This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Ne olacak şu Rusların hali böyle...
Rus işgali altında bulunan Lugansk Halk Cumhuriyeti'nin Lutohin bölgesinde bulunan bir doğalgaz boru hattında, 7 Ocak cumartesi günü, öğleden sonra bir patlama meydana geldi.
TASS Haber Ajansı'na göre, patlama sonucunda yaklaşık 11 bin kişi gaz arzından mahrum kaldı.
Rus işgali altında bulunan Lugansk Halk Cumhuriyeti'nin Lutohin bölgesinde bulunan bir doğalgaz boru hattında, 7 Ocak cumartesi günü, öğleden sonra bir patlama meydana geldi.
TASS Haber Ajansı'na göre, patlama sonucunda yaklaşık 11 bin kişi gaz arzından mahrum kaldı.
İran, iki göstericiyi daha idam etti ve "dünya barışı" denilen şeyi yıktı geçti. Bundan sonrası çok karanlık, hep karanlık...
İran'ın bu yaptığının bedelini sadece İran değil, Ankebut Ağını oluşturan bütün taraflar ödeyecek. En çok da uzaylı taraflar ödeyecekler.
İran'ın bu yaptığının bedelini sadece İran değil, Ankebut Ağını oluşturan bütün taraflar ödeyecek. En çok da uzaylı taraflar ödeyecekler.
Son 30 saattir metafizik sahada hepinizi ne yıktı diye merak edenleriniz vardır, yazayım... Karia suresi yıktı. Evet, hapinizi Karia suresi yıktı. Hala kalabalık bir metafizikçi ordusu, hedefimizde olan herkese, her yere ve her şeye Karia suresi ile desteklenmiş metafizik sinyaller gönderiyor.
Hala yerin altındaki ve üstündeki hedef kişiler, mekanlar ve eşya, yanıyor, yıkılıyor, ölüyor.
Hala yerin altındaki ve üstündeki hedef kişiler, mekanlar ve eşya, yanıyor, yıkılıyor, ölüyor.
Sivil uçaklara ne oluyor?
Yine bir yolcu uçağı havada ciddi sorun yaşadı. Rus uçağı acil durum ilan ettikten sonra güvenli bir şekilde Moskova'ya inebildi.
Tass haber ajansının bir sivil havacılık kaynağına dayandırdığı habere göre, Cumartesi günü bir iç hat uçuşu sırasında acil durum ilan eden bir Boeing 737 uçağı Moskova'nın Sheremetyevo havaalanına güvenli bir şekilde acil iniş yaptı.
10.000 metreden (33.000 fit) daha yüksekte uçan uçak, Kuzey Kutbu'ndaki Murmansk limanından 1.500 km (930 mil) güneydeki Moskova'ya giderken uyarı gönderdi.
Tass, haberinde daha fazla ayrıntı vermedi. Rusya'nın en büyük özel havayolu şirketi ve genel olarak ülkenin en büyük ikinci havayolu şirketi olan S7, iki şehir arasında uçuşlar sunuyor.
Yine bir yolcu uçağı havada ciddi sorun yaşadı. Rus uçağı acil durum ilan ettikten sonra güvenli bir şekilde Moskova'ya inebildi.
Tass haber ajansının bir sivil havacılık kaynağına dayandırdığı habere göre, Cumartesi günü bir iç hat uçuşu sırasında acil durum ilan eden bir Boeing 737 uçağı Moskova'nın Sheremetyevo havaalanına güvenli bir şekilde acil iniş yaptı.
10.000 metreden (33.000 fit) daha yüksekte uçan uçak, Kuzey Kutbu'ndaki Murmansk limanından 1.500 km (930 mil) güneydeki Moskova'ya giderken uyarı gönderdi.
Tass, haberinde daha fazla ayrıntı vermedi. Rusya'nın en büyük özel havayolu şirketi ve genel olarak ülkenin en büyük ikinci havayolu şirketi olan S7, iki şehir arasında uçuşlar sunuyor.
Susanlar dilsiz şeytanlardır
Almanya'ya refakatsiz mülteci olarak giriş yapan ve kayıt altına alınan, sonra kendilerinden bir daha haber alınamayan iki binden fazla çocuk, acilen bulunmalıdır.
Bu mesele, milletler arası bir mesele haline gelmelidir. BM teşkilatında ve AB teşkilatında da konu olmalıdır.
