Akademi Dergisi
2.12K subscribers
59.8K photos
25.1K videos
370 files
7.53K links
Çok önemli: Telegram bu kanalı yıllardır sansürlenemektedir. Paylaşımlarımızın Telegram uygulaması içinde yayılmasına izin vermemektedir. Kanaldaki takipçi ve görüntüleme sayıları da gerçek değildir. www.mfs.tv
Download Telegram
Akademi Dergisi
Facebook, Instagram, Youtube, Twitter ve benzeri bütün plaftormlar çok yakında çöp olacaklar. Sadece Türkiye'de değil, Türkiye ile brlikte bütün dünya dalgalanırken, insanlık Ankebut Ağına karşı ayağa kalkmışken, herkes bunların ve bunlara bağlı olan hükumetlerle…
YouTube'un üst yöneticisi Susan Wojcicki istifa etti.

Wojcicki: "Bugün, burada geçirdiğim yaklaşık 25 yılın ardından, YouTube'un başındaki görevimden ayrılmaya ve aileme, sağlığıma ve tutkuyla bağlı olduğum kişisel projelerime odaklanacağım yeni bir döneme başlamaya karar verdim."
Akademi Dergisi
Suni deprem felaketinin ardından eleştirilerin odağı olan Kızılay'ın başkanı gizli Yahudi ve mason Kerem Kınık'ın, vatandaşların gönderdiği bağışları ENSAR Vakfı'na aktarıldığının ortaya çıkmasının ardından kendini savunduğu sözler yeniden gündem oldu: "Vergi…
Deprem sürecinde Kızılay’ı ve Genel Başkan yahudi/mason, vatan haini ve karaparacı Kerem Kınık’ı eleştiren muhalif gazetelerin haberini beğenen 25 personelin tazminatsız olarak işten çıkarıldığı öğrenildi.
Akademi Dergisi
Photo
Haber metninden:

Lockheed Martin'den 5. geliştirilmiş F-16 Viper'ın teslimatı için Boeotia'da bulunan Yunan Havacılık Endüstrisi tesisine giden Miçotakis, Türkiye'nin, "uluslararası hukuk, Yunanistan'ın güçlenen silahlı kuvvetleri ve güçlü müttefikleri" sebebiyle geri adım atmak zorunda kalacağını söyledi. 

"Bir kez daha söyleyeyim. Bizim ülkemiz absürtle diyalog kurmaz" diyen Miçotakis, "Yunanistan hava sahasının hiç korunmadığı kadar iyi korunduğunu" ifade etti. 

Miçotakis, Yunanistan'ın, her tehdide, "hazır olarak" karşılık verdiğini belirtti
Akademi Dergisi
AKPKK'nin bölge halkına verdiği sözlerin arkası boş, zaten AKPKK'nin de iktidarda kalması imkansız kere imkansız. Bölge halkı AKPKK'nin yalan vaatleriyle hiç zaman kaybetmemeli, kanmamalı, aldanmamalı ve gerçekçi davranmalı.
Prof Dr. Ahmet Ercan:

"Moloz atıkları tarım alanlarına atılırsa bunlar bize kanser olarak döner. Türkiye'deki tarımsal ürünlerin %21'i deprem bölgesinden geliyor. Eğer böyle yapılırsa 10 yıl içinde çok fazla kanser vakasıyla karşı karşıya kalacağız."
Hatay’da 5.1 büyüklüğünde deprem meydana geldi.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Sözün bittiği yer...

Sosyal medyada paylaşılan bir videoda hasar görmüş bir binada, maliyeti düşürmek için insan hayatını hiçe sayarcasına neredeyse hiç çimento kullanılmadığı, demirin ise en incesinin seçilip çok seyrek atıldığı görüldü.
Şu bölgede yer altı uzaylı şehirleri var. Hasarlar alıyorlar, sürekli hareket halindeler. Patlamalar, arızalar, kısmi çökmeler yaşandığı için de araçları durmadan hareket ettiği için de yer altından sesler geliyor.

Bölgede yaşanan her sarsıntı tabii deprem de değil bir suni deprem saldırısı da değil.
Rus bilgisayar korsanlarının şuraya buraya saldırdığına dair haberlere hemen inanmayın. Yaşanan sorunların çoğu bilgisayar korsanları ile alakalı değil.

Şurada burada grevler olduğuna dair kandırmalara da kanmayın. Bazı yerlerde bir anda grevleri kendileri örgütlüyorlar. Çünkü uçakları uçamıyor, sistemleri çalışamıyor. Sefer iptal etmeseler artık iyice dikkat çekiyor. Grev görüntüsü oluşturarak gizlemeye çabalıyorlar.

Bu arada, çok sayıda büyük havayolu şirketi de an itibariyle çöktü, iflas etti. Gizlemeye, ayakta tutmanın bir yolunu bulmaya çabalıyorlar.

Her zaman dediğim gibi, boşuna uğraşıyorlar.

Türkiye'nin yarıdan fazlasını dümdüz etseler bile artık bir çıkış yolu bulamazlar. Onlarca devlette peş peşe devasa iflaslar olacak, hükumetler de peş peşe yıkılacak. Dünya dengeleri artık açıkça, somut şekilde İstanbul merkezli olacak.

İran'ı, Irak'ı, Suriye'yi, Kıbrıs'ı, Ege adalarımızı, Yunanistan denilen kadim topraklarımızı da kısa sürede alacağız. Bizi durduramayacaklar.

