli davranıyor ki kayınpederinin arabasını da yakıyor. Yani onun ekibinden/sisteminden olanlara da büyük maddi imkanlar sağlıyor
O günler gelince, damat aslında zor şartlar içinde kalmış olacak. Bocalaması beklenecek. Pes etmesi beklenecek. Mücadelesini bırakması beklenecek. Nefsine uyarak etrafındaki kişilere hatalı davranması, haklarını vermemesi beklenecek.
Gelecek kaygısı, borç yükü endişesi, mahcubiyet, itibar kaybı gibi dertlerin içinde olduğu düşünülecek, peş peşe hatalar yapması beklenecek.
Gelecek kaygısı, borç yükü endişesi, mahcubiyet, itibar kaybı gibi dertlerin içinde olduğu düşünülecek, peş peşe hatalar yapması beklenecek.
Lakin damat yine ezberleri bozacak. Öyle yapmayacak... Çok bilgece ve kararlı bir duruşu olacak. İlgililere, vermek zorunda olmadığı maddi imkanlardan bile verecek. Hak ettiklerinin fazlasını verecek. Hiç zorluk çıkartmadan, kolayca verecek.
Ruhi krizlere girmeyecek, eyvahlar etmeyecek, pes etmeyecek, mücadelesine devam edecek ve yolda otostop yapacak. Yani sıkıntılı ve zor günler geçirecek.
Lakin hemen sonrasında baba evine girecek. Bu, birilerinden yardım görerek ya da görmeyerek, sıkıntılarını hızla aşacağı manasına geliyor.
Ruhi krizlere girmeyecek, eyvahlar etmeyecek, pes etmeyecek, mücadelesine devam edecek ve yolda otostop yapacak. Yani sıkıntılı ve zor günler geçirecek.
Lakin hemen sonrasında baba evine girecek. Bu, birilerinden yardım görerek ya da görmeyerek, sıkıntılarını hızla aşacağı manasına geliyor.
Detaya odaklanalım...
Otostop çektiğinde bir araba duruyor. Sürücü aşağı iniyor. İlk önce kendisinin ve ailesinin emniyetini göz ününde bulunduruyor. Bunu damada da açıkça söylüyor. Ondan silahını istiyor. "Arabada ailem var, onları düşünmek zorundayım. Silahını ver" diyor. Damat da silahını veriyor.
O sırada o sürücünün elinde de kendi silahı var. Karşılıklı silah çekmek ve kurşun sıkmak yani ateş etmek, anlaşma çabası. Biri, diğerine silahını teslim ettiğine göre anlaşma sağlanıyor. Yani o anlarda artık damadın yanında, ona yardımcı olmayı kabul etmiş, onunla anlaşmış başka bir taraf/sistem var.
Üstelik altlarında 4x4 cip var. Bu, çok işe yarar bir sistem/teşkilatı demek. Kısa süre sonra baba evine gidilmiş oluyor. Yani sıkıntılı günler kısa sürüyor, sıkıntılardan kolayca çıkılıyor.
Otostop çektiğinde bir araba duruyor. Sürücü aşağı iniyor. İlk önce kendisinin ve ailesinin emniyetini göz ününde bulunduruyor. Bunu damada da açıkça söylüyor. Ondan silahını istiyor. "Arabada ailem var, onları düşünmek zorundayım. Silahını ver" diyor. Damat da silahını veriyor.
O sırada o sürücünün elinde de kendi silahı var. Karşılıklı silah çekmek ve kurşun sıkmak yani ateş etmek, anlaşma çabası. Biri, diğerine silahını teslim ettiğine göre anlaşma sağlanıyor. Yani o anlarda artık damadın yanında, ona yardımcı olmayı kabul etmiş, onunla anlaşmış başka bir taraf/sistem var.
Üstelik altlarında 4x4 cip var. Bu, çok işe yarar bir sistem/teşkilatı demek. Kısa süre sonra baba evine gidilmiş oluyor. Yani sıkıntılı günler kısa sürüyor, sıkıntılardan kolayca çıkılıyor.
Damat, gerçek Türk genleri taşıyan bir damat... Baba evinde hemen asilce tavırları devam ediyor.
