Saksılar araziye konmadan önce, toprağın üstü şu poşetlerle kaplanırsa... Üzerine saksılar konursa... Saksıların üzerine kısa sürede, az zahmetle çıtalar gerilirse... Çıtaların üzerine ve yan kısımlarına sineklik malzemesi/örgüsü çekilirse... Bu bitkilere, havadan ya da karadan gelen haşere gelemez olur, zarar veremez olur. Böylelikle o zehirli tarım ilaçlarına para da verilmez, bitkileri yiyen insanlar da hayvanlar da zehirlenmez, hastalanmaz. Her yönden kâr edilir.
Saksıların tabanı ile yan duvarları, birbirinden ayrı ayrı parçalar halinde imal edilirse... Uygulama sahasında kolayca birbirlerine geçecek, bağlanacak sisteme sahip şekilde imal edilirse...
O halde bu saksıları, imal edildikleri yerden uygulama sahasına götürmek çok kolaylaşır. Montajlanmamış (demonte) halde iken çok çok daha az yer kaplarlar ve daha az TIR ya da gemi seferi gerektirir. Bu da tasarrufu artırır, maliyetleri düşürür, saksılar daha kullanışlı olur.
O halde bu saksıları, imal edildikleri yerden uygulama sahasına götürmek çok kolaylaşır. Montajlanmamış (demonte) halde iken çok çok daha az yer kaplarlar ve daha az TIR ya da gemi seferi gerektirir. Bu da tasarrufu artırır, maliyetleri düşürür, saksılar daha kullanışlı olur.
Akademi Dergisi
Sonra o çelik çıtaların üzerine şu resimde görülen sineklik malzemesinden çekilecek. Pencerelere takılan sinekliklerin malzemesi bu ve bu malzeme küçük sinekleri bile geçirmediği halde hava ve ışık geçiriyor. Saksılar arasında gerilen çıtaların üzerine…
Yağmurun, kırağının yetmediği zamanlarda bu saksıların üzerine doğru, kenarlardaki yollardan fıskiyeli hortumlarla su atılacak. Bu sistem, çok yüksek sayıda traktöre, pulluğa, başka aparatlara, her yere damlatma su borusu çekilmesine v.s. ihtiyaç bırakmayacak. Çalışan sayısını ve insan emeğini de çok çok azaltacak.
Yan yana 15-25 saksı konulduktan sonra, bir traktörün geçebileceği kadar yol boşluğu bırakılacak. O yolların tam orta kısmında sulama hortumları sabit olarak döşenecek ve oradan saksıların üzerine doğru fıskiye ile su atılacak.
Yan yana 15-25 saksı konulduktan sonra, bir traktörün geçebileceği kadar yol boşluğu bırakılacak. O yolların tam orta kısmında sulama hortumları sabit olarak döşenecek ve oradan saksıların üzerine doğru fıskiye ile su atılacak.
Saksıların zirve noktasından birbirlerine çelik çıta bağlantısı yapıldığı gibi, yine saksıların zirve noktalarından birbirlerine ince sulama/damlatma borusu da çekilebilir.
Bu saksıların bir değişik modeli yapılarak, su üstünde durmaları sağlanabilir.
Bunun için, saksıların dip kısmında hava ve su geçirmeyen, tamamen kapalı olan sağlam bir hazne oluşturulacak. Bu hazne sayesinde saksı suya batmayacak. Toprakla dolu kısım, bu kapalı haznenin üzerindeki kısımda olacak.
Yani su üzerinde duracak saksıların iki kısmı olacak. En dipteki kısmı tamamen kapalı bir hazne olacak. Bu haznenin en dış yüzeyine, can simidine benzer bir teknikle yapılan ek bir kapalı, su ve hava geçirmez parça konursa... Bu saksı bu sayede suda yan yatmayacak, ters dönmeyecek.
Bunun için, saksıların dip kısmında hava ve su geçirmeyen, tamamen kapalı olan sağlam bir hazne oluşturulacak. Bu hazne sayesinde saksı suya batmayacak. Toprakla dolu kısım, bu kapalı haznenin üzerindeki kısımda olacak.
Yani su üzerinde duracak saksıların iki kısmı olacak. En dipteki kısmı tamamen kapalı bir hazne olacak. Bu haznenin en dış yüzeyine, can simidine benzer bir teknikle yapılan ek bir kapalı, su ve hava geçirmez parça konursa... Bu saksı bu sayede suda yan yatmayacak, ters dönmeyecek.
