Gürcistanlılar da çok kötü şeyler yaşayacaklar. Çok çok kötü şeyler. Sonuna kadar da hak ettiler, ediyorlar.
İstanbul'a ve/veya Türkiye'nin farklı farklı şehirlerine peş peşe binlerce nükleer bomba atılacağını bilsem bile, İstanbul boğazını kara para gemilerine aç-ma-ya-ca-ğım. Türkiye'nin hava sahasını kara para uçaklarına açmayacağım. Türkiye'de kara para işleri yapan ABD ve NATO üslerini ve personellerini rahat bırakmayacağım. O malum ülkelerin Türkiye'deki sözde diplomatik temsilcilerini de rahat bırakmayacağım.
Bütün dünyanın yangın yerine döneceğini bilsem bile, duruşumdan hiç taviz vermeyeceğim. Türkiye'yi gerçek hürriyetine ulaştırma yolundan dönmeyeceğim. Türkiye'de bütün insanların can, mal ve ırz emniyetini sağlayacağım.
Bütün dünyanın yangın yerine döneceğini bilsem bile, duruşumdan hiç taviz vermeyeceğim. Türkiye'yi gerçek hürriyetine ulaştırma yolundan dönmeyeceğim. Türkiye'de bütün insanların can, mal ve ırz emniyetini sağlayacağım.
Şu anda İstanbul'un hizasında gökteki manyetik enerjinin normal olmadığını, elektromanyetik tekniklerle müdahale edilmekte olduğunu, yüksek sayıda etkili ve yetkili kişi kolayca ölçtürebilir.
Akademi Dergisi
O Soysuz'un kafasını alacağız. Kellesini kopartacağız. Etrafındaki çemberi iyice daraltacağız. Gelebiliyorlarsa ABD, İngiltere, Rusya, Çin, İsrail, NATO, gelsin de kurtarsınlar onu... Tahammül etmemizi gerektirecek bir sebep yok. Sürünün başlarından biri…
Media is too big
VIEW IN TELEGRAM
‘Cenazeleri kefenliyoruz, ondan sonra teslim ediyoruz’ diyen Süleyman Soylu'ya depremzededen tepki:
"Böyle bir şey yok. Biz, depremde hayatını kaybedenleri elbiseyle gömdük. Devlet olarak biz yetişemedik diyebilirsiniz ama yalan söylemeyin."
"Böyle bir şey yok. Biz, depremde hayatını kaybedenleri elbiseyle gömdük. Devlet olarak biz yetişemedik diyebilirsiniz ama yalan söylemeyin."
Akademi Dergisi
Deprem bölgesinde molozların kaldırılması en az bir yıl sürecek.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
"Siz, buralarda bir yıl içerisinde bina yükseltemezsiniz"
Kahramanmaraş merkezli ve 10 ilde büyük yıkıma neden olan depremlerin ardından bölgede inceleme yapan Mimarlar Odası heyeti Ankara’ya döndü.
Heyette yer alan Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Candan Karakuş, “‘Bir yıl içerisinde yeniden ayağa kaldıracağız’ diyorlar. Böyle bir şey yok. Siz, yerleşim yerlerini yanlış seçmişsiniz. Zemin sıvılaşması, bataklık olan yerleri seçmişsiniz. Fay hatlarının olduğu yerleri yerleşime açmışsınız. Siz, buralarda bir yıl içerisinde bina yükseltemezsiniz. Bütün yanlışlık buradan çıkıyor” dedi.
Kahramanmaraş merkezli ve 10 ilde büyük yıkıma neden olan depremlerin ardından bölgede inceleme yapan Mimarlar Odası heyeti Ankara’ya döndü.
Heyette yer alan Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Candan Karakuş, “‘Bir yıl içerisinde yeniden ayağa kaldıracağız’ diyorlar. Böyle bir şey yok. Siz, yerleşim yerlerini yanlış seçmişsiniz. Zemin sıvılaşması, bataklık olan yerleri seçmişsiniz. Fay hatlarının olduğu yerleri yerleşime açmışsınız. Siz, buralarda bir yıl içerisinde bina yükseltemezsiniz. Bütün yanlışlık buradan çıkıyor” dedi.
Akademi Dergisi
Evet, imar affı cinayettir hatta toplu katliamdır. Bunu bir kez daha uygulama sahasında acı acı gördük, yaşadık, yaşıyoruz. Bu da demokratik seçim sisteminin sebep olduğu bir vicdansızlıktır, hukuksuzluktur. Seçim kazanmak için af üstüne af çıkartanlar, şu…
İstanbul Eyüpsultan Göktürk'te bulunan deprem toplanma alanı olarak görünen alanların imara açıldığı ortaya çıktı.