Keyfine bakmak, ev sahibi gibi tavırlar sergilemek, kayınpederi gibi davranmak yerine, anlaştığı adamın ailesini dert ediniyor, onlara güzel davranıyor. Üst katta oda ve yemek olduğunu söylüyor. Onların ihtiyaçları ile ilgileniyor. Burada o adamın ailesi demek, anlaştığı o adamın çevresindeki iş ortakları demek. O ortağın beraber çalıştığı kişiler, taraflar demek...
Damat hedefine hala çok odaklı halde... Baba evi, zor şartlarda iken bulunan ve haftalarca yetecek olan yemekler (ki bunlar da maddi imkanlar demek), hiçbir şey umurunda değil. Sevgilisine yani hedefine ulaşmak istiyor.
Keyfine bakmak, ev sahibi gibi tavırlar sergilemek, kayınpederi gibi davranmak yerine, anlaştığı adamın ailesini dert ediniyor, onlara güzel davranıyor. Üst katta oda ve yemek olduğunu söylüyor. Onların ihtiyaçları ile ilgileniyor. Burada o adamın ailesi demek, anlaştığı o adamın çevresindeki iş ortakları demek. O ortağın beraber çalıştığı kişiler, taraflar demek...
Damat hedefine hala çok odaklı halde... Baba evi, zor şartlarda iken bulunan ve haftalarca yetecek olan yemekler (ki bunlar da maddi imkanlar demek), hiçbir şey umurunda değil. Sevgilisine yani hedefine ulaşmak istiyor.
Anlaştığı o adamla anlaşmasını güzelce bozuyor. "Buraya kadardı, çok faydalı oldu. Bu ev sana kalsın, bu yiyecekler de sana kalsın. Zaten ihtiyacınız var. Lakin benim de senin arabana ihtiyacım var" diyor.
Adam kabul ediyor. Sistemini damada devir ediyor, kendisi maddi imkanlar içinde rahatça yaşamayı tercih ediyor.
Adam kabul ediyor. Sistemini damada devir ediyor, kendisi maddi imkanlar içinde rahatça yaşamayı tercih ediyor.
O sahneden sonra damat, yoluna kendi arabasıyla yani sistemiyle birlikte devam ediyor.
Sonunda eşinin daha doğrusu sevgilisinin yaşadığı şehre gidiyor ama şehir mahvolmuş.
Sonunda eşinin daha doğrusu sevgilisinin yaşadığı şehre gidiyor ama şehir mahvolmuş.
Sevgilisinin bulunduğu şehir mahvolmuş. Yıkık dökük bir halde ve sevgilisinin yaşadığı bina da mahvolmuş.
Damat hala hedefine ulaşamadı, çok yaklaştı ama yine bazı maniler var.
Başka bir şehre gitmek hayırlı. Kişinin işinde, mücadelesinde istediği sonuçları alması demek. Hedefine ulaşması demek. Damat, o şehre gitmiş olmakla, ulaşmak istediği hedefe, güce, şartlara, dengelere, zafere çok çok yakın bir konuma geliyor. Bu sırada yükü de sorumlulukları da artıyor.
Lakin gittiği şehrin yıkık dökük olması, o sıralarda hala sıkıntılarının devam etmesi demek. İhtiyaç duyacağı bilge insanları, yüksek vasıflı insanları, dünyayı cennete çevirecek projelerinde çalışacak dürüst ve gayretli insanları etrafında bulamamak demek. Eskilerin tabiriyle kaht-ı rical demek. Yani adam kıtlığı, yokluğu...
Şehir zaten bir manasıyla da ilim demektir. Şehirdeki binalar ise alimler demektir. Bilgili ve ahlaklı insanlar demektir. Bir medeniyet/şehirleşme bilgili ve ahlaklı insanlarla kurulur. Lakin damadın elinde hala böyle insanlar yok.
Etraftaki binalar hatta neredeyse bütün şehir yıkık. Aranan adamlar yok ama yine pes etmiyor bizim damat... Onda pes etmek yok.
Damat hala hedefine ulaşamadı, çok yaklaştı ama yine bazı maniler var.
Başka bir şehre gitmek hayırlı. Kişinin işinde, mücadelesinde istediği sonuçları alması demek. Hedefine ulaşması demek. Damat, o şehre gitmiş olmakla, ulaşmak istediği hedefe, güce, şartlara, dengelere, zafere çok çok yakın bir konuma geliyor. Bu sırada yükü de sorumlulukları da artıyor.
