Akademi Dergisi
2.13K subscribers
60K photos
25.2K videos
370 files
7.54K links
Çok önemli: Telegram bu kanalı yıllardır sansürlenemektedir. Paylaşımlarımızın Telegram uygulaması içinde yayılmasına izin vermemektedir. Kanaldaki takipçi ve görüntüleme sayıları da gerçek değildir. www.mfs.tv
Download Telegram
Kendisi ve varsa çocukları için tutulmuş olan bir haneye/daireye devlet tarafından yerleştirilecek. Zaruri ihtiyaçları ilk andan itibaren ve geçici bir süre için karşılanacak. Kirası altı aylığına devlet tarafından ödenecek. Kendisi için yapılan bütün masraflar kayda geçirilecek. Herhangi bir mesleği, becerisi varsa sürecin en başından itibaren onun için uygun şartlar, bağlantılar sağlanacak. Hemen evinden çalışmaya ve geçimini temin etmeye başlayacak. Türkiye'deki İş ve İşçi Bulma Kurumu da silbaştan düzenlenecek, değiştirilecek.
Para kazanmaya, geçim temin etmeye yarayacak bir becerisi yoksa, iki aylık yoğun geçen bir meslek kursuna sevk edilecek. Bu kurslar son derece ferah mekanlarda, iyi niyetli ve yüksek bilgi seviyesindeki hocalar tarafından verilecek. En ileri teknolojiler de kullanılacak. O kadın bir yandan kendisine terapi gibi gelecek ortamda, çok hızlı ve eğlenceli şekilde meslek sahibi yapılacak. İki aylık kursun sonunda, ona baştan temin edilmiş evine, o işi yapması için ihtiyaç duyduğu araçlar, cihazlar, el aletleri de devlet tarafından temin edilecek. Zaten Milli Eğitme ve Öğretme Bakanlığı, bu gibi kadınların mesleklerinde yerinde durmayıp kendilerini temel seviyeden en üst seviyeye çıkartmaları için de ücretsiz eğitme ve öğretme setleri yayınlayacak.

Bu kadın, bu süreç boyunca hiç para harcamayacak ve devlete borçlanmış olacak. Bir buçuk sene kadar ondan hiçbir ücret talep edilmeyecek. Altı aydan sonra kendi kirasını ödeyecek ve geçimini temin edecek. İyice kendi ayakları üzerine bastığında, faizsiz şekilde o masrafları devletine o kadın taksit taksit geri ödemeye başlayacak.
İnternet üzerinden hizmet veren iş mahkemeleri tesis edilecek. Bütün hesaplamalar yapılarak, bu mahkemelerin doğru adette olmaları sağlanacak. İhtiyaca cevap verecek kadar mahkeme tesis edildiğine emin olunacak. İyice hızlanacak olan alış veriş ve hizmet sektöründe, oluşabilecek anlaşmazlıkların bir an evvel çözülmesi ve uzun süreli mağduriyetler yaşanmaması için bu internet mahkemeleri süratle vazife yapacaklar. Yığılmış davalar sorunu da çözülecek. Bu sistem de oturduktan hemen sonra, Türk kadınlarının ürünlerinin dünya pazarına hızla açılması, yayılması sağlanacak. Hem kadınlarımız daha yüksek kazançlar elde edecekler hem de vergileriyle Türkiye'yi de güçlendirmiş olacaklar. Bakanlığın eğitme ve öğretme setleri sayesinde, bir yandan bir şeyler üreterek geçimini temin eden kadınlar, eğer isterlerse ikinci, üçüncü bir meslek dalında da kendilerini yetiştirebilecekler. İsterlerse, aynı anda, farklı birkaç meslek dalında imalat yapabilecekler, faaliyet gösterebilecekler.

