Anlıyorum, tamam, kızmayın...
İşiniz kolay değil. Yükünüz hafif değil. Geceleriniz gündüzleriniz birbirine karıştı. Normal bir gün yaşayamaz oldunuz. Ne kadar büyü biliyorsanız yaptınız. Her tekniği denediniz. Eş zamanlı olarak kaç saldırı yaptınız. Bir günde binlerce, belki on binle kişiyi ayinlerde kurban ettiniz. Olmalıydı ve şimdiye kadar nedense olmadı.
Çaresizlikten ve çektiğiniz acılardan bir kenarda krize girip ağladınız ya da camdan, çatıdan atlayıp intihar edenleriniz bile oldu. Aranızda aklını kaybedenler, delirenler de çok oldu.
Lakin sıkın dişinizi... Sonuna geldiniz. Tamam, şu ana kadar olmadı, olacak gibi de durmuyor ama ümidinizi kaybetmemeniz lazım. Tarihte nasıl sürprizler var. "Bitti bu iş, olmaz artık" denilen yerlerden neler neler dönmüş de gerçek olmuş.
Tamam, sayınız da çok azaldı. Haklısınız ama ümidinizi kaybederseniz, zaten o anda topluca bitersiniz. Dünyanın kötülerin elinden iyilerin elinen geçmesine nasıl izin verirsiniz.
Şimdiye kadar ölen arkadaşlarınızı, ölen üstadlarınızı, ölen cinlerinizi düşünün. Hepsi boş yere mi ölmüş olacak?
İşiniz kolay değil. Yükünüz hafif değil. Geceleriniz gündüzleriniz birbirine karıştı. Normal bir gün yaşayamaz oldunuz. Ne kadar büyü biliyorsanız yaptınız. Her tekniği denediniz. Eş zamanlı olarak kaç saldırı yaptınız. Bir günde binlerce, belki on binle kişiyi ayinlerde kurban ettiniz. Olmalıydı ve şimdiye kadar nedense olmadı.
Çaresizlikten ve çektiğiniz acılardan bir kenarda krize girip ağladınız ya da camdan, çatıdan atlayıp intihar edenleriniz bile oldu. Aranızda aklını kaybedenler, delirenler de çok oldu.
Lakin sıkın dişinizi... Sonuna geldiniz. Tamam, şu ana kadar olmadı, olacak gibi de durmuyor ama ümidinizi kaybetmemeniz lazım. Tarihte nasıl sürprizler var. "Bitti bu iş, olmaz artık" denilen yerlerden neler neler dönmüş de gerçek olmuş.
Tamam, sayınız da çok azaldı. Haklısınız ama ümidinizi kaybederseniz, zaten o anda topluca bitersiniz. Dünyanın kötülerin elinden iyilerin elinen geçmesine nasıl izin verirsiniz.
Şimdiye kadar ölen arkadaşlarınızı, ölen üstadlarınızı, ölen cinlerinizi düşünün. Hepsi boş yere mi ölmüş olacak?
İyi taraflarından da bakın. Ayağa kalkar ve savaşırsanız, belki de muzaffer olacaksınız. Yine dünyanın her yerinden toplamda milyarlarca insanı sömüreceksiniz. Yine insanların faturalarından, vergilerinden, devletlerin hazinelerinden, ihalelerden, her yerden parayı vuracaksınız. Yine dünyanın her yerinden kara para akacak size... Yine bütün sektörlerde sadece sizin adamlarınız etkili ve yetkili olacak. İş adamlarınız milletlerin ta adını koyacak. "Nasıl soyduk, sömürdük ama" diye kadehler tokuşturacak, kahkahalar patlatacaksınız. İblis size yine cin kadınlarını cariye olarak gönderecek. Gündüzler, köleleştirdiğiniz insanlığın, geceler ile siz efendilerin olacak.
Yine Dubai'ye, Hawai'ye ve benzeri yerlere tatillere gideceksiniz. Yine kimsenin karışamayacağı şekillerde ayinler yapacak, İblis'e insanlar kurban edeceksiniz. Yine müslüman diyarlarından kaçırılmış bebeklere ve çocuklara tecavüz edecek, sonra zevk alarak işkencelerle öldüreceksiniz.
