Akademi Dergisi
Dünya genelinde şu anda kullanılan araba bataryası teknolojisi, arabalarda kullanmaya henüz hazır değil. Bu, sıkıntılı ve sonuca ulaştırılamamış bir teknik. Bunu da çok iyi biliyorlar. Bu yetmezmiş gibi, zaten proje safhasında sorunlu olan bataryaları, bir…
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Çöp proje Tesla bu sefer Çin'de öldürdü
Cuma günü zalim Çin'in Zhejiang eyaleti Ruian'da Tesla bir kişinin ölümüne ve bir kişinin de yaralanmasına neden oldu. Basında çıkan haberlere göre, otomobilin diğer araçlarla çarpışmadan önce yüksek hızda seyrettiği görüldü.
Cuma günü zalim Çin'in Zhejiang eyaleti Ruian'da Tesla bir kişinin ölümüne ve bir kişinin de yaralanmasına neden oldu. Basında çıkan haberlere göre, otomobilin diğer araçlarla çarpışmadan önce yüksek hızda seyrettiği görüldü.
Akademi Dergisi
Konya'nın altı günlerdir çok hareketli.
Şimdilik atlatıldı ama Konya için hala büyük risk var.
Akademi Dergisi
ABD halkına sesleniyorum ABD'den beni bilen, beni sürekli takip eden on binlerce kişi, halklarına bu hitabımı duyursun. Biz, bu güne kadar siviller/masumlar hususunda tarihe geçen bir iyi niyet ve hassasiyet sergiledik. Zaten mücadelemiz, dünyanın her yerindeki…
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
ABD bugün de yanıyor
Amerika Birleşik Devletçikleri'nin Illinois eyaletindeki LaSalle şehrindeki bir kimya fabrikasında büyük bir yangın çıktı.
Amerika Birleşik Devletçikleri'nin Illinois eyaletindeki LaSalle şehrindeki bir kimya fabrikasında büyük bir yangın çıktı.
Akademi Dergisi
Konya sallandı
Kandilli Rasahathanesi, Konya'da az önce yaşanan depremin şiddetini 3 diye yazmış. Sözün bittiği yer... Kandilli de çöp olmuş. Artık şüphe kalmadı. Kimse de itibar etmesin. Son deprem en az 5 küsur şiddetindeydi.
Vasiyetini açıklayan Yıldız Tilbe:
"Öldüğüm zaman cenazeme bir tane politikacı siyasetçi istemiyorum, gelmesinler. Cenazeme gelirken demir para büyüklüğünde taşlar koyun cebinize, 1 politikacı gelirse taşlayın, gitmezlerse ben kalkarım Allah’ın izniyle, belki birkaçını da götürürüm, hiçbirini istemiyorum."
"Öldüğüm zaman cenazeme bir tane politikacı siyasetçi istemiyorum, gelmesinler. Cenazeme gelirken demir para büyüklüğünde taşlar koyun cebinize, 1 politikacı gelirse taşlayın, gitmezlerse ben kalkarım Allah’ın izniyle, belki birkaçını da götürürüm, hiçbirini istemiyorum."
Şu münafığa sıkılması halinde, ahirette bir vebali varsa, tamamını peşinen üstleniyorum. Vebal benim üzerimedir. Dünyada hesap sormaya kalkabilecek bir makam varsa da aslanlar gibi meydandayım.
Milletçe bu gibi pisliklere, kripto hainlere, onun bunun piyonlarına tahammül etmek zorunda değiliz.
Görünmek istediği gibi adamsa, beş on polis memuru ile gezmesin önce... Ve dinimizi dünya siyasetine alet eden lanetlilerden olmasın.
Trilyon can da kaybedilse, trilyon tane çocuk açlıktan, soğuktan da ölse, şu gibiler için farkı yok. Çünkü kalp yok. Katran karası bir şey var oralarında...
İnsan denemez şeytanlar, sadece insan numarası değil, bir de müslüman numarası yapıp duruyorlar.
