Akademi Dergisi
2.13K subscribers
59.7K photos
24.9K videos
370 files
7.52K links
Çok önemli: Telegram bu kanalı yıllardır sansürlenemektedir. Paylaşımlarımızın Telegram uygulaması içinde yayılmasına izin vermemektedir. Kanaldaki takipçi ve görüntüleme sayıları da gerçek değildir. www.mfs.tv
Download Telegram
Media is too big
VIEW IN TELEGRAM
Selçuk Geçer yorumladı; 500 liralık banknot, madeni 10 lira, alım gücü, döviz kuru ne olacak
Akademi Dergisi
Meral Akşener ve Mansur Yavaş’ın Konya mitinginde alan boş kaldı.
Akşener alay konusu oldu

AKPKK rejimi ile alışık olduğumuz algı, kurgu, yalan kervanına sözde muhalifler de katıldı.

Sosyal medyada bazı hesapların "Meral Akşener'in Konya mitingi" diye paylaştığı görüntülerin Arjantin'in 2022 dünya kupası görüntülerinin montajlı hali olduğu ortaya çıktı.
ABD'deki muhafazakarlar, Trump'tan ve çetesinin adamlarından en kısa sürede kurtulmalılar, uzaklaşmalılar. Hepsinin de oyundan çıkışı çok gürültülü olacak ve yıkılırken etrafındakilerin de yıkılmasına sebep olacaklar.

Trump'a ve çetesine, dünyanın hiçbir yerinde nefes aldırmayacağım.
Türkiye'deki ve dünya genelindeki iş adamlarından, iş gruplarından AKPKK'nin arkasında duranların, Türkiye'de bir seçim tiyatrosu yaşanmasını isteyenlerin hepsine Nuh Tufanı misali darbeler gelecek. Çok kısa süre içinde akıl almaz kayıplar yaşayacaklar. Can, mal, mekan, para kayıpları çok çok fazla olacak. Tamamen çöküp iflas ettikleri ana kadar bu sinyaller kesilmeyecek.

Türkiye'nin, Türk milletinin idaresinin, hürriyet mücadelesinin karşısında duran sivil unsurlar da bu savaşın tarafları oluyorlar. Bu nedenle, bu ikazdan hemen sonra, onların sivil unsurlar olduğuna bakmayacağız. Temiz iş yapanları bile sinyale kapılacaklar.

Bilgisayarları ve personellerinin beyinleri/vücutları bile doğru düzgün çalışmayacak. Araçları, TIR'ları, iş makineleri yolda gidemeyecek. Gemileri denizde gidemeyecek. Trenleri rayda gidemeyecek. Her yerde peş peşe yangınlar, patlamalar, çökmeler yaşanacak.

Yaşadıklarına inanamayacaklar.

Ya bu Türkiye gerçekten hür bir devlet olacak, gerçekten Türk/İslam devleti olacak, ya da yemin ediyorum ki hiç acımadan dünyanın altını da üstünü de yıkıp geçeceğim. Kıran girecek her yere...
- Hocam s.a.
Sağ kulağımda 1 haftadır 7/24 aşırı derecede rahatsız edici çınlama var. Daha önceden yoktu. Gürültü ortamda pek umursamıyorum. Ama yalnızken delirtecek seviyede rahatsız ediyor. Acaba tedavisi var mı. Bilginiz var mı. Ya da sizin yayınları takip ettiğim ve okumalara katıldığım için benim uğradığım metafizik bir rahatsızlık mı. Rahatsız ettiğim için kusura bakmayın. Cevap verebilirseniz memnun olurum.

= vas

O gürültü/çınlama sende hayatın boyunca hep vardı ama sen şimdilerde fark etmeye başladın.

Okumalarına devam et hatta artır. Okuyamadığında tek kulaklık ile dinleyerek sinyal yay.

- Cok tesekkur ederim hocam

= Sirke kazanını ve hortumunu görmeye ve kullanmaya çalış.