Akademi Dergisi
Hatay'da depremde yıkılan ve sosyal medyada gündem olan Rönesans Rezidans'ın müteahhidi Mehmet Yaşar Coşkun'un son görüntüleri.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Rönesans Rezidans'ın eski sakini: Temel kayıyor dediğimde güldüler
Hatay'da yıkılan Rönesans Rezidans ile çok önemli bir iddia ortaya atıldı. Rezidansın eski sakinlerinden Zekiye Barutçu Yiğitbaşı, binada çatlaklar oluştuğunu anlattı ve ''Yöneticiye korkuyorum, temel kayıyor dediğimde güldü, abartmayın, dedi. Komşulara da söyledim, kimse ilgilenmedi'' dedi. Yiğitbaşı, soruna çözüm bulamayınca Rönesans Rezidans'tan taşındığını anlattı.
Hatay'da yıkılan Rönesans Rezidans ile çok önemli bir iddia ortaya atıldı. Rezidansın eski sakinlerinden Zekiye Barutçu Yiğitbaşı, binada çatlaklar oluştuğunu anlattı ve ''Yöneticiye korkuyorum, temel kayıyor dediğimde güldü, abartmayın, dedi. Komşulara da söyledim, kimse ilgilenmedi'' dedi. Yiğitbaşı, soruna çözüm bulamayınca Rönesans Rezidans'tan taşındığını anlattı.
Akademi Dergisi
Evet, imar affı cinayettir hatta toplu katliamdır. Bunu bir kez daha uygulama sahasında acı acı gördük, yaşadık, yaşıyoruz. Bu da demokratik seçim sisteminin sebep olduğu bir vicdansızlıktır, hukuksuzluktur. Seçim kazanmak için af üstüne af çıkartanlar, şu…
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Elbistan Belediye binası depremde yıkılmamış olmasına rağmen hasarlı olduğu gerekçesi ile yıkıldı.
Akademi Dergisi
Türkiye'de bir gram hukuk, adalet kalmış olsaydı, şimdiye onlarca defa Hatay belediye başkanı görevinden alınmış ve tutuklanmıştı. İşin ucu kendisine de çıkacak diye, atmadığı takla kalmadı. Konuştukça saçmalıyor. Haydi halktan olan herkes anlamıyor, siyasi…
Ne oldu, İsrail'den, İngiltere'den izin çıkmadı mı?
Akademi Dergisi
Acımasızca... Akşam 17:00'yi beklemenin manası kalmadı. Sadece usulen, o saate kadar beklemeye söz verdiğim için bekliyoruz. Almanya'nın da tarafı belli ve değişmeyecek. Şu ana kadar birkaç küçük oyun ve oyalama sergilediler. Almanya'dan çıkın. Canınızı…
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Almanya'nın Leipzig şehrinde kafede patlama
Dün akşam Leipzig'in doğusundaki bir kafede gaz tüpünün patlaması sonucu dört kişi yaralandı. Yaralılardan 3 kişi hastaneye kaldırıldı.
Polis, patlamaya neyin sebep olduğunu henüz bilmediğini ve incelemelerin devam ettiğini açıkladı.
Dün akşam Leipzig'in doğusundaki bir kafede gaz tüpünün patlaması sonucu dört kişi yaralandı. Yaralılardan 3 kişi hastaneye kaldırıldı.
Polis, patlamaya neyin sebep olduğunu henüz bilmediğini ve incelemelerin devam ettiğini açıkladı.
Blinken'ın kafası karışmış. Türkiye'yi hala NATO üyesi zan ediyor. Ben uygulamada Türkiye'yi NATO'dan çoktan çıkarttım. Bunu bütün dünya da gördü. O gitsin, peşinden bay Kamala gelsin, o da Türkiye'yi tekrar gerçekten/uygulamada NATO üyesi yapamaz.
Akademi Dergisi
On kanalın hiçbiri gerçekte Türk kanalı değil. O kanallarda güya yardım toplayan kişilerin hiçbiri gerçek Türk değil. Bu yolla toplanan paraların neredeyse hiçbir kısmı afet bölgesinde yardım maksatlı kullanılmayacak. Bu para da sisteme, Ankebut Ağına, mason…
Bağışladığı 3 milyar fazlasıyla geri döndü
AKPKK'nin 5'li çetesinden, millete ettiği küfürle bilinen Mehmet Cengiz depremzedeler için 3 milyar TL bağışladığını açıklamıştı. Gazeteci Ümit Zileli ise yazısında bu paranın kendisine 10 milyon TL fazlasıyla geri döndüğünü yazdı.