Yine Suriye başta olmak üzere dünyanın türlü yerlerini kan gölüne çevireceksiniz. Uyuşturucu, silah, organ, insan kaçakçılıkları sizden sorulacak. Yine denizler, okyanuslar sizin kara para gemilerinizle dolacak. Yine onlarca ülkenin ittifakı halinde müslüman diyarlarına gelip havadan ve karadan yıkıp geçeceksiniz. Sivil insanların cesetleri çöplüklerden bile toplanır olacak. Yine bu saldırıları müslümanlar için kutsal olan günlerde ve gecelerde yapacaksınız. Yine İslam'ı karalamak ve kötü göstermek için "İslami terör örgütleri" kuracaksınız. Onları besleyecek, eğitecek ve kullanacaksınız. Yine NATO'yu, AB'ni, Rusya'yı, Çin'i, Japonya'yı, Güney Kore'yi, Tayvan'ı eski zamanlarına ulaştıracaksınız.
Bunları düşünün. Sakın ümidinizi kaybetmeyin. İyi odaklanın, motivasyonunuzu yüksek tutun.
Haydi, yapabilirsiniz. Kalkın ayağa ve gayret edin.
Siz şimdi ayağa kalkamazsanız Biden, Putin, Şi, Bohçalı, Tayyip ve diğerleri peş peşe devrilecekler. Şu anda olduğunuzdan bin beter hale geleceksiniz. Bu sizin varlık, yokluk savaşınız. Bakın sizden biri olan Selahattin Demirtaş da söyledi. "Önümüzdeki beş ay içinde, önümüzdeki yüzyılın nasıl olacağı belirlenecek, kesinleşecek" dedi. O da mücadeleye çağırdı. Mani olmak gerektiğini vurguladı.
Haydi kalkın. Önce İblis'e yönelip ağlayın. Sonra kalkıp dünyayı müslümanların başına yıkın. Zaten sizinkiler suni deprem de yapamaz oldular. Siz bari yıkılmayın.
Yine Dubai'ye, Hawai'ye ve benzeri yerlere tatillere gideceksiniz. Yine kimsenin karışamayacağı şekillerde ayinler yapacak, İblis'e insanlar kurban edeceksiniz. Yine müslüman diyarlarından kaçırılmış bebeklere ve çocuklara tecavüz edecek, sonra zevk alarak işkencelerle öldüreceksiniz.
Yine Suriye başta olmak üzere dünyanın türlü yerlerini kan gölüne çevireceksiniz. Uyuşturucu, silah, organ, insan kaçakçılıkları sizden sorulacak. Yine denizler, okyanuslar sizin kara para gemilerinizle dolacak. Yine onlarca ülkenin ittifakı halinde müslüman diyarlarına gelip havadan ve karadan yıkıp geçeceksiniz. Sivil insanların cesetleri çöplüklerden bile toplanır olacak. Yine bu saldırıları müslümanlar için kutsal olan günlerde ve gecelerde yapacaksınız. Yine İslam'ı karalamak ve kötü göstermek için "İslami terör örgütleri" kuracaksınız. Onları besleyecek, eğitecek ve kullanacaksınız. Yine NATO'yu, AB'ni, Rusya'yı, Çin'i, Japonya'yı, Güney Kore'yi, Tayvan'ı eski zamanlarına ulaştıracaksınız.
Bunları düşünün. Sakın ümidinizi kaybetmeyin. İyi odaklanın, motivasyonunuzu yüksek tutun.
Haydi, yapabilirsiniz. Kalkın ayağa ve gayret edin.
Siz şimdi ayağa kalkamazsanız Biden, Putin, Şi, Bohçalı, Tayyip ve diğerleri peş peşe devrilecekler. Şu anda olduğunuzdan bin beter hale geleceksiniz. Bu sizin varlık, yokluk savaşınız. Bakın sizden biri olan Selahattin Demirtaş da söyledi. "Önümüzdeki beş ay içinde, önümüzdeki yüzyılın nasıl olacağı belirlenecek, kesinleşecek" dedi. O da mücadeleye çağırdı. Mani olmak gerektiğini vurguladı.
