Akademi Dergisi
Yolculuk boyunca bütün bilgisini, tecrübesini kullanarak, dikkatini hiç zayıflatmadan, doğru yerlerde doğru kararlar almaya da çalışarak, sık sık cesaret sergileyerek, yeri gelince silahını kullanarak ve büyük bir gayretle, yolculuğun yani sürecin devam etmesini…
Aslında yolculuğun önünde çok engeller, setler var. O yolculuğun sonuca ulaşması pek mümkün görünmüyor. Kayınpeder, bütün hünerini sergiliyor, yetmiyor da yolu askerlerin kestiği bir anda "Ben de askerim" diyor ve yolu açtırıyor.
Burada asker "gücü" temsil ediyor. "Siz güçlü olabilirsiniz ve bu süreci bozmak istiyor, bu yolu kesmek istiyor olabilirsiniz ama ben de güçlüyüm. Bu yolu açacaksınız" diyor ve açtırıyor.
Burada asker "gücü" temsil ediyor. "Siz güçlü olabilirsiniz ve bu süreci bozmak istiyor, bu yolu kesmek istiyor olabilirsiniz ama ben de güçlüyüm. Bu yolu açacaksınız" diyor ve açtırıyor.
Akademi Dergisi
Aslında yolculuğun önünde çok engeller, setler var. O yolculuğun sonuca ulaşması pek mümkün görünmüyor. Kayınpeder, bütün hünerini sergiliyor, yetmiyor da yolu askerlerin kestiği bir anda "Ben de askerim" diyor ve yolu açtırıyor. Burada asker "gücü" temsil…
Bu sahnede ya da diğer deyişle bu görüde asker, tehlikelerden ve düşmanlardan korunmak, kurtulmak manasına geliyor. Daha özelinde ise damadın, kayınpeder vesilesiyle bazı tehlikelerden ve düşmanlardan korunması manasına geliyor. Çünkü kayınpeder de asker...
Diğer manasıyla da asker, galibiyet ve bol kazanç manasına geliyor.
Yolculuk başladıktan kısa süre sonra, hem damadın hem kayınpederin kararlılığı, gayreti sayesinde, kısa sürede bol kazançları başlıyor.
Diğer manasıyla da asker, galibiyet ve bol kazanç manasına geliyor.
Yolculuk başladıktan kısa süre sonra, hem damadın hem kayınpederin kararlılığı, gayreti sayesinde, kısa sürede bol kazançları başlıyor.
Akademi Dergisi
Bu sahnede ya da diğer deyişle bu görüde asker, tehlikelerden ve düşmanlardan korunmak, kurtulmak manasına geliyor. Daha özelinde ise damadın, kayınpeder vesilesiyle bazı tehlikelerden ve düşmanlardan korunması manasına geliyor. Çünkü kayınpeder de asker...…
Hatta bu sahneden anlaşılabiliyor ki kayınpeder, zorlanılan o süreçte, güçlü bir arkadaşından ya da arkadaş grubundan destek alacak, yardım görecek.
Damat ile kayınpeder beraberce bir benzinlikte benzin almaya çabalıyorken hırsızlar, gaspçılar geliyor.
Hırsızlar, kurnazlık ve sinsilik ile kandırmaya çabalayan, menfaat elde etmeye çabalayan taraflar demek. Gerçek hayatta, sürecin o kısmında, bu taraflar rahat durmayacaklar.
Zaten ilk anında, dikkat çekici, alımlı bir kadınla damada yanaşıyorlar. Asıl tuzağı damada yani TR'nin yeni liderine kuruyorlar. Damat oralı olmuyor, sorunu, tuzağı görüyor. Kayınpeder de desteğe geliyor. Burada da sıkıntı sorunsuz atlatılıyor. Hatta kolayca atlatılıyor.