Milletçe bu gibi pisliklere, kripto hainlere, onun bunun piyonlarına tahammül etmek zorunda değiliz.
Görünmek istediği gibi adamsa, beş on polis memuru ile gezmesin önce... Ve dinimizi dünya siyasetine alet eden lanetlilerden olmasın.
Trilyon can da kaybedilse, trilyon tane çocuk açlıktan, soğuktan da ölse, şu gibiler için farkı yok. Çünkü kalp yok. Katran karası bir şey var oralarında...
İnsan denemez şeytanlar, sadece insan numarası değil, bir de müslüman numarası yapıp duruyorlar.
Akademi Dergisi
Şu münafığa sıkılması halinde, ahirette bir vebali varsa, tamamını peşinen üstleniyorum. Vebal benim üzerimedir. Dünyada hesap sormaya kalkabilecek bir makam varsa da aslanlar gibi meydandayım. Milletçe bu gibi pisliklere, kripto hainlere, onun bunun piyonlarına…
Fitnenin merkezi o MİT yerle bir olacak. Bu gibi binlercesinin tasmalarını hep MİT tutuyor.
Devlete, millete, ümmete ihanet edenlere devletimizin her imkanını tahsis ediyorlar. Hususi polis ve MİT korumasında dolaştırıyorlar. Milletimizin vergileriyle ve MİT üzerinden ülke içinde ve dışında yaptıkları kara para işleriyle besliyorlar bu kripto kimlikli insan müsvettelerini...
80 milyon insanı da ahmak zan ediyorlar. Toptan korkak zan ediyorlar.
Devlete, millete, ümmete ihanet edenlere devletimizin her imkanını tahsis ediyorlar. Hususi polis ve MİT korumasında dolaştırıyorlar. Milletimizin vergileriyle ve MİT üzerinden ülke içinde ve dışında yaptıkları kara para işleriyle besliyorlar bu kripto kimlikli insan müsvettelerini...
80 milyon insanı da ahmak zan ediyorlar. Toptan korkak zan ediyorlar.
Akademi Dergisi
İstiyor, istiyor, o da istiyor Çünkü sona geldiler ve iyice psikopata bağladılar. "Gelin, milyonlarca kişi Ankara'yı basın, kaçak sarayımı da meclisi de bakanlıkları da kuşatın. Biz insan sınıfından değiliz, tekrar insana da asla dönüşmeyiz. Kafalarımız…
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
...
Akademi Dergisi
Acımasızca... Akşam 17:00'yi beklemenin manası kalmadı. Sadece usulen, o saate kadar beklemeye söz verdiğim için bekliyoruz. Almanya'nın da tarafı belli ve değişmeyecek. Şu ana kadar birkaç küçük oyun ve oyalama sergilediler. Almanya'dan çıkın. Canınızı…
Batak Almanya'da bu sefer tren yandı
Perşembe akşamı geç saatlerde Vogtlandbahn'a ait bir tren vagonu Auerbach istasyonunda yandı. İşletmeciye göre yangın istasyona varmadan kısa bir süre önce çıktı. İki yolcu dumanı fark etmiş ve sürücüye bildirmiş. İtfaiye yangını söndürmeyi başarırken, olayda yaralanan olmadı. Polis hasarın 3.3 milyon euro olduğunu tahmin ediyor.
Yangın nedeniyle, RB5 hattındaki tren yolcuları cuma günü sefer iptallerine hazırlıklı olmak zorunda kalacak. Vogtlandbahn'a göre, Herlasgrün ve Falkenstein arasında en azından öğle saatlerine kadar tren seferi yapılmayacak.
Perşembe akşamı geç saatlerde Vogtlandbahn'a ait bir tren vagonu Auerbach istasyonunda yandı. İşletmeciye göre yangın istasyona varmadan kısa bir süre önce çıktı. İki yolcu dumanı fark etmiş ve sürücüye bildirmiş. İtfaiye yangını söndürmeyi başarırken, olayda yaralanan olmadı. Polis hasarın 3.3 milyon euro olduğunu tahmin ediyor.
