- O ülkelerin Türkiye'deki sözde diplomatik temsilciliklerini kapatmalarının asıl sebebi, terör saldırısı ihtimali de değil. Türkiye'deki bütün terör örgütlerini kullananlar ve kontrol edenler bunlar... Bu sözde çağdaş, demokratik ülkeler ve onların Türkiye'deki sözde diplomatik temsilcileri... Bunu, göstere göstere, çekinmeden onlarca yıldır yapanları var ve herkes biliyor.
Sorun şu, artık Türkiye'de düzen değişti ve burada istedikleri gibi hareket edemiyorlar. Artık bu Türkiye'nin eski Türkiye olmadığını en iyi onlar biliyorlar.
Türkiye'nin ABD, İsrail, İngiltere, Rusya ya da Çin'in sömürge ülkesi gibi olmadığını, olmayacağını, İstanbul merkezli hürriyet mücadelesinin Türkiye'yi kuşattığını, onlar en iyi bilenler... Çünkü onlar, bu güne kadar Türkiye'yi ilan edilmemiş bir sömürge ülke gibi tepe tepe kullananlar... Onlar, Türkiye'de her türlü ihaneti, kara para işlerini, Türk ve İslam düşmanlığını, misyonerliği, vurgunu, soygunu, peşkeşi yapanlar, yaptıranlar... Her türlü terör örgütüyle paslaşanlar ve yönetenler...
Oyun bitti ve bundan sonra da tamamen kapatsınlar o şer merkezlerini ve bir daha açmasınlar... Aksi halde başlarına her an her şey gelebilir. Bu ülkede artık bir bomba değil, serseri bir kurşun patlasa, o bile bu sözde elçiliklerden bilinecek.
Benim sözüm söz... Bu ülke gerçek hürriyetine kavuşamadıkça, hain Ankara hükumeti başta tutuldukça, hukuk sistemi milletin karşısında bir silah gibi kullanıldıkça, ABD ve NATO üsleri buralarda durdukça, İran'da karşımızda duruldukça, Suriye'de örtülü işgal devam ettikçe, Türkiye'de 15 milyona varan sözde mülteciler durdukça, Türkiye kara paralarla ayakta tutulmaya çalışıldıkça, o bilinen kararlarıma karşı duruldukça, ben öncelikli sorumlular ve muhataplar olarak o ülkelerin Türkiye'deki sözde diplomatik temsilcilerini göreceğim. Ne diplomatik pasaport, mekan ve araç tanırım ne bunların ülkelerini, hükumetlerini, ordularını tanırım... Türkiye'ye ihanet eden, pis işleri yapanı meydan yerde taratırıp ya da astırırım.
Olması gereken de bu... Gerçek diplomatik temsilcilikler için herhangi bir risk yok. Temiz işler yaparlar, kimse de onlardan rahatsız olmaz. Uyuşturucu, insan ve organ kaçakçılığı, terör, peşkeş, LGBT, hükumeti yönlendirme ve daha türlü pis işleri yaparlarsa, ona göre karşılık almaları da gayeti tabii... Aklın, vicdanın, hukukun, milli güvenliğin gereği... Yok yani ortada bir hukuksuzluk ve sıkıntı...
ABD gemisinin boğaza demirlemesi, güvertesine ABD'nin sözde büyük elçisinin çıkarak boy göstermesi, işte Türkiye içindeki bu sıkışmışlık halinden ABD'yi ve diğer kara paracı ve sömürgeci ülkeleri çıkartmaya dönük bir hamle... Asıl mesaja onlara vermek istediler. "Biz ABD olarak hala buradayız, güçlüyüz, hakimiz. Siz de geri çekilmeyin, korkmayın" demek istediler. Onda da rezil oldular. Şu anda o gemide aşırı büyük ABD bayrağı olmasını geçtim, bir ABD bayrağı bile asılı değil. Her an başına her şey gelebilir ve bunun farkında olarak içinde titremekteler.