Lakin gittiği şehrin yıkık dökük olması, o sıralarda hala sıkıntılarının devam etmesi demek. İhtiyaç duyacağı bilge insanları, yüksek vasıflı insanları, dünyayı cennete çevirecek projelerinde çalışacak dürüst ve gayretli insanları etrafında bulamamak demek. Eskilerin tabiriyle kaht-ı rical demek. Yani adam kıtlığı, yokluğu...
Şehir zaten bir manasıyla da ilim demektir. Şehirdeki binalar ise alimler demektir. Bilgili ve ahlaklı insanlar demektir. Bir medeniyet/şehirleşme bilgili ve ahlaklı insanlarla kurulur. Lakin damadın elinde hala böyle insanlar yok.
Etraftaki binalar hatta neredeyse bütün şehir yıkık. Aranan adamlar yok ama yine pes etmiyor bizim damat... Onda pes etmek yok.
Akademi Dergisi
Sevgilisinin bulunduğu şehir mahvolmuş. Yıkık dökük bir halde ve sevgilisinin yaşadığı bina da mahvolmuş. Damat hala hedefine ulaşamadı, çok yaklaştı ama yine bazı maniler var. Başka bir şehre gitmek hayırlı. Kişinin işinde, mücadelesinde istediği sonuçları…
Duvardaki yazıyı görüyor, mesajı alıyor, sevgilisinin hayatta olduğunu anlıyor ve mücadelesine devam ediyor.
Sevgilisinin hayatta olduğunu anlaması, hala yolunun kesilmemiş olduğunu, yapabileceği bir şeyler olduğunu, hala hedefine ulaşmasına ihtimal bulunduğunu anlaması, buna kanaat etmesi demek.
Duvar, dininde çok sağlam olmak, çok samimi ve gayretli olmak demek.
Yazı, damadın hayırlı amellerinin ve iyiliklerinin devam etmesi demek. Kelimelerle anlatılması mümkün olamayacak kadar çileli bir sürecin, mücadelenin sonunda "Çıka çıka bu şartlara, bu sonuca mı çıktım? Ben bunca imtihanı, bunca çileyi bu şartlara çıkmak için mi yaşadım, geçtim, atlattım? Olacağı bu muydu?" demeyecek. Allah'a güvenecek. İhlası terk etmeyecek. Mücadelesini bırakmayacak.
Hemen sonrasında da zaten sevgilisine kavuşacak. Yani zafer onun olacak.
Sevgili görmek, hayallerin, hedeflerin gerçekleşmesi demek. Mutlu son demek.
Sevgilisinin hayatta olduğunu anlaması, hala yolunun kesilmemiş olduğunu, yapabileceği bir şeyler olduğunu, hala hedefine ulaşmasına ihtimal bulunduğunu anlaması, buna kanaat etmesi demek.
Duvar, dininde çok sağlam olmak, çok samimi ve gayretli olmak demek.
Yazı, damadın hayırlı amellerinin ve iyiliklerinin devam etmesi demek. Kelimelerle anlatılması mümkün olamayacak kadar çileli bir sürecin, mücadelenin sonunda "Çıka çıka bu şartlara, bu sonuca mı çıktım? Ben bunca imtihanı, bunca çileyi bu şartlara çıkmak için mi yaşadım, geçtim, atlattım? Olacağı bu muydu?" demeyecek. Allah'a güvenecek. İhlası terk etmeyecek. Mücadelesini bırakmayacak.
Hemen sonrasında da zaten sevgilisine kavuşacak. Yani zafer onun olacak.
Sevgili görmek, hayallerin, hedeflerin gerçekleşmesi demek. Mutlu son demek.
Sevgilisini, sevgilisinin komşusunun götürdüğü evde mi bulmuştu? Ben çok dikkat edemedim oraya...
Kaç işi bir arada yaparken yazıyorum, saatlerdir filmi açıp bazı kesitlerine bakmak, hafızamı canladırmak imkanı da bulamadım.
Bir şekilde, sondan bir önceki o sahnede komşu teması var. Komşu ve komşu evi, ulaştığı başarıları etrafına anlatmak, sevincini paylaşmak, yeni çevrelere girmek, yeni arkadaşlıklar edinmek demek.