Yangın nedeniyle, RB5 hattındaki tren yolcuları cuma günü sefer iptallerine hazırlıklı olmak zorunda kalacak. Vogtlandbahn'a göre, Herlasgrün ve Falkenstein arasında en azından öğle saatlerine kadar tren seferi yapılmayacak.
Hatay'da yıkıcı bir deprem daha bekliyoruz. Tedbirli olunmalı. Mümkün olduğunca emniyetli mahallerdeki çadırlarda kalınmalı.
Hatay sahil şeridinde denize çökme ihtimali de var. Denizden daha içteki kısımlar, nispeten daha emniyetli görünüyor.
Hatay sahil şeridinde denize çökme ihtimali de var. Denizden daha içteki kısımlar, nispeten daha emniyetli görünüyor.
Tekrar tekrar söylediğim gibi...
Altına oynamanın, varlıkları altına çevirerek sağlama almanın ne kadar isabetli olduğu son süreçte daha iyi anlaşıldı. Binalar, daireler, iş yerleri ve içlerindeki ürünler yıkılıyor, yanıyor ve bir anda hiç olabiliyor. Makineler ve araçlar da ya enkaz altında kalabiliyor ya da başlarına türlü türlü şeyler gelebiliyor.
Tekrar tekrar söylediğim gibi, böyle bir zaman, yatırım yapılarak kâr etmenin hedeflediği bir zaman değil. Aksine, her yer çöküyor ve batıyorken elindeki sermayeyi/varlığı koruma zamanı.
Sadece Türkiye için değil, dünyanın her yerinde artık herkes varlığını altına çevirerek korumaya almalı. Çünkü silsile halinde bütün dünyayı saracak bir afetler zinciri, iflaslar zinciri, çöküşler zinciri başladı. Artık buna engel olamayacaklar. Türkiye'ye defalarca suni afet saldırıları yapsalar da mani olamayacaklar. Çünkü hiçbir hususta tavizler vermeyeceğim. Mücadele daha şiddetlenerek devam edecek.
Şu anda İngiltere, Çin, Rusya, ABD, Almanya, Fransa, İspanya, İtalya, İsrail, Japonya, Güney Kore gibi ülkeler, Türkiye'den yüzlerce kat daha tehlikeli ve riskli ülkeler. Buralarda ne yaşanır, ne sermaye bulundurulur. Kimse sigorta sistemlerine de güvenmesin. Onlar da çöküp enkaz olacaklar.
Daha önce de sahaya inmeye birkaç kere teşebbüs ettim ve bu yolda birkaç adım attım ama hiçbirinde son seferindeki çok sahaya inmeye yaklaşmamıştım. Her şey mükemmel gidiyordu ve Ankebut Ağı süreci çaresizce izliyordu. Eskiden beri takip edenler, neyin ne olduğunu çok iyi biliyorlar. Son yaşananları da doğru şekilde yorumluyorlar.
Herkes bilmeli ki bütün dünya tarumar olacaksa bile sahaya ineceğim ve Türkiye'yi resmen de elime alacağım. Süreç fazlasıyla uzamıştı, daha fazla uzamasına da izin vermeyeceğim.
Tekrarla söylediğim gibi, ben sahaya ineceğim ama çok yüksek sayıda insan ölecek. Şu anda bir milyondan fazla kişi öldü bile... Yerin altındakileri de katacaksak, sayı çok çok yüksek...
Altına oynamanın, varlıkları altına çevirerek sağlama almanın ne kadar isabetli olduğu son süreçte daha iyi anlaşıldı. Binalar, daireler, iş yerleri ve içlerindeki ürünler yıkılıyor, yanıyor ve bir anda hiç olabiliyor. Makineler ve araçlar da ya enkaz altında kalabiliyor ya da başlarına türlü türlü şeyler gelebiliyor.