Bu, vatan ve millet, din ve namus mücadelesidir beyler! Canını ve malını ortaya koyamayan, riske atamayan, hamle yapmaya da mesaj vermeye de kalkmayacak.
Şimdi bütün dünyaya göstereceğiz, Türkiye'de hala ABD'nin ve NATO'cuların boruları ötüyor mu, ötmüyor mu...
Sorun şu, artık Türkiye'de düzen değişti ve burada istedikleri gibi hareket edemiyorlar. Artık bu Türkiye'nin eski Türkiye olmadığını en iyi onlar biliyorlar.
Türkiye'nin ABD, İsrail, İngiltere, Rusya ya da Çin'in sömürge ülkesi gibi olmadığını, olmayacağını, İstanbul merkezli hürriyet mücadelesinin Türkiye'yi kuşattığını, onlar en iyi bilenler... Çünkü onlar, bu güne kadar Türkiye'yi ilan edilmemiş bir sömürge ülke gibi tepe tepe kullananlar... Onlar, Türkiye'de her türlü ihaneti, kara para işlerini, Türk ve İslam düşmanlığını, misyonerliği, vurgunu, soygunu, peşkeşi yapanlar, yaptıranlar... Her türlü terör örgütüyle paslaşanlar ve yönetenler...
Oyun bitti ve bundan sonra da tamamen kapatsınlar o şer merkezlerini ve bir daha açmasınlar... Aksi halde başlarına her an her şey gelebilir. Bu ülkede artık bir bomba değil, serseri bir kurşun patlasa, o bile bu sözde elçiliklerden bilinecek.
Benim sözüm söz... Bu ülke gerçek hürriyetine kavuşamadıkça, hain Ankara hükumeti başta tutuldukça, hukuk sistemi milletin karşısında bir silah gibi kullanıldıkça, ABD ve NATO üsleri buralarda durdukça, İran'da karşımızda duruldukça, Suriye'de örtülü işgal devam ettikçe, Türkiye'de 15 milyona varan sözde mülteciler durdukça, Türkiye kara paralarla ayakta tutulmaya çalışıldıkça, o bilinen kararlarıma karşı duruldukça, ben öncelikli sorumlular ve muhataplar olarak o ülkelerin Türkiye'deki sözde diplomatik temsilcilerini göreceğim. Ne diplomatik pasaport, mekan ve araç tanırım ne bunların ülkelerini, hükumetlerini, ordularını tanırım... Türkiye'ye ihanet eden, pis işleri yapanı meydan yerde taratırıp ya da astırırım.
Olması gereken de bu... Gerçek diplomatik temsilcilikler için herhangi bir risk yok. Temiz işler yaparlar, kimse de onlardan rahatsız olmaz. Uyuşturucu, insan ve organ kaçakçılığı, terör, peşkeş, LGBT, hükumeti yönlendirme ve daha türlü pis işleri yaparlarsa, ona göre karşılık almaları da gayeti tabii... Aklın, vicdanın, hukukun, milli güvenliğin gereği... Yok yani ortada bir hukuksuzluk ve sıkıntı...
ABD gemisinin boğaza demirlemesi, güvertesine ABD'nin sözde büyük elçisinin çıkarak boy göstermesi, işte Türkiye içindeki bu sıkışmışlık halinden ABD'yi ve diğer kara paracı ve sömürgeci ülkeleri çıkartmaya dönük bir hamle... Asıl mesaja onlara vermek istediler. "Biz ABD olarak hala buradayız, güçlüyüz, hakimiz. Siz de geri çekilmeyin, korkmayın" demek istediler. Onda da rezil oldular. Şu anda o gemide aşırı büyük ABD bayrağı olmasını geçtim, bir ABD bayrağı bile asılı değil. Her an başına her şey gelebilir ve bunun farkında olarak içinde titremekteler.
Bu, vatan ve millet, din ve namus mücadelesidir beyler! Canını ve malını ortaya koyamayan, riske atamayan, hamle yapmaya da mesaj vermeye de kalkmayacak.
