Akademi Dergisi
2.13K subscribers
59.7K photos
25K videos
370 files
7.52K links
Çok önemli: Telegram bu kanalı yıllardır sansürlenemektedir. Paylaşımlarımızın Telegram uygulaması içinde yayılmasına izin vermemektedir. Kanaldaki takipçi ve görüntüleme sayıları da gerçek değildir. www.mfs.tv
Download Telegram
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Ülkü Ocakları isimli organize suç, terör ve ihanet örgütünün eski genel başkanı Sinan Ateş'i, Bohçalı ile Soysuz'un öldürttüğünü anlamayan kaldı mı bu ülkede?

Cenazeye katılan sözde ülkücüler, 'Hainler davaya hesap verecek' sloganı atmışlar. Yeni mi anladılar Bohçalı ile çetesinin, Türkiye'nin en büyük hainleri olduğunu...

Neresinden tutulsa elde kalıyor. Tamamıyla çürümüş ve mafyaya dönüşmüş, CIA'nın ve Rusların kara para işlerinde maşa olmuş bir teşkilat halindeler.

Aralarında gerçek ülkücüler kaldıysa, zaman kaybetmeden İstanbul'a gelsinler.
16. Benedict de biyonik robottu. Daha fazla sahada tutamıyorlardı. Bunun böyle olacağını önden yazmıştım. Dünyanın her yerinden çok sayıda biyonik robotu son bir hafta içinde oyundan çıkarttılar.

Can Yılmaz da gizli Ermeni ve güya gizli Hristiyan. Aslında çoktan satanistleşmiş bir muzır varlık. Benedict'in bu halde oturan ve sağ elini havaya kaldıran fotoğrafını tercih etmesi de sebepsiz değil. Baphomet'lerine benzemesini istemiş. Satanist bir mesaj...
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
"Sayın Erdoğan'a sesleniyorum. Tek bir LGBT'li kardeşime zarar gelirse başörtümü çıkarır yakarım." diyen ve Hıyanet İşleri Başkanlığından ihraç edilmiş olan Fatma Yavuz da gizli Ermeni...

Paslaştığı kişiler de hep gizli Ermeniler...

Bunlar hep MİT'teki ve adalet sistemindeki sorumlu yetkililerin ilgilenmesi gereken kişiler, çeteler, eylemler, örgütlü suçlar, ihanetler ama kimsenin kimseye dokunduğu yok.

Devletmizin ilgili resmi kurumlarındaki ilgili yetkililer vazifelerini yapmıyorlar ve çok yakında şu gibilerle beraber vatana ihanet kapsamında ve şeffafça yargılanarak asılacaklar.
Suriye'de devasa çapta şeker pancarı işine girmeliyiz.

Suriye'nin, Türkiye'nin, Irak'ın ve bölgenin şeker ihtiyacının çok büyük kısmını buradan karşıladığımız gibi, dünya geneline de bol bol ihraç etmeliyiz.

Şeker pancarının posasıyla ve yeşil kısmıyla hayvan yemi üretmeliyiz.

Suriye'de araziler çok müsait. Çok düşük masraflarla yapılabilecek kapalı mekanlarda, büyükçe ve çok katlı saksılar kullanmak yoluysa çok kaliteli şeker pancarları yetiştirebiliriz. 1 birim mahsül alınabilecek araziden 15-20 birim mahsül alabiliriz. Üstelik az sayıda çalışanla, düşük işletme maliyetiyle, çok düşük riskle bunu yapabiliriz.

Temiz su ve elektrik enerjisi sorunumuz da yok. Suriye'nin çoğu yerinde artık terör sorunu da yok. Bu işe de hiç vakit kaybetmeden girmeliyiz.
Eş zamanlı olarak Suriye'de yer fıstığı işine gireceğiz. Bunu da devasa çapta ve yine kapalı mekanlarda, saksılı sistemle yapacağız.

Toprağı, suyu, nemi, havayı, gazı, ısıyı, ışığı, her şeyi istediğimiz gibi kontrol altında tutabileceğiz. Risk sıfıra yakın olacak. Senede en az altı kere hasat yapılacak. Her hasatta, bir birim mahsül alınabilen araziden hiç değilse 20 birim mahsül alınacak.

Ekme, sulama, hasat etme, her şey otomatik sistemlerle olacak ve düşük masraflar olacak. Zararlı ve zehirli ziraat ilaçlarına ihtiyaç kalmayacak.
Yer fıstığının yağı çıkartılacak ve bütün dünya geneline satılacak. Yemeklerde, salatalarda, ekmek yapmakta, her türlü unlu mamülde, gıda sanayiinde, her yerde bol bol kullanılacak.