Tekrar tekrar söylediğim gibi, böyle bir zaman, yatırım yapılarak kâr etmenin hedeflediği bir zaman değil. Aksine, her yer çöküyor ve batıyorken elindeki sermayeyi/varlığı koruma zamanı.
Sadece Türkiye için değil, dünyanın her yerinde artık herkes varlığını altına çevirerek korumaya almalı. Çünkü silsile halinde bütün dünyayı saracak bir afetler zinciri, iflaslar zinciri, çöküşler zinciri başladı. Artık buna engel olamayacaklar. Türkiye'ye defalarca suni afet saldırıları yapsalar da mani olamayacaklar. Çünkü hiçbir hususta tavizler vermeyeceğim. Mücadele daha şiddetlenerek devam edecek.
Şu anda İngiltere, Çin, Rusya, ABD, Almanya, Fransa, İspanya, İtalya, İsrail, Japonya, Güney Kore gibi ülkeler, Türkiye'den yüzlerce kat daha tehlikeli ve riskli ülkeler. Buralarda ne yaşanır, ne sermaye bulundurulur. Kimse sigorta sistemlerine de güvenmesin. Onlar da çöküp enkaz olacaklar.
Daha önce de sahaya inmeye birkaç kere teşebbüs ettim ve bu yolda birkaç adım attım ama hiçbirinde son seferindeki çok sahaya inmeye yaklaşmamıştım. Her şey mükemmel gidiyordu ve Ankebut Ağı süreci çaresizce izliyordu. Eskiden beri takip edenler, neyin ne olduğunu çok iyi biliyorlar. Son yaşananları da doğru şekilde yorumluyorlar.
Herkes bilmeli ki bütün dünya tarumar olacaksa bile sahaya ineceğim ve Türkiye'yi resmen de elime alacağım. Süreç fazlasıyla uzamıştı, daha fazla uzamasına da izin vermeyeceğim.
Tekrarla söylediğim gibi, ben sahaya ineceğim ama çok yüksek sayıda insan ölecek. Şu anda bir milyondan fazla kişi öldü bile... Yerin altındakileri de katacaksak, sayı çok çok yüksek...
Metafizikçilerinize cinler aleminin halini soruyor musunuz? Son yedi saattir cinler aleminde neler olduğunu sorun, anlatsınlar.
Anlatsınlar, hala İblis'e ve Deccal'a kulluk eden cinlerin hallerini, acılarını, ölülerini, yangınlarını...
Anlatsınlar, hala İblis'e ve Deccal'a kulluk eden cinlerin hallerini, acılarını, ölülerini, yangınlarını...
Çökmüş...
İki hafta sonra hala kendini toplayamamış. Her hali belli ediyor ne kadar zorlandığını, ne kadar büyük çuvalladığını... Yaklaşık iki hafta sonra anca bir video çekebildi, o da bu kadar berbat ve boş bir video...
"Felaketler geliyor, şunlar olacak, bunlar olacak diye konuşanlar vardı. Hani ne oldu, hiçbir şey olmadı. Takılmayın onlara, 2028'den önce büyük depremler, afetler beklemiyorum. Olmayacak, itibar etmeyin" mealinde konuşuyordu. Kibirli, alaycı hatta kahkaha atmaya yakın tavırlarla kuruyordu bu cümleleri... Duruyor o görüntüleri her yerde...
Defalarca benzer çıkışlar yaptı. Şimdi aramış, taramış, onca bilgi yığınının arasında, geçmiş yıllardaki bir iki cılız cümlesini bulmuş da gösteriyor. Dediğim gibi, bunu yaparken vücut dili ve enerjisi, söylediklerini hiç desteklemiyor.
Çok kısa sürede Türkiye'de çoğu şey kolayca düzelecekmiş gibi de anlatıyor baştan beri... Bir yanda isabetsizlik var ama bu halinin bir yanında ise inat var, düşmanlık var, dürüst olmayış var. "Sizi çok seviyorum" deyip duruyor takipçilerine, bir gram samimi olsaydı, onca insana, gizlediği gerçekleri çoktan anlatırdı.