Bu kadınlardan işleri iyi seviyeye yükselenlerin, şayet istiyorlarsa gerçek bir imalathane ya da fabrika açmalarına hiçbir mani çıkartılmayacağı gibi teşvik de edilecekler. İşletmelerinde büyük çoğunlukla kadınları çalıştırmaları da teşvik edilecek. Boşanmış ve geçim temin edemeyecek şartlarda olan kadınlar bu işletmelerde öncelikli olarak çalışacaklar.
Bu, çok kapsamlı bir proje ve tamamının anlatılması için kalın bir kitap yazılması lazım. Eş zamanlı olarak herkes için fıtratına, şartlarına uygun çareler bulunacak. Bu yapılırken de hiç kimse, başka bir kişiye/kesime adaletsizlik yapmış, onların hakkına girmiş olmayacak.

Erkeklerin çalışma şartları da sil baştan düzenlenecek. Türkiye'de "gece vardiyası" uygulamasına asla izin verilmeyecek. Gece uyumayan kişi, erkek de olsa kadın da olsa, genç de olsa orta yaşta da olsa sorunlar yaşamaya başlar. Hem bedeni hem de ruhi sorunlar yaşar. Bir süre sonra da hem ailesine ve akrabalarına, hem komşularına ve kamu kurumlarına sorunlar çıkartmaya, yük olmaya başlar. Türkiye'de bundan böyle, sorunlara sebep olan her şey olduğu gibi bırakılarak, sorunlar oluştukça müdahale eden saçma sapan anlayış meydan bulamayacak. Öncelikle sorunların temeline inilecek ve sorunlar temelden, oluşmadan çözülecek.

Türkiye'de herkes, gecenin yarısında da olsa uyuyacak. Bütün geceyi çalışarak geçirmeye dönük mesai düzenlemelerine onay verilmeyecek. Özel sektörler için de böyle olacak. Evinden çalışan kişilerin de gecenin tamamında ayakta olmaya zorlanmasına izin verilmeyecek.
Akademi Dergisi pinned an audio file
İsrail'de geniş katılımlı bir mutabakat hükumeti kurulmalı. Yoksa ortada bir İsrail kalmayacak.
Akademi Dergisi
Şu hususu da baştan bilin ve hazırlıklarınızı yapın... Sonra mağdur olmayın. Türkiye'de kadınların hangi mesleklerde çalışabileceğine ve hangilerinde çalışamayacağına dair kanuni düzenleme yapılacak. Kadınların bedeni ve ruhi olarak çok zorlanacakları, …
Bir de "Bu seçiminin sonuçlarını Venüs yani bir kadın belirleyecek." diyorlardı astrologlar... Şimdi konu üzerinde bir daha mı çalışmalılar? Seçim olmayacak, o bir yana da bir kadın mı yoksa kadın haklarına dair bir ya da birçok büyük hamle mi önümüzdeki yakın süreci belirleyecek?
İki aylık kurs süresi kimseyi şaşırtmasın. Ortalama zekaya sahip bir insan iki aylık kaliteli bir kurs sayesinde grafiker dahi olabilir.
Ben, bilgisayar kültürü çok gelişmiş seviyede olmayan genç bir erkeğe, iki gündeki toplam 5-6 saatlik derslerle grafik tasarım öğretmiştim. Baştan kendisi inanamamıştı iki günde grafiker olunabileceğine ve iki gün sonra yaşadıklarına da inanamadı. İkinci gün de dersi aldı, gitti. Birkaç gün sonra çalıştığı kurum için bir el ilanı, bir klasör tasarlayarak gelmiş, hatası olup olmadığını bana kontrol ettiriyordu. Hala neler haşadığına da inanamıyordu. Meşhur bir kuruluşun sekiz aylık grafik tasarım kursunu bitirmiş kişiler de vardı etrafımda ve iki günlük kursla o genç erkeğin yapabildiklerini yapamayacak haldelerdi.
Bence, insanların çoğunu meslek sahibi yapmak için iki ay bile gereksiz uzunlukta bir süre...
Günümüzde böyle hızlı eğitme ve öğretme faaliyetleri yapılamıyorsa, bunun da pek çok sebebi var. Usuller yanlış. İnsanlara yapılan yönlendirmeler yanlış. Dayatılan kabullenişler yanlış. Ezbere dayalı sistem yanlış. En başta da ahlak, dürüstlük az bulunur olmuş. Düzenli ve iyi niyetli şekilde işini yapan az bulunur olmuş.
Zaten ben de tamamen kendi çabalarımla grafiker olmuştum. O vakitlerde sosyal mecralar da Youtube da yoktu. İnternet ortamı, bu güne kıyasla kurak bir toprak gibi değil, adeta bir çöl gibiydi.
Aranan bir şeyi bulmak çok zor işti. Hele Türkçe içerikte bulmak imkansız gibiydi. Üstelik ADSL de henüz yeni yeni yayılıyordu ve bizim bölgemize gelmemişti. Çevirmeli bağlantı ile zaten video bulunca izlemek hem hız açısından büyük sorundu hem de maliyet açısından... Çünkü o tarihlerde Türkiye'de, çevirmeli bağlantı ile saat başına "vurgun" gibi para ödeniyordu. Aylık internet paketleri de uygun fiyatlı değildi...
Bir bilgisayar dergisini düzenli olarak takip ederdim. Kısa süre sonra "Bu nasıl bir dil, hiçbir şey anlaşılmıyor" dedim. Ondan kısa bir süre sonra "Bu muymuş anlatmak istediği, ne kadar da basitmiş aslında... Herkesin anlayacağı sade bir dille anlatsa, boş yere kasıntı yapmasa, ne kadar vakit kazanılırdı" demiştim.
Şimdi ise her şey çok kolay. Youtube'da hemen her şeyin eğitme-öğretme videoları var. Bloglarda yazılı ve videolu yayınlar var. Forum sitelerinde tartışma ve bilgi alış verişi imkanı var. Ve "translate" gibi bir nimet var. Dünyanın bütün lisanlarından anında tercüme ederek sayısız içeriğe ulaşma imkanı var.