Yer fıstığının posası çocuk mamalarında, gıda sanayiinde, kahvaltılıklarda v.b. kullanılacak. Yine yer fıstığının posası ve yeşil kısmı da hayvan yemi yapmakta kullanılacak.

Tek bu iş bile, temiz iş yaparak da büyük paralar kazanılabileceğini gözler önüne serecek.
Manyok işine de Suriye'den başlayacağız. Suriye'nin toprakları ve diğer şartları, devasa çapta manyok işi yapmaya da müsait.

Manyoğu da kapalı mekanda, saksılı ve raflı sistemle, tamamen otomatik şekilde yetiştireceğiz. Manyoktan çok sağlıklı ve kullanışlı un elde edeceğiz.

Böylelikle dünyanın un, yağ ve şeker ihtiyacının epeyi bir kısmını tek başına karşılayabilen bir Suriye olacak.

Bu işler Suriye'deki işsizlik, aşsızlık sorununun çözülmesine de büyük katkı sağlayacak.
Benim hassasiyetlerime uyabilen taraflar... Dinleri, lisanları, ırkları her ne olursa olsun... Suriye'ye devasa yatırımlar yapmaktan çekinmesin. Kimseye dininden, lisanından, ırkından ötürü baskı ya da haksızlık yapılmayacak. Suriye, İstanbul'un kanatları ve gölgesi altında... Tereddüte mahal yok.

Her hususta şeffaf oldum ve her şeyi açıkça yayınlayıp izah ettim. Bir sorunlu kısım var ama o da geçici bir sorun. Suriye böyle ayağa kalkmaya başlayacak, dünyayı şaşırtacak ve sonra dünyadan Ankebut Ağı tarafları bu işleri bozmaya kalkacak. Hususiyle Fırat nehri sayesinde yapılacak projelerden, kazançlardan rahatsız olacaklar. Bozmak isteseler de meşru müdahalelerle ve rekabetlerle bozamayacaklar.

Sonra askeri müdahale yapmaya çabalayacaklar. İttifakla ordularını bölgeye getirecekler. Lakin ayınlarda açıkça gördüğünüz gibi İstanbul o vakit kardeş Suriye'ye ordularını gönderecek. "Durun, buradan geçiş yok. Burada size yer yok. Sizin devriniz şimdi tamamen bitecek." diyecek. Bedeller ödeyecek ama yine de Suriye'yi ve Suriye'ye yatırım yapanları ortada bırakmayacak.

Şimdiden ve tereddüt etmeden Suriye'ye büyük yatırımlarınızı yapın. İstanbul'a kimse diz çöktüremedi ve çöktüremeyecek.

Ben bir yandan bu gibi işleri de sevk ve idare ederken, bir yandan da Türkiye'de ve devamında onlarca ülke içinde temizlik işlerini organize edeceğim. Dünyanın siyasi, askeri, mali şartlarını/dengelerini, dürüstçe çalışarak, temiz işler yaparak büyük paralar kazanmak isteyenlere göre ayarlayacağım.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Adamlar haklı...

Birkaç kara paracı devlet lideri ve çeteleri hariç hiç kimse, o kadar paranın gerçekte nereye ya da kimlere gittiğini, neye kullanıldığını bilmiyor.

Hatta açıklanandan daha çok mu daha az mı para gönderildiğini bile bilmiyor.

Ankebut Ağına bağlı liderler, çoktan ifşa oldukları, suç üstü oldukları bu konuda da hala lüzumsuz yere inat ediyorlar.

Bu işlerin sonu da demir parmaklıklar ve idam sehpaları...
Sabiha Gökçen hava limanında aslında neler dönüyor?

Birkaç gün önce uçuşlar durduruldu ve etraftaki bir doğalgaz borusunun patlaması buna sebep gösterildi. Tedbir maksatlı olarak bütün uçuşların durulduğu söylendi.

Bu defa ise, pistteki uçağı çeken bir aracın arıza yaptığı söylenmiş. Bu tür sorunlar, bütün uçuşları durdurmayı gerçekten gerektiriyor mu ya da orada aslında neler dönüyor?
Akademi Dergisi
Rusya Savunma Bakanı Sergei Shoigu, Yeni Yıl tebrikinde "Yeni Yıl gibi zaferimiz de kaçınılmaz" dedi.
Fena değildi

Birkaç saattir bize yapılan metafizik saldırılar fena değildi ve tat verdi. Uğraşmaya değdi. Bu ağırlıkta bir metafizik saldırıyı ortodoksların Noel kutlaması yaptığı 6 Ocak günü bekliyordum.