Zaten sevgilisinin komşusunu vurması da gerçek manaya gelmiyor. Onunla yani komşu sembolünün temsil ettiği çevrelerle damadın anlaşması demek.
Kaç işi bir arada yaparken yazıyorum, saatlerdir filmi açıp bazı kesitlerine bakmak, hafızamı canladırmak imkanı da bulamadım.
Bir şekilde, sondan bir önceki o sahnede komşu teması var. Komşu ve komşu evi, ulaştığı başarıları etrafına anlatmak, sevincini paylaşmak, yeni çevrelere girmek, yeni arkadaşlıklar edinmek demek.
Zaten sevgilisinin komşusunu vurması da gerçek manaya gelmiyor. Onunla yani komşu sembolünün temsil ettiği çevrelerle damadın anlaşması demek.
Bu sahneler böyle devam ederken zaman zaman ama biraz sık aralıkla orta şiddette depremler oluyor. Sevgilisi "Artık yer hiç durmuyor, bu depremler hep oluyor" diyor. Çünkü damat hedefine ulaştığında dünya genelinde pek çok mühim, büyük ve ani gelişmeler peş peşe yaşanıyor. Bunlar da damadın lehine olan denge değişmeleri...
Peş peşe büyük denge değişmeleri ve sarsıcı hadiseler olacak. Çünkü dünya düzeni açıkça ve iyice değişecek. Anlaşma bozulduktan bir süre sonra, damadı ve sistemini yok etmek için Melhame-i Kübra savaşı yapılacak. Damat o büyük savaşı da kazanacak. Hemen ardından İstanbul'un yani gerçek Kudüs şehrinin gerçek fethi yaşanacak. İşte o kısımlarda dünyadaki pek çok devlet ve millet peş peşe kararlar alacak. Çok dengeler değişecek.
Peş peşe büyük denge değişmeleri ve sarsıcı hadiseler olacak. Çünkü dünya düzeni açıkça ve iyice değişecek. Anlaşma bozulduktan bir süre sonra, damadı ve sistemini yok etmek için Melhame-i Kübra savaşı yapılacak. Damat o büyük savaşı da kazanacak. Hemen ardından İstanbul'un yani gerçek Kudüs şehrinin gerçek fethi yaşanacak. İşte o kısımlarda dünyadaki pek çok devlet ve millet peş peşe kararlar alacak. Çok dengeler değişecek.
Son sahnede ise yanardağ patlıyor. Sık sık yanlış mana verilen maddelerden biri de yanardağ patlaması...
Yanardağ patlaması çok hayırlı bir şey. Kurtuluş demek, şifa demek, bütün dertlerin ve sorunların bitmesi demek.
Yanardağ patlaması çok hayırlı bir şey. Kurtuluş demek, şifa demek, bütün dertlerin ve sorunların bitmesi demek.
Akademi Dergisi
Son sahnede ise yanardağ patlıyor. Sık sık yanlış mana verilen maddelerden biri de yanardağ patlaması... Yanardağ patlaması çok hayırlı bir şey. Kurtuluş demek, şifa demek, bütün dertlerin ve sorunların bitmesi demek.
Yine kötü bir şey zan edilen ama çok hayırlı manası bulunan diğer şey ise, beyaz duman...
Beyaz duman ve beyaz bulut görmek çok hayırlıdır, siyah duman ve siyah bulut görmek gibi değildir.
Filmin sonu, mutlu son değil, aşırı mutlu bir son...
Dünya tarihinde daha önce hiç görülmemiş seviyede bir mutlu son...
O gün artık dünya başka bir dünya...
Hemen devamında güneş sistemimiz, sonra gök adamız ve sonra bütün uzay, bu mutlu sonun yansımalarını yaşayacak. Her yerde dengeler hızla değişecek. Diğer gezegenlerde de Deccallar, İblisler yenilecek.
Kıyamet tehir ediliyor ve yaşanması gerektiği halde yaşanmıyor, çünkü Adem oğullarından biri, hz Mehdi, imkansız kere imkansız görülen bu zaferi kazanacak. Hem dünyayı hem de üzerinde hayat bulunan diğer alemleri dönüştürecek, değiştirecek.
Beyaz duman ve beyaz bulut görmek çok hayırlıdır, siyah duman ve siyah bulut görmek gibi değildir.
