Akademi Dergisi
2.13K subscribers
59.7K photos
24.9K videos
370 files
7.52K links
Çok önemli: Telegram bu kanalı yıllardır sansürlenemektedir. Paylaşımlarımızın Telegram uygulaması içinde yayılmasına izin vermemektedir. Kanaldaki takipçi ve görüntüleme sayıları da gerçek değildir. www.mfs.tv
Download Telegram
Yunanistan'ı basit bir maşa olarak kullanacaklar, sonuna kadar kullanacaklar ve atacaklar.
ABD de AB de Yunanistan'ı umursamıyor ve kullanıyor.
Farklı planlar var...
Bir plana göre, Yunanistan'ın Türkiye sınırına yakın bir kısmında, Maraş merkezli suni deprem benzeri, çok şiddetli bir suni deprem yapacaklar.

Bunu, daha fazla dikkat çekmemek, milletimizin tepkilerini engellemek için böyle yapacaklar. Asıl hedef İstanbul olduğu halde bunu böyle yapacaklar. Aralarında karar ayrılıkları da var ve İstanbul'u şimdi yıkmak istemeyenleri de var.

İstanbul'u şimdi yıksalar, herkes "Bu kadar da olmaz" diyecek. Yunanistan'ı da zaten yok etmek isteyen taraflar var, bu hususta da karar ayrılıkları var ve böyle bir plan da çalıştılar.

Yunanların başındaki sözde hükumet de bu planların, kararların, tartışmaların tamamını biliyor. Eğer yaparlarsa, daha doğrusu yapabilirlerse, yapmaya güç bulabilirlerse "Yunanistan'da öyle bir deprem oldu ki yine tarihe geçen bir şiddeti ve yıkıcılığı oldu. Yunan depremi, İstanbul'u da büyük oranda yıktı" diyecekler.
Maraş merkezli üçüncü bir suni deprem de yapacaklardı. O da şiddetli olacaktı ve şiddeti 7'nin altında olmayacaktı. Yine aralarındaki karar ayrılıkları sebebiyle yapmadılar. Herkesin iyice farkına varacağını değerlendirdiler.
Şimdi daha sarsıcı olanı yazayım...

Bir taraftan suni depremler yapıyorlar ama teknolojileri bununla sınırlı değil. Düşmanlıkları, hırsları da bu kadarla sınırlı değil. Daha fazlasını yapabiliyorlar. Suni deprem sonrasında şiddetli bir dev dalga (tsunami) oluşmayacaksa bile, bir de o kısımda suni müdahaleler yapabiliyorlar. Şiddetli dev dalgaları hedef şehirlere gönderebiliyorlar. Yunanistan ana karasında ya da Ege denizindeki uygun bir noktada şiddetli bir suni deprem yaptıktan sonra, dev dalga da yapmak istiyorlar. Bu sırada depremlerle ve dev dalgalarla hem Ege bölgemizi hem de Yunanistan'ı iyice yıkmak, dümdüz etmek istiyorlar. İşgal teşebbüsü de tam olarak bundan sonra sergilenecek.
Sizi daha da sarsayım...

Dünyada denizler ve okyanuslar yüzeyden donarlar. Dipten donmazlar. Buz tabakaları hep yüzeyde oluşur. Bir şekilde denizler ve okyanuslar dipten donsaydı, insanlar ne olduğunu bile anlayamadan, koca ülkeler sular altında kalırdı. Kısa sürede milyonlarca insan ölürdü.
Çünkü, dipten donan su, buz haline gelince kütlesi/hacmi artar ve üstündeki donmamış deniz suyunu hızla yükseltir de karalara taşmasını sağlar.
Allah dünyada her şeyi en mükemmel dengede yarattığı gibi, bu kısmı da en mükemmel dengelerle yarattı.