Önden böyle bir saldırı yaşamaktan ziyadesiyle memnun oldum ama bu kadar kısa sürmesine kederlendim. 6 Ocak günü de öncesinde de kimler, ne zaman müsait olursa, güç bulabilirse, bu gibi saldırıların tekrarlarını beklerim.

Ben düşmanın zeki, akıllı, bilgili, taktik, güçlü, sabırlı ve kararlı olanını tercih ederim. Şu ana kadar öylesini görmedim ama yine de ümidimi kesmedim.

Haydi gayret, gayret...
Bolsonaro devri de bitti. Bütün dünya bir kez daha görmüş oldu ki İstanbul ile restleşenin sonu berbat oluyor.

Öyle dedim de aklıma geldi, sahi o Berbat Albayrak nerelerde?
Bence faydalı olur...

Er Ryan'ı kurtarmak isimli şu film kapağına bir fotomontaj yaparak "İngiliz piyonu Putin'i kurtarmak" yazılsa, gündeme çok uygun düşer.

Er Ryan'ı kurtarmak için o kadar mücadeleye ve onca insanın canını tehlikeye atmaya değer mi diye sorgulamak gibi... Londra piyonu Putin'i orada tutabilmek için bu kadar masrafa, zahmete, seferberliğe ve yüksek sayıda can kaybına değer mi diye sorgulamaya sebep olur.

Faydalı da olur ve belki de şu faydasız mücadelede yok olmaktan kurtulan kişiler, taraflar olur. Putin'in ve Rusya'nın devrileceği çoktan kesinleşti. Biden ve Kamal için de kesinlik var.
Akademi Dergisi
4 - İSVEÇ
"Sosyalizm ülkemi mahvetti."

İsveçli gazeteci Peter Imanuelsen attığı twitte İsveçle alakalı bazı istatistik veriler paylaştı ve faturayı sosyalizme kesti.

"İsveç artık kadınlar için güvenli değil"

-  Son 5 yıl içerisinde 42936 raporlanmış tecavüz vakası
-  61 ‘girilmez’ ilan edilmiş bölge
-  Avrupa'da en çok silahlı saldırının yaşandığı ülke olması
-  Ahlak polislerinin sokaklarda devriye gezmeleri
-  Kadınların gece sokağa çıkmaya korkmaları
-  40 bin kadının genital sakatlık yaşaması.
- Selamün Aleyküm Hocam,

Bu sabah rüyamda ben eşim, ve başka bir aile sizin evdeydik, iyi anlaşıyorduk, evinizde yemek yiyorduk o aile ile.
Eviniz müstakil bir evdi.
Ben ve diğer aileden olan adam birlikte sizin evin dış duvarında sarkmıs olan internet veya telefon kablosu olduğunu tahmin ettiğim bir kabloyu duvara sabitledik.

İçerdeyken sizi merak ettim odanıza doğru baktım uzun boyluydunuz ayaktaydiniz o an sırtınızı gördüm mavi bir gömlek giymistiniz.
Dedim temiz bir duş alıp öyle temiz bir şekilde mfs hocanın odasına yanına uğrarım ayıp olmasin diye düşünüyordum uyandım.
= Kendini ve aileni temsili görmüşsün

aslında başka kişilersiniz

projelere maddi işlere çıkıyor bu rüya
Rüyada mavi gömlek görmek, rüyayı gören kişinin hem meslek hem de özel hayatı ile tabir edilir. Rüya sahibinin meslek hayatında karşısına çıkacak bazı engellere ve sorunlara rağmen ilerlemeyi, gelişmeyi ve başarılı olmayı bileceğine, resmi bir göreve getirileceğine ve üst makamlara çıkacağına işaret eder. Kişi, özel hayatında da huzurlu ve mutlu olacak, sevdiği kişiyle aşamayacağı hiçbir sorun yaşamayacak demektir.
Rüyada Mavi Gömlek Giydiğini Görmek

Rüyayı gören kişinin vatanına ve milletine hizmet edeceği önemli bir kariyeri olacağına ve kişinin herkesin yapamayacağı kadar özel bir görevi ifşa etmeye layık görüleceğine alamet eder. Yükselişe geçmeye, itibar ve ün sahibi olmaya yorulur.
Uzun boy iş hayatının da uzun soluklu olması anlamına geldiği gibi kariyer yapmak şeklinde de tabir edilir ve kişinin rızkının hiç kesilmeyeceğini, artacağını, maddi anlamda her geçen gün daha da çok para kazanacağını ve alım gücünün artacağını bildirir.