Akademi Dergisi
2.14K subscribers
60.6K photos
25.6K videos
370 files
7.57K links
Çok önemli: Telegram bu kanalı yıllardır sansürlenemektedir. Paylaşımlarımızın Telegram uygulaması içinde yayılmasına izin vermemektedir. Kanaldaki takipçi ve görüntüleme sayıları da gerçek değildir. www.mfs.tv
Download Telegram
Evlatlık kişi kız ise, ergenliğe girdiği gibi ailenin babasına ve ailedeki ergen erkek evlatlara namahrem olur. Evlatlık kişi erkek ise, ergen olduğu gibi ailenin annesine ve gerçek ve ergen kız evlatlarına namahrem olur.
Yıllar önce de bu hususu en açık şekli ile anlatmış ve gündeme getirmiştim. Hatta bir keresinde Adıtürk'ün sözde evlatlık kızları ile evlenmesi ya da nikah dışı münasabet yaşaması kısmında da konu etmiştim. O vakit de herkes çok iyi seviyede anlamıştı.

Buna rağmen, malum gizli Ermeni, gizli Yahudi ya da bilmem ne bela tipler, yine çıkmışlar ekranlara, Sosyal mecralara ve internet sitelerine, Hıyanet işleri başkanlığnın tamamen isabetli ve İslam dinine uygun fetvası üzerinden, İslam'a ve müslümanlara saldırıyorlar.

Pis sapıklar, her pisliği kendileri yaşayan melunlar, bu konudan lafa girerek Hıyanet işlerinin fetvasını "sapıklık" olarak göstermek istiyorlar.
Dünyanın her yeri sübyancılıktan, ibnelikten, sevicilikten, ensest denilen aile içi sapıklıktan yıkılıyor. Artık Türkiye'de neredeyse her gün öz babası ya da ağabeyi tarafından kirletilen kızlar haber oluyor. Hatta erkek çocuklarının tecavüze uğradığına dair haberler de çok sık olarak görülüyor.

İslam alimleri gibi, adli tıpçılar da her insanın içinde bir canavar uyuduğu hususunda hem fikirler. "Olur mu öyle şey, olur mu sapıklık" deyip mücadele veren insanların bile bir kısmının, bir süre sonra o lanet ettikleri sapıklıkları yaptığı bir zamanda yaşıyoruz.

Bu, en çok da batı ülkelerinde ve Asya ülkelerinde görülüyor. İddia edildiği gibi en çok görüldüğü ülkelerden biri Türkiye falan değil. Dünyada tacizde, tecavüzde, kadına karşı şiddette en önde gelen ülkelerden biri de Türkiye değil. Bu hususta da yıllar önce çok faydalı yayınlar yaptım ve bu yalanlar da çoktan büyük oranda çöktü. Böyle diye diye Türkiye'yi çökertmeye çalışanlar da çöktü. Lakin Türkiye'nin hali ehven bir hal, iyi bir hal değil.
Hiçbir şekilde kan/soy bağı bulunmayan bir çocuk böyle bir dünyada "evlatlık o, olur mu öyle şey" denilerek mi muhafaza edilecek? Öz evlatların bile muhafaza edilemediği bir dünyada, öyle mi?

Böylesine samimiyetsizce, cahilce, hukuk dışı bir uygulama İslam dininde yok. Hiçbir çocuk, hiçbir insanın nefsinin, keyfinin eline bırakılmaz. Her husus, kanunlarla düzenlenmek zorunda.
Her hususta kaideleri olduğu gibi, bu hususta da İslam dininin kaideleri var. Emir ve yasakları var. "Evlatlık aldım, oldu bitti" diye bir kabullenişe asla meydan verilmiyor. Onun arkasından neler yaşanacağını zaten herkes biliyor.

Bu nedenle de bir kişi evlatlık olarak alınırsa, nelerin caiz/serbest, nelerin haram olduğu da en baştan belirlenmiş vaziyette... Herkes ona göre kararını verecek, sonra bu hususta suç işleyenler de cezalarını çekecek. İslam dininde başıboşluk yok. Belirsizlik yok. Yüzlerce, binlerce sene türlü denemelerden ve milyonla can yanmasından sonra bir hususta kaide belirlemek yok. Her şeyin kaidesi baştan belli...

Henüz çocuklarsa, ergen olmamışlarsa, kız ya da erkek oldukları fark etmez. Herhangi bir sorun yok. Lakin ergen oldularsa orada anne ya da baba için haramlık başlıyor.

Bir erkek/baba, evlat edindiği kız çocuğu ergen olunca saçını bile göremez. Elini bile tutamaz. Ona kendi elini bile öptüremez. Onunla aynı odada değil, aynı evin içinde, üçüncü bir kişi yokken ikamet edemez, gece ya da gündüz bir arada bulunamaz.

Bir kadın/anne, evlat endindiği erkek çocuk ergen olunca, onun yanında saçını ve kolunu bile açamaz. Ona elini bile öptüremez. Yanlarında üçüncü bir kişi yokken, aynı evde ya da aynı odada bulunamazlar. Gece ya da gündüz olması da fark etmez.

Çünkü gerçekte anne ve evlat değiller. Baba ve evlat da değiller. Aralarında kan bağı, soy bağı yok. Manevi evlatlık gerçek evlat olması demek değil ve aralarında evlenmeye de bir mani yok. Başka yerlerde, başka şartlarda yetişmiş olsalardı ve bir şekilde tanışıp evlenmek isteselerdi, aralarındaki yaş farkını sorun etmiyor olsalardı, evleneceklerdi... Kimse de bir sorun görmeyecekti. Bir arada yaşadılar diye, evlenmeleri mi haram oldu? Ne oluyor bir arada yaşayınca, ne değişiyor?