Hırsızlar, kurnazlık ve sinsilik ile kandırmaya çabalayan, menfaat elde etmeye çabalayan taraflar demek. Gerçek hayatta, sürecin o kısmında, bu taraflar rahat durmayacaklar.
Zaten ilk anında, dikkat çekici, alımlı bir kadınla damada yanaşıyorlar. Asıl tuzağı damada yani TR'nin yeni liderine kuruyorlar. Damat oralı olmuyor, sorunu, tuzağı görüyor. Kayınpeder de desteğe geliyor. Burada da sıkıntı sorunsuz atlatılıyor. Hatta kolayca atlatılıyor.
Yol/süreç boyunca sık sık benzin konu oluyor. Benzine ihtiyaç duyuluyor. Benzin olmazsa yolculuk devam etmeyecek. Araba yani sistem/teşkilat çalışmayacak. Benzin, parayı temsil ediyor. Süreç boyunca nakit paraya çok kıymet ve öncelik verileceği ve sürecin takılmasına, para sıkıntısıyla önünün kesilmesine izin verilmeyeceği manasına geliyor.
Lakin yolculuk boyunca ilerleyen daha doğrusu ilerlemeye çabalayan başka araçlar ve şahıslar da var. Bunlar da benzer hamleler yapacaklar. "Madem öyle biz de kendi başımıza gireriz o işlere. Biz de yapabiliriz benzer projeleri. Değişen dünyada dünyanın yeni hakimleri biz oluruz." diyecekler. Ya da "Madem ki bizi bu işlere dahil etmediler, biz de onların yolunu keseriz" diyecekler.
Lakin yolculuk boyunca ilerleyen daha doğrusu ilerlemeye çabalayan başka araçlar ve şahıslar da var. Bunlar da benzer hamleler yapacaklar. "Madem öyle biz de kendi başımıza gireriz o işlere. Biz de yapabiliriz benzer projeleri. Değişen dünyada dünyanın yeni hakimleri biz oluruz." diyecekler. Ya da "Madem ki bizi bu işlere dahil etmediler, biz de onların yolunu keseriz" diyecekler.
Akademi Dergisi
Yol/süreç boyunca sık sık benzin konu oluyor. Benzine ihtiyaç duyuluyor. Benzin olmazsa yolculuk devam etmeyecek. Araba yani sistem/teşkilat çalışmayacak. Benzin, parayı temsil ediyor. Süreç boyunca nakit paraya çok kıymet ve öncelik verileceği ve sürecin…
Bu nedenle bunlardan bazıları damat ile kayınpederin içinde bulunduğu aracın yolunu kesmek isteyecekler. Benzinine/parasına el koymak isteyecekler ama o art niyetli taraflar benzine/paraya el koyamayacaklar.
Akademi Dergisi
Bu nedenle bunlardan bazıları damat ile kayınpederin içinde bulunduğu aracın yolunu kesmek isteyecekler. Benzinine/parasına el koymak isteyecekler ama o art niyetli taraflar benzine/paraya el koyamayacaklar.
Damat ile kayınpederin içinde bulunduğu aracın önünü planladıklkarı kesemeyince, istedikleri gibi tuzak kuramayınca, ateş etmekten çekinmeyecekler. Silah göstermek ve ateş etmek, anlaşma çabası demek.
"Gelin inat etmeyin, şu işleri beraber yapalım. Biz de şu işlerin içinde olalım. Süreç boyunca beraber ilerleyelim ve kazanalım." diyecekler.
Bazı sahnelerde o taraflar ateş ediyorken damat ile kayınpederin oradan hızla uzaklaşması, kurşunlardan kaçması, anlaşma olmayacağı manasına geliyor.
"Gelin inat etmeyin, şu işleri beraber yapalım. Biz de şu işlerin içinde olalım. Süreç boyunca beraber ilerleyelim ve kazanalım." diyecekler.
Bazı sahnelerde o taraflar ateş ediyorken damat ile kayınpederin oradan hızla uzaklaşması, kurşunlardan kaçması, anlaşma olmayacağı manasına geliyor.
