Kayseri Organize Sanayi Bölgesi'nde çalışan işçiler, deprem sonrası panikle kendilerini dışarı attı.

İş yerlerinin duvarlarında oluşan çatlaklar cep telefonu kamerasına yansıdı.

Kayserili vatandaş:

"Gökyüzünde ki bu cismin ne olduğu hakkında bi fikrim yok ama çok değişik bi görüntüye sahip. Bilen var mı? "

Kayseri'de deprem öncesi ortaya çıkan ışık.

Kolombiya'da 5.8 şiddetinde, 166 km derinlikte deprem meydana geldi.

Batak Fransa'nın Cumhurbaşkanı Macron, ülkesinde büyük protesto gösterilerinin düzenlenmesinden sadece 48 saat önce, Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde bir gece kulübünde sarhoş halde görüldü. Fransız halkı bu durumu sorumsuzluk olarak değerlendirerek ciddi tepki gösterdi.

Duyuru!!
Bugün saat 21:00'de @okumalar kanalımızda, canlı yayında okuma ve sohbet yapılacaktır. Aynı usul ile dinlemeye dahil olabilirsiniz.

Kayseri'de depremler devam edecek. Çok şiddetli ve çok yıkıcı bir ya da birkaç deprem yaşanması ihtimali de hala yüksek. Sadece Kayseri değil, afet bölgesi de dahil, çizdiğim o koca alanda ve İran, Irak, Suriye, İsrail, Gürcistan, Ermenistan'da çok şiddetli depremler yaşanması ihtimali hala çok yüksek.

İsrail ve Filistin denilen yerler de insan bulmanın çok zor ihtimal olduğu yerler. Şeytanlaşmanın çok yoğun olduğu yerler. Oralar şu ya da bu vesilelerle belalarını bulacaklar.

İblis ile Deccal'ın ortak sistemine, bilerek ya da bilmeyerek hizmet eden... İnsanlık dışı ihanetleri, terör işlerini, insan ve organ kaçakçılıklarını, ayinleri, hırsızlıkları, namussuzlukları, türlü sapıklıkları yapan/yaşayan herkes ve her belde belasını bulacak.

Cehennemliklerin başlarına bekçi tayin edilmedik. Her kul, kendi sonunu belirleme hürriyetine sahiptir. Biz, ikaz ederiz, anlatır öğretiriz. Bunu tekrar tekrar da yaparız. Hiçbir ücret de beklemeyiz. Sırf Allah rızası için bunu yaparız.

Baktık ki olmuyor, onları kendi akıbetlerine bırakırız. Annemiz, babamız, evladımız bile olsalar... Hatta baktık ki varlıkları iyice devlet, millet, ümmet hatta gelecek nesiller için tehlike oluşturuyor, topluca cehennemlerine kavuşmaları için ne yapabileceğimize de bakarız.

Merhamet budalaları olmayacağız...

Sahte diplomalı, baştan beri gayr-i meşru cumhurbaşkanı Tayyip'in, son attığı imza da hükümsüzdür.

Seçimlerin 14 Mayıs'ta "yenilenmesi"ne dair alınan karar ve atılan imza da hukuka göre hükümsüzdür ve geçerliliği yoktur.

Bir dönemin bitmesine ve yeni seçimlerin yapılmasına birkaç hafta kala "seçimlerin yenilenmesi" kararı alınamaz. Bu, ülkede kaos çıkartır ki çıkartacak.

Diğer türlüsü de mümkün değildi, Tayyip bir kez daha aday olamazdı. Ezici tavırla yapıp geçmek istediler ama "Anayasaya göre yapılamaz" dedikçe, şimdi bu kararı aldılar.

Bunun böyle olacağı çoktan belliydi. Çünkü başka deneyecekleri kapıları kalmadı. Bu kapının da çelik kapı ve takviyeli kilitli bir kapı olduğunu bildikleri halde bunu denemek zorundalardı. İşte şimdi tamamen bittiler. Kendi idam fermanlarını kendileri yazıp ilan ettiler. Bu, memleket ve millet için çok çok hayırlı bir süreç olacak.