Dünyada, genel nüfusa oranla en yüksek sayıda satanistin ve sübyancının bulunduğu ülkelerden biri olan Almanya'da, bu masum ve zavallı çocukların başlarına neler geldiği ortaya çıkartılmalıdır.
Bu çocukların ölü mü, diri mi olduğu bir an önce meydana çıkartılmalıdır. Ölenlerinin nasıl öldükleri, yaşamakta olanların nerelerde, ne şartlarda oldukları meydana çıkartılmalıdır. Yol uzayıp gidiyorsa, satanist ayincilere, sübyancılara ve fuhuş mafyalarına kadar gidilmelidir.
Soruşturmanın seyrine göre, iktiza ediyorsa Alman devlet yetkilileri milletler arası bir mahkemede yargılanmalıdır.
İşin içine muhtelif suçlar ve suçlular karışmadan, iki binden fazla sayıda çocuğun ortadan kaybolması mümkün değildir. Alman devlet yetkilileri masumlar ise, suçluların kim olduklarını bulmak zorundalar. Üstelik gerçek sayı, iki binin çok çok üzerinde de olabilir.
Dünyayı anında sarsması gereken bu kadar vahim ve büyük bir skandal, iki satır haber yapılarak geçiştirilemez. Dünyada hiç kimsenin böyle bir hakkı yok, herkesin o çocukları bulma ya da onların hesabını sorma mesuliyeti var.
Almanya'ya refakatsiz mülteci olarak giriş yapan ve kayıt altına alınan, sonra kendilerinden bir daha haber alınamayan iki binden fazla çocuk, acilen bulunmalıdır.
Bu mesele, milletler arası bir mesele haline gelmelidir. BM teşkilatında ve AB teşkilatında da konu olmalıdır.
Dünyada, genel nüfusa oranla en yüksek sayıda satanistin ve sübyancının bulunduğu ülkelerden biri olan Almanya'da, bu masum ve zavallı çocukların başlarına neler geldiği ortaya çıkartılmalıdır.
Bu çocukların ölü mü, diri mi olduğu bir an önce meydana çıkartılmalıdır. Ölenlerinin nasıl öldükleri, yaşamakta olanların nerelerde, ne şartlarda oldukları meydana çıkartılmalıdır. Yol uzayıp gidiyorsa, satanist ayincilere, sübyancılara ve fuhuş mafyalarına kadar gidilmelidir.
Soruşturmanın seyrine göre, iktiza ediyorsa Alman devlet yetkilileri milletler arası bir mahkemede yargılanmalıdır.
İşin içine muhtelif suçlar ve suçlular karışmadan, iki binden fazla sayıda çocuğun ortadan kaybolması mümkün değildir. Alman devlet yetkilileri masumlar ise, suçluların kim olduklarını bulmak zorundalar. Üstelik gerçek sayı, iki binin çok çok üzerinde de olabilir.
Dünyayı anında sarsması gereken bu kadar vahim ve büyük bir skandal, iki satır haber yapılarak geçiştirilemez. Dünyada hiç kimsenin böyle bir hakkı yok, herkesin o çocukları bulma ya da onların hesabını sorma mesuliyeti var.
Tozu dumana katacağız
15. turun sonunda seçilen ABD Temsilciler Meclisi Başkanı McCarthy'nin babasının da dediği gibi... Nasıl başladığın değil, nasıl bitirdiğin mühimdir.
Suriye meselesinde nasıl ve kiminle başladığımız değil, nasıl ve kiminle sonuca vardığımız mühim...
Şu ana kadar Suriye meselesinde de bizim sözümüz geçti, an itibariyle de bizim sözümüz geçiyor, bundan sonra da bizim sözümüz geçecek. Kısa süreli sıkıntılara/kişilere takılmamak lazım.
Yapacak çok işlerimiz var. Hız kesmeden devam edeceğiz.
Suriye'de tarzımız ve kararlarımız biraz değişecek. Şimdiden sonra Suriye üzerinde estireceğimiz sert rüzgarlar ne karı koca Esed'leri bırakacak, ne Baas rejimini bırakacak, ne kardeş Suriye devletinin ordusu içindeki hainleri ve kara paracıları bırakacak... Ne de BAE, Katar, Kuveyt, Umman ve Suudi Amerika gibi sözde devletleri bırakacak.
