This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Hala karşımda mücadele vermeye çabalayan yer altı uzaylı şehirlerinden bazıları yakında lavlarla, bazıları da okyanus ve deniz suları ile dolacak.
Bazıları ise, içlerindekiler kaçamadan başlarına çökecek. Bu, yer üstünde de büyük temizliğe vesile olacak.
Gezegenin her yerini çökertmek, lavlarla yakmak, deniz suları ile doldurmak ve sonra ilkelden yeni bir hayat başlatmak gerekse bile, bu gezegeni temizleyeceğim. İblis'in, Deccal'ın, satanistlerin, masonların sistemini başlarına yıkacağım.
Bazıları ise, içlerindekiler kaçamadan başlarına çökecek. Bu, yer üstünde de büyük temizliğe vesile olacak.
Gezegenin her yerini çökertmek, lavlarla yakmak, deniz suları ile doldurmak ve sonra ilkelden yeni bir hayat başlatmak gerekse bile, bu gezegeni temizleyeceğim. İblis'in, Deccal'ın, satanistlerin, masonların sistemini başlarına yıkacağım.
Akademi Dergisi
Çıkardığı imar affıyla depremde yıkılan onbinlerce binanın birinci dereceden sorumlusu ve hayatını kaybeden yüzbinlerce kişinin katili sahte diplomalı gayri resmi Cumhurbaşkanı, tescilli vatan haini Tayyip Erdoğan'ın deprem bölgesinde millet feryad ederken…
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Nihat Genç: "50 bin tane binanın 50 bin tane demirini sen sattın, imar aflarını sen çıkarttın hala beni suçlu yapıyorsun. Bir susun be!"
Media is too big
VIEW IN TELEGRAM
Paralar nereye gidiyor?
Ortada bir yardım toplama organizasyonu olmadığının, ahbap çavuş ilişkisi yaşandığının yüzlerce ayrı ispatı var ama hala adli yetkililer vazifelerini yapmıyorlar.
Haluk Levent, bilindi bilineli bir nitelikli dolandırıcı idi, şu anda da öyle...
Ortada bir yardım toplama organizasyonu olmadığının, ahbap çavuş ilişkisi yaşandığının yüzlerce ayrı ispatı var ama hala adli yetkililer vazifelerini yapmıyorlar.
Haluk Levent, bilindi bilineli bir nitelikli dolandırıcı idi, şu anda da öyle...
"Böylelerinin cezası, Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların lanetine uğramalarıdır."
Ali İmran suresi, ayet: 87
Ali İmran suresi, ayet: 87
"Duhan/tütme" artarak devam ediyor. Canlı, cansız ayırt etmeden, atomlardan bir araya gelmiş her şeyi tesiri altına alıyor.
İyi kişilere hafif dokunuyor ama kötülerin bedenlerindeki atom dengelerini bile bozmaya devam ediyor. Kötülerin ülkelerinde, şehirlerinde de denge değiştirmeye devam ediyor.
Duhan, dağları yıkabilir hatta yakabilir. Duhan, okyanusları taşırabilir. Duhan, kıtaları çökertebilir. Duhan, yanardağlar oluşturabilir. Duhan, gökyüzündeki gazları ve manyetik alanı değiştirebilir. Duhan, bir saat içinde bir milyar insan şeytanını öldürebilir.
Hala akıllarını başlarına almıyorlar.
İyi kişilere hafif dokunuyor ama kötülerin bedenlerindeki atom dengelerini bile bozmaya devam ediyor. Kötülerin ülkelerinde, şehirlerinde de denge değiştirmeye devam ediyor.
Duhan, dağları yıkabilir hatta yakabilir. Duhan, okyanusları taşırabilir. Duhan, kıtaları çökertebilir. Duhan, yanardağlar oluşturabilir. Duhan, gökyüzündeki gazları ve manyetik alanı değiştirebilir. Duhan, bir saat içinde bir milyar insan şeytanını öldürebilir.
Hala akıllarını başlarına almıyorlar.
Akademi Dergisi
O ülkelerin hepsinde ayrı ayrı yüzlerce milyar dolarlık hasara/kayba sebep olacağız. Uçakları uçamayacak, havalimanları çalışamayacak. Orduları işlemeyecek, askerleri topluca ölecek. Gemileri batacak. Sivil gemileri de batacak. Ticaretleri kilitlenecek. Enerji…
Gana'nın başkenti Akra'da büyük bir yangın çıktı. Akra şehrindeki sanat merkezi yanıyor.