Böyle bir zamana gelindi, son on senede sessiz ama devasa bir devrim oldu dünya genelinde... Her şey çok kolaylaştı ve birileri böyle bir devirde hala devlet gücü ile araba ya da helikopter yapmayı maharet gibi göstermeye çabalıyor.

Onu da yapamıyorlar da yurt dışına yaptırarak "milli ve yerli" yalanlarıyla pazarlamak istiyorlar.

Oysa dünyanın her yerinde insanlar evlerinin çatılarında, balkonlarında ve garajlarında mükemmel arabalar, helikopterler, küçük denizaltılar yapıyorlar.
Akademi Dergisi
Şu hususu da baştan bilin ve hazırlıklarınızı yapın... Sonra mağdur olmayın. Türkiye'de kadınların hangi mesleklerde çalışabileceğine ve hangilerinde çalışamayacağına dair kanuni düzenleme yapılacak. Kadınların bedeni ve ruhi olarak çok zorlanacakları, …
Türkiye'de büyük işler yapmasına meydan vereceğim şirketlerin bir kısmını bu sahaya yönlendireceğim. Kadınların kaliteli ve kısa süreli kurslarda temel seviyede meslek sahibi yapılmasını...

Sonrasında, evden çalışabilmek için ihtiyaç duyacakları araç gereç, ham madde ve cihazların temin edilmesini...

Ürettikleri ürünlerin kolayca pazara sunulabilmesinin temin edilmesini...

Sadece devletin üzerindeki bir yük olarak görmüyorum. Büyük yatırımcılar bu sahaya el atacaklar, başta biraz sıkıntılarını da çekecekler, yükün altına girmekten çekinmeyecekler ve sonra çok faydasını görecekler.

Sadece birkaç sene sonra evden çalışan çok yüksek sayıda kadın olacak. Bunların belli yaşlara gelmiş olan erkek ve kız çocukları da kendilerine destek olacaklar. Zaten maddi ve teknik engellere de takılmayacakları için çok hızlı mesafe alacaklar. Birkaç sene sonrasında, Türkiye'de evinde çalışan kadınlar, bir sene içinde ve toplamda yüzlerce milyar dolarlık ciro yapıyor olacaklar. Peşindeki iki üç sene içinde yıllık ciro trilyon doları bulacak. Türkiye çok hızlı büyüyecek.