Devletten bile sayılmayacak olanlar, kibirli ve şımarık tavırlarla bir kumar oynadılar, biz de oynadıklarına, oynayacaklarına pişman ettik. Sonunda da istediğimiz şartlarda bitireceğiz.
15. turun sonunda seçilen ABD Temsilciler Meclisi Başkanı McCarthy'nin babasının da dediği gibi... Nasıl başladığın değil, nasıl bitirdiğin mühimdir.
Suriye meselesinde nasıl ve kiminle başladığımız değil, nasıl ve kiminle sonuca vardığımız mühim...
Şu ana kadar Suriye meselesinde de bizim sözümüz geçti, an itibariyle de bizim sözümüz geçiyor, bundan sonra da bizim sözümüz geçecek. Kısa süreli sıkıntılara/kişilere takılmamak lazım.
Yapacak çok işlerimiz var. Hız kesmeden devam edeceğiz.
Suriye'de tarzımız ve kararlarımız biraz değişecek. Şimdiden sonra Suriye üzerinde estireceğimiz sert rüzgarlar ne karı koca Esed'leri bırakacak, ne Baas rejimini bırakacak, ne kardeş Suriye devletinin ordusu içindeki hainleri ve kara paracıları bırakacak... Ne de BAE, Katar, Kuveyt, Umman ve Suudi Amerika gibi sözde devletleri bırakacak.
Devletten bile sayılmayacak olanlar, kibirli ve şımarık tavırlarla bir kumar oynadılar, biz de oynadıklarına, oynayacaklarına pişman ettik. Sonunda da istediğimiz şartlarda bitireceğiz.
Tamamen imha edeceğiz
Suriye'nin altına denk gelen yeraltı uzaylı üslerine 4 saat süre veriyorum.
4 saat içinde isteyenleri oraları tamamen terk etsinler. İsteyenleri hiç değilse çocuklarını ve kadınlarını oralardan uzaklaştırsınlar. İsteyenleri de beni umursamayıp normal hayat akışlarına devam etsinler.
Yalnız herkes bilsin ki 4 saat sonra saldırılarımız başlayacak ve oraları en kısa süre içinde tamamen imha edeceğiz.
Yerin üstünü cehenneme çeviren hiç kimse, yerin üstünde İstanbulla restleşen hiç kimse, yerin altında emniyet ve huzur içinde olamayacak.
| mfs
Suriye'nin altına denk gelen yeraltı uzaylı üslerine 4 saat süre veriyorum.
4 saat içinde isteyenleri oraları tamamen terk etsinler. İsteyenleri hiç değilse çocuklarını ve kadınlarını oralardan uzaklaştırsınlar. İsteyenleri de beni umursamayıp normal hayat akışlarına devam etsinler.
Yalnız herkes bilsin ki 4 saat sonra saldırılarımız başlayacak ve oraları en kısa süre içinde tamamen imha edeceğiz.
Yerin üstünü cehenneme çeviren hiç kimse, yerin üstünde İstanbulla restleşen hiç kimse, yerin altında emniyet ve huzur içinde olamayacak.
| mfs
Afrikaya bahar gelmeli
Afrikayı, bolluk ve bereket içinde yaşanan bir yere çevireceğim. Hem de kimseye borçlanmadan, kimseye karşı ezilmeden o bolluk seviyesine ulaşacaklar. Kendi yeraltı ve yerüstü zenginliklerini ederinde paraya çevirerek, alıp satarak, onlara haklarını vereceğim. Her seferinde nakit para da vermeyeceğim, ihtiyaç duydukları şeyleri bol bol göndereceğim.
Kimsenin Afrikayı sömürmesine izin vermeyeceğim. Afrikadan yeraltı zenginlikleri çıkartıldıkça, karşılık olarak onlara çok bol miktarda ve kaliteli gıda malzemesi, ilaç, tıbbi cihazlar, mobilya, inşaat malzemeleri, teknolojik cihazlar, makineler, elbiseler göndereceğim. Bir an önce Afrika'nın kendi kendine yeten bir kıta olmasını sağlayacağım. İmalatın, alış verişin sürekli olacağı şartlara ulaştıracağım.
Hiç kimseyi, dinini değiştirmeye zorlamayacağım. Büyük bir din/vicdan hürriyeti vereceğim ama teröristliğe, ateistliğe ve satanistliğe asla izin vermeyeceğim. Eşcinselliğe ve büyücülüğe de izin vermeyeceğim. Dünyanın hiçbir yerinde bunlara izin vermeyeceğim.