Haydi kalkın. Önce İblis'e yönelip ağlayın. Sonra kalkıp dünyayı müslümanların başına yıkın. Zaten sizinkiler suni deprem de yapamaz oldular. Siz bari yıkılmayın.
Yaaa... Öyle ise hemen dönecek miymiş? Yoksa vaziyete bakıp ona göre mi dönecekmiş?
Hani insanların ağzı torba değil ki büzesin. Şimdi birkaç densiz çıkar da "kaçtı" derse, nahoş tartışmalar yaşanır.
En kötüsü de şu ki iş bilen birileri çıkar ve "Suudi Amerika ile Çin aynı merkezden yönetiliyor. Bunların hepsinin rengi yeşil. Ekrem de pek sever yeşili. Yeşil yeşili çekmiştir" falan derse, işte o vakit ortalık daha büyük karışır.
Hani insanların ağzı torba değil ki büzesin. Şimdi birkaç densiz çıkar da "kaçtı" derse, nahoş tartışmalar yaşanır.
En kötüsü de şu ki iş bilen birileri çıkar ve "Suudi Amerika ile Çin aynı merkezden yönetiliyor. Bunların hepsinin rengi yeşil. Ekrem de pek sever yeşili. Yeşil yeşili çekmiştir" falan derse, işte o vakit ortalık daha büyük karışır.
"Deccal çıkmadan önce Mehdi gelecek" demek nasıl bir hezeyandır?
Deccal devri ve küfrü olmadan ve bütün dünyayı sarmadan, Mehdi neden gelsin? Gelirse neyi düzeltsin?
Ne yiyorlar, ne içiyorlar, bu kafaya nasıl ulaşıyorlar, anlamak mümkün değil.
Deccal devri ve küfrü olmadan ve bütün dünyayı sarmadan, Mehdi neden gelsin? Gelirse neyi düzeltsin?
Ne yiyorlar, ne içiyorlar, bu kafaya nasıl ulaşıyorlar, anlamak mümkün değil.
O cübbesi ağzına tıkanasıca münafık herifi yine küffarın bir TV kanalına çıkartmışlar, yine Akademi Dergisinde anlatılan bunca doğru bilgileri boşa çıkartmaya dönük bir program yapmışlar.
Lakin hem münafık hem de kafaları yanık kişiler olduklarını açıkça gözler önüne sermişler.
Lakin hem münafık hem de kafaları yanık kişiler olduklarını açıkça gözler önüne sermişler.
Şunun anlaşılamayacak, kabullenilemeyecek anlatılamayacak nesi var:
- Deccal cin taifesinden olmayacak, insan türünden olacak. Ömrü çok uzun olacak. Elinde yüksek teknoloji ve metafizik imkanlar olacak.
Asırlara yayılan müdahalelerle dünyanın nizamını şeytani bir niyetle bozacak. İnsanları İslam dininden ve ahlakından uzaklaştıracak. Öyle ki zararı bütün dünyaya yayılacak.
Dünyada hiç İslam devleti/otoritesi kalmayacak. Fen ilimleri çok gelişecek ama din ilimleri yok olmaya yüz tutacak. Müslüman olduğunu iddia eden yığınlar, İslam dininin en temel hususlarını bile bilmeyecekler ve yaşamayacaklar. Dinini, sonsuz saadetini kurtarabilen tek tük olacak.
Deccal bu şartları sağlamak için, dünyanın siyasi ve askeri dengelerine de yön vere vere, harpler ve fitneler çıkarta çıkarta, ayrıca büyücülük ve ileri teknolojiler kullana kullana hep gerçek İslam alimlerini öldürecek, yok edecek. Hep alimler, salihler, veliler çıkan soylara hususi olarak kanca takacak ve musallat olacak. Cinlerle, büyülerle, metafizik tekniklerle de bunu yapacak ve yaptıracak. Zaten emrinde çok yüksek sayıda adamı olacak ve İblis'le ortak çalışacak.