- Tamamdir hocam

= Haramı geçtik, şüpheli bir şey bile yeme. Yoksa netice alamazsın. Okumaların fayda vermez

- Tamam hocam. Bundan sonra daha da dikkat edecegim

Hocam helal bir sey kalmadı. Devamli ne yiyebiliriz helal olarak. Ekmek bile zararli

Katki var yani.

= Var var çok şey var

bu düşünce bile musallattan ötürü sende oluşuyor

fark etmeye çabala

sen gayret et, önüne kapılar da açar Allah

- Tamam hocam
Akademi Dergisi
Photo
Gerçekte Akşener'in yüzde üç bile oyu yok. Kimsenin onu sevindiği, kimsenin ona güvendiği yok. 90'lı yılları bilmeyen gençler bile Akşener'e itibar etmiyorlar. Bilenler zaten Akşener'in mafya anası olduğunu, yalancı ve karaktersiz olduğunu biliyorlar. Türk de müslüman da olmadığını biliyorlar.
Gençliğe "Z kuşağı" diyerek yeni kandırma havası/rüzgarı oluşturdular. Söylemlerle, yalanlarla gençleri şunun bunun peşine takmaya çabaladılar. O da tutmadı. Gençliğin Meral'e, Muharrem'e, Kemal'a ya da başkalarına kandığı yok.

Gençliğin bu demokratik cumhuriyet rejimine inancı yok. Seçimlere inancı, güveni yok.

MİT/CIA güdümündeki sözde Türk basın ve medyası ve ayrıca sosyal medyası çökünce, buralar olağan akışına bırakılınca, anında görecek herkes her şeyi... Milletin gerçekte nerede durduğunu, neye inandığını, ne konuştuğunu...
Pek çok söylem/iddia, insanlar öyle yaptığı için değil, insanların öyle yapması, öyle düşünmesi için söyleniyor. Sürekli basında, medyada, sosyal mecralarda papağan gibi tekrarlanıyor. Bunun adı da casusluktur. Bu da millete ve devlete ihanet suçudur. Çünkü bu operasyonlar, milleti yönlendirerek devleti yönlendirmeye dönük operasyonlar. Bunlar, başka devletlerin menfaatleri için yapılıyor. Bu işlerin içindeki on binle kripto kişi de isim isim, cisim cisim belli, listeli...

Neredeyse hepsinin ortak buluşma noktası ise mason tarikatı...

Bu güne kadar bütün sözde seçimlerin sonuçlarını aslında mason tarikatı belirledi. Bütün liderleri onlar seçip millete dayattı. Hep onları danışıklı dövüştürdüler. Bu, hala aynı...
Bu ülkede şu sözde seçime katılabileceği açıklanan partilerden bazılarının, gerçekten seçimlere dahil olabilecek kadar siyasi teşkilata sahip olup olmadıkları bile kesin şekilde belli değil.

Diyelim ki sayı yeterlilikleri var, o teşkilatların tamamına yakınında kripto kimlikli hainlerin, kara paracıların organize halde faaliyet yürüttükleri de açıkça gözler önünde... Tek bu gerçek bile, mevcut sistemin ne olduğunu, kime çalıştığını, kime yaradığını anlamaya yetiyor.
Şu Sinan Oğan halktan gerçekte yüzde 2 bile oy alamıyor. O halde, böyle bir kişi yüz bin imza nasıl toplanabildi? İmzaların kimlerden nasıl toplanabildiğine dair gerçek bir soruşturma yürütülse bile temiz eller operasyonu başlatılması gerekiyor.