Herkes kararını buna göre versin. Kimse benden yana olmak zorunda değil ama benden yana olacaklara karşı şartlarımı herkes bilsin. Bana gelen, ya samimiyetle gelsin ya da hiç gelmesin, düşmanım olarak kalsın. Hangi hususlarda taviz vermeyeceğimi herkes çok iyi bilsin.
Eğer kabul ederlerse, onları Türkiye'ye bağlayacağım. Türkiye toprağı olacaklar ve kimse onları sömüremeeycek, öldüremeyecek, kaçıramayacak. Aç bırakamayacak.
| mfs
Afrikayı, bolluk ve bereket içinde yaşanan bir yere çevireceğim. Hem de kimseye borçlanmadan, kimseye karşı ezilmeden o bolluk seviyesine ulaşacaklar. Kendi yeraltı ve yerüstü zenginliklerini ederinde paraya çevirerek, alıp satarak, onlara haklarını vereceğim. Her seferinde nakit para da vermeyeceğim, ihtiyaç duydukları şeyleri bol bol göndereceğim.
Kimsenin Afrikayı sömürmesine izin vermeyeceğim. Afrikadan yeraltı zenginlikleri çıkartıldıkça, karşılık olarak onlara çok bol miktarda ve kaliteli gıda malzemesi, ilaç, tıbbi cihazlar, mobilya, inşaat malzemeleri, teknolojik cihazlar, makineler, elbiseler göndereceğim. Bir an önce Afrika'nın kendi kendine yeten bir kıta olmasını sağlayacağım. İmalatın, alış verişin sürekli olacağı şartlara ulaştıracağım.
Hiç kimseyi, dinini değiştirmeye zorlamayacağım. Büyük bir din/vicdan hürriyeti vereceğim ama teröristliğe, ateistliğe ve satanistliğe asla izin vermeyeceğim. Eşcinselliğe ve büyücülüğe de izin vermeyeceğim. Dünyanın hiçbir yerinde bunlara izin vermeyeceğim.
Herkes kararını buna göre versin. Kimse benden yana olmak zorunda değil ama benden yana olacaklara karşı şartlarımı herkes bilsin. Bana gelen, ya samimiyetle gelsin ya da hiç gelmesin, düşmanım olarak kalsın. Hangi hususlarda taviz vermeyeceğimi herkes çok iyi bilsin.
Eğer kabul ederlerse, onları Türkiye'ye bağlayacağım. Türkiye toprağı olacaklar ve kimse onları sömüremeeycek, öldüremeyecek, kaçıramayacak. Aç bırakamayacak.
| mfs
Kalkın ayağa!
Siz kimsiniz, siyaseti, stratejiyi ne bilirsiniz? Kimi köşeye sıkıştırdığınızı, kimin kartlarını elinden aldığınızı, kiminle restleştiğinizi zan ediyorsunuz? Kendinizi kandırıyorsunuz.
Bir bakın, eşit şartlarda mı dövüşüyoruz? Hayır ama sıfırdan gelmişim, sadece bir kaç sene içinde sizi bu hallere getirmişim, buna rağmen sizin yorumlarınıza bir bakın...
San ki binlerce yıldır bu dünyaya kazık çakmış, sistem kurmuş olanlar sizler değilsiniz de benim ve benim teşkilatım... Hey, titreyin ve kendinize gelin! Gerçekte neler yaşandığını kabullenin. Neyi, nasıl yorumlayacağınızı şaşırdınız. Travma geçiriyorsunuz, yaşadığınız acı gerçeklerin bir hayal olmasını, bir rüya olmasını ve bundan uyanınca her şeyin eski halinde olmasını istiyorsunuz. Öyle bir dünya yok. Simülasyonda falan değilsiniz, İblis hepinizi kafaladı. Geç de olsa uyanın.
Binlerce yıllık emeğiniz ve sisteminiz, sadece birkaç yıl içinde çöktü. Üstelik hala açıkça sahaya bile inmedim.
O küçük ve işe yaramaz beyinlerinizle kendinizi kandırmayı bırakın, gerçekleri kabullenin.
Kimseye rest çekebildiğiniz, kimseye had bildirebildiğiniz, kimseyi oyundan düşürebildiğiniz yok. Acınası hallerdesiniz. Dünden beri yazdıklarıma bir bakın, hangisine itiraz edebilmektesiniz?
