Akademi Dergisi
2.15K subscribers
60.5K photos
25.6K videos
370 files
7.56K links
Çok önemli: Telegram bu kanalı yıllardır sansürlenemektedir. Paylaşımlarımızın Telegram uygulaması içinde yayılmasına izin vermemektedir. Kanaldaki takipçi ve görüntüleme sayıları da gerçek değildir. www.mfs.tv
Download Telegram
Bu, sadece İstanbul ya da çevresinde yaşanmıyor. Türkiye'nin her yerinde benzeri yer altı uzaylı tesisleri/şehirleri var. Hatta dünyanın her yerinde var. Hemen hemen hepsi, dünya insanlarını kaçırıyorlar.

Bu nedenle de Türkiye'de her yıl resmi rakamlarla bile en az on bin insan ortadan kayboluyor ve bir daha asla bulunamıyor. Gayr-i resmi ve gerçek rakam ise onun birkaç katı...

Dünya genelinde bir sene içinde toplam sayı ise çok çok büyük...

O Güney Amerika'da sık sık görülen Çupakabralar bile biyonik robotlar ve dünya insanlarının ya da hayvanlarının kanını çekerek, yer altı uzaylı şehirlerine götürmek maksadıyla kullanılıyorlar. Yani uzaylılar, dünya insanlığını kanına kadar sömürüyorlar.
Kendileri yaparak ya da kendileri yapmayarak bir şekilde büyük İstanbul depremi yaşanırsa ve kendilerine ait yer altı tesisleri ayakta kalırsa, o hengamede İstanbul'dan çok yüksek sayıda kişiyi yer altına kaçıracaklar.
İstanbul Adalar ilçesi denilen o küçük adalar da tabii adalar değiller. Onlar da suni adalar ve onların da altında yer altı uzaylı tesisleri var. Oraların halleri de iyi değil. Büyük İstanbul depremi olursa, o adaların tamamen suyun içine gömülme ihtimali var ve düşük bir ihtimal değil.

Türkiye'nin pek çok baronu adalar ilçesinde ve boğaz içinde... Çünkü bu iki yer de suni yollarla yapıldı, kolayca yer altı tesislerine geçilebilen noktaları var ve o baronlar da aslında biyonik robotlar.
İstanbul boğazında, pek çok yalının içinde, yer altı tesislerine rahatça giriş çıkış yapmayı sağlayan noktalar var. Oralardan giriyorlar, çıkıyorlar. Lakin kendi suretleri ile değil... Dünya insanlarının suretinde imal edilmiş biyonik robotlarla bunu yapıyorlar. Aynı şekilde, adalarda da giriş çıkış noktaları var, çok var.
Böyle bir şehrin idaresini, elbette ki gerçek dünya insanlarına bırakmazlar, bırakmadılar, bırakmıyorlar.

Öyle ise İstanbul valisi Yerlikaya ve İBB başkanı İmamyan karakterleri gerçek dünya insanları mı yoksa çoktan biyonik robotlarla yerlerine geçilmiş kişiler mi, bunların derhal tetkiki gerekiyor. Bu, devasa bir milli güvenlik meselesi... Sadece onlar değil, İstanbulun idaresi ile alakalı toplamda yüzlerce kişinin derhal ciddi tıbbi incelemelerden geçirilmesi gerekiyor. Beklenen büyük İstanbul depremi yaşanmadan önce bunun kesinlikle yapılması gerekiyor.

Çünkü o afet yaşanınca, idaremizin biyonik robotlar üzerinden yer altındaki Deccaliyet sisteminde olmaması gerekiyor.
Boğazdaki o yalılar da adalardaki o yalılar hatta yetimhane binaları bile hep ayin merkezleri...

Adıtürk bile adadaki Rum yetimhanesine sık sık gider, bebeklerin ve çocukların feci şekilde tecavüze uğradığı, ağızlarının şiddetle yırtıldığı, sonra parça parça edildikleri satanist/mason ayinlerine katılırdı.