Şimdi bütün dünyaya göstereceğiz, Türkiye'de hala ABD'nin ve NATO'cuların boruları ötüyor mu, ötmüyor mu...
Akademi Dergisi
Hindistan'a yatırım yapanlar çok büyük zarar edecekler, kaybedecekler. Bundan sonra Hindistan için hep kriz, hep hastalık, hep toplu ölümler, hep savaşlar, hep helak var. Beklenen yer çökmelerinden biri de Hindistan'da yaşanabilir.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Hindistan'da bir yangın daha
Hindistan'ın Cücerat eyaletinin Valsad şehrinde bir metal şirketinde büyük bir yangın çıktı. İtfaiye ekipleri yangını kontrol altına almaya çalışıyor.
Hindistan'ın Cücerat eyaletinin Valsad şehrinde bir metal şirketinde büyük bir yangın çıktı. İtfaiye ekipleri yangını kontrol altına almaya çalışıyor.
Başka yolu yok
Sinan Ateş meselesinden ötürü de başka başka meselelerden ötürü de Türkiye içinde hareketlilik artacak. Saha çok karışacak ve artık silahlar konuşmaya başlayacak. Türkiye büyük bir hızla OHAL ve devamında darbe ortamına girecek. Her şey çok çok hızlı yaşanacak.
Hiçbir şeyden çekinmeyeceğiz. O devletlerin hepsine, başımıza geçirdikleri üç beş vatan haini sayesinde ve ülke genelindeki on binle gizli Ermeni ve Yahudi sayesinde bizi esarette tutmayacaklarını, bizi daha fazla sömüremeyeceklerini göstereceğiz.
Türkiye'yi gerçek hürriyetine kavuşturma yolunda sonun sonuna geldik.
Bütün vatanseverler silahlansınlar. Ordum ve emniyet teşkilatım içindeki vatanseverler, bu süreçte hain Ankara hükumetinden gelen emirlere direnecekler. Milli müdafaa hazırlıklarına asla müdahale etmeyecekler. Bu süreçte karşımıza çıkan asker de polis de "bizden" görülmeyecek ve silaha kesinlikle silahla karşılık verilecek. Ankebut Ağına çalışan savcılara ve hakimlere asla itaat edilmeyecek ve onlara herkesten önce sıkılacak.
O ülkelerin Türkiye içindeki bütün askeri ve sivil mekanları, araçları, adamları, ta diplomatik pasaportlu olanlarına kadar meşru hedefimizdir. Bundan sonra Bohçalı konuştukça, adalet sistemi ondan talimat aldıkça, basın ve medya ona göre ayarlandıkça, Semih Yalçın ve MİT ihanet hamleleri yaptıkça, bu ülkede onlardan olanların kanları akacak. Ta ki sözde basın ve medya mensuplarına kadar...
Sinan Ateş'in intikamı da tarihe geçecek sertlikte alınacak. Bir kez bile dönüp arkasına bakacak olanlar, bizle bu yola çıkmasınlar. Bizim dönüşümüz yok. Ya zafer, ya zafer ya da zafer, başka yolu yok.
Bütün cihan bizi bekliyor. Hemen peşimizden onlarca millet aynı mücadeleyi başlatacak.
Gazamız mübarek olsun.
Sinan Ateş meselesinden ötürü de başka başka meselelerden ötürü de Türkiye içinde hareketlilik artacak. Saha çok karışacak ve artık silahlar konuşmaya başlayacak. Türkiye büyük bir hızla OHAL ve devamında darbe ortamına girecek. Her şey çok çok hızlı yaşanacak.
Hiçbir şeyden çekinmeyeceğiz. O devletlerin hepsine, başımıza geçirdikleri üç beş vatan haini sayesinde ve ülke genelindeki on binle gizli Ermeni ve Yahudi sayesinde bizi esarette tutmayacaklarını, bizi daha fazla sömüremeyeceklerini göstereceğiz.
