Akademi Dergisi
2.14K subscribers
60K photos
25.2K videos
370 files
7.54K links
Çok önemli: Telegram bu kanalı yıllardır sansürlenemektedir. Paylaşımlarımızın Telegram uygulaması içinde yayılmasına izin vermemektedir. Kanaldaki takipçi ve görüntüleme sayıları da gerçek değildir. www.mfs.tv
Download Telegram
Bildiğinizi sandığınız her şeyi sorgulayın. Gördüğünüzü sandığınız her şeyi sorgulayın.

Ortalama bir insan bu yeteneklere sahipse, dünya çapındaki şeytani bir çetenin sizi tuzağa düşürmek ve rızanızı almak için neler yapabileceğini düşünün?
Maraş merkezli afet bölgesinde, afetten etkilenen köylerin sayısı bile beş binden fazla...

Türkiye'de nüfusu 2 bindan aşağı olan yerlere köy deniliyor ama uygulamada bu sınır tanınmıyor. Nüfusu altı binin üzerinde olan köyler dahi var.

Pek çok köyde nüfusun yarısının ya da yarıdan fazlasının öldüğüne dair haberler üst üste gelmişti. Hatta görüntülü haberler de üst üste gelmişti. Hatta kefen bulamayan, enkaz kaldıramayan, yakınlarının ölmesini izleyen, AFAD'ı ya da devletten hiç kimseyi oralarda bulamayan, acılı hallerde konuşan köylülerin görüntüleri de çok sayıda idi. 1500 mevcutlu bir köyde 700'den fazla kişinin öldüğüne dair haberler de gelmişti.

Sadece köylerden yola çıkarak ortalama bir ölü hesabı yapılsa bile, köylerdeki gerçek ölü sayısı en düşük tahminle beş yüz bin...

Evet, sadece köylerdeki ölü sayısı bile beş yüz binin üzerinde...

Kesinleştirilemeyen ve belki de hiçbir zaman kesinleştirilemeyecek olan gerçek ölü sayısı, 2 milyona hatta 3 milyona yaklaşmış olabilir.

Daha bu sayının içinde doğru düzgün kayıtları tutulmayan sözde mülteciler de var.
Maraş merkezli suni deprem saldırıları ile melhame-i kübra (armagedon) açıkça başlamış oldu.
Maraş merkezli suni deprem saldırılarında, bilinen yer bilimi kurallarını temelden yıkan sarsıcı gerçekler yaşandı.

Bir deprem bir noktadan başlayarak ilerler, ilerledikçe de gücünü kaybeder, yıkıcılığı azalır. Oysa Maraş merkezli depremlerde deprem bir merkezden başlayıp ilerledi, ilerledikçe de gücü ve yıkıcılığı artmaya devam etti. Depremin, başladığı merkezden daha uzak yerlerde de merkezdeki kadar hatta daha fazla yıkıcı tesiri oldu. Bu, bilimle, fizikle, yer bilimi ile nötron bombası ile, petrol kuyuları ile açıklanabilecek bir şey değil. Bu sadece manyetik alana muazzam kuvvette başka bir manyetik alanla müdahale edilmesi ile olur. Bu, müdahale sırasında bir robot mükemmelliği ile, her şeyin/kısmın, yapılması gerektiği zamanda yapılması ile olur.

Yerin/toprağın altında ve gökte çok sayıda insan yapımı araç kullanmayı da gerektirir. Hala bu depremlere tabii deprem diyenlerin ya mesleklerinden ve bilimden haberleri yoktur. Ya bu depremlere dair verilerden haberleri yoktur. Ya kalp/vicdan diye bir şeyleri yoktur ve orası taş olmuştur ve insanlık düşmanı olmuştur.
İran yakın zamanda karışacak. Sözlerimi tutacağım, karışmayacağım.
Ben bu sürüden ümidimi bu defa tamamen kestim. 15 yıldır ara ara böyle haller yaşamıştım ama her seferinde yine de bir ümitle bakmıştım sahaya...

Şimdi ise başta Allah'a ve din büyüklerimize, sonra kendime, sistemime, benimle birlikte hareket eden samimi azınlığa güveniyorum.

Saldırgan taraflara, hiç ummadıkları bir anda hiç ummadıkları fırsatlar verdim. Çünkü onlar da bu sürüden nefret ediyorlar, ben de bu sürüden nefret ediyorum.

Ehemmiyetine binaen de tekrar ediyorum, çok beklemeyeceğim. Bu fırsatları kullanmak isteyen düşman taraflar fırsatı kaçırmayıp hemen kullansınlar. Bu sürünün üstünden geçsinler. Aksi halde tarihi fırsatları kaçıracaklar ve hem bu sürünün hem de düşman unsurların üzerlerinden geçeceğim.
Ben iyi vakit geçiriyorum. Çok uzun zaman sonra normale yakın bir uyku uyudum. İyi besleniyorum, dinleniyorum. Biraz da spor yapabilsem daha iyi olacak.