Evet, isabet de edemiyor ama isabet ettiği ve söylemesi gereken onlarca şeyi de söylemiyor. Bundan sonra da tekrar tekrar çuvallayacak. Çünkü afetlerin devamı gelecek. Arazideki iki ayaklı taşların büyük kısmı temizlenecek, iyi insanlar nefes alacaklar biraz. Öyle çok kısa sürede ve ha deyince düzelmeyecek ve yükselmeyecek bu ülke... Dünya genelinde de çok büyük hadiseler olacak. Memleket kibirli, alaycı, namussuz ibnelerden de büyük oranda temizlenecek. Çocukları ahlaklı şekilde büyütmek, imkansıza yakın olmayacak bu memlekette... Şer görünen hadiselerde ne kadar büyük rahmetler olduğunu, hayatta kalabilen herkes görecek.
Hep dediğim gibi, kimin ne bildiğinin, hangi uzmanlık dalında ne seviyeye geldiğinin hiç kıymeti yok, şayet namusu, ahlakı, düzgün bir karakteri yoksa...
Afet sonrasında neler olacağını da hiç anlatmamış. Benden sonra kaç kişi dedi, seçimlerin olmayacağına herkes kani oldu ama hala "Seçimler yapılmayacak, yapmaya çalışsalar da bocalayacaklar, sonuç alamayacaklar" da diyememiş. Halbuki ahlak olsa, şimdiye bin kere "Mfs" diye açıkça telaffuz ederdi ve "Sadece Türkiye'yi değil, dünyayı temizleyecek" diye eklerdi. "Bu büyük afetleri tekrar tekrar haber vermişti. Onlarca kere -tedbirler alın- demişti" derdi.
https://www.youtube.com/watch?v=mN-OSLKZk30
İki hafta sonra hala kendini toplayamamış. Her hali belli ediyor ne kadar zorlandığını, ne kadar büyük çuvalladığını... Yaklaşık iki hafta sonra anca bir video çekebildi, o da bu kadar berbat ve boş bir video...
"Felaketler geliyor, şunlar olacak, bunlar olacak diye konuşanlar vardı. Hani ne oldu, hiçbir şey olmadı. Takılmayın onlara, 2028'den önce büyük depremler, afetler beklemiyorum. Olmayacak, itibar etmeyin" mealinde konuşuyordu. Kibirli, alaycı hatta kahkaha atmaya yakın tavırlarla kuruyordu bu cümleleri... Duruyor o görüntüleri her yerde...
Defalarca benzer çıkışlar yaptı. Şimdi aramış, taramış, onca bilgi yığınının arasında, geçmiş yıllardaki bir iki cılız cümlesini bulmuş da gösteriyor. Dediğim gibi, bunu yaparken vücut dili ve enerjisi, söylediklerini hiç desteklemiyor.
Çok kısa sürede Türkiye'de çoğu şey kolayca düzelecekmiş gibi de anlatıyor baştan beri... Bir yanda isabetsizlik var ama bu halinin bir yanında ise inat var, düşmanlık var, dürüst olmayış var. "Sizi çok seviyorum" deyip duruyor takipçilerine, bir gram samimi olsaydı, onca insana, gizlediği gerçekleri çoktan anlatırdı.
Evet, isabet de edemiyor ama isabet ettiği ve söylemesi gereken onlarca şeyi de söylemiyor. Bundan sonra da tekrar tekrar çuvallayacak. Çünkü afetlerin devamı gelecek. Arazideki iki ayaklı taşların büyük kısmı temizlenecek, iyi insanlar nefes alacaklar biraz. Öyle çok kısa sürede ve ha deyince düzelmeyecek ve yükselmeyecek bu ülke... Dünya genelinde de çok büyük hadiseler olacak. Memleket kibirli, alaycı, namussuz ibnelerden de büyük oranda temizlenecek. Çocukları ahlaklı şekilde büyütmek, imkansıza yakın olmayacak bu memlekette... Şer görünen hadiselerde ne kadar büyük rahmetler olduğunu, hayatta kalabilen herkes görecek.