Türkiye'yi gerçek hürriyetine kavuşturma yolunda sonun sonuna geldik.
Bütün vatanseverler silahlansınlar. Ordum ve emniyet teşkilatım içindeki vatanseverler, bu süreçte hain Ankara hükumetinden gelen emirlere direnecekler. Milli müdafaa hazırlıklarına asla müdahale etmeyecekler. Bu süreçte karşımıza çıkan asker de polis de "bizden" görülmeyecek ve silaha kesinlikle silahla karşılık verilecek. Ankebut Ağına çalışan savcılara ve hakimlere asla itaat edilmeyecek ve onlara herkesten önce sıkılacak.
O ülkelerin Türkiye içindeki bütün askeri ve sivil mekanları, araçları, adamları, ta diplomatik pasaportlu olanlarına kadar meşru hedefimizdir. Bundan sonra Bohçalı konuştukça, adalet sistemi ondan talimat aldıkça, basın ve medya ona göre ayarlandıkça, Semih Yalçın ve MİT ihanet hamleleri yaptıkça, bu ülkede onlardan olanların kanları akacak. Ta ki sözde basın ve medya mensuplarına kadar...
Sinan Ateş'in intikamı da tarihe geçecek sertlikte alınacak. Bir kez bile dönüp arkasına bakacak olanlar, bizle bu yola çıkmasınlar. Bizim dönüşümüz yok. Ya zafer, ya zafer ya da zafer, başka yolu yok.
Bütün cihan bizi bekliyor. Hemen peşimizden onlarca millet aynı mücadeleyi başlatacak.
Gazamız mübarek olsun.
Akademi Dergisi pinned «Başka yolu yok Sinan Ateş meselesinden ötürü de başka başka meselelerden ötürü de Türkiye içinde hareketlilik artacak. Saha çok karışacak ve artık silahlar konuşmaya başlayacak. Türkiye büyük bir hızla OHAL ve devamında darbe ortamına girecek. Her şey çok…»
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Çatışma ve savaşma kabiliyetlerimizi gördüklerinde...
Strateji ve taktik üstünlüğümüzü gördüklerinde...
Birlik, beraberliğimizi, organizasyon gücünümüzü ve samimiyetimizi gördüklerinde...
Doğdukları günlere lanetler edecekler.
Strateji ve taktik üstünlüğümüzü gördüklerinde...
Birlik, beraberliğimizi, organizasyon gücünümüzü ve samimiyetimizi gördüklerinde...
Doğdukları günlere lanetler edecekler.
O ABD'nin sözde Türkiye büyük elçisi, o her türlü insanlık suçunu ve kara para suçlarını işlemekte olan sözde elçi, İstanbul'a getirilecek ve ifadesini bizzat alacağım. Cezasını bizzat kesip infaz edeceğim.
Bu toprakların Türkiye toprakları olduğunu, o boğazın da Türk boğazı olduğunu ona ve onun arkasındakilere uygulamalı olarak göstermiş olacağım.
Sonra da kameralar karşısına geçerek "Damara öyle basılmaz, böyle basılır. Bu infazı da biz yaptık. Leşleri de meydanlara attık. ABD ya da başka herhangi bir ülke, Türkiye'nin egemenlik haklarını her ihlal ettiğinde, şov yapmaya her teşebbüs edişinde, Türkiye'de Türklere inat idare sistemlerini her destekleyişinde, Türk savunma refleksi ile böyle yüzleşecek." diyeceğim.
On seneden çok fazla süredir mücadele veriyorum ve bir dakika bile gizlenmedim. O gün de gizlenmeyeceğim ve hiçbir karşılık da veremeyecekler. Dünyaya, o devletleri çoktan çöp haline dönüştürdüğümü de açıkça göstermiş olacağım.
Bu toprakların Türkiye toprakları olduğunu, o boğazın da Türk boğazı olduğunu ona ve onun arkasındakilere uygulamalı olarak göstermiş olacağım.