De ki: "Biz; Allah'a, bize indirilene, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a ve onun soyundan gelenlere indirilene; Musa'ya, Îsa'ya, nebilere Rabb'lerinden verilene iman ettik. Onları, birbirinden ayırt etmeyiz. Biz, O'na (Allah'a) teslim olanlardanız."
Ali İmran suresi, ayet: 84
Ali İmran suresi, ayet: 84
Hükmümüz gerçekleşince Şu'ayb'ı ve onunla birlikte iman etmiş olanları, Tarafımızdan bir rahmetle kurtardık. Zulmedenleri de dehşete düşürücü bir sayha/ses yakaladı. Yurtlarında dizüstü çökmüş olarak sabahladılar.
وَلَمَّا جَاء أَمْرُنَا نَجَّيْنَا شُعَيْبًا وَالَّذِينَ آمَنُواْ مَعَهُ بِرَحْمَةٍ مَّنَّا وَأَخَذَتِ الَّذِينَ ظَلَمُواْ الصَّيْحَةُ فَأَصْبَحُواْ فِي دِيَارِهِمْ جَاثِمِينَ
Ve lemma cae emruna necceyna ?uayben vellezine amenu meahu bi rahmetin minna ve ehazetillezine zalemussayhatu fe asbahu fi diyarihim casimin.
Hud suresi, ayet: 94
وَلَمَّا جَاء أَمْرُنَا نَجَّيْنَا شُعَيْبًا وَالَّذِينَ آمَنُواْ مَعَهُ بِرَحْمَةٍ مَّنَّا وَأَخَذَتِ الَّذِينَ ظَلَمُواْ الصَّيْحَةُ فَأَصْبَحُواْ فِي دِيَارِهِمْ جَاثِمِينَ
Ve lemma cae emruna necceyna ?uayben vellezine amenu meahu bi rahmetin minna ve ehazetillezine zalemussayhatu fe asbahu fi diyarihim casimin.
Hud suresi, ayet: 94
Cesetleri bile kalmadı
Bir sayha darbesi üzerlerine gitti ve kısacık sürede bedenlerinin atomları reaksiyona girdi, unufak oldular. Süprüntü oldular. Vücutlarından geriye biraz kurumuş toz kaldı...
Mü'minun suresinin 41. ayet-i kerimesi:
"Derken, kaçınılmaz bir gerçek olarak sayha onları yakalayıverdi. Böylece onları unufak/çerçöp yaptık. Zalim halk yok oldu."
فَأَخَذَتْهُمُ الصَّيْحَةُ بِالْحَقِّ فَجَعَلْنَاهُمْ غُثَاء فَبُعْدًا لِّلْقَوْمِ الظَّالِمِينَ
Fe ehazethumus sayhatu bil hakkı fe cealnahum gusaen, fe bu'den lil kavmiz zalimin.
Bir sayha darbesi üzerlerine gitti ve kısacık sürede bedenlerinin atomları reaksiyona girdi, unufak oldular. Süprüntü oldular. Vücutlarından geriye biraz kurumuş toz kaldı...
Mü'minun suresinin 41. ayet-i kerimesi:
"Derken, kaçınılmaz bir gerçek olarak sayha onları yakalayıverdi. Böylece onları unufak/çerçöp yaptık. Zalim halk yok oldu."
فَأَخَذَتْهُمُ الصَّيْحَةُ بِالْحَقِّ فَجَعَلْنَاهُمْ غُثَاء فَبُعْدًا لِّلْقَوْمِ الظَّالِمِينَ
Fe ehazethumus sayhatu bil hakkı fe cealnahum gusaen, fe bu'den lil kavmiz zalimin.
Akademi Dergisi pinned «Cesetleri bile kalmadı Bir sayha darbesi üzerlerine gitti ve kısacık sürede bedenlerinin atomları reaksiyona girdi, unufak oldular. Süprüntü oldular. Vücutlarından geriye biraz kurumuş toz kaldı... Mü'minun suresinin 41. ayet-i kerimesi: "Derken, kaçınılmaz…»
Birkaç yıldır Karadeniz bölgemizde çok şiddetli seller ve toprak kaymaları yaşanacağını haber veriyorum. Birkaç müstakil hadise yaşandı ama asıl tehlike geçmedi, daha yaşanmadı. Çok büyük ihtimalle, çok yakın gelecekte o büyük afetler de peşpeşe yaşanacak.
Kimse ihtimaller yapmasın ve ailesini de tehikeye atmasın. Vatansever idare adamları da fısıltı gazetesini yayınlasın. Bir yandan da imkan dahilinde devlet gücüyle tedbirler alsın.
Kimse ihtimaller yapmasın ve ailesini de tehikeye atmasın. Vatansever idare adamları da fısıltı gazetesini yayınlasın. Bir yandan da imkan dahilinde devlet gücüyle tedbirler alsın.
