Kararlılığımı bir kez daha ifade etmek istiyorum. Dünyada bir tek dünya insanı kalmayacak ve hepsi ölecek olsa da Türkiye'yi ve çevresini Deccal'ın, İblis'in sisteminin kontrolünden çıkartacağım. Hain Ankara hükumetini de güya muhalefet olan partilerin teşkilatlarını da toplatıp alacağım. Oldu bitti bir sözde seçime de izin vermeyeceğim.

Hürriyetine koşmakta olan Türkiye'nin önüne çıkmaya teşebbüs edecek başka ülkeler, ordular olursa, onları da ezeceğim, yok edeceğim.

Şimdi, karısını dul, çocuklarını yetim bırakmak isteyenler ve yer altı şehirlerinin başlarına yıkılmasını isteyenler, karşımıza çıksınlar.

- İyi geceler . Artık cinleri değil uzaylı ve insanların da icabına bakabiliyorum. Uçabiliyorum.Dünya'nın dışına çıkıp dünyayı benden çıkan enerji ile kaplayabiliyorum. Tekrar kabeye dönüp sirke usulüne devam ediyorum. Kulaklarımda hala devam eden fena bir basınç oldu 😁 Nerdeyse bütün vücudum karıncalandı sanki zerrelerim titredi. Bi de okurken ara ara dilim dönmedi sonunu unuttum 😅 Pes etmeden tekrar tekrar okudum. Sizin sesinizi duydum devam et bırakma diye o nasıl oldu bilmiyorum.Allah'ın izniyle pes etmeden devam edeceğim. 😊

= hayırlı geceler. maşaallah. Evet, devam et bırakma.

Tr içinde ve çevresinde düşman ve hain unsur bırakma. Kes biletlerini grup grup ya da tek tek yol alsınlar cehennemlerine

- Ya büyük boylu değişik uzun iri varlıklar da gördüm

Ufo gördüm

Rabbim bütün iman ehlini korusun

= amin

- Rabbim bana gerçekleri göster. Bilmem gerekenleri bildir görmem gerekenleri göster ve bunları kaldırabilme gücü ver benzeri dualar etmiştim karşıma sizi çıkardı

Daha önce hiç rastlamamışım 😅

Okumalara başladıktan sonra aramıza soğukluk giren kız kardeşlerimle aram ısınmaya başladı yıllardır soğukluk vardı eften püften sebeplerden

Çok teşekkür ederim Allah razı olsun

Felak Nas Ayetül Kürsi ve bazı duaları hep okurdum ancak okuyunca rahatlarlar bırakırdım şimdi yetmiyor bu da daha fazla okumama vesile oluyor 😊

İyice sıkıştılar. Haber verdiğim kripto para vurgunlarını da yapmak zorundalar. Herkes aklını başına almalı.

Bilmeniz gerekenler var.

Adına Nibiru mu dersiniz, Marduk mu dersiniz ya da her ne derseniz, o şey hakkında ciddi süpheler var. Suni gezegen de olabilir, devasa bir uzay aracı da olabilir, tabii gezegen olduğu halde suni bir yörüngede döndürülüyor da olabilir ama hiç tekin durmuyor.

Şu anda güneş sistemimizde kocaman bir uzay aracı ya da suni gezegen dolaşıyor olabilir. On yıldan fazla süredir, güneşimizin yanına yanaşan ve enerji depoladıktan sonra oradan hızla uzaklaşan ve dünyamızdan yüzlerce ya da binlerce kat büyük olan suni gezegenlerden bahsediyorum. Bunlara dair görüntüleri de paylaşıyorum. Dünyada, dünya insanları tarafından çekilen görüntülerde, güneşimizin yakınında küre şeklinde bir başka gök cismi olduğu açıkça görülmüştü ve on yıl kadar önce bu konuları genişçe işlemiştim. O gibi görüntülerde, güneş ışınlarının o yabancı gök cismi üzerinden de dünyamıza yansıdığı açıkça görülebiliyordu.

Senelerdir de güneş sistemimizin suni müdahalerle bir araya getirilmiş gök cisimleri ile suni olarak oluşturulduğunu anlatıyorum. Tabii gezegenleri, suni gezegenler sayesinde uzak mesafelere götürüp başka yörüngelere yerleştirmenin mümkün olduğunu anlatıyorum.