Hep dediğim gibi, kimin ne bildiğinin, hangi uzmanlık dalında ne seviyeye geldiğinin hiç kıymeti yok, şayet namusu, ahlakı, düzgün bir karakteri yoksa...
Afet sonrasında neler olacağını da hiç anlatmamış. Benden sonra kaç kişi dedi, seçimlerin olmayacağına herkes kani oldu ama hala "Seçimler yapılmayacak, yapmaya çalışsalar da bocalayacaklar, sonuç alamayacaklar" da diyememiş. Halbuki ahlak olsa, şimdiye bin kere "Mfs" diye açıkça telaffuz ederdi ve "Sadece Türkiye'yi değil, dünyayı temizleyecek" diye eklerdi. "Bu büyük afetleri tekrar tekrar haber vermişti. Onlarca kere -tedbirler alın- demişti" derdi.
https://www.youtube.com/watch?v=mN-OSLKZk30
YouTube
İSTANBUL DEPREMİ NE ZAMAN? SEÇİMLER ERTELENİR Mİ? KAOS BİTECEK Mİ?
Kanala katılmak ve ayrıcalıklardan faydalanmak için:
https://www.youtube.com/canyaziyor/join
Abone Ol! - https://bit.ly/39DaP4Z
Instagram - https://www.instagram.com/canyaziyor/
#Burçlar #CanAydoğmuş #Astroloji
Hürriyet köşe yazılarım: https://www.…
https://www.youtube.com/canyaziyor/join
Abone Ol! - https://bit.ly/39DaP4Z
Instagram - https://www.instagram.com/canyaziyor/
#Burçlar #CanAydoğmuş #Astroloji
Hürriyet köşe yazılarım: https://www.…
Depremden sağ kurtulmuş ama ailesini kaybetmiş çocukları evlat edinmek isteyen "gerçek" müslümanlar bilmeliler ki kan bağı bulunmayan bir çocuğu ya da genci evlat edinmek ile o kişi aileye gerçekten dahil olmaz. Gerçek bir evlat gibi olmaz.
Evlatlık kişi kız ise, ergenliğe girdiği gibi ailenin babasına ve ailedeki ergen erkek evlatlara namahrem olur. Evlatlık kişi erkek ise, ergen olduğu gibi ailenin annesine ve gerçek ve ergen kız evlatlarına namahrem olur.
Yıllar önce de bu hususu en açık şekli ile anlatmış ve gündeme getirmiştim. Hatta bir keresinde Adıtürk'ün sözde evlatlık kızları ile evlenmesi ya da nikah dışı münasabet yaşaması kısmında da konu etmiştim. O vakit de herkes çok iyi seviyede anlamıştı.
Buna rağmen, malum gizli Ermeni, gizli Yahudi ya da bilmem ne bela tipler, yine çıkmışlar ekranlara, Sosyal mecralara ve internet sitelerine, Hıyanet işleri başkanlığnın tamamen isabetli ve İslam dinine uygun fetvası üzerinden, İslam'a ve müslümanlara saldırıyorlar.
Pis sapıklar, her pisliği kendileri yaşayan melunlar, bu konudan lafa girerek Hıyanet işlerinin fetvasını "sapıklık" olarak göstermek istiyorlar.
Buna rağmen, malum gizli Ermeni, gizli Yahudi ya da bilmem ne bela tipler, yine çıkmışlar ekranlara, Sosyal mecralara ve internet sitelerine, Hıyanet işleri başkanlığnın tamamen isabetli ve İslam dinine uygun fetvası üzerinden, İslam'a ve müslümanlara saldırıyorlar.