Geriye, ataları/babaları müslüman yığınlar kalsa da gerçek İslamı bilen kalmayacak. Tam da dünya üzerinde gerçek İslam'ı yok ettiğini düşündüğü... Tam da dünyanın her yerinde satanizmin, kötülüğün, zulmün, haksızlığın, cinayetlerin, katliamların, hastalıkların, intiharların, hırsızlıkların, çıplaklığın, cahilliğin hakim olduğunu düşündüğü... Tam da "Müslümanlar artık bir daha asla ayağa kalkamazlar" dediği anda... İşte o Mehdi gelecek.
Ne yaparsa yapsın Deccal Mehdi'yi öldüremeyecek, durduramayacak. Mehdi akıl almaz kabiliyetler sergileyecek. Çok mücadele edecek. Çok çileler çekecek ama pes etmeyecek. Deccal'ın sistemini çözecek, anlayacak ve bir yandan ifşa edecek, bir yandan da ağır/yıkıcı darbeler vuracak. Müslümanlara sarsıcı gerçekleri anlatacak. Deccal'ın gizlendiği mekanını bile onun başına yıkacak. Yeryüzündeki sistemini işlemez hale getirecek.
Mehdi Müslümanlara gerçek İslam'ı anlattıkça da çok zorlanacak. Deccal'ın istediği, izin verdiği şekilde İslam'ı öğrenmiş yığınlar çok şaşıracaklar. Yine de Mehdi pes etmeyecek. Öyle bir hitabeti, anlatma kabiliyeti olacak ki Mehdinin, hiç ilmi meseleleri konuşmaya müsait vasıflarda olmayanlar bile hemen anlayacaklar. Hemen de başka müslümanlara anlatmaya başlayacaklar. Mehdi'nin kuru dalları toprağa saplayıp hemen yeşermesi de bu zaten...
Sonra Mehdi İstanbul'u fethedecek. Sonra da Romaya doğru ilerlerken Deccal artık çıldıracak. Tahammül edemeyecek ve gizlendiği/saklandığı yerden açıkça çıkacak. Son çare olarak bunu yapacak. Zaten o vakte kadar Mehdi herkese Deccal'ı ve sistemini anlatmış, öğretmiş, kabullendirmiş olacak.
Sonra Mehdi Deccal'ı gerçek manada öldürecek. O sırada hz. İsa da inmiş olacak, Mehdi'ye yardımcı olacak.
İşte deccalın çıkışı denirken bazı hadislerde bu kastediliyor. Açıkça göz önüne çıkışı kastediliyor.
- Deccal cin taifesinden olmayacak, insan türünden olacak. Ömrü çok uzun olacak. Elinde yüksek teknoloji ve metafizik imkanlar olacak.
Asırlara yayılan müdahalelerle dünyanın nizamını şeytani bir niyetle bozacak. İnsanları İslam dininden ve ahlakından uzaklaştıracak. Öyle ki zararı bütün dünyaya yayılacak.
Dünyada hiç İslam devleti/otoritesi kalmayacak. Fen ilimleri çok gelişecek ama din ilimleri yok olmaya yüz tutacak. Müslüman olduğunu iddia eden yığınlar, İslam dininin en temel hususlarını bile bilmeyecekler ve yaşamayacaklar. Dinini, sonsuz saadetini kurtarabilen tek tük olacak.
Deccal bu şartları sağlamak için, dünyanın siyasi ve askeri dengelerine de yön vere vere, harpler ve fitneler çıkarta çıkarta, ayrıca büyücülük ve ileri teknolojiler kullana kullana hep gerçek İslam alimlerini öldürecek, yok edecek. Hep alimler, salihler, veliler çıkan soylara hususi olarak kanca takacak ve musallat olacak. Cinlerle, büyülerle, metafizik tekniklerle de bunu yapacak ve yaptıracak. Zaten emrinde çok yüksek sayıda adamı olacak ve İblis'le ortak çalışacak.
Geriye, ataları/babaları müslüman yığınlar kalsa da gerçek İslamı bilen kalmayacak. Tam da dünya üzerinde gerçek İslam'ı yok ettiğini düşündüğü... Tam da dünyanın her yerinde satanizmin, kötülüğün, zulmün, haksızlığın, cinayetlerin, katliamların, hastalıkların, intiharların, hırsızlıkların, çıplaklığın, cahilliğin hakim olduğunu düşündüğü... Tam da "Müslümanlar artık bir daha asla ayağa kalkamazlar" dediği anda... İşte o Mehdi gelecek.