Bu saksılar, bir kere yapılınca, onlarca sene boyunca hiç sorun çıkartmadan kullanılabilecekler. Suda da karada da kullanılabilecekler.
Dalga kıran ile korumaya alınmış bir sahil kısmında ya da zaten sakin olan bir büyük gölün büyük bir kısmında, bu teknikle ziraat yapılabilecek.
Dalga kıran ile korumaya alınmış bir sahil kısmında ya da zaten sakin olan bir büyük gölün büyük bir kısmında, bu teknikle ziraat yapılabilecek.
Hatta tatlı su gölü üzerinde bu teknik kullanılacaksa, yağmura, sulamaya da ihtiyaç kalmayacak. Elektrikli ve motorlu sulama sistemleri de kullanılmayacak. Zaten gölün tuzsuz suyunu bir bez parçası ile bile yukarı çekebilmek, saksıya ve bitkiye aktarabilmek kolayca mümkün olabiliyor.
Suda ya da karada kullanılacak olan saksıların içini toprakla doldurmak da şart değil. Yine aynı saksı şekli kullanılır ama dar delikler açmak ve oralardan toprağa fide yerleştirmek yerine, saksıların soket gibi sokulacağı/takılacağı geniş delikler/yuvalar açılır. Bu temsili resimle, anlatmak istediğim şey daha iyi anlaşılacaktır. Bu saksılıkların içine torba saksıda fideler de konabilir.
Lakin bu sistem karada yapılacaksa saksıları bir şekilde toprağa sabitlemek gerekir. Çünkü içinde tamamen toprak dolu olmayan saksılar çok hafif olacaklar ve sabitlenmezler ise rüzgarda devrilecekler.
Lakin bu sistem karada yapılacaksa saksıları bir şekilde toprağa sabitlemek gerekir. Çünkü içinde tamamen toprak dolu olmayan saksılar çok hafif olacaklar ve sabitlenmezler ise rüzgarda devrilecekler.
Buraya kadar anlattıklarım, mantığın/sistemin anlaşılması içindi. En basit, en temel şekilde anlatmış oldum ve herkes anlamıştır.
Mühendisler için gerekli fikirleri vermiştir. Onlar, daha isabetli malzemeleri kullanarak, daha teknik bir bakış açısı ve mühendislik hesaplamalarla, gerektiğinde bazı kısımlar ekleyerek bu ziraat/saksı işini yaparlar. Netice olarak dünya insanlığı, denizde de gölde de çölde de ziraat yapabilir. Anlaşıldığı üzere, bunun için devasa kapalı binalar, raflar, otomatik kayan bantlar, dişliler, robot kollar v.b. de şart/ihtiyaç değil. Düşük sermaye ve az teknik bilgi ve az sayıda insanla da bunlar yapılabilir.
Mühendisler bu sisteme eklemeler yaparak, aynı anda elektrik ve su üretebilecek hale de getirebilirler. Denizin dalgasında sallanan ve batmaz özellikte olan sağlam saksılar varsa... Üzerinde bitkiler yetişiyorken, o sallanma, o hareket enerjisi nasıl olur da elektriğe çevirelemez? Bunun türlü türlü yolu var, keşfedilmesi gerekmiyor ve zaten bilinen teknikler.
Çoktan çöp olmuş olan ve tamamlanamayacak olan Akkuyu Nükller Santrali projesi bile şimdiden sonra bu projeye uygun şekilde dönüştürülebilir. Birbirine zincirlerle bağlanmış ve aralarına kablolar çekilmiş deniz saksıları, limandan denize doğru eşit aralıklarla serilir. Beş para etmeyen güneş enerjisi panelleri ile uğraşmaktan kurtulur herkes...
Denizdeki saksılarda bir yandan bitkiler yetişir, bir yandan saksılar dalgada sallandıkça elektrik üretir, bir yandan da kendi ihtiyaç duyduğu suyu deniz suyundan ve havadaki nemden üretir. Saksılar bir kere denize doğru gönderilir ve sonra sadece hasat zamanı gelince geri çekilir. Bu deniz saksılarının da üzerine istenirse cam gibi duran mikadan fanus gibi kapak yapılır. İstenirse tamamen sineklik malzemesi ile kapatılır. Şuraya kadar anlattığım her kısımda türlü türlü ihtimaller var. Yeter ki niyet düzgün olsun, insan azimli ve çalışkan olsun... Aşılmayacak sorun yok. Böyle olunca kimse de bu dünyayı susuz, kurak, aç bırakamaz.