Akademi Dergisi
"Duhan/tütme" artarak devam ediyor. Canlı, cansız ayırt etmeden, atomlardan bir araya gelmiş her şeyi tesiri altına alıyor. İyi kişilere hafif dokunuyor ama kötülerin bedenlerindeki atom dengelerini bile bozmaya devam ediyor. Kötülerin ülkelerinde, şehirlerinde…
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
İspanya'nın Balear Adaları'nda Mallorca'yı etkisi altına alan şiddetli yağışların ardından Avenida Conde'de Sallent'te sekiz metrelik dev obruk oluştu.
Akademi Dergisi
Photo
Türkiye'de adalet sistemine itaat zorunluluğu kalmamıştır
Hayata bambaşka pencerelerden bakıyoruz ama Övgün Ahmet Ercan'ı, sürecin başından beri sergilediği pek çok tavrından, çıkışından dolayı takdir ediyorum. Son haklı/isabetli paylaşımlarından sonra onu göz altına aldıranlara aracılık eden bütün resmi yetkilileri de not ediyorum. Adalet sistemini, hain siyasetçilerin emrine veren herkesi not alıyorum.
Şu anda bile o resmi yetkililer hükümlerini, meşruiyetlerini yitirmiş ve akıbetlerini belirlemiş kişilerdir.
Bu ülkede bundan sonra halka doğruları söyleyenler değil, hainler ve onlara aracılık edenler cezalandırılacaklar.
Vahim suçları defalarca somut şekilde ispat edildiği halde hırsızları, yağmacıları, peşkeşçileri, hainleri, teröristleri devlet kurumlarının başında tutan, indirip yargılamayan, halkı her türlü tehlikelere düşüren ama halka doğruları anlatmayı hedefleyen bir profesörü gözaltına alan bir adalet sistemini tanımıyorum ve itaat da etmiyorum.
İnsan ve organ kaçakçısı ülkeleri, sözde yardım görevlilerini, sözde sahra hastahanelerini ve o ülkelere çalışan resmi yetkilileri korumaya çalışmak için alarm haline geçen bir adalet sistemini tanımıyorum.
Allah lanet etsin o türlü sözde adalet adamlarının hepsine...
Bölgeye gidip iddiaları halktan dinleyen, kayıp onca sağlam insanı bulan ya da bu sahada doğru soruşturma yürüten oldu mu? Bu mudur hak, adalet?
Bıçak kemiğe dayandı artık...
Hayata bambaşka pencerelerden bakıyoruz ama Övgün Ahmet Ercan'ı, sürecin başından beri sergilediği pek çok tavrından, çıkışından dolayı takdir ediyorum. Son haklı/isabetli paylaşımlarından sonra onu göz altına aldıranlara aracılık eden bütün resmi yetkilileri de not ediyorum. Adalet sistemini, hain siyasetçilerin emrine veren herkesi not alıyorum.
Şu anda bile o resmi yetkililer hükümlerini, meşruiyetlerini yitirmiş ve akıbetlerini belirlemiş kişilerdir.
Bu ülkede bundan sonra halka doğruları söyleyenler değil, hainler ve onlara aracılık edenler cezalandırılacaklar.
Vahim suçları defalarca somut şekilde ispat edildiği halde hırsızları, yağmacıları, peşkeşçileri, hainleri, teröristleri devlet kurumlarının başında tutan, indirip yargılamayan, halkı her türlü tehlikelere düşüren ama halka doğruları anlatmayı hedefleyen bir profesörü gözaltına alan bir adalet sistemini tanımıyorum ve itaat da etmiyorum.
İnsan ve organ kaçakçısı ülkeleri, sözde yardım görevlilerini, sözde sahra hastahanelerini ve o ülkelere çalışan resmi yetkilileri korumaya çalışmak için alarm haline geçen bir adalet sistemini tanımıyorum.
Allah lanet etsin o türlü sözde adalet adamlarının hepsine...
Bölgeye gidip iddiaları halktan dinleyen, kayıp onca sağlam insanı bulan ya da bu sahada doğru soruşturma yürüten oldu mu? Bu mudur hak, adalet?
Bıçak kemiğe dayandı artık...
Akademi Dergisi
İran meselesinde de araziyi kendi haline bırakıyorum. İran'ın işgal edilmesinden de elektromanyetik saldırılarla dümdüz edilmesinden de başka hiçbir şeyden de rahatsız olmayacağım. Karşılık vermeyeceğim.
İran isyan Cumhuriyeti'nde 4.5 şiddetinde, 53 km derinlikte deprem meydana geldi.