Ne yaparsa yapsın Deccal Mehdi'yi öldüremeyecek, durduramayacak. Mehdi akıl almaz kabiliyetler sergileyecek. Çok mücadele edecek. Çok çileler çekecek ama pes etmeyecek. Deccal'ın sistemini çözecek, anlayacak ve bir yandan ifşa edecek, bir yandan da ağır/yıkıcı darbeler vuracak. Müslümanlara sarsıcı gerçekleri anlatacak. Deccal'ın gizlendiği mekanını bile onun başına yıkacak. Yeryüzündeki sistemini işlemez hale getirecek.
Mehdi Müslümanlara gerçek İslam'ı anlattıkça da çok zorlanacak. Deccal'ın istediği, izin verdiği şekilde İslam'ı öğrenmiş yığınlar çok şaşıracaklar. Yine de Mehdi pes etmeyecek. Öyle bir hitabeti, anlatma kabiliyeti olacak ki Mehdinin, hiç ilmi meseleleri konuşmaya müsait vasıflarda olmayanlar bile hemen anlayacaklar. Hemen de başka müslümanlara anlatmaya başlayacaklar. Mehdi'nin kuru dalları toprağa saplayıp hemen yeşermesi de bu zaten...
Sonra Mehdi İstanbul'u fethedecek. Sonra da Romaya doğru ilerlerken Deccal artık çıldıracak. Tahammül edemeyecek ve gizlendiği/saklandığı yerden açıkça çıkacak. Son çare olarak bunu yapacak. Zaten o vakte kadar Mehdi herkese Deccal'ı ve sistemini anlatmış, öğretmiş, kabullendirmiş olacak.
Sonra Mehdi Deccal'ı gerçek manada öldürecek. O sırada hz. İsa da inmiş olacak, Mehdi'ye yardımcı olacak.
İşte deccalın çıkışı denirken bazı hadislerde bu kastediliyor. Açıkça göz önüne çıkışı kastediliyor.
Cübbeli denilen o Ahmet Mahmut Ünlü'ye göre şunlar olacak:
Mehdi kendisinin Mehdi olduğunu kırk yaşında öğrenecek. 40 sene daha hayatta kalıp ölecek. Hayatının ikinci kırk yılı içinde, evet sadece kırk yıl içinde... Her bir karışı küfürle, zulümle, fesatla, cahillikle, vahşetle dolu olan dünyayı, dünyanın tamamını İslam diniyle yani Müslümanlarla ve adaletle dolduracak. Öyle ki hiç gayr-i müslim kalmayacak. Hiç gayr-i müslim devlet kalmayacak demiyor, hiç gayr-i müslim insan kalmayacak. Bütün bunlar sadece 40 senede olacak.
Mehdi kendisinin Mehdi olduğunu kırk yaşında öğrenecek. 40 sene daha hayatta kalıp ölecek. Hayatının ikinci kırk yılı içinde, evet sadece kırk yıl içinde... Her bir karışı küfürle, zulümle, fesatla, cahillikle, vahşetle dolu olan dünyayı, dünyanın tamamını İslam diniyle yani Müslümanlarla ve adaletle dolduracak. Öyle ki hiç gayr-i müslim kalmayacak. Hiç gayr-i müslim devlet kalmayacak demiyor, hiç gayr-i müslim insan kalmayacak. Bütün bunlar sadece 40 senede olacak.
Üstelik bunları kısaca özetleyerek anlattıktan sadece birkaç dakika sonra... "Tahrip etmek, bozmak, yoldan çıkartmak çok kolaydır ama düzeltmek çok zor iştir" mealinde cümleler kuruyor.
Tamam, o programdaki üç kişi de müslüman değil, anladık. Ahmet Mahmut Ünlü Ermeni, Çingene, Kürt karması bir soydan geliyor. İtikadı da baştan beri bozuk ve münafık birisi...
Ahmet Hakan da gizli Ermeni, baştan beri Erbakancı gizli Hristiyanların arasından geldi. Şimdiye kadar, karışmadığı şeytanlık, hainlik, teröristlik kalmadı.