Kanada'da sözde kiliselerin, aslında satanist mabedlerinin etrafında yapılan kazılarda nasıl ki on binlerce çocuk kalıntısı bulunuyor, İstanbul adalarını da bir kazıp araştırsınlar, bakalım neler bulunacak.
Akademi Dergisi
Kumburgaz fayı diye bir fay hattı yok.
Şu, yaklaşık bir çizim. Pendik dahi sağlam değil. Büyük İstanbul depremi yaşanırsa Pendik'in sahil şeridi de çok büyük ihtimalle denizin içine çökecek.

Ayrıca bütün bu işaretli alanın altında gaz tehlikesi var. Yıllardır bu gaz tehlikesine açıkça temas ederek dikkat çekiyorum. O gazın patlaması ve İstanbul'u mahvetmesi için deprem yaşanması bile gerekmiyor.
Anlatılacak çok şeyler var ama öyle birden anlatınca, insanlara ağır geliyor. Yeni takipçiler zaten senelerdir neler yazdığımı, anlattığımı da bilmiyor ve onlara daha da ağır geliyor.

Şimdilik bu kadar yazmış olayım. Yeni takipçiler yıllardır yazdığım yüzlerce farklı yayına baksınlar.

Ve herkes dabbetül arz zamanında olduğumuzu bilsin, ona hazırlıklı olsun.
The Economist

13 Temmuz 2017
On kanalın canlı yayınında çok sayıda ünlü var, dolandırıcı var, hırsız var, kara paracı var, hain var ama Türk milleti yok.

Bu millet artık kanmıyor...

Orada sözde bağış yapanlar da hep sistemin adamları... Önceden kendilerine verilen talimatlar çerçevesinde hareket ediyorlar.

Çoğu, afet bölgesinde başlatmayı planladıkları projelerde yerlerini almak için, şimdiden kendilerinden istenen haraçları ödüyorlar. Bir yandan da milleti kandırıp bir havaya sokarak bağışlar gelmesini sağlamak istediler. Lakin olmadı, olmuyor, olacak gibi de durmuyor. Bundan sonra hepsinin peş peşe çöktüğünü, battığını, ifşa olup tutuklandığını göreceğiz.

Afet bölgesinde de hiçbir projeyi yapamayacaklar. Vurgunlar vuramayacaklar. Oradan ülke içindeki hainlere de onların çalıştığı ülkelere de para akmayacak. Kara para ise hiç akmayacak.
Akademi Dergisi
Suriye sınırında kuş uçurulmayacak. İktiza eden her şartta silah kullanmaktan çekinilmeyecek. Bu pis işlerin içinde olan yerli ve yabancı sözde yardım kuruluşlarının ve TSK'nin mensuplarına, araçlarına karşı da tetik çekmekten kimse çekinmeyecek. İnsan,…
AKPKK'nin Suriyeli harp kaçkınlarını kullanarak yağmaya yapmasına karşı önlemler alınıyor

İskenderun'da hırsızlık ve yağma olaylarına karşı denetimler sürüyor

Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Hatay'ın İskenderun ilçesinde güvenlik güçleri, hırsızlık ve yağma olaylarını önlemek amacıyla aralıksız denetim yapıyor.
On kanalın hiçbiri gerçekte Türk kanalı değil. O kanallarda güya yardım toplayan kişilerin hiçbiri gerçek Türk değil.

Bu yolla toplanan paraların neredeyse hiçbir kısmı afet bölgesinde yardım maksatlı kullanılmayacak. Bu para da sisteme, Ankebut Ağına, mason tarikatına, aracılık yapan ünlü kişilere gidecek. AKPKK'yi, hain Ankara hükumetini ayakta tutmaya gidecek. İsrail'e gidecek. İngiltere'ye gidecek. ABD'ye gidecek. Rusya'ya gidecek.

Türlü türlü Türk düşmanlarına gidecek.
Güya bağış yapanların bir kısmı, arka kapıdan o paralarını da alacak.