Bir de araba tamircisi bir kadın var. Sürecin bir yerinde, ortaklık olmadan bu "tamirci" taraf yolculuğa dahil olacak.
Bu taraf hangi taraf ise, ortaklık verilmese de kendisine teklif edilen parayı ya da değerli diğer şeyleri kabul edecek.
Yolculuğun bir kısmında damat ile kayınpedere destek olacak.
Tamirci, aynı zamanda ara bulucu demek. Bir manasıyla da tamirci görmek, aslında aranın bozuk olduğu, iyi geçinilemeyen bir tarafın bu sürece dahil olmayı kabul etmesi demek.
Lakin süreç tamamlanmadan tamirci onlardan ayrılıp kendi yoluna gidecek. "Siz olmasanız da ben kazanırım. Bu zamana kadar sizin sayenizde mi kazandım, yol aldım ve şu kurtlar sofrasında varlıkta kaldım?" diyecek.
Tamirci bu kararı alacak, çünkü istemediği halde diğer gruba ateş etti. Lastiği patlattı. Kazaya, yangına, ölüme sebep oldu.
Bunların hiçbiri gerçek manasına gelmiyor. Burada ateş etmesi, diğer tarafla anlaşma çabası demek. Bunu yapmasını kayınpeder ondan isteyecek.
Diğer tarafın kaza yapması, o taraf için çok iyi gelişmeler demek. İşlerinde sevineceği şeyler yaşaması demek. Yangın çıkması ama yangında kara kara dumanların görülmemesi, ateşin görülmesi ve öne çıkması, o tarafın kazancının çok artması demek. Ölmek de gerçek manasına gelmiyor, o gruptakilerin ömürleri, ticari ve siyasi ömürleri uzayacak demek.
Kayınpeder bunu damattan gizlemeden yapacak. Çünkü damadın göreceği şekilde o tamirciye "Al şu silahı, bunu kullanabilir misin, ateş et" diyor. Bu "Ey ara bulucu, şu imkanları kullanarak o grupla/tarafla aramızı bul. Sorunlar çözülsün." demek. Lakin o tarafla ara bulunsa da yola beraber devam etmiyorlar. Ortaklık olmadan aranın bulunması demek.
Tamircinin işi oraya kadardı, orada işi bitecek ve araç kenara çekilecek, tamirci yani ara bulucu kendi yoluna gidecek.
Bu taraf hangi taraf ise, ortaklık verilmese de kendisine teklif edilen parayı ya da değerli diğer şeyleri kabul edecek.
Yolculuğun bir kısmında damat ile kayınpedere destek olacak.
Tamirci, aynı zamanda ara bulucu demek. Bir manasıyla da tamirci görmek, aslında aranın bozuk olduğu, iyi geçinilemeyen bir tarafın bu sürece dahil olmayı kabul etmesi demek.
Lakin süreç tamamlanmadan tamirci onlardan ayrılıp kendi yoluna gidecek. "Siz olmasanız da ben kazanırım. Bu zamana kadar sizin sayenizde mi kazandım, yol aldım ve şu kurtlar sofrasında varlıkta kaldım?" diyecek.
Tamirci bu kararı alacak, çünkü istemediği halde diğer gruba ateş etti. Lastiği patlattı. Kazaya, yangına, ölüme sebep oldu.
Bunların hiçbiri gerçek manasına gelmiyor. Burada ateş etmesi, diğer tarafla anlaşma çabası demek. Bunu yapmasını kayınpeder ondan isteyecek.
Diğer tarafın kaza yapması, o taraf için çok iyi gelişmeler demek. İşlerinde sevineceği şeyler yaşaması demek. Yangın çıkması ama yangında kara kara dumanların görülmemesi, ateşin görülmesi ve öne çıkması, o tarafın kazancının çok artması demek. Ölmek de gerçek manasına gelmiyor, o gruptakilerin ömürleri, ticari ve siyasi ömürleri uzayacak demek.