Dünya üzerinde ziraata kullanılan tarlaların büyük çoğunluğunda da bu altıgen piramit ya da sekizgen piramit saksı sistemine geçilmelidir.
Mühendisler için gerekli fikirleri vermiştir. Onlar, daha isabetli malzemeleri kullanarak, daha teknik bir bakış açısı ve mühendislik hesaplamalarla, gerektiğinde bazı kısımlar ekleyerek bu ziraat/saksı işini yaparlar. Netice olarak dünya insanlığı, denizde de gölde de çölde de ziraat yapabilir. Anlaşıldığı üzere, bunun için devasa kapalı binalar, raflar, otomatik kayan bantlar, dişliler, robot kollar v.b. de şart/ihtiyaç değil. Düşük sermaye ve az teknik bilgi ve az sayıda insanla da bunlar yapılabilir.
Mühendisler bu sisteme eklemeler yaparak, aynı anda elektrik ve su üretebilecek hale de getirebilirler. Denizin dalgasında sallanan ve batmaz özellikte olan sağlam saksılar varsa... Üzerinde bitkiler yetişiyorken, o sallanma, o hareket enerjisi nasıl olur da elektriğe çevirelemez? Bunun türlü türlü yolu var, keşfedilmesi gerekmiyor ve zaten bilinen teknikler.
Çoktan çöp olmuş olan ve tamamlanamayacak olan Akkuyu Nükller Santrali projesi bile şimdiden sonra bu projeye uygun şekilde dönüştürülebilir. Birbirine zincirlerle bağlanmış ve aralarına kablolar çekilmiş deniz saksıları, limandan denize doğru eşit aralıklarla serilir. Beş para etmeyen güneş enerjisi panelleri ile uğraşmaktan kurtulur herkes...
Denizdeki saksılarda bir yandan bitkiler yetişir, bir yandan saksılar dalgada sallandıkça elektrik üretir, bir yandan da kendi ihtiyaç duyduğu suyu deniz suyundan ve havadaki nemden üretir. Saksılar bir kere denize doğru gönderilir ve sonra sadece hasat zamanı gelince geri çekilir. Bu deniz saksılarının da üzerine istenirse cam gibi duran mikadan fanus gibi kapak yapılır. İstenirse tamamen sineklik malzemesi ile kapatılır. Şuraya kadar anlattığım her kısımda türlü türlü ihtimaller var. Yeter ki niyet düzgün olsun, insan azimli ve çalışkan olsun... Aşılmayacak sorun yok. Böyle olunca kimse de bu dünyayı susuz, kurak, aç bırakamaz.
Dünya üzerinde ziraata kullanılan tarlaların büyük çoğunluğunda da bu altıgen piramit ya da sekizgen piramit saksı sistemine geçilmelidir.
Bu saksı tekniği ile rakımı yüksek ve rüzgarı bol arazilerde ve engebeli arazilerde de ziraat yapılabilir. Rüzgarı bol olan yerlerde bir değişik saksı çeşidi kullanılır.
Yine altıgen piramit ya da sekizgen piramit şeklinde saksılar tercih edilir. Boyları en azından 2 metre olarak yapılır. Farkı şu ki bu saksıların en dibine su saksılarında olduğu gibi ayrı bir hazne/kısım eklenir.
Saksının dibindeki temel kısım ayrı, üzerindeki dikine uzun piramit kısım ayrı parçalar halinde bir araya getirilir, montajlanır. Piramit şekilli saksının üzerine dikine duran bir sağlam direk montajlanır. Yükseklik 3-4 metreye gelince direğin üzerine çember şeklinde, içi dolu ve geniş bir levha konulur.
Bu levha, o arazideki sürekli rüzgarlar uzun saksıya çarpsın, rüzgara sürtünme alanı artsın ve saksı rüzgarda daha sık ve daha güçlü sallansın diye konur.
Bu sayede, o iklime uygun olan bitkiler saksıklarda emniyet içinde yetişiyorken, bir yandan da rüzgarın saksıları sallaması neticesinde toplamda çok büyük güçte elektrik enerjisi elde edilmiş olur. İnşa maliyeti biraz yüksek olabilir ama bu sistem de kısa sürede kendini amorti edip kâra geçer
Daha önce, çoğu kişinin anlamadığını değerlendirdiğim bir kazık çakma tekniği anlatmıştım. Hiç beton atmadan, toprağı hiç kazmadan, yerinden oynamayan, yere doğru batmayan temelleri bir iki dakika içinde toprağa çakmak o teknikle mümkün. O kazık çakma tekniği ile bu sallanan ve elektrik üreten saksı tekniği birleştirilirse... Şantiyeler kurmadan, araziler tıraşlanmadan/düzeltilmeden, yüzlerce ya da binlerce kamyon ve iş makinesi çalıştırmadan, yüksek yakıt masrafları çıkmadan böyle bir bitki/elektrik ortak tarlası yapılabilir.