Resmi Gazete’de yayımlanan kararla Cengiz Holding’in yeni yatırımı için tam 3 milyar 10 milyon TL teşvik aldığını bildiren Zileli “Adamdaki şu müthiş talihe bakar mısınız; aynı gece devasa bir bağışta bulunuyor, birkaç saat sonra yaptığı bağış, üstelik 10 milyon TL fazlasıyla hooop geri dönüveriyor…” diye yazdı.
Mehmet Cengiz’in bağışladığı paranın teşvik yoluyla devletten tekrar alındığını ifade eden Ümit Zileli yazısının devamında Gelirler İdaresi Başkanlığı’nın yardım yapan şirket ve şahıslara yüzde 20 vergi indirimi uygulayacağını da hatırlatırken “Şu teşviki aynı geceye rastlatmasaydınız keşke, adamcağız töhmet altında kalacak!” cümlesiyle yazısını bitirdi.
AKPKK'nin 5'li çetesinden, millete ettiği küfürle bilinen Mehmet Cengiz depremzedeler için 3 milyar TL bağışladığını açıklamıştı. Gazeteci Ümit Zileli ise yazısında bu paranın kendisine 10 milyon TL fazlasıyla geri döndüğünü yazdı.
Resmi Gazete’de yayımlanan kararla Cengiz Holding’in yeni yatırımı için tam 3 milyar 10 milyon TL teşvik aldığını bildiren Zileli “Adamdaki şu müthiş talihe bakar mısınız; aynı gece devasa bir bağışta bulunuyor, birkaç saat sonra yaptığı bağış, üstelik 10 milyon TL fazlasıyla hooop geri dönüveriyor…” diye yazdı.
Mehmet Cengiz’in bağışladığı paranın teşvik yoluyla devletten tekrar alındığını ifade eden Ümit Zileli yazısının devamında Gelirler İdaresi Başkanlığı’nın yardım yapan şirket ve şahıslara yüzde 20 vergi indirimi uygulayacağını da hatırlatırken “Şu teşviki aynı geceye rastlatmasaydınız keşke, adamcağız töhmet altında kalacak!” cümlesiyle yazısını bitirdi.
Akademi Dergisi
Türkiye diz çökmedi ve çökmeyecek. İran denilen kadim topraklarımızı da oradaki 45 milyon Türkü de NATO'ya, ABD'ye, Rusya'ya, İsrail'e, Çin'e, İngiltere'ye bırakmayacak. Herkes kararlarına, hamlelerine dikkat etsin. Şi değil, karşımda şamar oğlanına dönmüş…
İran isyan Cumhuriyeti'nde protestolar devam ediyor
Başta Tahran olmak üzere birçok şehirde protestoların yeniden hız kazandığı İran’da tansiyon yükseliyor. Dün yayılan videolarda, Tahran'ın bazı mahallelerin yanı sıra Kerec, İsfahan, Kazvin, Reşt, Arak, Meşhed ve Senendec’te gece gösterileri düzenlendiği görüldü.
Başta Tahran olmak üzere birçok şehirde protestoların yeniden hız kazandığı İran’da tansiyon yükseliyor. Dün yayılan videolarda, Tahran'ın bazı mahallelerin yanı sıra Kerec, İsfahan, Kazvin, Reşt, Arak, Meşhed ve Senendec’te gece gösterileri düzenlendiği görüldü.
Akademi Dergisi
İstiyor, istiyor, o da istiyor Çünkü sona geldiler ve iyice psikopata bağladılar. "Gelin, milyonlarca kişi Ankara'yı basın, kaçak sarayımı da meclisi de bakanlıkları da kuşatın. Biz insan sınıfından değiliz, tekrar insana da asla dönüşmeyiz. Kafalarımız…
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Arşiv ne kötü şey değil mi?