Kayınpeder bunu damattan gizlemeden yapacak. Çünkü damadın göreceği şekilde o tamirciye "Al şu silahı, bunu kullanabilir misin, ateş et" diyor. Bu "Ey ara bulucu, şu imkanları kullanarak o grupla/tarafla aramızı bul. Sorunlar çözülsün." demek. Lakin o tarafla ara bulunsa da yola beraber devam etmiyorlar. Ortaklık olmadan aranın bulunması demek.
Tamircinin işi oraya kadardı, orada işi bitecek ve araç kenara çekilecek, tamirci yani ara bulucu kendi yoluna gidecek.
Akademi Dergisi
Bir de araba tamircisi bir kadın var. Sürecin bir yerinde, ortaklık olmadan bu "tamirci" taraf yolculuğa dahil olacak. Bu taraf hangi taraf ise, ortaklık verilmese de kendisine teklif edilen parayı ya da değerli diğer şeyleri kabul edecek. Yolculuğun bir…
Zaten oraya kadar çoğunlukla kayınpeder sürücülük yapıyor, oralara kadar çok şeyler yaşanıyor, yaralanıyor ve ister istemez arka koltuğa geçiyor, kendi dertleriyle de meşgul olmak zorunda kalıyor. Oradan sonra damat daha öne çıkıyor ve direksiyonu açıkça eline alıyor.
Kayınpederin bu hale düşmesine kim sebep oluyor?
Polis, çoğunlukla hükumet, devlet, otorite demek. Diğer manasıyla da tehlikeli adamlarla mücadele etmek demek.
Devlet sistemi kayınpederin sorunlar yaşamasına sebep oluyor. Lakin polis sahte polis. Yine de polis kıyafeti, polis aracı, polis silahı var. Yani sahte de olsa, gerçekten devlet görevlileri olmasa da kendini devlet gibi gören bir taraf, devletin imkanlarını/kurumlarını da kullanarak kayınpedere ciddi sorunlar çıkartacak.
Polis, çoğunlukla hükumet, devlet, otorite demek. Diğer manasıyla da tehlikeli adamlarla mücadele etmek demek.
Devlet sistemi kayınpederin sorunlar yaşamasına sebep oluyor. Lakin polis sahte polis. Yine de polis kıyafeti, polis aracı, polis silahı var. Yani sahte de olsa, gerçekten devlet görevlileri olmasa da kendini devlet gibi gören bir taraf, devletin imkanlarını/kurumlarını da kullanarak kayınpedere ciddi sorunlar çıkartacak.
Bu sorunlar göğüs bölgesiyle alakalı... Kaburga kemikleri kırılıyor. Bu iyi değil. Güvenliği, hürriyeti tehlikeye düşecek. Bu, itibarın, güvenilirliğin sarsılması demek ki buna devlet sistemi sebep olacak. Ya ölecek ya da ceza evine girecek ya da bir şekilde oyundan çıkacak. Sonuca ulaşamayacak.
Bunu anlayacak, kendine ve ortağına yani damadına bunu itiraf edecek. Biraz özeleştiri yapacak. Son anlarında bile hep kadına ve bebeğe yani çok büyük imkanlara, güce, zafere ulaşmanın hayalini kuracak.
Bunu anlayacak, kendine ve ortağına yani damadına bunu itiraf edecek. Biraz özeleştiri yapacak. Son anlarında bile hep kadına ve bebeğe yani çok büyük imkanlara, güce, zafere ulaşmanın hayalini kuracak.