Bitmedi, onca tahsil yaptığı iddia edilen ve gizli Ermeni bir kara paracı olan Sinan Oğan, lise seviyesinde bir konuşma ve yazma becerisi bile gösteremiyor. Bu, nasıl mümkün olabiliyor?
Kısa süre önce de bunlara yakın değerler açıklamıştım. "Bütün siyasi partilerin toplam oyu yüzde elliyi bulmuyor. Halkın yarıdan fazlası seçime gitmiyor ya da gidip boş/geçersiz oy atıyor" demiştim. Son birkaç hafta içinde bu oran daha da yükseldi. Böyle acımasız, böyle hukuksuz ve sömürücü sistemden beslenen bir avuç mutlu azınlık haricinde ve hiç gündem haber takip etmeyen, kafası da hiçbir şeye basmayan başka bir azınlık dışında, bu ülkede seçime gitmek isteyen hiç kimse yok. Seçimlerin bir şeyi değiştireceğine inanan kimse yok.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Alevi" başlıklı videolu paylaşımı bile "Aman bize oy vermeyin, AKPKK'ye verin. Londra bize çok kızar. Kara para gelirlerlerimiz de kesilir. Böyle iyiyiz." demekten başka bir şey değil.
Kemal'in bu gibi onlarca kritik hamlesi geçmişte de oldu, şimdi de oluyor. Bunları anlamamak için, onlar kadar hain ve kara paracı olmak lazım. Onlar gibi dışarıdan talimatlı olmak lazım.
Sözde bunca muhalif partiler ve liderler var, ortada memuruna ve emeklisine maaş ödeyemeyen ve sürekli karşılıksız para basan bir hükumet var. Sürekli hukuk tanmaz tavırlar sergileyen ve sık sık halka küfürler eden, halkı tehdit eden bir hükumet var. Daha doğrusu, hükumet olduğu iddia edilen bir suç teşkilatı var. Bu şartlarda bile şu sözde muhalefet, tükenmiş haldeki, her şeyiyle ifşa olmuş haldeki iktidarı yerle bir edemiyorsa, etmek istemiyor demektir.

Olağan akışta devam edilseydi, şu anda Tayyip de çetesinin üyeleri de hiçbir yerde bir cümle konuşamaz olurlardı. Muhalefet arkasına en az yüzde seksen oy alırdı. Her şey film fırıldak... Daha önceki seferlerde olduğu gibi
İktidarın da sözde muhalefetin de Türkiye'ye beş kuruş para getirecek imkanları yok. Hepsi palavra... Şu haldeki bir ülkeye sadece kara paracılar yatırım yaparlar ki onlara da biz meydanı dar ediyoruz.

Şu yapılamayacak seçim tiyatrasu yapılabilecek olsaydı bile, Tayyip'in yerine gelenler en fazla 2-3 ay iktidarda kalabilirdi. Lafı uzatmanın tekrara girmenin gereği yok. Bu ülke resetlenecek. Her şeyiyle resetlenecek. Acılı, kayıplı, zorlu olacak ama sonu hayırlı olacak bir resetleme yaşanacak. Gerçekten hür bir devlet olunacak. Başka bir kurtuluş yolu yok.

Bu irademin karşısında duranların Türkiye'de ya da dünyada kaçabilecekleri hiçbir yer yok. Bütün yer altı şehirlerini bile imha etmemiz gerekse, yine de bu mücadeleyi sonuna götüreceğiz.
Suriye'ye en az yirmi yıl beş kuruşluk bile yatırım yapılmayacak. Buradaki on milyondan fazla omurgasız Suriyeli sürüngen de Suriye tarafına kanun, devlet zoruyla gönderilecek. Lübnan kibar davranıyor, biz o kadar kibar olmayacağız. Sonra yirmi sene boyunca bu omurgasız canlı türünün birbirini yemeleri için sebepleri, dengeleri ben ayarlayacağım. Bir yandan dualar edeceğiz nesillerinin kesilmesi için...

Böyle olmasını Suriyedekiler de istedi, dünya genelinden taraflar da istediler. Bu benim kararım değildi ama benim kararlarımı bu şekilde onlar yönlendirdiler. Kendi sonlarını kendileri belirlediler.

Ben zaten baştan bu ciddi sorunları gördüğümden ötürü de Suriye konusunda iddialı, aceleci davranmıyorum. Aslında kısa sürede Suriye'nin Türkiye'ye bağlanmasını istemiyorum.