Yerin altıyla, üstüyle seferberlik haline geçiyorsunuz, yetmiyor kaf dağının dışına kadar sizin taraftan olan kalabalık uzaylılar geliyor ama siz yine yine yine çöküyorsunuz, ölüyorsunuz. Gün gün eridiniz ve şimdi perişan hallerdesiniz. İşte son 48 saattir kaç metafizik saldırı yaptınız, size inat nasıl yayınlar yaptığıma bir bakın. Size rezillik olarak sadece bu bile yeter.
Hızınızı, temponuzu bile ben ayarlıyorum. Kendi aranızdaki kararlara bile ben yön veriyorum. Her gününüz mfs ile, yazıları ile, yönlendirmeleri ile, sinyalleriyle, darbeleriyle, kararlarıyla, restleriyle geçiyor. Şu anda dünyanın askeri, siyasi, mali, manevi dengelerine ben yön veriyorum. Kendinizi kandırmayı bırakın.
Bir halt edebildiğiniz de yok, edebileceğiniz de yok. Dünyanın yüzden fazla ülkesi şu anda benden yana, elinizde kaç ülke, kaç bölge kaldı?
| mfs
Siz kimsiniz, siyaseti, stratejiyi ne bilirsiniz? Kimi köşeye sıkıştırdığınızı, kimin kartlarını elinden aldığınızı, kiminle restleştiğinizi zan ediyorsunuz? Kendinizi kandırıyorsunuz.
Bir bakın, eşit şartlarda mı dövüşüyoruz? Hayır ama sıfırdan gelmişim, sadece bir kaç sene içinde sizi bu hallere getirmişim, buna rağmen sizin yorumlarınıza bir bakın...
San ki binlerce yıldır bu dünyaya kazık çakmış, sistem kurmuş olanlar sizler değilsiniz de benim ve benim teşkilatım... Hey, titreyin ve kendinize gelin! Gerçekte neler yaşandığını kabullenin. Neyi, nasıl yorumlayacağınızı şaşırdınız. Travma geçiriyorsunuz, yaşadığınız acı gerçeklerin bir hayal olmasını, bir rüya olmasını ve bundan uyanınca her şeyin eski halinde olmasını istiyorsunuz. Öyle bir dünya yok. Simülasyonda falan değilsiniz, İblis hepinizi kafaladı. Geç de olsa uyanın.
Binlerce yıllık emeğiniz ve sisteminiz, sadece birkaç yıl içinde çöktü. Üstelik hala açıkça sahaya bile inmedim.
O küçük ve işe yaramaz beyinlerinizle kendinizi kandırmayı bırakın, gerçekleri kabullenin.
Kimseye rest çekebildiğiniz, kimseye had bildirebildiğiniz, kimseyi oyundan düşürebildiğiniz yok. Acınası hallerdesiniz. Dünden beri yazdıklarıma bir bakın, hangisine itiraz edebilmektesiniz?
Yerin altıyla, üstüyle seferberlik haline geçiyorsunuz, yetmiyor kaf dağının dışına kadar sizin taraftan olan kalabalık uzaylılar geliyor ama siz yine yine yine çöküyorsunuz, ölüyorsunuz. Gün gün eridiniz ve şimdi perişan hallerdesiniz. İşte son 48 saattir kaç metafizik saldırı yaptınız, size inat nasıl yayınlar yaptığıma bir bakın. Size rezillik olarak sadece bu bile yeter.
Hızınızı, temponuzu bile ben ayarlıyorum. Kendi aranızdaki kararlara bile ben yön veriyorum. Her gününüz mfs ile, yazıları ile, yönlendirmeleri ile, sinyalleriyle, darbeleriyle, kararlarıyla, restleriyle geçiyor. Şu anda dünyanın askeri, siyasi, mali, manevi dengelerine ben yön veriyorum. Kendinizi kandırmayı bırakın.
Bir halt edebildiğiniz de yok, edebileceğiniz de yok. Dünyanın yüzden fazla ülkesi şu anda benden yana, elinizde kaç ülke, kaç bölge kaldı?
| mfs
Akademi Dergisi
Kalkın ayağa! Siz kimsiniz, siyaseti, stratejiyi ne bilirsiniz? Kimi köşeye sıkıştırdığınızı, kimin kartlarını elinden aldığınızı, kiminle restleştiğinizi zan ediyorsunuz? Kendinizi kandırıyorsunuz. Bir bakın, eşit şartlarda mı dövüşüyoruz? Hayır ama sıfırdan…
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Nuh peygamber ve uzaylı ümmetler
Yıllardır anlatıyorum, Nuh peygamberin gemisi, aslında bir uzay gemisiydi. Denizin üstünde, denizin içinde, gökyüzünde, uzayda, her yerde gidebiliyordu.