Pis sapıklar, her pisliği kendileri yaşayan melunlar, bu konudan lafa girerek Hıyanet işlerinin fetvasını "sapıklık" olarak göstermek istiyorlar.
Dünyanın her yeri sübyancılıktan, ibnelikten, sevicilikten, ensest denilen aile içi sapıklıktan yıkılıyor. Artık Türkiye'de neredeyse her gün öz babası ya da ağabeyi tarafından kirletilen kızlar haber oluyor. Hatta erkek çocuklarının tecavüze uğradığına dair haberler de çok sık olarak görülüyor.
İslam alimleri gibi, adli tıpçılar da her insanın içinde bir canavar uyuduğu hususunda hem fikirler. "Olur mu öyle şey, olur mu sapıklık" deyip mücadele veren insanların bile bir kısmının, bir süre sonra o lanet ettikleri sapıklıkları yaptığı bir zamanda yaşıyoruz.
Bu, en çok da batı ülkelerinde ve Asya ülkelerinde görülüyor. İddia edildiği gibi en çok görüldüğü ülkelerden biri Türkiye falan değil. Dünyada tacizde, tecavüzde, kadına karşı şiddette en önde gelen ülkelerden biri de Türkiye değil. Bu hususta da yıllar önce çok faydalı yayınlar yaptım ve bu yalanlar da çoktan büyük oranda çöktü. Böyle diye diye Türkiye'yi çökertmeye çalışanlar da çöktü. Lakin Türkiye'nin hali ehven bir hal, iyi bir hal değil.
İslam alimleri gibi, adli tıpçılar da her insanın içinde bir canavar uyuduğu hususunda hem fikirler. "Olur mu öyle şey, olur mu sapıklık" deyip mücadele veren insanların bile bir kısmının, bir süre sonra o lanet ettikleri sapıklıkları yaptığı bir zamanda yaşıyoruz.
Bu, en çok da batı ülkelerinde ve Asya ülkelerinde görülüyor. İddia edildiği gibi en çok görüldüğü ülkelerden biri Türkiye falan değil. Dünyada tacizde, tecavüzde, kadına karşı şiddette en önde gelen ülkelerden biri de Türkiye değil. Bu hususta da yıllar önce çok faydalı yayınlar yaptım ve bu yalanlar da çoktan büyük oranda çöktü. Böyle diye diye Türkiye'yi çökertmeye çalışanlar da çöktü. Lakin Türkiye'nin hali ehven bir hal, iyi bir hal değil.
Hiçbir şekilde kan/soy bağı bulunmayan bir çocuk böyle bir dünyada "evlatlık o, olur mu öyle şey" denilerek mi muhafaza edilecek? Öz evlatların bile muhafaza edilemediği bir dünyada, öyle mi?
Böylesine samimiyetsizce, cahilce, hukuk dışı bir uygulama İslam dininde yok. Hiçbir çocuk, hiçbir insanın nefsinin, keyfinin eline bırakılmaz. Her husus, kanunlarla düzenlenmek zorunda.
Böylesine samimiyetsizce, cahilce, hukuk dışı bir uygulama İslam dininde yok. Hiçbir çocuk, hiçbir insanın nefsinin, keyfinin eline bırakılmaz. Her husus, kanunlarla düzenlenmek zorunda.
Her hususta kaideleri olduğu gibi, bu hususta da İslam dininin kaideleri var. Emir ve yasakları var. "Evlatlık aldım, oldu bitti" diye bir kabullenişe asla meydan verilmiyor. Onun arkasından neler yaşanacağını zaten herkes biliyor.
Bu nedenle de bir kişi evlatlık olarak alınırsa, nelerin caiz/serbest, nelerin haram olduğu da en baştan belirlenmiş vaziyette... Herkes ona göre kararını verecek, sonra bu hususta suç işleyenler de cezalarını çekecek. İslam dininde başıboşluk yok. Belirsizlik yok. Yüzlerce, binlerce sene türlü denemelerden ve milyonla can yanmasından sonra bir hususta kaide belirlemek yok. Her şeyin kaidesi baştan belli...