Yine altıgen piramit ya da sekizgen piramit şeklinde saksılar tercih edilir. Boyları en azından 2 metre olarak yapılır. Farkı şu ki bu saksıların en dibine su saksılarında olduğu gibi ayrı bir hazne/kısım eklenir.
Saksının dibindeki temel kısım ayrı, üzerindeki dikine uzun piramit kısım ayrı parçalar halinde bir araya getirilir, montajlanır. Piramit şekilli saksının üzerine dikine duran bir sağlam direk montajlanır. Yükseklik 3-4 metreye gelince direğin üzerine çember şeklinde, içi dolu ve geniş bir levha konulur.
Bu levha, o arazideki sürekli rüzgarlar uzun saksıya çarpsın, rüzgara sürtünme alanı artsın ve saksı rüzgarda daha sık ve daha güçlü sallansın diye konur.
Bu sayede, o iklime uygun olan bitkiler saksıklarda emniyet içinde yetişiyorken, bir yandan da rüzgarın saksıları sallaması neticesinde toplamda çok büyük güçte elektrik enerjisi elde edilmiş olur. İnşa maliyeti biraz yüksek olabilir ama bu sistem de kısa sürede kendini amorti edip kâra geçer
Daha önce, çoğu kişinin anlamadığını değerlendirdiğim bir kazık çakma tekniği anlatmıştım. Hiç beton atmadan, toprağı hiç kazmadan, yerinden oynamayan, yere doğru batmayan temelleri bir iki dakika içinde toprağa çakmak o teknikle mümkün. O kazık çakma tekniği ile bu sallanan ve elektrik üreten saksı tekniği birleştirilirse... Şantiyeler kurmadan, araziler tıraşlanmadan/düzeltilmeden, yüzlerce ya da binlerce kamyon ve iş makinesi çalıştırmadan, yüksek yakıt masrafları çıkmadan böyle bir bitki/elektrik ortak tarlası yapılabilir.
İsrail, Şam'a füzeler attı. Çok yanlış bir iş yaptı.
Suriye tarafından iki can kaybı yaşandı. Bunun karşılığı olarak, çok kısa süre içinde İsrail'den iki bin kişinin öldüğü müdahaleler yapacağım. Masumlar değil, etkili ve yetkili suçlular ölecekler. Siyasetçiler, askerler, kolluk kuvvetleri, istihbaratçılar ve devlet memurları ölecekler. Siyasetin arka planındaki sözde din adamları, o satanist şeytanlar da ölecekler.
Aynı şekilde bu saldırısının karşılığı olarak Türkiye içindeki etkili ve yetkili gizli Yahudilerden de iki bin kişi öldüreceğim.
Bitmedi... Yine bu saldırısının karşılığı olarak ABD'den etkili ve yetkili iki bin Yahudi'yi öldüreceğim. O İsrail'e haddini bir kez daha bildireceğim.
Ayrıca, İsrail'i elinde oynatan uzaylı grubun adamlarından yirmi bin kişiyi öldüreceğim. Çünkü asıl suçlular onlar...
Herkes, bu süreç boyunca ölecekleri, yanacakları, patlayacakları, batacakları, düşecekleri, bozulacakları basından, medyadan kısmen ve farklı gösterilerek de olsa takip edebilir.
Suriye tarafından iki can kaybı yaşandı. Bunun karşılığı olarak, çok kısa süre içinde İsrail'den iki bin kişinin öldüğü müdahaleler yapacağım. Masumlar değil, etkili ve yetkili suçlular ölecekler. Siyasetçiler, askerler, kolluk kuvvetleri, istihbaratçılar ve devlet memurları ölecekler. Siyasetin arka planındaki sözde din adamları, o satanist şeytanlar da ölecekler.
Aynı şekilde bu saldırısının karşılığı olarak Türkiye içindeki etkili ve yetkili gizli Yahudilerden de iki bin kişi öldüreceğim.