Bunlar hep elektromanyetik alanlar oluşturarak, itme-çekme gücünü kontrolde tutarak yapılabilen şeyler. On yıldan fazladır, dünyamızın uydusu Ay'ın bir uzay aracı olduğunu da anlatıyorum.

Aslında böyle bir hayatta yaşıyoruz.

Dünyamızda sıkışmış kalmış olan uzaylı türlerin halleri, şartları iyice kötüleşti ve bir çıkış yolu bulmak zorundalar. Kaf dağı yani Van Allen radyasyon kuşağı, onların gezegenimizden çıkışlarına izin vermiyor. Ben ise bu dünyada vahşice ve satanistçe yaşamalarına izin vermiyorum ve vermeyeceğim.

Bu restleşme ortamı iyice geriliyor ve geçen defalarda ötelenen, bozulan bazı planlar şimdilerde yeniden değerlendirildi ve üzerinde çalışılıyor. Bu güne kadar da İblis ve Deccal, sıkıştıkça başka gezegenlerden yardımlar, istemişti. Kaf dağından içeri giremedikleri için, bazen yüz milyarlarca kişilik ordularla geldikleri halde gezegenimize zarar verememişler ama toplu metafizik çatışmalara girerek mevcutlarının yarıdan fazlasını kaybederek ayrılmışlardı. Bu defa iş çok daha farklı olabilir, çünkü çok sıkıştılar.

20 Nisan'da gerçekten güneş mi tutulacak ya da araya suni bir gezegen ya da devasa bir uzay aracı mı girecek, ne olacağı belli değil. Belki de yıllardır "poseidon" dediğim uzay aracı kullanılacak ve bir ya da birkaç güçlü elektroşok atışları yapılacak.

Kaf dağı dağıtılmak istenecek ya da bu mümkün olmazsa İstanbul ve Türkiye hedef alınacak.

Şayet böyle yapacaklarsa nadir görülen bir güneş tutulması sırasında fark edilmeden yapmaları çok mantıklı olur. Önümüzde, tam olarak neler olacağını bilemediğimiz bir kaos var.

Bu nedenle herkes her ihtimale hazırlıklı olmalı.

Bu türlü bir güneş tutulmasının 50 bin yılda bir gerçekleştiğini söyleyenler var ama hakikaten çok tuhaf bir güneş tutulması bu...

Gerçekten bir güneş tutulması olsa da olmasa da on binlerce ya da yüz binlerce yılda bir yaşanacak bir şeylere vesile olacağı anlaşılıyor. Aynı zamanda bunu astrolojik olarak önceden haber vermiş olduğu da gözler önünde...

Türkiye de dahil, dünyanın onlarca farklı yerinde peş peşe büyük, görülmemiş şiddette afetler olabilir.

Gökyüzünün dengesi geçici bir süre için görülmemiş seviyede ve aniden bozulabilir.

Bunun yansıması olarak yer manyetik alanı adeta çıldırabilir.

Bulutların, yağışların, rüzgarların, hava sıcaklıklarının dengesi bir anda ve görülmemiş seviyede bozulabilir. Her yerde tornadolar yaşanabilir. Nuh tufanı yeniden kopuyormuş zan ettiren hadiseler yaşanabilir.

Dünyanın muhtelif yerlerinde denizlerin ve okyanusların suları çıldırabilir ve sular karaları basabilir.

Bir anda dünyanın yarısından fazlası elektriksiz kalabilir. Dünya genelindeki elektrikli ve elektronik cihazların yarıya yakını ya da daha fazlası elektromanyetik şok nedeniyle yanıp bozulabilir.

Bir gün içinde bile dünya genelinde milyarlarca insan ölebilir. Şehirler hatta bazı devletler, sanki dün hiç yokmuş gibi ortadan kaybolabilir.

Geçmiş teknoloji çağları zamanında suni tekniklerle doldurulan kocaman kara alanları çöküp denizin ya da okyanusun içinde kalabilir. Şimdilerde oralarda toplamda milyarlarca insan yaşıyor. Sonradan doldurulmamış olan ama altında uzaylı yer altı şehirleri olan kara alanları da bir anda çöküp Lut gölü misali bir hale gelebilir.