Henüz çocuklarsa, ergen olmamışlarsa, kız ya da erkek oldukları fark etmez. Herhangi bir sorun yok. Lakin ergen oldularsa orada anne ya da baba için haramlık başlıyor.
Bir erkek/baba, evlat edindiği kız çocuğu ergen olunca saçını bile göremez. Elini bile tutamaz. Ona kendi elini bile öptüremez. Onunla aynı odada değil, aynı evin içinde, üçüncü bir kişi yokken ikamet edemez, gece ya da gündüz bir arada bulunamaz.
Bir kadın/anne, evlat endindiği erkek çocuk ergen olunca, onun yanında saçını ve kolunu bile açamaz. Ona elini bile öptüremez. Yanlarında üçüncü bir kişi yokken, aynı evde ya da aynı odada bulunamazlar. Gece ya da gündüz olması da fark etmez.
Çünkü gerçekte anne ve evlat değiller. Baba ve evlat da değiller. Aralarında kan bağı, soy bağı yok. Manevi evlatlık gerçek evlat olması demek değil ve aralarında evlenmeye de bir mani yok. Başka yerlerde, başka şartlarda yetişmiş olsalardı ve bir şekilde tanışıp evlenmek isteselerdi, aralarındaki yaş farkını sorun etmiyor olsalardı, evleneceklerdi... Kimse de bir sorun görmeyecekti. Bir arada yaşadılar diye, evlenmeleri mi haram oldu? Ne oluyor bir arada yaşayınca, ne değişiyor?
Bizim inançlarımızda, kabullenişlerimizde, hukukumuzda kişiler arasında evliliğe nelerin mani sayıldığı çok açık.
Bu nedenle de bir kişi evlatlık olarak alınırsa, nelerin caiz/serbest, nelerin haram olduğu da en baştan belirlenmiş vaziyette... Herkes ona göre kararını verecek, sonra bu hususta suç işleyenler de cezalarını çekecek. İslam dininde başıboşluk yok. Belirsizlik yok. Yüzlerce, binlerce sene türlü denemelerden ve milyonla can yanmasından sonra bir hususta kaide belirlemek yok. Her şeyin kaidesi baştan belli...
Henüz çocuklarsa, ergen olmamışlarsa, kız ya da erkek oldukları fark etmez. Herhangi bir sorun yok. Lakin ergen oldularsa orada anne ya da baba için haramlık başlıyor.
Bir erkek/baba, evlat edindiği kız çocuğu ergen olunca saçını bile göremez. Elini bile tutamaz. Ona kendi elini bile öptüremez. Onunla aynı odada değil, aynı evin içinde, üçüncü bir kişi yokken ikamet edemez, gece ya da gündüz bir arada bulunamaz.
Bir kadın/anne, evlat endindiği erkek çocuk ergen olunca, onun yanında saçını ve kolunu bile açamaz. Ona elini bile öptüremez. Yanlarında üçüncü bir kişi yokken, aynı evde ya da aynı odada bulunamazlar. Gece ya da gündüz olması da fark etmez.
Çünkü gerçekte anne ve evlat değiller. Baba ve evlat da değiller. Aralarında kan bağı, soy bağı yok. Manevi evlatlık gerçek evlat olması demek değil ve aralarında evlenmeye de bir mani yok. Başka yerlerde, başka şartlarda yetişmiş olsalardı ve bir şekilde tanışıp evlenmek isteselerdi, aralarındaki yaş farkını sorun etmiyor olsalardı, evleneceklerdi... Kimse de bir sorun görmeyecekti. Bir arada yaşadılar diye, evlenmeleri mi haram oldu? Ne oluyor bir arada yaşayınca, ne değişiyor?
Bizim inançlarımızda, kabullenişlerimizde, hukukumuzda kişiler arasında evliliğe nelerin mani sayıldığı çok açık.