Sonra da kameralar karşısına geçerek "Damara öyle basılmaz, böyle basılır. Bu infazı da biz yaptık. Leşleri de meydanlara attık. ABD ya da başka herhangi bir ülke, Türkiye'nin egemenlik haklarını her ihlal ettiğinde, şov yapmaya her teşebbüs edişinde, Türkiye'de Türklere inat idare sistemlerini her destekleyişinde, Türk savunma refleksi ile böyle yüzleşecek." diyeceğim.
On seneden çok fazla süredir mücadele veriyorum ve bir dakika bile gizlenmedim. O gün de gizlenmeyeceğim ve hiçbir karşılık da veremeyecekler. Dünyaya, o devletleri çoktan çöp haline dönüştürdüğümü de açıkça göstermiş olacağım.
Türkiye'de hukukun zerresi bırakılmamışken... Seçimlerin ve referandumların hiç meşruiyeti kalmamışken... İktidarı ve muhalefetiyle bütün siyasetçilerin danışıklı dövüştükleri, aynı merkeze çalıştıkları ve Türk milletine her ihanet ile kötülükleri yaptıkları artık en açık şekilde gözler önündeyken... Güya bir seçim yapılacak olsa, onun da bir danışıklı dövüş olacağı ve Türkiye'ye tarifsiz zararlar daha verileceği açıkça meydanda iken...
Türkiye'yi bir şekilde gayr-i meşru bir seçime kadar götürmek ve bir oldu bitti ile başta kalabilmek için bütün hainler ve onları destekleyen malum ülkeler çırpınmakta iken... Bu süreçte Türkiye'de alınan kararlar, Türkiye'nin maddi ve manevi sorunlarını devasa boyutlara getirmekte ve bu da ayrıca bir milli güvenlik sorunu oluşturmakta iken...
Ülkede mali göstergelerin hepsi balon iken... Bu göstergeleri bu şekilde açıklamak için her gün kanunlar çiğnenerek suçlar işleniyorken... Borsada her gün her dakika vahim suçlar hükumet ve şürekası tarafından işlenmekte ve borsa da suni göstergelerle idare edilmekte iken ve sözde muhalifler bu konuda da danışıklı dövüşmekte iken... Türkiye için hakiki bir beka sorunu varken...
Hala her şey hukuka uygunmuş gibi, ortada devasa seviyede ihanetler, insanlık suçları, kara para işleri, milli güvenlik sorunu, hırsızlık ve yağma yokmuş gibi...
Hala memleket normal bir ayarda imiş gibi davranan yetkilileri... En tepeden en alt yetkiliye kadar astıracağım. Adli, siyasi, askeri bütün yetkilileri astıracağım. Hatta, hala milletimizi ayakta uyutmaya dönük, hala bu düzeni ayakta tutmaya dönük köşe yazıları yazanları, haber yapanları ve yaptıranları bile meydan yerlerde astıracağım.
Bu ülkede, bu ihanet ve sömürme rejimine, bu rejimin herhangi bir sözde siyasi partisine ya da liderine çalışan herkesi meydan yerlerde astıracağım. Bazıları sokakta yürürken Türk milletinin kurşun hediyesiyle de yüzleşecekler.
"Ne seçimi kardeşim? Ülke elden gidiyor. Önümüzde ülkeyi kurtarmak, vatanı savunmak için son şanslarımız var" demek yerine her gün "seçim de seçim" diye diye yazanları, çizenleri, konuşanları astıracağım.
Bu oyun bitti. Şu dakikadan itibaren herkes yaptığı işle, iş yapış şekliyle, aldığı kararla, verdiği talimatla, attığı imza ile... Kimliğini, rengini, safını, neye ve kime hizmet ettiğini göstermiş ve sonunu belirlemiş olacak.
Şimdi herkes sonunu kendisi belirlesin...