Bizim inançlarımızda, kabullenişlerimizde, hukukumuzda kişiler arasında evliliğe nelerin mani sayıldığı çok açık.
Kendileri sapıklıkta nirvanaya varmış, sadistlikte nirvanaya varmış, dinsizilikte, ahlaksızlıkta, karaktersizlikte nirvanaya varmış ve gerçek kimlikleri çoktan ifşa edilmiş birkaç bin hainin, hala Türkiye'yi eskisi gibi ayakta uyutulan bir Türkiye zan ederek böyle davranmaları, kendi ömürlerini kısaltıyor, başka bir şeye yaramıyor.

Artık kimse, çift kimlikli, omurgasız, münafık, Türk rolü oynayan ama arka plandan her gün Türk İslam düşmanlığı yapan kişilerin oyunlarına kanmıyor.

Bir çocuk, bir yetişkinin yanında ve elinde büyüdü diye aralarında gerçek bir aile bağı oluşmuyor. Oluşmuyorsa, nikaha mani bir şey de bulunmuyor. Bunun nesi anlaşılamıyor. Anlaşılıyorsa ki anlaşılıyor, o halde sözün bittiği yere geliniyor. Kendi ülkemizde kendi dinimizin en temel esalarını hala boğmaya, yok etmeye oynuyorlar. Bunu da Türk ve Müslüman olduklarını adice iddia ederek yapıyorlar. Sonra da çıkıp "Atatürk ne yapmış, kimin dinini yasaklamış. Ne zaman o anlattıkların yasak olmuş. Bırakın bu işleri" diyorlar. Fırsatını bulsalar, kendileri gibi kripto kimlikli Adıtürk'ün, o ata dedikleri kişinin yaptığının fazlasını yapacaklar.

Arapça ezan okuyanı bile asacaklar.

Bir bitmediler, bir kahrolmadılar omurgasız sürüngenler... İngiliz maşası pislikler...
O sözde evlatlık alanların da çoğu, çocuklara kedi, köpek muamelesi yapıyorlar. Hemen şimdi bir şeffaf araştırma yapılsın ve günümüzde evlatlık çocukların hallerinin ne olduğu meydana çıkartılsın, görelim...

Kimse depremzede çocukları evlat edinmesin, evlat edindirmesin. O çocuklar yetimhanelerde büyüsünler ama oradan da fuhuş, kaçakçılık ve hırsızlık çetelerine dahil ediliyorlar. Devlet eliyle bu yapılıyor. Kaç kere de ifşa edildi ve hatta ülke gündemine oturdu ama hala yapılıyor. İşte bu kadar vahşi, bu kadar karanlık bir Deccal devri yaşanıyor. Bu nedenle, afetlerde ölenlerin bir kısmı aslında şanslı ve kurtulmuş oluyor.

Öz annesinin ve babasının yanında olduğu halde, bir gün insan muamalesi görmemiş, kavgasız bir gün görmemiş, hiçbir gün sevgi görmemiş, daha aklı tam olarak başına gelmeden aklı zorlanan çok sayıda çocuk, şu afetlerde öldüler de kurtuldular.

Hadis-i şerifte de buyrulduğu gibi, ölüm nedeniyle ya ölen kurtulmuştur ya da kalan...
Çok canım sıkılıyor. Metafizik saha hiç tat vermiyor. O İblis de o Deccal da etek giyip dolaşsınlar artık. Ellerinden başka bir şey gelmiyor.
Akademi Dergisi
İnsan kalmış herkes, bulduğu ilk fırsatta, şu aşağıdaki şehirlerden çıksın ve en az altı ay geri dönmesin: Londra, Moskova, Washington, Berlin, Paris, Roma, Tel Aviv, Pekin, Tokyo, Seul, Riyad, İslamabad, Bakü, Sofya, Ottawa, Helsinki, Tahran, Stockholm…
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Yangınlarla boğuşan Rusya'da bir yangın daha çıktı

Rusya'nın en büyük kimya şirketlerinden "Cresol" şirketine ait kimya fabrikası alev alev yanıyor.
Rus medyası, büyük çaplı yangın sonucunda herhangi bir can kaybının yaşanmadığını bildiriyor.
Bulgaristan'da 18 kaçak kamyonda ölü bulundu

Bulgaristan'ın başkenti Sofya'da, Bulgar plakalı terkedilmiş bir kamyonda 18 kaçak ölü bulundu. Kaçakların soğuktan donarak ya da boğularak hayatını kaybettiği belirtildi.
Kahramanmaraş'ta 4,2 şiddetinde deprem oldu.
Akademi Dergisi
Tekrar tekrar söylediğim gibi... Altına oynamanın, varlıkları altına çevirerek sağlama almanın ne kadar isabetli olduğu son süreçte daha iyi anlaşıldı. Binalar, daireler, iş yerleri ve içlerindeki ürünler yıkılıyor, yanıyor ve bir anda hiç olabiliyor. Makineler…
Almanya'nın Gelsenkirchen şehrinde sanayi sitesinde yangın

İtfaiye ekipleri cuma günü Gelsenkirchen'in Resse semtindeki eski bir fotoğraf laboratuvarında çıkan yangını söndürdü. İtfaiye ekipleri bölgeye ulaştığında yaklaşık 1000 metrekare büyüklüğündeki eski depodan alevler yükseliyor ve yoğun duman vardı. İtfaiyeye göre, söndürme çalışmaları sırasında çatının bir kısmı binanın içine çökerek söndürme çalışmalarını zorlaştırdı.