Lakin, suni müdahalelerle bu dengenin bozulmasının önünü kapatmadı. Çünkü burası imtihan dünyası... Çünkü burada iyilerle kötülerin mücadelesi olacak. Bu nedenle burada iyiliği de kötülüğü de izin veriyor ama iyiliği ödüllendiriyor, kötülüğü ise cezalandırıyor.
Yeryüzündeki devletlerin hükumetlerini elinde oynatan ve yer altındaki devasa şehirlerde yaşayan uzaylı türlerden bazıları, şu zamanlarda, bu konuda dehşetli planlara sahipler.
Ege denizinin dibinde, çok ileri teknolojili araçlar kullanarak, deniz dibindeki suyu büyük bir hızla dondurmayı ve yüzeydeki su seviyesini büyük bir hızla yükseltmeyi planladılar. Bu şekilde hem Ege bölgemizi hem de Yunanistan'ı sular altında bırakmak istiyorlar. Bunu yaptıklarında çok büyük ihtimalle Marmara denizi de kabaracak ve Marmara bölgesi de dev dalgaların altında kalacaktır.

Bu tekniği kullandıklarında, deprem yapmaları da gerekmiyor. Deprem yapmadan da dev dalgalar yapabiliyorlar.

Daha önce bahsetmiştim ki denizlerdeki suları kontrol etmelerine, kabartmalarına, dev dalgalar oluşturmalarına yarayan teknoloji onların elinde binlerce senedir var ve o araçların adına yeryüzünde Poseidon diyorlar. Mitoloji denilen o konuların hepsinin kısmen gerçeklik payı var. Binlerce sene önce dünyada o teknolojileri kullandılar, insanlar gördüler yaşadılar ama insanları ayrıca kandırıp "Tanrılar bunları yapıyor" dediler. Şu tanrısı, bu tanrısı dediler, tevhid inancını bu şekilde de bozdular. Oysa su tanrısı, gök tanrısı, falan filan tanrısı dediklerinin hepsi, ileri teknolojili cihazlar, araçlardı.

Bu hususları daha önce yazmıştım
Gerçek Tayyip Erdoğan ve gerçek Emine Erdoğan, ölmemişlerse bile yeraltı şehirlerinden birinde uyutuluyorlardır. Şu anda bunların suretlerinde imal edilmiş olan biyonik robotlar sahada... Bizden darbe aldıkça iç dış değiştirmeye çalışıyorlar.

O iki karakter, o iki biyonik robot, şu yukarıda anlattığım planların hepsini de biliyorlar, daha fazlasını da biliyorlar. Buna göre sahayı yönlendiriyorlar.
O iki biyonik robotun içinde görevli olan uzaylı insanlarla, İngiltere ve İsrail'in idaresini elinde tutan biyonik robotların içindeki uzaylılar, arka plandan anlaştılar. Uzaylı insan türleri arasındaki anlaşmalar gereği, yeryüzünün siyasi, mali, askeri, dini bütün dengeleri ayarlanmak isteniyor.
Bunlar anlaşırken Tayyip ve Emine rolündeki uzaylılar "Bizim Türkiye'de gücümüzün kaybolmasına izin vermeyin. İktidarı kaybetmemize izin vermeyin. İstanbul'u/Mfs'yi durdurun. Sizin Türkiye'de yapmak istediğiniz her şeye yardımcı olalım" dediler. Zaten hala ayakta durması imkansız olan borsa da bu anlaşmalar gereği ayakta tutuluyor. Döviz kuru da bu anlaşmalar gereği sabitlendi. Şu anda İstanbul, bu hükumeti onlarca kere yıkmış, geçmişti ama Ankara hükumetini ayakta tutmak için adeta dünyada yerin altı ve üstü seferber edildi.
Bu anlaşmanın icabı olarak şu anda Türkiye devletinin bütün gücünü, İngiltere'nin ve İsrail'in menfaatine olacak şekilde sınırlandırıyorlar, kilitliyorlar, işlemez hale getiriyorlar. Çünkü anlaşma yaptıkları uzaylı taraf, büyük İsrail projesini de yürüten taraf... Vatikan'la da iyi anlaşan taraf... Buraların Yahudi ve Hristiyan memleketi olmasını istiyorlar. Daha doğrusu, o görüntüde olmasını ama aslında satanist bir milletin oluşmasını istiyorlar. Batılıların getirildiği felaket hale getirmek istiyorlar. Yoksa yahudilere, hristiyanlara da kıymet verdikleri yok. Zaten batıda da doğu da gerçekten hristiyanlar ya da yahudiler yok. Onların istediği ayarda sözde hristiyanlar sözde yahudiler var.