Türkiye'yi bir şekilde gayr-i meşru bir seçime kadar götürmek ve bir oldu bitti ile başta kalabilmek için bütün hainler ve onları destekleyen malum ülkeler çırpınmakta iken... Bu süreçte Türkiye'de alınan kararlar, Türkiye'nin maddi ve manevi sorunlarını devasa boyutlara getirmekte ve bu da ayrıca bir milli güvenlik sorunu oluşturmakta iken...
Ülkede mali göstergelerin hepsi balon iken... Bu göstergeleri bu şekilde açıklamak için her gün kanunlar çiğnenerek suçlar işleniyorken... Borsada her gün her dakika vahim suçlar hükumet ve şürekası tarafından işlenmekte ve borsa da suni göstergelerle idare edilmekte iken ve sözde muhalifler bu konuda da danışıklı dövüşmekte iken... Türkiye için hakiki bir beka sorunu varken...
Hala her şey hukuka uygunmuş gibi, ortada devasa seviyede ihanetler, insanlık suçları, kara para işleri, milli güvenlik sorunu, hırsızlık ve yağma yokmuş gibi...
Hala memleket normal bir ayarda imiş gibi davranan yetkilileri... En tepeden en alt yetkiliye kadar astıracağım. Adli, siyasi, askeri bütün yetkilileri astıracağım. Hatta, hala milletimizi ayakta uyutmaya dönük, hala bu düzeni ayakta tutmaya dönük köşe yazıları yazanları, haber yapanları ve yaptıranları bile meydan yerlerde astıracağım.
Bu ülkede, bu ihanet ve sömürme rejimine, bu rejimin herhangi bir sözde siyasi partisine ya da liderine çalışan herkesi meydan yerlerde astıracağım. Bazıları sokakta yürürken Türk milletinin kurşun hediyesiyle de yüzleşecekler.
"Ne seçimi kardeşim? Ülke elden gidiyor. Önümüzde ülkeyi kurtarmak, vatanı savunmak için son şanslarımız var" demek yerine her gün "seçim de seçim" diye diye yazanları, çizenleri, konuşanları astıracağım.
Bu oyun bitti. Şu dakikadan itibaren herkes yaptığı işle, iş yapış şekliyle, aldığı kararla, verdiği talimatla, attığı imza ile... Kimliğini, rengini, safını, neye ve kime hizmet ettiğini göstermiş ve sonunu belirlemiş olacak.
Şimdi herkes sonunu kendisi belirlesin...
Önümüzdeki süreçte Türkiye'de ve dünyada var olmak, faaliyetine devam etmek isteyen bütün büyük şirketler, derhal hain Ankara hükumetinden açıkça uzaklaşsınlar. Türkiye'de temizlik tamamlanana kadar, Türkiye'deki sermayelerini derhal çeksinler. Bu, onların da son şansı. Bu zamanda, bu konuda hata yapan şirketler, kısa sürede dünya genelinde yok olacaklar.
Benim siyasetimin, stratejimin yettiği/ulaştığı yere, onların yapay zekaları bile ulaşamaz. Şimdi bütün dünyayı onların başına yıkacağım.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Ege denizindeki bütün adalarımıza çıkacağız. Bayrağımızı dikeceğiz. İşgale son vereceğiz. Yunan tarafını ve ABD başta olmak üzere, Yunanı arkalamaya çalışan bütün unsurları vuracağız.
Herkes hazır olsun. Bu hususta daha fazla beklemeyeceğiz.
Herkes hazır olsun. Bu hususta daha fazla beklemeyeceğiz.
Media is too big
VIEW IN TELEGRAM
Bu iş bitmeden İran'a da ordumuzla gireceğiz ve oradaki 45 milyon Türkü de hürriyetine kavuşturacağız.
İran denilen suni devleti, Ankebut Ağının bütün direnişine rağmen, Türkiye içindeki on binle etkili haine rağmen, bu güne kadar hazırladık ve şimdi Ankebut Ağının oraya çökmesine, yağmalamasına izin vermeyeceğiz.
