Akademi Dergisi
2.13K subscribers
59.6K photos
24.9K videos
370 files
7.51K links
Çok önemli: Telegram bu kanalı yıllardır sansürlenemektedir. Paylaşımlarımızın Telegram uygulaması içinde yayılmasına izin vermemektedir. Kanaldaki takipçi ve görüntüleme sayıları da gerçek değildir. www.mfs.tv
Download Telegram
Bir ceplerinden alıp diğer ceplerine koyuyorlar. Parayı dolaştırıp geri getiriyorlar, bir yandan da iyilik meleği rolünü oynuyorlar.

Baykar'ın da AFAD'ın da idaresi aynı merkezde... Baykar da bir nitelikli dolandırıcılık ve kara para şirketi... Baykar'ın ipleri de İsrail'in ve İngiltere'nin elinde.
Resmi yetkilileri dinlemeyin. Afet bölgesine gönüllü akışını durdurmayın. Gönüllülerle elden yardım ulaştırma sistemini terk etmeyin. Vatan haini ve Türk düşmanı resmi yetkililere ve onların meydan verdiği gayr-i resmi dolandırıcılara, kaçakçılara, başta da Haluk Levent ve benzerlerine asla itibar etmeyin. Ordumuzun ve emniyet teşkilatımızın en üst kademelerine gizli Ermeni ve gizli Yahudilerin doldurulduğu gerçeğini bir saniye bile aklınızdan çıkartmayın.

Soğukla, açlıkla, susuzlukla, hastalıkla savaş başladı bile... O bölgede tutunacağız, yeniden orayı ayağa kaldıracağız, kimsenin bölmesine, almasına ya da yabancı unsurları yerleştirmesine asla izin vermeyeceğiz.

Şu anda öncelikli olarak oradan insan, organ, ziynet eşyası kaçırılmasına izin vermeyip bir de yaraları hızla sarmaya, yardımları elden ulaştırmaya devam edeceğiz.
Hiç kimse engelleyemeyecek, patlak verecek her şey, meydana çıkacak vahşi gerçekler ve meydanlarda kurulacak idam sehpaları...

On milyonlarca öfke dolu insan kalkacak ayağa ve büyük karışacak bu ülke...

AFAD da ahbap çavuş ilişkisinin tam içinde...

MHP eski İstanbul İl Başkanı Birol Gür:

"Lütfen yardımlarınızı AFAD üzerinden yapınız. AHBAP çavuş ilişkileriyle UĞUR’suz ellere yapılan yardımların ne kadarı depremzedelere ulaşıyor endişelerimiz var."
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Sattılar memleketi, göstere göstere sattılar...

20 yıldır danışıklı dövüşe dövüşe, hepsi birden sattılar.

Lakin patlak verdi artık bütün oyunları, danışıklı dövüşleri, satışları, ihanetleri...

Kim durduracak şimdi bu koca milleti? Etrafımıza doldurulmak istenen düşman gemileri mi?

Onlar mı alabilecekler hain Ankara hükumetini ve onunla hep danışıklı dövüşmüş sözde muhalifleri bu milletin elinden?
Maraş merkezli afet bölgesinde yeni depremler de yapmak istiyorlar. Bölgeyi Büyük İsrail projesi kapsamında iyice ve hızla hazırlamak istiyorlar. Yıkacaklar, kendi istedikleri ayarda yeniden kuracaklar.

Yeni takipçiler, geçmişte yaptığım proje yayınlarına baksınlar. Belde-i Tayyibe'ye, Fırat ve Dicle nehirlerine dair paylaştığım proje yazılarına, on yıldan fazla süredir paylaştığım melhame-i kübra yazılarına baksınlar. Her şeyi daha iyi anlayacaklar.
Bölgedeki hafif hasarlı binalarda bile kimse ikamet etmesin. Hasarlı olmasa da zayıf görülen/bulunan binalarda da kimse ikamet etmesin. Tedbirde gevşeklik gösterilmesin.
Şu da göz ardı edilmesin... Devletler arası bir organizasyonla sinsi sinsi planlarını yapıyorlar, sonra buralarda projeler ilan ediyorlar ve gerçek maksatlarını gizliyorlar. Başımıza geçirdikleri iktidarından muhalefetine kadar bütün hainleri de danışıklı dövüştüre dövüştüre yollarına bakıyorlar.

Dünyaya rest çeke çeke önünü kestiğim, Arap diyarlarındaki insanlık düşmanlarının ümüklerini sıka sıka yapılmasına mani olduğum o Kanal İstanbul projesi de art niyetliydi. İstanbul'u üçe bölmek içindi...

