Akademi Dergisi
2.12K subscribers
59.9K photos
25.1K videos
370 files
7.53K links
Çok önemli: Telegram bu kanalı yıllardır sansürlenemektedir. Paylaşımlarımızın Telegram uygulaması içinde yayılmasına izin vermemektedir. Kanaldaki takipçi ve görüntüleme sayıları da gerçek değildir. www.mfs.tv
Download Telegram
Merhaba bayan! Temizlik vakti mi?

= Aaa evet, amaa siz nereden çıktınız bir anda?

- Ben dünyamızda dönen pek çok gizli şeyleri öğrendim. Biyonik robotları da biliyorum. Sizinki biraz sorun çıkartmış galiba. Daha çok şeyleri öğrenmek istiyorum. Siz bizim dünyamızda sorunsuz şekilde nefes alabiliyor musunuz?

= Evet ama bütün uzaylı türler alamıyorlar. Onların biyonik robotları da ona göre yapılıyor ve yeryüzünde nefes almalarını sağlıyor.

- Pekiyi, komşularınız sizin bir biyonik robot kullanan uzaylı olduğunuzu biliyorlar mı?

= Hayır, onlar bilmiyorlar.

- Türkiye'de son zamanlarda biyonik robotla yerlerine geçilen insanların sayısının arttığı konuşuluyor, doğru mu?

= Evet ama bir yandan çok sorunlar da yaşanıyor. Biyonik robotların arızaları, sorunları da giderek artıyor. İşte benimki de hep ek bakımlar istiyor.
Son verilmeli

Sümerler hakkındaki yalanlara artık son verilmeli.

Sümerler has Müslüman Türklerdi. Zülkarneyn'in devletinin/milletinin devamı olan, çok medeni, çok yüksek teknolojili bir Türk topluluğuydu. Hititler, İskitler, Sakalar, Akatlar ve diğerleri de hep Türklerdi. Şu anda Türkiye denilen topraklara, Mezopotamya denilen topraklara yaklaşık on bin senedir çoğunlukla hep Türkler hakimlerdi. Bölgenin tarihinde övünülen kısımlarını da hep Müslüman Türkler yaşadılar, tarihe yazdırdılar.

Bunların hepsinin somut bilimsel delilleri var. Buna rağmen, bilimsellik adına yalanları konuşanlar, yayanlar, artık hak ettikleri karşılıkları bulmalılar.

Söz konusu Türk toplulukları, İslam dininden ayrıldıkça, kendi zamanlarının hak peygamberlerinden kopup uzaklaştıkça, cinsi ve dini sapıklığa vardıkça hep helak oldular. Bazen düşman saldırılarıyla, bazen tabii afetlerle, bazen bulaşıcı hastalıklarla helak oldular. Yine de bütün herkes helak olmadı ve hep soyları devam edip yine yayıldılar.

Taş devri, demir çağı, tunç çağı gibi uydurmalar da bilimsel kesinlikle çoktan çöktü. Bu yalanları da yine İblis'e çalışan satanist insanlar ve cinler ayakta tutmak istiyorlar.

| mfs
Para yok, kriz çok

Dünya genelinde İstanbul'un nüfuzu arttıkça, kara para işleri azaldıkça ve zorlaştıkça...Terörden ve kara/kanlı paradan beslenen ülkeler/hükumetler ile, muhtelif terör örgütleri arasındaki sorunlar giderek büyüyor. Para yok, kriz çok.

Şu saatten sonra İngiltere'de, Avrupa ülkelerinde, ABD'de, Rusya'da, Çin'de, Arap ülkelerinde sık sık ve yıpratıcı terör saldırıları yaşanması ihtimali hep yüksek.

Büyük terörist Putin'in de dediği gibi, cebinde akrep besleyenleri bir gün o akrep sokar.
Mekke'de yine sel oldu

Araçlar suda sürüklendi, tüneller kapandı. Yıllardır sessizce buna sebep oluyordum, aylardır da açıkça ve tekrarla söylüyorum. Gezegenimizi suni iklim şartlarında tutan, pek çok bölgesini kasten az yağış alır halde ve kurak ya da yarı kurak halde tutan iklim silahlarını bozuyorum, bozduruyorum.

Bu, önümüzdeki aylarda ve yıllarda daha da gözle görülür olacaktır. Dünyanın dengesi tabii haline gelirken... Suni iklim silahları ve cihazları giderek bozuluyor ve sayıları azalıyorken... Bunları üretebilecek ve tamir edebilecek teknik kadrolar hızla çarpılıp ölüyorken... Sancılı bir süreç yaşanmaya devam edilecek.

Yaklaşık iki sene önce, Çin'de acayip tabiat hadiseleri yaşandığında "İklimi suni olarak düzenleyen uzaylı cihazlarını artık bozuyoruz" diye yazdığım hatırlanacaktır ya da aratılınca bulunacaktır.