Ümitliyim, on milyonlarca insan şeytanın topluca helak olduklarına dair haberleri inşaallah alacağım ve keyiften çay içeceğim. Kimse de umudunu kaybetmesin, o güzel günler çok yakın. İlle de düşmanların sebep olması şart değil, bazı zamanlar büyük helaklara Allah'ın veli kulları da sebep olurlar.

İnsan doğduğu halde şeytanlaşmak ne imiş, dibe vurulduğu halde insan ve müslüman rolünü topluca oynamak ne imiş, bunların daha dünyadaki cezası bile nasıl şiddetliymiş, hayatta kalabilenler görüp de titrerler.
Öyle bir korkmuşlar ki "Bıraktım, yıkın, geçin, ezin, silin" diyorum da yapamıyorlar. Herkese açık meydanda sözler veriyorum yine de korkuyorlar.
Hadis-i şeriflerde bahsedilen "Süfyan" kişisi Tayyip...
Süfyan, Sahih hadislerde bildirildiğine göre âhir zamanda gelecek ve ümmete karanlık günler yaşatacak, şeâir-i İslâmiyeyi (Müslüman görünerek, müslümanların başına gerçerek İslami esasları) tahribe çalışacak dehşetli ve münafık bir şahıstır." (Kenzü'l-Ummal, 11/125; İsmail Hakkı, Ruhu'l-Beyan, İstanbul, 8/197)
Süfyan'ın Şam'dan çıkacağı değil, Şam'a hakim olacağı, Şam'ı işgal edeceği bilgisi var. Eskiden Şam diye koca topraklara denirdi. Şimdiki Şam kastedilmezdi. O zaman Şam denildiğinde, şimdiki Suriye'yi anlayabilirsiniz.
Süfyan meydana çıktıktan ve icraatına başladıktan sonra, hz. Mehdi'nin de genç yaşlarda meydana çıkacağı ve Süfyan'ın Şam'a dair hedeflerine mani olacağı, o işi bozacağı bilgisi var. Sonra Süfyan ile hz. Mehdi'nin karşı karşıya çatışacağı ve Mehdi'nin galip geleceği bilgisi var. Tek kendileri değil, sistemleri de çatışacak.
Bu süreç boyunca Süfyan'ın ve sisteminin müslüman rolü oynayacağı, müslümanları hep kandıracağı bilgisi var.
Pek çok hadis-i şerifte "Kudüs" denildiğinde gerçek Kudüs yani İstanbul kastedildi. "Medine" denildiğinde de İstanbul kastedildi.

Süfyan'a dair rivayetlerde de bu hususa dikkat etmek lazım.
Süfyan aynı zamanda ahir zaman deccallarından biridir ama asıl Deccal o değil...
Süfyan, hafif meşrepli, beyinsiz, ahmak, dinini dünyaya satan kişi demek.

Asıl Deccal'ın sistemine tabi olarak, sistemin yönlendirmesiyle hareket eden ve böylece deccallerden biri olan bir münafık kişi demek.
Üstazımızın sözde talebelerinden biri diye yutturulan ve "Müftü abi" de denilen Mustafa Özaltun...

Gizli Ermeni ve Hristiyan.

Bakılacak bir sıfatı ve kalıbı bile yok. Zulmet akıyor suratından...

Azıcık insan tanıyan kişi malını, parasını, ailesini böyle bir kişiden korumanın yollarını arar. Zaruret olmadıkça yanından bile geçmez. Böyle kalıpları ve sıfatları genelde dağda şakilik, teröristlik yaparken görürsünüz.
Şu Mustafa Ak-koca da gizli Ermeni...

Çok mecbur kalınca bir kere hakkımda yazı yazdı, Vurabileceği bir yer, bir şey yok ve o da delinin birinin benim hakkımda "delidir" demesini, sosyal medyada böyle yazmasını kaynak gösterdi. Hiçbir şey de yazamadı hakkımda, hiçbir kusur da bulamadı ve hiçbir şeye de cevap veremedi. Sonra yine sustu.

Zaten yazdığı yazı da sistem tarafından sansürlendi.

Yazısının altına "Bu mu, bunları mı yazdın bunca şeyden sonra" diyen kişiler oldu, onlara da cevap yazamadı.

Çünkü hem bir şey bildikleri yok. Hem gerçek müslümanlar değiller, hem de açıkları çok...

Ortak bir özellik olarak da meymenetsizler. Ruh hastası olmuş kişiler, tavırları ayarsız...