Akademi Dergisi
Bu sorunlar göğüs bölgesiyle alakalı... Kaburga kemikleri kırılıyor. Bu iyi değil. Güvenliği, hürriyeti tehlikeye düşecek. Bu, itibarın, güvenilirliğin sarsılması demek ki buna devlet sistemi sebep olacak. Ya ölecek ya da ceza evine girecek ya da bir şekilde…
Emin olamasam da anladığım kadarıyla kayınpeder de gerçek hayatta gerçekten ölmeyecek. Aksine, ömrü uzayacak. Filmde, öldükten sonra benzin dökülerek yakıldığına göre, gerçek hayatta oyundan çıkmış olsa bile çok çok büyük maddi imkanlar elde etmiş olacak.
Üstelik, oyundan çıkmak için son anlarda ne yapıyor?
Köprüde yollarını kesen tarafa silahla ateş ediyor. Onların da yanmasına sebep oluyor. Ateş etmesi, anlaşma çabası. O karşı tarafın yanması ise onların da çok büyük maddi imkanlar elde etmesi demek. Benden duymayın ama kayınpeder son sahnede çok büyük rüşvet veriyor. Lakin yine de oyundan çıkıyor, kenara çekiliyor. Zaten yolunu kesenler de düzgün adamlar değil, çok takılmayın bu kısma...
Üstelik, oyundan çıkmak için son anlarda ne yapıyor?
Köprüde yollarını kesen tarafa silahla ateş ediyor. Onların da yanmasına sebep oluyor. Ateş etmesi, anlaşma çabası. O karşı tarafın yanması ise onların da çok büyük maddi imkanlar elde etmesi demek. Benden duymayın ama kayınpeder son sahnede çok büyük rüşvet veriyor. Lakin yine de oyundan çıkıyor, kenara çekiliyor. Zaten yolunu kesenler de düzgün adamlar değil, çok takılmayın bu kısma...
Kayınpeder asker kökenli... Yolculuk devam ederken yolun sağında bir askeri uçağın düşmüş olduğu ve kara dumanlar da yaydığı görülüyor. Bu, zaten kayınpederin boyundan büyük hedefleri olduğu, hedeflerine asla tam olarak ulaşamayacağı, yolunun kesileceği manasına geliyor. Kayınpeder, aslında damat kadar zeki, akıllı, sakin, muhakemesi kuvvetli, dikkatli, sezgileri kuvvetli, sabırlı, kararlı bir kişi değil. İyi bir lider olmaya çalışsa da cesaretle çok mücadele etse de çoğunlukla sabırsız olan, fevri davranan, sakin kalamayan, odaklanmasını bozan, aklının önüne sık sık öfkesini koyan, iyice düşünmeden kararlar alan ve uygulamaya kalkan, merhameti de zayıf, etrafındaki insanları kıran ve döken bir kişi... Böyle bir kişinin elinde güç yani para ve bağlantılar olsa da yolu açık olmaz.
Uçaklar düşüyorsa, hedeflere ulaşılamayacak demektir. Zaten iki filmde de uçakların düşmesine dikkat çekilmiş.
Uçaklar da arabalar gibi, çoğunlukla tek kişiyi temsil etmez. Bir insan grubunu, bir iş çevresini/grubunu, bir büyük şirketi, bir hükumeti vb. temsil ederler. Uçağın düşmesi, bunların yollarının kesileceği ve çökecekleri, yolda kalacakları manasına gelir.
Uçaklar düşüyorsa, hedeflere ulaşılamayacak demektir. Zaten iki filmde de uçakların düşmesine dikkat çekilmiş.
Uçaklar da arabalar gibi, çoğunlukla tek kişiyi temsil etmez. Bir insan grubunu, bir iş çevresini/grubunu, bir büyük şirketi, bir hükumeti vb. temsil ederler. Uçağın düşmesi, bunların yollarının kesileceği ve çökecekleri, yolda kalacakları manasına gelir.