Bu sırada bu kadınlar, kendilerine baştan beri destek olmuş büyük şirketlerle de paslaşıyor, onlarla iş ortaklığı yapıyor, onlarla çalışıyor olacaklar. Onlar için ürettikleri ürünlerle, onların markaları altında ürettikleri ürünlerle ya da sağladıkları hizmetlerle, o şirketlere de çok büyük kârlar sağlayacaklar.

Büyük şirketler, bu konuda gereksiz ve faydasız bir direniş sergilemek ya da konuya yabancı kalarak uzaktan gelişmeleri izlemek, kendini yenileyememek yerine... Bir an önce çağın ve mfs Türkiyesinin şartlarına hazırlanmaya başlamalılar.
Daha önce de yazmıştım. Vakti iyice yaklaştı ve hatırlatıyorum. Türkiye'de uygulanmakta olan bütün "zorunlu sigorta" uygulamaları kaldırılacak. Hiç kimse arabası için, sağlık hizmetleri için ya da emekli olmak için ya da afetler için hiçbir yere sigorta bedeli ödemek zorunda olmayacak. Herhangi bir sigortanın zorunlu hale getirilmesi hukuka tamamen aykırı... Devlet kurumlarından basın ve medya kuruluşlarına kadar hiç kimse, bu hususlarda vatandaşları baskı altına alan açıklamalar bile yapamayacaklar.

İsteyen sigorta ettirir, isteyen ettirmez. Sigorta ettirmeyen emekli olamaz, sağlık hizmeti alamaz, kaza yapınca destek bulamaz. Zaten Türkiye'de zorunlu sigortalar kapsamında ödemeler yapanların epeyi kısmı emekli olamadan ölüyor, afet olsa da ölüyor ya da afet sırasında hayatta kalsa da kayda değer bir para alamıyor. Afette vefat edince varisleri de alamıyor.

İlgili bütün taraflar, bu sahada da sömürü musluklarını aniden keseceğimi, o paraları daha fazla çalamayacaklarını hatta bu güne kadar çalınmış olan paraların hesabını sormaya başlayacağımı, sömürgeci ülkelerden para iadesi isteneceğini, vermediklerine ya da veremediklerine varlıklarına el konulacağını iyice bilsin, kabullensin. Türkiye'de bu sahada yapacaklarıma direnmeleri sadece hız kesebilir, değişme/dönüşme sürecini uzatabilir ama neticeyi değiştirmez.
Türkiye'de zaten vatandaşların maddi şartları çok hızlı bir şekilde düzelecek. Mülk/ev sahibi olamamış insanların oranı hızla azaltılacak. Birkaç ev sahibi, birkaç dükkan sahibi olanların ve bunlar üzerinden kesintisiz gelir elde edenlerin oranı çok artacak. Elektrik, su ve ısınma ihtiyaçlarına dair faturalardaki soygunlar, vurgunlar kaldırılacak. Bunlar çok ucuzlayacak. Vergilerin oranları çok büyük oranda düşürülecek. Gıda bolluğu da olacak ve hayat pahalılığı diye bir şey kalmayacak. Beş senelik kazancını bir yerde sağlama alan bir kişi, onunla on beş sene geçim temin edebilecek. Sağlık hizmetleri çok ucuzlayacak ve dahası hastalıklar çok büyük oranda azalacak. Şu anda olduğu gibi her yer hastahane ve eczahane dolu olmayacak.

Bununla beraber, devletin SGK kurumu da silbaştan düzenlenecek. Emeklilik sistemi de adil, makul, işe yarar bir hale getirilecek.

Bir yandan da trafikte kaza oranları çok düşürülecek. Arabaların kalitesi hızla artacağı için yaralanma ve vefat oranları da keskin bir şekilde azalacak. Yakın gelecekte, kaza yapan arabaları tamir ettirmek yerine zorlanmadan yenisi alınacak.