O Bayrakçı da Ermeni ve şu programda kaç kere kendini tutamayıp da kahkahalar atacak gibi olmuş. Yüzü, gülüşü, mimikleri, göz hareketleri, anlatılanlarla dalgasını geçer şekillere açıkça girmiş.
Lakin insanın aklı biraz başında olur, kalbi münafık olsa bile...
Ahmet Hakan da gizli Ermeni, baştan beri Erbakancı gizli Hristiyanların arasından geldi. Şimdiye kadar, karışmadığı şeytanlık, hainlik, teröristlik kalmadı.
O Bayrakçı da Ermeni ve şu programda kaç kere kendini tutamayıp da kahkahalar atacak gibi olmuş. Yüzü, gülüşü, mimikleri, göz hareketleri, anlatılanlarla dalgasını geçer şekillere açıkça girmiş.
Lakin insanın aklı biraz başında olur, kalbi münafık olsa bile...
Sorarlar adama...
Mehdi parmaklarını her şıklatışında dünyadaki devletlerden biri eline mi geçecek?
Mehdi parmaklarını her şıklatışında dünyadaki devletlerden biri eline mi geçecek?
Elini her şıklatışında, Deccal'a çalışan dünya liderlerinden biri kalpten mi ölecek? Orduları denizin ya da toprağın dibine mi geçecek?
İki el hareketi ile bu gibi ülkelerde İslami tedrisat yapılan müesseseler mi tesis edebilecek? Yine iki el hareketi ile oradaki insanları, siyasi/idari yetkilileri hipnotize mi edecek?
İnsan bunlar, makine değiller, bilgisayar programı değiller.
Bu kişilere İslam'ı anlatacak, öğretecek, örnek de olacak kadrolar lazım. Mehdi, kendine lazım olan islam alimlerini, hocalarını da iki el hareketi ile mi hazır edecek?
Yoksa sadece onların yetişmesi bile onlarca sene mi sürecek?
Bu kişilere İslam'ı anlatacak, öğretecek, örnek de olacak kadrolar lazım. Mehdi, kendine lazım olan islam alimlerini, hocalarını da iki el hareketi ile mi hazır edecek?
Yoksa sadece onların yetişmesi bile onlarca sene mi sürecek?
Bir insan ne kadar mücadeleci olursa olsun, ne kadar yüksek vasıflı olursa olsun, ara ara harikulade haller sergileyecek de olsun, sebeplere uymak zorunda...
Bu dünyada büyük peygamberler bile her an, her konuda mucizeler mi sergilediler?
Mucizeler sergilediklerinde, çevrelerindeki insan toplulukları hemen peygamberlere hep iman mı ettiler?
Yok öyle bir dünya, hiçbir zaman olmadı ve olmayacak.
Bu dünyada büyük peygamberler bile her an, her konuda mucizeler mi sergilediler?
Mucizeler sergilediklerinde, çevrelerindeki insan toplulukları hemen peygamberlere hep iman mı ettiler?
Yok öyle bir dünya, hiçbir zaman olmadı ve olmayacak.
Hayatın bir olağan akışı var. Peygamberlerde bile bozulmamış olan bir olağan akış... İlmi tabiri ile sünnetullah var. Mehdi her gün, her saat, sünnetullaha aykırı işler mi yapacak? Yapsa bile insanların çoğunun umurunda değil ve tesirlenmiyorlar. Mehdi, gerçek manasında kırk yılda, üç beş ülkeyi bile gerçek İslam ülkesi yapsa bile büyük bir iş yapmış olacak.
Dahası var... Mehdinin kaç yıl yaşayacağı, hizmet edeceği kısmında "yedi yıl" ve "dokuz yıl" rivayetleri de var.
Bir kişi çıkıp kocaman dünya kapkaranlık iken yedi yılda ya da dokuz yılda cennet gibi bir yere mi çevirecek? Üstelik hz. Mehdinin ne kadar kısıtlı imkanlarla ve ne kadar büyük bir küfür teşkilatının karşısında mücadele edeceği de rivayetlerden kesinlik seviyesinde anlaşılıyor.