Bitmedi... Yine bu saldırısının karşılığı olarak ABD'den etkili ve yetkili iki bin Yahudi'yi öldüreceğim. O İsrail'e haddini bir kez daha bildireceğim.
Ayrıca, İsrail'i elinde oynatan uzaylı grubun adamlarından yirmi bin kişiyi öldüreceğim. Çünkü asıl suçlular onlar...
Herkes, bu süreç boyunca ölecekleri, yanacakları, patlayacakları, batacakları, düşecekleri, bozulacakları basından, medyadan kısmen ve farklı gösterilerek de olsa takip edebilir.
Media is too big
VIEW IN TELEGRAM
Suriye devleti, milleti ve ordusu yalnız değildir...
Düze çıkamazlar
Çingene Firavunların soyundan gelen ve İngiltere Boşbakanı olan Rishi Sunak, ebeveynlere maddi destek sağlamayı amaçlayan çocuk bakım desteği projesini rafa kaldırmış.
Boşuna uğraşıyor. İngiltere'nin bu bataktan çıkabilmesi mümkün değil. Aldığı her tedbir sadece oyalanma ve halkın güzünü boyama türünden... Yakında Rishi'yi de rafa kaldırırlar, Charles'ı da ama yine de düze çıkamazlar.
Bir çıkış yolu bulabilmek için kalabalık bir resmi yetkili heyetle ve iş adamları grubuyla beraber İstanbul'da dolaşır dururlar.
Çingene Firavunların soyundan gelen ve İngiltere Boşbakanı olan Rishi Sunak, ebeveynlere maddi destek sağlamayı amaçlayan çocuk bakım desteği projesini rafa kaldırmış.
Boşuna uğraşıyor. İngiltere'nin bu bataktan çıkabilmesi mümkün değil. Aldığı her tedbir sadece oyalanma ve halkın güzünü boyama türünden... Yakında Rishi'yi de rafa kaldırırlar, Charles'ı da ama yine de düze çıkamazlar.
Bir çıkış yolu bulabilmek için kalabalık bir resmi yetkili heyetle ve iş adamları grubuyla beraber İstanbul'da dolaşır dururlar.
Mükemmel Türkçe projesi
Çok iyi seviyedeki dil bilimcilerimizden oluşan bir heyetin önderliğinde, çok çok gelişmiş bir yapay zekaya, Türkçe'nin bilinen bütün lehçelerini öğreteceğiz.
Sonra da o yapay zekadan, bütün bunları harmanlayarak en mükemmel seviyede bir Türkçe dili oluşturmasını isteyeceğiz. Bu sırada, bu yapay zekanın, Türkçe'nin lehçelerine geçmiş olan Arapça ve Farsça kelimelerin çok çok az bir kısmını kullanmasına izin vereceğiz. Bu kelimelerin mükemmel Türkçe'deki oranı sadece yüzde 1-2 oranında olacak. Toplama bir dil olan İngilizce'den mükemmel Türkçeye sadece zaruret halinde kelimeler geçmesine izin vereceğiz. Fransızca, Latince ve diğer dilleri de budayıp lisanımızdan atacağız. Söz konusu dil bilimciler heyetinin son istişareleri, düzeltmeleri ve onayı ile birlikte, söz konusu mükemmel Türkçeyi tercih edeceğiz.
Sonra, bütün Türk dünyasında kademeli olarak bu mükemmel Türkçe'ye geçiş yapacağız. Latin alfabesini de değiştireceğiz, kaldıracağız ve Arap alfabesini de milli alfabe gibi kullanmayacağız. Kendi alfabemizi kullanacağız. Yeni mükemmel Türkçe'nin, bu güne kadar kullanılmamış ve yine Türk alfabelerinden harmanlama ile bir araya getirilmiş olan mükemmel bir alfabesi olacak.
Mükemmel alfabesi ile birlikte mükemmel Türkçe, dünya genelinde hızla yayılacak. Bir süre sonra, dünyada en çok kullanılan/konuşulan dil olan İspanyolca'yı da geçerek, ilk sıraya çıkacak.
Çok iyi seviyedeki dil bilimcilerimizden oluşan bir heyetin önderliğinde, çok çok gelişmiş bir yapay zekaya, Türkçe'nin bilinen bütün lehçelerini öğreteceğiz.