Dünya üzerindeki bu Deccaliyet sistemine gerçekten karşı duran, direnenler sadece gerçek müslümanlar... Onların şu andaki merkezi de İstanbul... Bu merkezi de bu teşkilatı da artık tamamen yok etmek istiyorlar.
Ayrıca, dünyada yeraltı şehirlerinde gizlice ve binlerce yıldır yaşamakta olan... Zülkarneyn devrinden beri yaşamakta olan uzaylı türlerin tamamına yakını, İstanbul merkezli bu mücadelenin bir şekilde ezilmesi, durdurulması kanaatine sahipler. Bu nedenle de saha saldırgan taraflar için oldukça müsait şartlarda...

Yani uzaylı dengeleri arasında da bu saldırı rahat şartlarda yapılabiliyor. Bu nedenle o gölgesinden korkan Tayyip karakteri, çıkıp oraya buraya rest çekebiliyor. Biz dünya insanlarının, hususiyle Türkiye milletinin aciz zavallılar olduklarını düşünüyorlar. İşte burada çok yanıldılar ve bu işte de İstanbul onların planlarının çoğunu bozdu, bozmaya da devam ediyor, edecek.
Suni depremler ve sonrasındaki kasıtlarıyla ölmelerine sebep oldukları herkesi, İblis'e kurban ettikleri kişiler olarak görüyorlar.
Onun bunun çocuğu...

Yağmacıları değil de yağmacılığa karşı mücadele etmeye çalışan, yağmacılığa karşı devletin gücünü sahada görmek isteyen vatandaşlarımızı tehdit ediyor. Hem de bizim devlet gücümüzü bize karşı kullanarak bunu yapıyor...

Bozuk plak Fuat Oktay: "Sosyal medya üzerinden yok yağmalanma yapılıyor yok bilmem ne olayı çığrından çıkarıp başka boyutlarda olayları tetiklemeye çalışanlara gereğini yaparız. Yapacağız da. Yapmama şansımız yok." dedi.

Yağmalama hadiselerini gösteren yüzlerce videoyu on milyonlarca vatandaşımız izlemişken, çıkıp resmi yetkili olarak "Yağmalama haberleri doğru değildir." diyebildi. Sözün bittiği yer çoktan geçildi. Hiçbir devlet görevlisi, bunların emirlerine itaat etmeyecek. Eden, kendini yakar.

O biyonik robotun içinde çok uzaylı öldü... Şu anda içinde olan da ölecek.
Bebeklerin ve çocukların kaçırıldığına dair yaptığım yayınlardan sonra, tamamen Ermeni/Çingene insan şeytanlarının kontrolünde olan sözde Aile Bakanlığı, bebeklerin ve çocukların sorumluluğunun bakanlığa ait olduğunu açıklamıştı.

Bu açıklamanın üzerinden 24 saat bile geçmeden e-devlet sistemi üzerinden deprem bölgesindeki bebek ve çocukların sözde evlat edindirilmesi için başvuru bölümü açıldı.

İstedikleri kaçırma düzenini sahada tesis edemediler ve bu defa devlet kurumlarını bu kaçakçılık işinde daha yoğun kullanmayı tercih ettiler. Bu başvuru bölümünü göstermelik açtılar. Bulunan bebekler ve çocuklar sistem içerisinde satılmaya başlandı. Bu bebek ve çocuklar özellikle cumhurbaşkanlığı forslu her türlü araçlarla olay mahalinden götürülüyorlar.

İsrail, İngiltere ve ABD yine bu insanlık dışı işte başı çekiyor. Güya yardım gönderen onlarca hükumet de bu işin içinde...

O bebekler ve çocuklar, dünya genelinde, satanist ayinleri yapan pisliklere, sübyancı ve işkencesi sapıklara, zorla fuhuş yaptıran mafyalara/gizli servislere, organ işi yapan gizli servislere ve mafyalarına satılıyor.