Filmin sonu, mutlu son değil, aşırı mutlu bir son...
Dünya tarihinde daha önce hiç görülmemiş seviyede bir mutlu son...
O gün artık dünya başka bir dünya...
Hemen devamında güneş sistemimiz, sonra gök adamız ve sonra bütün uzay, bu mutlu sonun yansımalarını yaşayacak. Her yerde dengeler hızla değişecek. Diğer gezegenlerde de Deccallar, İblisler yenilecek.
Kıyamet tehir ediliyor ve yaşanması gerektiği halde yaşanmıyor, çünkü Adem oğullarından biri, hz Mehdi, imkansız kere imkansız görülen bu zaferi kazanacak. Hem dünyayı hem de üzerinde hayat bulunan diğer alemleri dönüştürecek, değiştirecek.
Akademi Dergisi
Ne dediysem o... Bunlar da bir şey değil. Gerekiyorsa İran'ın her karışını yakacağım. O İran'dan TR'ye bir fare bile girmeyecek. O kadar sağlam sınır kontrolü yapacaklar. TR'yi girmiş olan on milyonun üzerindeki Çingenenin bir kısmını İran üzerinden geldikleri…
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
İran'ın Başkenti Tahran'daki havacılık ve uzay kuvvetleri karargahında patlamalar meydana geldi.
Akademi Dergisi
Hedefimdeki ülkelerde yaşayanlar, trenlerden, metrolardan bile uzak dursunlar. Hava limanlarından, sivil yolcu uçaklarından, sivil yolcu gemilerinden bile uzak dursunlar. Çok büyük belaların, kazaların yaşanacağı bir süreç olarak değerlendirerek, bu süreç…
Batak ABD'nin bazı eyaletlerinde internet kesintisi yaşanıyor
ABD'nin doğu kıyısındaki birçok eyalette internet bağlantılarının sayısında önemli bir düşüş kaydedildi. Maine eyaletinde şiddetli bir fırtınanın elektrik ve iletişim hatlarını çökertmesi sonucu meydana gelen ve on binlerce kişinin ağ bağlantısının kesilmesine neden olan bu olay ciddi bir sonuç ortaya çıkardı.
ABD'nin doğu kıyısındaki birçok eyalette internet bağlantılarının sayısında önemli bir düşüş kaydedildi. Maine eyaletinde şiddetli bir fırtınanın elektrik ve iletişim hatlarını çökertmesi sonucu meydana gelen ve on binlerce kişinin ağ bağlantısının kesilmesine neden olan bu olay ciddi bir sonuç ortaya çıkardı.
Akademi Dergisi
Çok karanlıktalar, çok sıkıntılı zamanlar yaşıyorlar ve her şeyleri yıkıldı, sistemleri çöktü. Ne yapacaklarını bilemiyorlar. Yaşadıkları sorunlar basına/medyaya şeffafça yansısa, dünya insanlığı şok geçirir. BOP öldü... İsrail yıkıldı... ABD tükendi...…
Çoğu ülkede şirket iflasları artıyor
FT'nin haberine göre, AB'de kurumsal temerrütler Eylül ayına kadar olan dokuz aylık dönemde, yıllık bazda %13 artarak, son sekiz yılın en yüksek seviyesine ulaştı.
On yıllık bir düşüşün ardından, batak ABD'deki kurumsal iflasların sayısı da Eylül ayına kadar olan 12 aylık dönemde bir yıl öncesine kıyasla %30 artış gösterdi.
AB'nin en büyük maliyesi olan batak Almanya'da ise Ocak ayından Eylül ayına kadar iflaslarda %25'lik bir artış kaydedildi.
FT'nin haberine göre, AB'de kurumsal temerrütler Eylül ayına kadar olan dokuz aylık dönemde, yıllık bazda %13 artarak, son sekiz yılın en yüksek seviyesine ulaştı.
On yıllık bir düşüşün ardından, batak ABD'deki kurumsal iflasların sayısı da Eylül ayına kadar olan 12 aylık dönemde bir yıl öncesine kıyasla %30 artış gösterdi.
AB'nin en büyük maliyesi olan batak Almanya'da ise Ocak ayından Eylül ayına kadar iflaslarda %25'lik bir artış kaydedildi.