O halde otursun bir kişi koltuğuna, bir Huuu desin, bütün dünya hem ayara girsin, hem imana gelsin, hem de bütün kötülükler ve şeytani işler bir anda kalksın... Var mı öyle bir dünya?
Bunca peygamberler neler çekmişler. On binlerce şehit edilmişler ve sünnetullah gereği o peygamberlerin şehit olmalarına da izin verilmiş.
Bir kişi çıkıp kocaman dünya kapkaranlık iken yedi yılda ya da dokuz yılda cennet gibi bir yere mi çevirecek? Üstelik hz. Mehdinin ne kadar kısıtlı imkanlarla ve ne kadar büyük bir küfür teşkilatının karşısında mücadele edeceği de rivayetlerden kesinlik seviyesinde anlaşılıyor.
O halde otursun bir kişi koltuğuna, bir Huuu desin, bütün dünya hem ayara girsin, hem imana gelsin, hem de bütün kötülükler ve şeytani işler bir anda kalksın... Var mı öyle bir dünya?
Bunca peygamberler neler çekmişler. On binlerce şehit edilmişler ve sünnetullah gereği o peygamberlerin şehit olmalarına da izin verilmiş.
Gerçek müslümanlarla bu kadar dalga geçilmez. Tamam, gerçekleri anlatmamak ve saptırmak için oraya çıktıklarını anladık. Akademi Dergisinde yayınlananlara tepkisiz kalamadıklarını ve "Eyvah, herkesin gözü açılıyor. Her şeyin doğrusu izah ediliyor" diyerek kıvrandıklarını anladık...
Lakin bu kadar aleni şekilde ahmak yerine konulmak insanlara ağır koyuyor. Şaklabanlık, kepazelik, haysiyetsizlik şu yaptıkları.
Lakin bu kadar aleni şekilde ahmak yerine konulmak insanlara ağır koyuyor. Şaklabanlık, kepazelik, haysiyetsizlik şu yaptıkları.
Anlamıyor değiller. Çoktan anladılar, farkındalar ki ahir zamana ve hz. Mehdiye dair sahih hadisler, sırran bildirilmiş hadisler. Herkes okur okumaz anlamasın ve hayatın olağan akışı bozulmasın diye böyle o hadisler...
Geçen sefer yazdım. Bir hadiste "Deccal medineye giremez" deniliyor. Diğer hadiste Mehdinin Deccal'ı medineden nasıl çıkartacağı anlatılıyor. Kesin şekilde anlaşılabiliyor ki medine denirken bir tek şehir kastedilmiyor.
Geçen sefer yazdım. Bir hadiste "Deccal medineye giremez" deniliyor. Diğer hadiste Mehdinin Deccal'ı medineden nasıl çıkartacağı anlatılıyor. Kesin şekilde anlaşılabiliyor ki medine denirken bir tek şehir kastedilmiyor.
Dünya kapkara olmuş, her yeri küfür ve zulüm sarmış, üzerine en az bir buçuk asır geçmiş... Şunlara bakarsak hala deccal küfrü gelecek, yaşanacakmış. Daha asırlar varmış Mehdinin gelmesine...
CNN İnternational yapsaydı şu programı, bundan daha seviyeli yapardı. İzleyiciden çekinirdi. Gerçek niyetini, İslam düşmanlığını açık etmekten geri dururdu. "Yok artık, bize gülerler hatta bizi keserler" derlerdi de geri dururlardı şunların yaptığı pek çok şeyden...
Aklı başında konuşabilen, koltuğunda rahat oturabilen, "Manyak manyak yaaa" gibi cümleleri sık sık ve hadislerden, ayetlerden hemen sonra kurmayan birini bulurlardı.
CNN İnternational yapsaydı şu programı, bundan daha seviyeli yapardı. İzleyiciden çekinirdi. Gerçek niyetini, İslam düşmanlığını açık etmekten geri dururdu. "Yok artık, bize gülerler hatta bizi keserler" derlerdi de geri dururlardı şunların yaptığı pek çok şeyden...
Aklı başında konuşabilen, koltuğunda rahat oturabilen, "Manyak manyak yaaa" gibi cümleleri sık sık ve hadislerden, ayetlerden hemen sonra kurmayan birini bulurlardı.