Tamir edilip elden geçirilen arabalar ABD, İngiltere, İtalya, Almanya, Rusya, İsveç, Finlandiya, Fransa, Çin, Japonya ve benzeri fakir kalmış ülkelere satılacak. Türkye değiştikçe, dünyanın her türlü düzeni, dengesi değişecek.
Bir yandan da eskiden olduğu gibi sağlam aile ve akrabalık bağı tesis edilecek. Manevi sahadaki eğitme ve öğretme çok iyi seviyede olacak. İnsanlar yeniden gerçek müslümanlar olacaklar. Allah'tan korkar olacaklar. İyilik sever olacaklar. Her şeye maddeci bir gözle bakılmayacak. Bir yandan da gerçekten vatana, millete hizmet eden dernekler, vakıflar çok yayılacak. Türkiye genelinde zenginlik oranı o kadar yüksek olacak ki insanlar yardımcı olacakları ihtiyaç sahibi birini bulmakta zorlanacaklar.

Aynı zamanda devlet, düşkünlere, elden ayaktan kesildiği halde sahip çıkanı olmayanlara, evlatları hayırsız olanlara kolaylıkla sahip çıkacak ve bakacak şartlarda olacak. İnsanın, ihtiyarlık zamanında sahipsiz, ailesiz, kimsesiz, desteksiz kalmaktan korkarak gençlik yıllarını yaşadığı şu rezil çağ sona erecek.

Kasten sebep olunan türlü türlü sorunlarla, devamında pompalanan korkularla vatandaşların kesintisiz surette dolandırılmasına, devlet eliyle dolandırılmasına izin verilmeyecek.

Zamanı gelecek ve "Masonların ve satanistlerin görüldükleri yerlerde öldürülmeleri" talimatını vereceğim. Bu hususta da kanun çıkartacağım. "Siz insanlığın ve en başta da müslüman Türklerin düşmanı iseniz, işte bu müslüman Türk milleti de sizin düşmanınız. Yüzyıllar sonra ilk defa eşit şartlara geldiniz ve işte saha... Haydi bakalım kim kimi yok ediyor" diyeceğim. Her sorunu kaynağına, köküne inerek ve gerçekçi tedbirlerle çözeceğim.

Tek bir masumun bile kanı akmayacak, canı yanmayacak. Lakin tek bir suçlu bile cezasız kalmayacak. Merhamet mi, zirvesinde olacağız... Adalet mi, acımadan parçalayacağız...
Ben, yaklaşık 12-13 yıl önce, melhame-i kübra ve armagedon diye sık sık konu etmeye başladığımda, Suriye meselesinde Türkiye başta olmak üzere bütün dünyayı doğru yönledirmeye başladığımda, melhame-i kübra yani armagedon başlamış oldu.

O vakitler, Göbeklitepe'nin gerçek yüzünü ve ehemmiyetini bilen kimse ortada olmadığı gibi, Armagedon'u da konu edenler, bilenler yok gibiydi... Birkaç kişi bahsetse bile onlar da neyin ne olduğunun farkında değildi, usulden konu ediyorlardı. Akademi Dergisi'nin hizmetleriyle Türkiye'de her hususta olduğu gibi bu hususta da çok hayırlı gelişmeler oldu. Baskılar kırıldı, sansürler kırıldı, korkular yenildi, bilinmeyenler öğrenildi ve konuşuldu. Bu vesilelerle de bu topraklar hala bizim vatanımız olarak kaldı. Buraların bir kısmını Ermenistan, bir kısmını İsrail, bir kısmını Yunanistan yapmak isteyenler şaştı kaldı.

Son Maraş merkezli suni deprem saldırıları, arkasından yapılmak istenenler ve sonra Türkiye içinde ve dünya genelinde verdiğimiz karşılıklarla bunu bozduğumuz zaman diliminde, melhame-i kübra, en bariz, en somut şekline bürünmüş, dönüşmüş oldu. Açıkça herkes tarafından görülür, anlaşılır oldu.