- Selamün aleyküm hocam, bu CH uygulamasında bir Türkiyeli Amerikan vatandaşı birkaç saattir petrol istasyonunda mazot alamadığını ve siber saldırıların olması nedeniyle sistemlerin çalışmadığını anlattı.Bu arkadaş en az 15 yıllık tır şoförü. İran'dan sonra ABD'ye saldırmış hackerlar.
Artık iyice belli oldu, üzerini kapatamıyorlar.
= vas. Vay canına... Şu hackerlere bir bak sen, neler neler yapıyorlar. Acaba Husilerle, Yemenle ve İranla bir bağları var mıdır...
Ama ABD bunu onların yanına bırakmaz, gör bak ne kadar sert karşılıklar verecek. Hem o husilere verecek hem de hackerları dünyanın her yerinde bularak verecek.
Artık iyice belli oldu, üzerini kapatamıyorlar.
= vas. Vay canına... Şu hackerlere bir bak sen, neler neler yapıyorlar. Acaba Husilerle, Yemenle ve İranla bir bağları var mıdır...
Ama ABD bunu onların yanına bırakmaz, gör bak ne kadar sert karşılıklar verecek. Hem o husilere verecek hem de hackerları dünyanın her yerinde bularak verecek.
Kısa bir aradan sonra devam ediyorum.
Kimsenin ezberini ve hayal dünyasını bozmak istemem, bundan zevk almam ama çok büyük hatalardan bir tanesi de zenci meselesi...
Bu görülerde ve filmlerde, duru görüyle görenler ve filmi çekenler bile çoğu meselede isabet halinde değiller.
Duru görülerine kendilerince mana verdikçe, filmlerin içinde bazı detay sahneler, semboller eklemişler. Anladıkları manada ek mesajlar vermek için, kendilerinde gerçek hayatta, gerçek tarihte yaşanmış bazı hadiselere göndermeler yapmışlar. Vermek istedikleri mesajları güçlendirmek, pekiştirmek istemişler.
Bunu siyah-beyaz insanların mücadelesi meselesinde de yapmışlar. Lakin gördükleri şeyler, anladıkları manalara gelmiyor.
Kimsenin ezberini ve hayal dünyasını bozmak istemem, bundan zevk almam ama çok büyük hatalardan bir tanesi de zenci meselesi...
Bu görülerde ve filmlerde, duru görüyle görenler ve filmi çekenler bile çoğu meselede isabet halinde değiller.
Duru görülerine kendilerince mana verdikçe, filmlerin içinde bazı detay sahneler, semboller eklemişler. Anladıkları manada ek mesajlar vermek için, kendilerinde gerçek hayatta, gerçek tarihte yaşanmış bazı hadiselere göndermeler yapmışlar. Vermek istedikleri mesajları güçlendirmek, pekiştirmek istemişler.
Bunu siyah-beyaz insanların mücadelesi meselesinde de yapmışlar. Lakin gördükleri şeyler, anladıkları manalara gelmiyor.
Bir kişinin, rüyasında ya da metafizik görüşünde zenci birini görmesi, çoğu zaman çok hayırlıdır. Kötü bir şeyi haber vermez.
Kişinin yolunun açık ve aydınlık olması, maddi imkanlarının çok açılacak olması ya da kişinin maddi imkanları geniş ve şansı açık bir kişi ile yolunun kesişecek olması gibi manalara gelir.
Kişinin yolunun açık ve aydınlık olması, maddi imkanlarının çok açılacak olması ya da kişinin maddi imkanları geniş ve şansı açık bir kişi ile yolunun kesişecek olması gibi manalara gelir.
Bu filmlerde, siyah-beyaz insanların kendi aralarındaki çatışması gibi görülen şeye iki türlü mana verileblir:
1- Zengin olan, şanslı olan taraflarla, o maddi imkanı ve şansı bulamamış taraflar arasındaki mücadele...
2- Aslında söz konusu tarafların kavga etmekten çok, anlaşmaya çabalaması...