İsrail, ABD, İngiltere, Fransa, Rusya, Çin, İran, Irak, Suriye, BAE, Suudi Amerika, Almanya, Yunanistan ve aynı gruptaki diğer ülkeler, bu günü, 10 Mart'ı, şimdiden milli yas günü ilan edebilirler. Çünkü şu andan Türk milleti, bu hainleri, iktidarıyla ve muhalefetiyle birlikte ayaklarının altında ezecek. O ülkelerin de aort damarları düğünmlenecek. Dünya üzerindeki kara para düzeni tamamen kilitlenecek.

Hep beraber izleyelim...
Onlarca yıldır iktidar ile hep danışıklı dövüşmüş olan sözde muhalefet tarafları ve zaten iktidarın eski bakanı ve boşbakanı olup da şu anın sözde muhalefet liderleri olan kişiler... Bu kadar büyük ve aleni hukuksuzluk karşısında nasıl açıklamalar yapacaklar. Nasıl kararlar alacaklar, nasıl bir duruş sergileyecekler.

Ersan Şen sadece bu kadar mı anlatılır?

Bu nedir, devede kulak bile değil...

Hani gizli Ermenilik ve gizli Yahudilik bağlantıları? Hani masonluk? Hani gizli servisler, hani kara paracılar? Hani uyuşturucu, organ, insan, silah tacirleri?

Benim karşımda da sözde avukatlık yaptı o Ersan Şen... Şu Cevheri Güven'in videosunda anlatılanlar gibi her pisliğin içinde olan Ümraniye eski Belediye başkanı ve gizli Ermeni Hasan Can'ın avukatıydı. Hasan Can, keyfi şekilde cemaatimizin kurban faaliyetlerine engellemeler yapıyordu da karşısına dikilmiştim. Ağır da yüklenmiştim. Korkmuş, gidip koruma kararı almışlar bir de ceza davası açmışlar.

Karşımda hukuk diye bir şey hiç yoktu. Zaten hukuk olsa, mesele davaya dönüşemez, savcılık makamını geçemez, aleyhimde hiçbir şey de yapılamaz, Hasan Can'ı hemen tutuklarlardı. Onlarca suçlama ile türlü davalar açalardı.

Her şey gizli Ermeni ve Yahudi ve mason paslaşmalarıyla... Her şey rüşvetle dönüyordu. Aleyhime olacak şekilde akıl almaz şekilde ilerliyordu süreç ve arada sözde savcının da kripto kimlikli olduğunu, ifademin alınması kısmına ne kadar da haddi ve hukuku aştığını, henüz ceza evine girmeden yazmış, paylaşmıştım. Hatta sözde savcının fotoğraflarını da paylaşmıştım. Kripto kimlikli bir çetenin adalet sistemini babalarının çiftliği gibi tepe tepe kullanmakta olduklarını yazmıştım. Ne o savcı, ne Ersan, ne bağlantılı oldukları Soysuz, ne diğerleri, hiçbiri ayrıca davacı olamamışlardı benden... Hala olamadılar ve olamazlar.

Bu davanın tek ve son duruşmasında "İfade vermeyi red ediyorum. Bu mahkeme adil ve bağımsız değil, olamaz. Bu davayı bizzat İçişleri Bakanı Süleyman Soylu yönlendiriyor. Ersan Şen ve diğerleri hakkında, yargılamaya konu yazılarımdan sonra da yazılar yazdım ve suçlamalar yaptım. Onları bu davanın dosyasına eklemişler mi ya da ayrıca davacı da olmuşlar mı? Bunların hep gizli Ermeniler, gizli Yahudiler, gizli masonlar olduklarını, arka plandan işler çevirdiklerini yazdım." dedim.

Ersan adına duruşmaya gelen kadın avukat "Efendim biz bundan haberdar değiliz. Haberimiz olsaydı kesinlikle davacı olurduk ve şimdiden sonra hemen davacı olacağız" dedi.