Akademi Dergisi
Hususi olarak hazırlanacak Bazı bakanlar, bazı vekiller, bazı valiler, bazı TSK subayları, bazı kaymakamlar, bazı belediye başkanları, bazı üst seviyeli bürokratlar... Ayrıca Kızılay, İHH, AFAD, Ahbap ve benzerlerinin idarecilerinin çoğu... Ayrıca çok yüksek…
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Eşini, kızını ve abisini depremde kaybeden depremzede:
"Biz kendimiz çıkardık yakınlarımızı. Komşumuzun bedeninin yarısı dışarıda, bacakları molozun altındaydı. Molozu kaldıracak araç bulamadık. Adam 3 gün yağmuru yiye yiye, bağıra bağıra öldü."
"Biz kendimiz çıkardık yakınlarımızı. Komşumuzun bedeninin yarısı dışarıda, bacakları molozun altındaydı. Molozu kaldıracak araç bulamadık. Adam 3 gün yağmuru yiye yiye, bağıra bağıra öldü."
Uzaktan eğitime geçilmesi, doğru karar.
KYK yurtlarından öğrencilerin çıkartılması, doğru karar.
Ülkede olağanüstü seviyede afetler varken, 20 milyondan fazla kişi bu afetlerden ilk anda ve büyük oranda etkilenmişken... Yüzbinlerce hatta milyonla insan için soğuktan donma, bulaşıcı hastalıklardan ölme riski varken... Kimse birkaç günde ya da ayda sorunların kolayca çözülmesini bekleyemez. Olağanüstü hiçbir kararın alınmamasını bekleyemez.
Olağan üstü şartlara göre olağan üstü kararlar alınırken, uygulamalar yapılırken, adaletsizlik, sıralama hatası, Türk düşmanlarına hizmet, nüfus dengesini değiştirmek, sözde mültecileri yurtlara doldurmak gibi suçlar işleniyorsa, bu, işin ikinci planındaki kısımdır. Bunlara ayrıca karşılıklar verilir.
Şu ana kadar yaşanan afetlerin bile kısa süre içinde çok çok büyük maddi ve manevi yükleri olacak. Çok zayıf şartlarda olan kadınlar ve çocuklar var. Sayıları da hiç az değil ve en ağır yükler bunların üzerine binecek. Bir artçı şok gibi gelecek afet sonrasında doğacak türlü türlü dertler, Türkiye'nin üzerine... Lakin daha kötü şartların oluşması, başka afetlerin yaşanması ihtimali de çok çok yüksek.
Ülkemizdeki bütün askeri tesislerin de derhal yapı denetiminden geçmesi, gerekenlerin güçlendirilmesi ya da yıkılması, gerekli illerde yenilerinin çok hızlı şekilde inşa edilmesi de en acil işler arasında... Bir emirle 750 binden fazla gencimizin silah altına alınmasına da bütün detaylarıyla birilkte hazır olmalıyız.
Türkiye bu kadar büyük acılar yaşıyorken, kayıplar yaşıyorken, bu kadar büyük sorunlarla boğuşuyorken, bu kadar büyük işgal riskleri ile de karşı karşıya iken, uzaktan eğitime devam edebilecek öğrencilerin bunu yapmamak için direnmeleri vicdan sızlatan bir tavırdır. Şu şartlarda ülke genelinde eğitime tamamen ara verilmesi, uzaktan eğitim verilmemesi bile abartılı ve hukuksuz bir karar olmaz. O eğitici kadronun çoktan afet bölgesinde seferber edilmesi gerekiyordu.
Cemaat ve tarikatlara ait olan öğrenci yurtlarının yapıları daha değişik. Afetzedelerin ailece kalabilecekleri yapıda değiller onlar. O yurtların kapsam dışında tutulması ya da gerçek Türk ve gerçek afetzede insanların o yurtlara kadınlar ayrı, erkekler ayrı şekilde yerleştirilmesi gerekir. Birbirine yakın yurtlardan biri kadınlar ve küçük çocuklar için, diğeri yetişkin erkekler ve genç erkek evlatlar için tahsis edilmelidir.
KYK yurtlarından öğrencilerin çıkartılması, doğru karar.
Ülkede olağanüstü seviyede afetler varken, 20 milyondan fazla kişi bu afetlerden ilk anda ve büyük oranda etkilenmişken... Yüzbinlerce hatta milyonla insan için soğuktan donma, bulaşıcı hastalıklardan ölme riski varken... Kimse birkaç günde ya da ayda sorunların kolayca çözülmesini bekleyemez. Olağanüstü hiçbir kararın alınmamasını bekleyemez.