Çünkü kavga, karşı mücadele görmek, çoğu zaman kavga edilen kişi ya da kişilerle gerçek hayatta çok iyi geçinileceğini haber verir.
Bir kişi, gerçek hayatta sevmediği, geçinemediği hatta kavgalı olduğu biriyle, rüyasında ya da metafizik görüşünde kavga ettiğini görürse, bu da tersine çıkar. Bir süre sonra o kişiyle iyi geçinmeye, anlaşmaya başlayacağını haber verir.
Barack Obama'nın çektirdiği "Dünyayı ardında bırak" isimli filmde, bu hatalı görüşün/yorumun yani siyah-beyaz insanların çatışacakları, sorunlar yaşacakları yorumunun üzerinde uzun uzun durulmuş.
Gördüklerini gerçek manasına anladıkları, siyah ve beyaz tenli insanlar arasında sorunlar bekledikleri için, ta arabanın radyosundaki frekansa kadar her şeyi ona göre ayarlamışlar, kendilerince mesajlar vermişler. Kendilerince siyahların tarihte yaşadıkları bazı mühim hadiselere göndermeler yapmışlar.
İlk düğmeyi yanlış ilikleyince diğer hepsinin yanlış iliklenmesi gibi, yanlış hamlenin sonunda pek çok yanlış hamle de kaçınılmaz olarak film boyunca gelmiş, çekilmiş.
1- Zengin olan, şanslı olan taraflarla, o maddi imkanı ve şansı bulamamış taraflar arasındaki mücadele...
2- Aslında söz konusu tarafların kavga etmekten çok, anlaşmaya çabalaması...
Çünkü kavga, karşı mücadele görmek, çoğu zaman kavga edilen kişi ya da kişilerle gerçek hayatta çok iyi geçinileceğini haber verir.
Bir kişi, gerçek hayatta sevmediği, geçinemediği hatta kavgalı olduğu biriyle, rüyasında ya da metafizik görüşünde kavga ettiğini görürse, bu da tersine çıkar. Bir süre sonra o kişiyle iyi geçinmeye, anlaşmaya başlayacağını haber verir.
Barack Obama'nın çektirdiği "Dünyayı ardında bırak" isimli filmde, bu hatalı görüşün/yorumun yani siyah-beyaz insanların çatışacakları, sorunlar yaşacakları yorumunun üzerinde uzun uzun durulmuş.
Gördüklerini gerçek manasına anladıkları, siyah ve beyaz tenli insanlar arasında sorunlar bekledikleri için, ta arabanın radyosundaki frekansa kadar her şeyi ona göre ayarlamışlar, kendilerince mesajlar vermişler. Kendilerince siyahların tarihte yaşadıkları bazı mühim hadiselere göndermeler yapmışlar.
İlk düğmeyi yanlış ilikleyince diğer hepsinin yanlış iliklenmesi gibi, yanlış hamlenin sonunda pek çok yanlış hamle de kaçınılmaz olarak film boyunca gelmiş, çekilmiş.
Akademi Dergisi
Bu filmlerde, siyah-beyaz insanların kendi aralarındaki çatışması gibi görülen şeye iki türlü mana verileblir: 1- Zengin olan, şanslı olan taraflarla, o maddi imkanı ve şansı bulamamış taraflar arasındaki mücadele... 2- Aslında söz konusu tarafların kavga…
Bahsettiğim kadar büyük sıkıntılar yaşanıyorken elbette ABD başta olmak üzere dünyanın muhtelif yerlerinde siyahlarla beyazlar arasında sorunlar da yaşanacaktır. Lakin söz konusu görülerde ve filmlerde asıl mesaj bu değil...
Maddi sıkıntı içinde olanlarla, maddi imkanlar içinde olanların arasında meseleler bunlar... Ayrıca, maddi sıkıntı içinde olanların, maddi rahatlık için mücadele vermeleri manasına geliyor bu...