Yıllardır anlatıyorum, Nuh peygamberin gemisi, aslında bir uzay gemisiydi. Denizin üstünde, denizin içinde, gökyüzünde, uzayda, her yerde gidebiliyordu.
Yine yıllardır anlatıyorum, Nuh peygamberin gemisi, Nuh tufanı başladıktan bir süre sonra uzaya çıktı, başka gezegenlere gitti. O tufanın bitmesi, dünyanın tekrar yaşanacak hale gelmesi, çok kısa süre içinde olmadı. Göğe "Suyunu tut", yere "Suyunu yut" denildi. Bu da epeyi zaman aldı.
Geçen bu süre boyunca Nuh peygamber başka gezegenlerde de tebliğ yaptı, başka başka uzaylı insan türlerini de İslam dinine davet etti.
Geçen bu süre boyunca Nuh peygamber başka gezegenlerde de tebliğ yaptı, başka başka uzaylı insan türlerini de İslam dinine davet etti.
Tufandan sonra çok kalabalık bir şekilde dünyaya döndü. Tufan zamanı dünyadan ayrılırken yanında bulunan bir avuç dünya insanı kişi, dünyaya döndüğünde de yanındaydı. Lakin döndüğünde yanında yüksek sayıda başka/uzaylı insanlar vardı. Bunlar, başka başka gezegenlerin, başka başka fiziki özelliklere/görünüşe sahip insan türlerinden oluşan kalabalık bir gruptu.
Kur'an-ı Kerim'de bu insan türlerine "ümmetler" denildi.
Hud suresi 48. ayet-i kerimesinde mealen şöyle buyruldu:
"Ey Nuh" denildi. "Sana ve seninle birlikte olan ümmetler üzerine, bizden selam ve bereketlerle (gemiden) in. (Uzaylı) Ümmetleri de (dünyada bir süre) yararlandıracağız, sonra onlara bizden acı bir azab dokunacaktır."
Kur'an-ı Kerim'de bu insan türlerine "ümmetler" denildi.
Hud suresi 48. ayet-i kerimesinde mealen şöyle buyruldu:
"Ey Nuh" denildi. "Sana ve seninle birlikte olan ümmetler üzerine, bizden selam ve bereketlerle (gemiden) in. (Uzaylı) Ümmetleri de (dünyada bir süre) yararlandıracağız, sonra onlara bizden acı bir azab dokunacaktır."
Söz konusu uzaylı ümmetler yeryüzünde, dünya insanları ile birlikte yaşadılar. Şehirler kurdular, dünyanın yeniden ve hızla imar edilmesinde büyük payları oldu. Bir süre sonra nüfusları iyice arttı ama yine aynı son oldu. Zamanla dinden, ahlaktan uzaklaştılar, İblis'e uydular ve büyük çoğunluğu muhtelif vesilelerle helak oldular. Sonraki devirlerde bunların bazıları, ellerindeki çok yüksek teknoloji sayesinde yer altı şehirlerine yerleştiler.
Hz Nuh devrinden binlerce sene sonra, Hz. Zülkarneyn Kaf dağını yani Van Allen radyasyon kuşağı da denilen seti, gezegenimizin etrafına çektiğinde, dünyada yeraltında bulunan uzaylılar da bu gezegende kalmış oldular. O günden beri bu gezegenden çıkamadılar, gidemediler. Binlerce senedir kendilerini dünya insanlarından gizleyerek yeryüzünde kan döktüler. Zulüm ettiler, katliam yaptılar, sömürdüler ve hala buna devam ediyorlar. Şu günümüzde bir kez daha topluca helak ediliyorlar.
Hud suresi, 49. ayet-i kerime:
"İşte bunlar, sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Bunları ne sen ne de halkın daha önce bilmiyordunuz. O halde sabret. Sonuç, takva sahiplerinindir."
| mfs
Hud suresi, 49. ayet-i kerime:
"İşte bunlar, sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Bunları ne sen ne de halkın daha önce bilmiyordunuz. O halde sabret. Sonuç, takva sahiplerinindir."
| mfs