Türkiye'de ABD ve NATO üsleri de kalmayacak. Bir tane yabancı asker de tutamayacaklar. Sözde büyükelçiler, sözde konsoloslar da meydan yerlerde asılacaklar.
Mekke, Kudüs ve İstanbul...
Bu üç nokta ve aralarında kalan bütün hat, resetlenecek.
El Kaide diye bir terör örgütü aslında yok. El Kaide denilen terör teşkilatı aslında CIA demek, MOSSAD demek, MI6 demek, MİT demek...

O terör örgütünün asıl liderleri de İran'da, Türkiye'de veya bölge ülkelerinde değil... İsrail'de, ABD'de, İngiltere'de...

Aksi yöndeki açıklamaları yapanlar ve haberleri yayanlar da aynı gizli servislerle bağlantılılar.
Türkiye diz çökmedi ve çökmeyecek. İran denilen kadim topraklarımızı da oradaki 45 milyon Türkü de NATO'ya, ABD'ye, Rusya'ya, İsrail'e, Çin'e, İngiltere'ye bırakmayacak.

Herkes kararlarına, hamlelerine dikkat etsin. Şi değil, karşımda şamar oğlanına dönmüş olan sözde dünya liderlerinin hepsi eş zamanlı olarak İran'a gitseler bile, oraları Türkün elinden alamazlar.

İran, en çok da İsfehan, Deccal'ın sisteminden kurtarılacak.
Türkiye'ye suni afet saldırıları ile verilmek istenen her ne mesaj varsa elimin tersiyle itiyor, ayaklarımın altında eziyorum.

Benim ülkemde, derhal başı ezilmesi gereken en az 20 milyon insan şeytanı var. Yıkan yıksın, yıkabildiği kadar... Ben de bir yandan yıkmak için sebeplere uyuyorum.

Bir musibet, bin nasihattan evladır.
Osmanlı'nın son döneminde çok ilerlemiş olan dini ve cinsi sapıklık, İngiltere dayatması ile kurulan Cumhuriyet rejimi vesilesiyle daha hızla arttı ve günümüzde Türkiye'de elini sallasan insan şeytanına çarpıyor. Namussuza, ahlaksıza, Allahsıza, merhametsize, hırsıza, müfteriye, karaktersize, ibneye, ayyaşa, kumarbaza, zalime, rüşvetçiye çarpıyor. Sureten insan kalmış, içi çoktan çürümüş ve insanlıktan çıkmış iki ayaklı taşlara çarpıyor.

Hususiyle bebekler, çocuklar ve kadınlar, çok çok zor şartlarda yaşamak zorunda kalıyorlar.

Öyle rejimin uydurduğu gibi, o tiplerin topluma geri kazanılma ihtimali falan da yok. Ceza evlerinin de bir işe yaradığı yok ve milletin üzerine gereksiz ve çok büyük bir yük. Her şey mantıksız, hukuksuz bu memlekette... Büyük bir sıfırlama şart...

Kırılsın kırılacağı kadar. Haydi, bir bizden, beş on da sizden... Sakın oyundan kaçmayın, oynayacağız.
Bu memleketin en az yüzde kırkı Türk ve Müslüman kökenli değil.

Sağda solda, Müslüman Türk olduğunu söyleyerek, Türkçe konuşarak, sürekli İslami hususları da tartışarak, lafa gelince din, vatan, millet davasını kimseye bırakmayarak yaşayan... Lakin ne konuşuyorsa hep onun tersine, şeytanca işler yapan kişiler Türk ve Müslüman kökenli değiller.

Osmanlı'nın son devrinde bile nüfusun yarısı gayr-i müslimdi. Nereye gitti o kadar gâvur?

Bunların bir kısmı gerçek kökenini biliyor ve hiç umursamıyor. Din, dava, millet diye değerler tanımıyorlar. Bir kısmı gerçek kökenini bilmiyor ama bilseler de umurlarında olmaz. Paradan, makamdan, kadından başka bir şeye tapmıyorlar. Az bir kısmı da gerçek kimliğini hem biliyor, hem de kendi milletinden olanlarla sürekli paslaşarak her türlü pis işleri yapıyor. İçimizdeki İsrail ve içimizdeki Ermenistan dedikleri bunlar. Bunlar da iyice ifşa oldular, çözülüyorlar, dağılıyorlar ve kendilerini bile kurtaramayacak şartlardalar.

Gerçek Türklerin ise vaziyetten haberi yoktu, Akademi Dergisi sayesinde oldu, oluyor.

Son deprem bölgesinde bile belki bir avuç gerçek Türk ve Müslüman vefat etmiştir.

Haydi, kıtale devam. Bir bizden görünenler yıkılsın, beş on da sizin oralarda olanlar yıkılsın. Neticede tamamına yakını hep sizden gidiyor. Şer görünenler hep hayra dönüyor.
"NATO İran'a giremez demiyorum" ama daha önce dediğimi tekrarlıyorum: "Çıkamaz, geri dönemez."
Türkiye'de yeni suni afetler yaparak, sonra Türkiye'nin güvenliğinin tehlikeye düştüğü iddiasıyla NATO unsurlarını Türkiye'ye gönderme ve bu şekilde kademeli bir işgal gerçekleştirme planları da var.