Sonra da o yapay zekadan, bütün bunları harmanlayarak en mükemmel seviyede bir Türkçe dili oluşturmasını isteyeceğiz. Bu sırada, bu yapay zekanın, Türkçe'nin lehçelerine geçmiş olan Arapça ve Farsça kelimelerin çok çok az bir kısmını kullanmasına izin vereceğiz. Bu kelimelerin mükemmel Türkçe'deki oranı sadece yüzde 1-2 oranında olacak. Toplama bir dil olan İngilizce'den mükemmel Türkçeye sadece zaruret halinde kelimeler geçmesine izin vereceğiz. Fransızca, Latince ve diğer dilleri de budayıp lisanımızdan atacağız. Söz konusu dil bilimciler heyetinin son istişareleri, düzeltmeleri ve onayı ile birlikte, söz konusu mükemmel Türkçeyi tercih edeceğiz.
Sonra, bütün Türk dünyasında kademeli olarak bu mükemmel Türkçe'ye geçiş yapacağız. Latin alfabesini de değiştireceğiz, kaldıracağız ve Arap alfabesini de milli alfabe gibi kullanmayacağız. Kendi alfabemizi kullanacağız. Yeni mükemmel Türkçe'nin, bu güne kadar kullanılmamış ve yine Türk alfabelerinden harmanlama ile bir araya getirilmiş olan mükemmel bir alfabesi olacak.
Mükemmel alfabesi ile birlikte mükemmel Türkçe, dünya genelinde hızla yayılacak. Bir süre sonra, dünyada en çok kullanılan/konuşulan dil olan İspanyolca'yı da geçerek, ilk sıraya çıkacak.
Bu, öyle hayırlı bir proje ki sadece Türk milletini kendine getirmekle kalmayacak... Sadece dünyadaki Türklerin gönül bağı kurmalarını, özlerine dönmelerini, birbirleriyle sağlıklı irtibat kurmalarını sağlamayacak... Bu mükemmel Türkçe, bütün dünya genelinde yayıldıkça, insanlığın kendi arasında çok rahat şekilde konuşabilmesini, anlaşabilmesini sağlayacak.
Bu gün dünya üzerindeki toplumların tamamına yakınının sorunu, kendi aralarında bile sağlıklı şekilde irtibat kurmalarına, anlaşabilmelerine uygun olmayan lisanları ve alfabeleri olması... Yine milletler arası sorunların çözümü için de sağlıklı şekilde, kolayca anlayabilmeyi, anlaşabilmeyi sağlayan bir lisana ihtiyaç var.
Ve yine şu andaki Türkler dahil, dünyadaki çoğu milletin bilimde geri kalmasının bir sebebi de lisanlarının yetersizliği... Bütün bu sorunlar toptan ortadan kaldırılmış olacak.
Bu gün dünya üzerindeki toplumların tamamına yakınının sorunu, kendi aralarında bile sağlıklı şekilde irtibat kurmalarına, anlaşabilmelerine uygun olmayan lisanları ve alfabeleri olması... Yine milletler arası sorunların çözümü için de sağlıklı şekilde, kolayca anlayabilmeyi, anlaşabilmeyi sağlayan bir lisana ihtiyaç var.
Ve yine şu andaki Türkler dahil, dünyadaki çoğu milletin bilimde geri kalmasının bir sebebi de lisanlarının yetersizliği... Bütün bu sorunlar toptan ortadan kaldırılmış olacak.
Akademi Dergisi
Bu saksı tekniği ile rakımı yüksek ve rüzgarı bol arazilerde ve engebeli arazilerde de ziraat yapılabilir. Rüzgarı bol olan yerlerde bir değişik saksı çeşidi kullanılır. Yine altıgen piramit ya da sekizgen piramit şeklinde saksılar tercih edilir. Boyları…
Şu saksı tekniğine dair söylenecek, anlatılacak çok şeyler var ama şimdilik şu kısmı da anlatmam gerektiğine karar verdim...
Deniz kenarında ya da okyanus kenarında olan kurak/çöl ya da yarı kurak arazileri kurtarmak, dönüştürmek, aslında imkansız da değil, çok uçuk seviyede masraflar da gerekmiyor.
Güneş enerjisi ile deniz ya da okyanus suyunu ısıtarak, buharlaştırarak içilebilir su elde edileceğini, nihayet, birkaç yıl gecikmeli de olsa kabullendiler. Sözde üniversiteleri üzerinden bunu duyurmak zorunda kaldılar.
Yakında "Aynı anda o buhar sayesinde sadece su değil, yüksek güçte elektrik de üretilebilir" demek zorundalar.
Yakında "Aynı anda o buhar sayesinde sadece su değil, yüksek güçte elektrik de üretilebilir" demek zorundalar.