Tıpkı elektrik ve haberleşme imkanlarının kesintisi gibi, bu madde de baştan yanlış anlaşılmış, kabullenilmiş.
Maddi sıkıntı içinde olanlarla, maddi imkanlar içinde olanların arasında meseleler bunlar... Ayrıca, maddi sıkıntı içinde olanların, maddi rahatlık için mücadele vermeleri manasına geliyor bu...
Tıpkı elektrik ve haberleşme imkanlarının kesintisi gibi, bu madde de baştan yanlış anlaşılmış, kabullenilmiş.
Dikkat edilsin, iki filmde de aynı mesajlar var ki yollar kesiliyor. Birinde askerler, emniyet sorunu nedeniyle yolları kesiyor. Diğer filmde araçlar zincirleme kazalar yaptıkları için yollar kesiliyor.
Dünyayı ardında bırak filminde sadece elektrikli arabalar zincirleme kaza yapmıyor. Diğer yollarda diğer arabaların da kazalar yaptığı ve o yolların da tıkandığı anlaşılıyor.
Dünyayı ardında bırak filminde sadece elektrikli arabalar zincirleme kaza yapmıyor. Diğer yollarda diğer arabaların da kazalar yaptığı ve o yolların da tıkandığı anlaşılıyor.
Bu gece yazdıklarımdan sonra bu sahneler daha iyi anlaşılmıştır. Arabalar şirketler, ekipler, sistemler, hükumetler, tüccarlar, alış veriş vb demek.
Her yerde hepsinin yolu kesik. Çünkü küresel mali kriz var. Peşi sıra emniyet sorunları var. Yağma var. Cinayetler var. Tecavüzler var. Ülkeler ve şirketler güç kaybetmişler. İtibar kaybetmişler. Ülkelerde otorite kayıpları var, kaos çıkmış. Halk isyanları var.
O sırada elinde maddi imkanlar olanlar, elinde maddi imkanlar bulunmayanların hedefinde olacaklar. Artık ya kavgayla ya da anlaşmayla, o maddi imkanlardan istifade etmek isteyecekler. İşte zenciler bu manada maddi imkana sahip olan taraflar demek.
Nasıl biter filminin bir sahnesinde, araba yolda gidiyorken tepeden görüntü çekilmiş. Sadece araba ve ön tarafına tuttuğu ışık görünüyor. Geriye kalan bütün çevre kapkaranlık.
Bu sahne de bu manaya geliyor. Bütün dünya kırizdeyken, elinde biraz sermayesi, maddi imkanları kalmış olanlar bile türlü sorunlarla boğuşuyorken TR'nin yeni liderinin içinde bulunduğu araba/sistem hariç başka hiçbir sistem ilerlemeyecek.
Her yerde hepsinin yolu kesik. Çünkü küresel mali kriz var. Peşi sıra emniyet sorunları var. Yağma var. Cinayetler var. Tecavüzler var. Ülkeler ve şirketler güç kaybetmişler. İtibar kaybetmişler. Ülkelerde otorite kayıpları var, kaos çıkmış. Halk isyanları var.
O sırada elinde maddi imkanlar olanlar, elinde maddi imkanlar bulunmayanların hedefinde olacaklar. Artık ya kavgayla ya da anlaşmayla, o maddi imkanlardan istifade etmek isteyecekler. İşte zenciler bu manada maddi imkana sahip olan taraflar demek.
Nasıl biter filminin bir sahnesinde, araba yolda gidiyorken tepeden görüntü çekilmiş. Sadece araba ve ön tarafına tuttuğu ışık görünüyor. Geriye kalan bütün çevre kapkaranlık.
Bu sahne de bu manaya geliyor. Bütün dünya kırizdeyken, elinde biraz sermayesi, maddi imkanları kalmış olanlar bile türlü sorunlarla boğuşuyorken TR'nin yeni liderinin içinde bulunduğu araba/sistem hariç başka hiçbir sistem ilerlemeyecek.