İran denilen suni devleti, Ankebut Ağının bütün direnişine rağmen, Türkiye içindeki on binle etkili haine rağmen, bu güne kadar hazırladık ve şimdi Ankebut Ağının oraya çökmesine, yağmalamasına izin vermeyeceğiz.
Media is too big
VIEW IN TELEGRAM
Sinan Ateş taraftarlarını savunmasız bırakmayacağız. Yeri geldiğinde etraflarında savunma hatları dahi oluşturacağız. Şu kurtlar sofrasında onları türlü türlü oyunlara düşürmek isteyenlere de izin vermeyeceğiz. Bu mücadele yarıda kalmayacak. Önlerine kimse çıkamayacak.
Bizi ezemeyen hiç kimse onları ezemeyecek. Bizi de kimse ezemediğine göre, onlar da hep ilerleyecek...
Bizi ezemeyen hiç kimse onları ezemeyecek. Bizi de kimse ezemediğine göre, onlar da hep ilerleyecek...
Media is too big
VIEW IN TELEGRAM
"Savaş, kurdun/Türkün düğünüdür."
Bu bölgenin altında uzaylıların üssü var.
Son birkaç yıldır bu bölgede ara ara düşük şiddette depremler oldu. Hepsinin de merkez üsleri ve şiddetleri birbirine çok yakındı.
Söz konusu depremler, hep biz ağır metafizik saldırılar yaparken oldu. Ve biz son günlerde olduğu gibi, bu gece de ağır saldırı yapıyoruz.
Şimdi o yeraltı üssüne de bol bol ilaç lazımdır. Herkes ilaçlarına sahip çıksın.
Son birkaç yıldır bu bölgede ara ara düşük şiddette depremler oldu. Hepsinin de merkez üsleri ve şiddetleri birbirine çok yakındı.
Söz konusu depremler, hep biz ağır metafizik saldırılar yaparken oldu. Ve biz son günlerde olduğu gibi, bu gece de ağır saldırı yapıyoruz.
Şimdi o yeraltı üssüne de bol bol ilaç lazımdır. Herkes ilaçlarına sahip çıksın.
Akademi Dergisi
ABD'de tren kazası sonucu yangın ABD'nin Ohio eyaletinin Doğu Filistin köyünde bir trenin raydan çıkarak bir akaryakıt tankerine çarpması büyük bir yangına sebep oldu.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Ohio'da (ABD) 50 yük treni vagonu raydan çıkarak alev aldı. Bir günden fazladır yanıyorlar. Yerel basına göre tren, zehirli ve yanıcı bir madde olan vinil klorür taşıyordu.
İtfaiye, güvenli olduğundan emin olana kadar yangını söndürmeyeceklerini söyledi.
İtfaiye, güvenli olduğundan emin olana kadar yangını söndürmeyeceklerini söyledi.
Akademi Dergisi
Şili'de yerleşim yerleri küle dönüyor Şili'de devam eden orman yangınları yerleşim yerlerini tehdit etmeye devam ediyor. Cautin eyaletinin Vilcun kasabasında onlarca ev yanıyor.
Yangınlar nedeniyle Şili'de ulusal afet ilan edildi
Şili makamları, ülkede devam eden orman yangınları nedeniyle ulusal afet ilan etti ve uluslararası kuruluşlardan yardım istiyor.
Şu anda 20 ölü doğrulandı ve yaklaşık 370 kişi kayıp.
Hükumete göre, 56'sı kontrol altına alınırken 204 yangın bölgede devam ediyor.
Şili makamları, ülkede devam eden orman yangınları nedeniyle ulusal afet ilan etti ve uluslararası kuruluşlardan yardım istiyor.
Şu anda 20 ölü doğrulandı ve yaklaşık 370 kişi kayıp.
Hükumete göre, 56'sı kontrol altına alınırken 204 yangın bölgede devam ediyor.