Olağan üstü şartlara göre olağan üstü kararlar alınırken, uygulamalar yapılırken, adaletsizlik, sıralama hatası, Türk düşmanlarına hizmet, nüfus dengesini değiştirmek, sözde mültecileri yurtlara doldurmak gibi suçlar işleniyorsa, bu, işin ikinci planındaki kısımdır. Bunlara ayrıca karşılıklar verilir.
Şu ana kadar yaşanan afetlerin bile kısa süre içinde çok çok büyük maddi ve manevi yükleri olacak. Çok zayıf şartlarda olan kadınlar ve çocuklar var. Sayıları da hiç az değil ve en ağır yükler bunların üzerine binecek. Bir artçı şok gibi gelecek afet sonrasında doğacak türlü türlü dertler, Türkiye'nin üzerine... Lakin daha kötü şartların oluşması, başka afetlerin yaşanması ihtimali de çok çok yüksek.
Ülkemizdeki bütün askeri tesislerin de derhal yapı denetiminden geçmesi, gerekenlerin güçlendirilmesi ya da yıkılması, gerekli illerde yenilerinin çok hızlı şekilde inşa edilmesi de en acil işler arasında... Bir emirle 750 binden fazla gencimizin silah altına alınmasına da bütün detaylarıyla birilkte hazır olmalıyız.
Türkiye bu kadar büyük acılar yaşıyorken, kayıplar yaşıyorken, bu kadar büyük sorunlarla boğuşuyorken, bu kadar büyük işgal riskleri ile de karşı karşıya iken, uzaktan eğitime devam edebilecek öğrencilerin bunu yapmamak için direnmeleri vicdan sızlatan bir tavırdır. Şu şartlarda ülke genelinde eğitime tamamen ara verilmesi, uzaktan eğitim verilmemesi bile abartılı ve hukuksuz bir karar olmaz. O eğitici kadronun çoktan afet bölgesinde seferber edilmesi gerekiyordu.
Cemaat ve tarikatlara ait olan öğrenci yurtlarının yapıları daha değişik. Afetzedelerin ailece kalabilecekleri yapıda değiller onlar. O yurtların kapsam dışında tutulması ya da gerçek Türk ve gerçek afetzede insanların o yurtlara kadınlar ayrı, erkekler ayrı şekilde yerleştirilmesi gerekir. Birbirine yakın yurtlardan biri kadınlar ve küçük çocuklar için, diğeri yetişkin erkekler ve genç erkek evlatlar için tahsis edilmelidir.
Çadırlardan ya da konteyner evlerden yapılan acil barınma mahallerinde iş baştan sıkı tutulmalı. Temizliğe dikkat edilmezse, türlü tedbirlere uyulmazsa, ne kadar büyük acılar ve sorunlar yaşanacağı insanlara sade bir dille anlatılmalı.
Oralarda teknik hesaplamalar sonrasında, gerekli noktalara, yeterli sayıda yangın söndürme tüpleri konulmalı. İnsanlara, bunları ve diğer teknik araç gereçleri nasıl kullanacaklarının eğitimi de hemen verilmeli.
Türkiye'nin eğitimci ordusu, afet bölgesine giderek hem bilimsel/teknik/tıbbi hem de dini/manevi ve psikolojik destek konularında, o insanlara, bilmeleri gereken her şeyi hızlıca öğretmeli. Organize halde sevk edilirlerse, doğru planlamalar yapılırsa, kısa sürede orada çiçekler açar. Aksi halde orada çiçek hastalığı dahil türlü hastalıklar yayılır gider. Türlü kazalar, yangınlar, sorunlar büyür, yayılır gider.
Cehaletli savaşılmalı, milletçe organize olunmalı. Her hususta baştan tedbirler alınmalı.
Oralarda teknik hesaplamalar sonrasında, gerekli noktalara, yeterli sayıda yangın söndürme tüpleri konulmalı. İnsanlara, bunları ve diğer teknik araç gereçleri nasıl kullanacaklarının eğitimi de hemen verilmeli.
Türkiye'nin eğitimci ordusu, afet bölgesine giderek hem bilimsel/teknik/tıbbi hem de dini/manevi ve psikolojik destek konularında, o insanlara, bilmeleri gereken her şeyi hızlıca öğretmeli. Organize halde sevk edilirlerse, doğru planlamalar yapılırsa, kısa sürede orada çiçekler açar. Aksi halde orada çiçek hastalığı dahil türlü hastalıklar yayılır gider. Türlü kazalar, yangınlar, sorunlar büyür, yayılır gider.
Cehaletli savaşılmalı, milletçe organize olunmalı. Her hususta baştan tedbirler alınmalı.