Çıldırdılar, öfke doldular ama vazgeçtiler mi bu plandan? Hayır...
Biz müslümanların takviminde gün, gece yarısı başlamaz/dönmez. saat 24:00'de gün değişmez. Gün, akşam ezanı okunduğu gibi başlar/değişir. Buna göre, Cuma gecesi demek, kullanmakta olduğumuz takvim sistemine göre, Perşembe gününün akşam ezanı ile başlar. Perşembeyi/Cumaya bağlayan gece Cuma gecesi olur.
Ordumuzun üst kademesini işgal etmiş olan gizli Ermeni ve Yahudi subaylar, Türkiye'de yapılmak istenen yeni suni afet saldırıları için gönüllüler... İsrail, ABD ve İngiltere ile tam koordinasyon halindeler. Aralarında büyük bir mason birader dayanışması da var. Bu vahşice ve haince planlar çerçevesinde ordumuzun teknik imkanlarını da düşmanlarımızın menfaatine olacak şekilde kullandırıyorlar.
Karun'un hazinelerinin de peşindeler. Fırat'ın ve çevresinin altında her ne zenginlik varsa, hepsinin peşindeler... "Çok ileri teknoloji ile korunuyor. Onları sadece hz. Mehdi çıkartabilir. Siz çıkartamazsınız. Dünyadaki mevcut uzaylı teknolojisi de yetmez" demiştim yayınlarda, yine sözüme itibar etmiyorlar. Yine dediğime çıkacaklar, sonucu değiştiremeyecekler.
Sistemi tam yerine kurmuşlar, kaçıracak hasta arıyorlar...

Haluk Levent:

"İskenderun yeni Devlet Hastanesi karşısındaki Teknik Lise bahçesine Sahra Hastanesi kuruldu. Hindistan ekibi kurdu bizden tercümanlar da var. Her türlü donanım mevcut. Hasta bekliyorlar. Halkın oradaki hastaneden haberleri yok gibi. Herkese açık şu anda"
Suriyeli sözde mülteciler, Adana'da kız yurdunu basıp taciz etmişler. Korkan kız öğrencilerden kaçanlar olmuş. Kesin bilgi...
Şu gizli Ermeni ve MİT piyonu vatan haininin akıbetini de hayatta kalanlarımız hep görecek...

Yeni Nakit yazarı Ali Karahasanoğlu:

"Belki de Suriyeli göçmenlere karşı olanlara yeterince cevap veremediğimiz için Allah'ın afeti hepimizi vurdu"
- Abi ben normalde İstanbul’da yaşıyorum bekarım.
Rize’ye izine gelmiştim şu an İstanbul’a dönecektim sizin uyarınızdan sonra tekrar İstanbul’a döneyim mi. belki bir faydam olur diye dönsem doğru olur mu.

Sultanbeyli’de yaşıyorum.
Üç katlı binada yaşıyorum depremde pek etkilenme riski pek yok diye düşünüyorum.

= Burada devletin, milletin faydasına olacak çok mühim bir işin yoksa, İstanbul'a dönme. Bahsettiğim deprem olursa, İstanbul dümdüz olacak.

Hemen bu gece olma ihtimali bile çok yüksek.

Bundan sonrasında Türkiye de yıkılacak, düşmanlarımız da yıkılacak. Sonunda yine biz kazanacağız ve yeni bir dünya düzeni kurulacak.
Media is too big
VIEW IN TELEGRAM
"Haydut" dedikleri, "darbeci general" dedikleri Türkiye'deki o kişi... Türkiye'ye dair vahşi planlarını bozduğu için batılıların şiddetli düşman oldukları o kişi... Türkiye'yi, onlarca ülkenin suni deprem saldırılarından sonra işgal etmesine izin vermeyen o kişi...

Kim o kişi, biliyor musunuz?
Şunları soruşturan bir adalet mekanizması, bir kolluk teşkilatı var mı bu ülkede?

Ordumuzun bölgeye "gerçekten" gönderilmemesi, bu çocukların çalınması, kaçırılması için mi?
Anlattığım onca projelerin yapılmasına maniler çıkartılmasaydı... Şu anda Türkiye'deki bir tek fabrika bile, günde en az 15 bin ev üretiyor olacaktı. Bölgedeki insanların sorunları çok büyük bir hızla, kalıcı şekilde çözülüyor olacaktı.

Öyle basit, prefabrik evler de olmayacaktı. Şu yaşananın iki katı şiddetindeki bir depremde bile yıkılmayacaktı o evler. Toprak, depremin şiddetiyle su gibi dalgalanıp da bu evleri savurup üzerinden atsa bile, bu evler parçalanmayacaktı, kimsenin üzerine çökmeyecekti, yıkılmayacaktı. Üstelik bu kadar sağlıklı, emniyetli, uzun ömürlü, kullanışlı olan bu evler, betonarme evlerden çok çok ucuza mal olacaktı.