Küresel ısınma, kıtlık, kuraklık palavraları yayan hükumetlerin ve gizli servislerin, son aylarda büyük oranda nasıl sindikleri, geri durdukları da gözler önünde. Çünkü sadece yeryüzünde değil, yeraltı şehirlerinde de çok değişmeler oluyor. Yeryüzü normale dönüyorken, bana inat suni iklim müdahaleleri yapanların, suni kıtlık ve kuraklık oyunları oynayanların, suni enerji krizi oyunu oynayanların, yeraltındaki düzenleri bozuluyor. Yerin üstünde sorunlar çıkartanlar ve sorunlar yaşatanlar, yerin altında keyiflerine bakamayacaklar. O devir çoktan bitti.

Suni enerji krizi oyunu oynuyorlarken, şimdi yeryüzünde kontrol altında tuttukları onlarca devletin enerji santrallerinde gerçekten büyük sorunlar yaşıyorlar. İstanbul sayesinde her hamleleri aleyhlerine dönüyor, ellerine ayaklarına dolanıyor.

Bu süreçte, hala satanist Ankebut Ağına bağlı kalan ülkelerin başları beladan, afetten, toplu ölümlerden, helaklardan kurtulmayacak. Bu dünya temizlenecek. Bu, Allah'ın takdiri ve kimse buna mani olamayacak.

| mfs
En açık şekilde yazıyorum

İstanbul'a doğru yürümek için Tayyip'i araya katmayın. Bir basamak, bir piyon olarak bile kullanmayın. Aksine, Tayyip'ten ve hain Ankara hükumetinden ve onların çevresindeki iş gruplarından çok uzak durun.

"Türkiye karışacak" diyorum. "Büyük hadiseler olacak" diyorum. "Büyük temizlik yapılacak" diyorum. "Sonra yatırım kısmına bakılacak" diyorum. Nesi anlaşılmıyor?

Türkiye'ye para getirmeyin, Türkiye'deki paralarınızı çekin. Türkiye'ye yatırım yapmayın. Ankara hükumetiyle ve çevresindeki iş gruplarıyla paslaşmayın.

Ya da benden, çevremden ve yapacağım projelerden ümidinizi kesin, kendi yolunuza bakın. Gidebildiğiniz yere kadar gidin. Sonra Tayyip ve çetesi gibi sizin de canınız cehenneme...

Sıkıldım artık tekrar etmekten, yeter.
Ne olacak şu Rusya'nın hali böyle...

Rusya Eğitim ve Bilim Bakanlığı, Rusya Devlet Başkanı Putin’in talimatıyla üniversitelerde temel askeri eğitimin verileceği kurslar açılacağını duyurmuş.

Ordusundaki askerlere topluca bir şeyler mi oluyor yoksa?
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Alışmış, kudurmuştan beterdir

İki gizli Ermeni konuşuyorlar ve günlük İslam'a/Müslümanlara saldırma dozunu alıyorlar.

Onlarca senedir alışmışlar bu hallere ve böyle yapmadıklarında içlerindeki şeytan huzur bulmuyor.

Ümit Özdağ:

"Bir general, buraya Allah'ın kulu olmaya geldiniz diyor."

"Ulan Allah’ın belası adam! Askeri okulda asker olursun asker!"

Ümit'in aklı her geçen gün daha da zorlanıyor. Halleri giderek Biden'a benziyor. Şeytanlık dolu kafası, bedenine ağır gelir olmuş. Bakalım ne kadar mühleti kalmış.
İsabet var. Adam haklı beyler...
TSK üniformalarıyla Suriye'de bulunan, Türk rolü oynayan ve her türlü vahşiliği sergileyen canavarlar... Askeri kamyonlarda, zırhlı personel taşıyıcılarda hatta tanklarda bile kara para, uyuşturucu, organ taşıtıyorlar.

Suriye içindeki erlere, sağlık desteği adı altında sürekli müdahaleler yaptırıyorlar. Bu sırada aşıyla, hapla, şurupla bile zihinlerini uyuşturan, düşünme ve muhakeme kabiliyetlerinde sorunlara sebep olan kimyevi maddeleri vücutlarına aldırıyorlar. Hatta askerlerin yatakhanelerine/yataklarına bile bu maksatla bazı özel tozlar saçılıyor.
"Türk Tabipleri Birliği"nin adı, "Gizli Ermeni Teröristler Birliği" olarak değiştirilmeli ve bu birlik, hukuki zeminde, silahlı terör örgütleri sınıfına dahil edilmelidir.
Hukukun ve milli güvenliğin gereğidir

Ehl-i sünnet müslüman olduklarını iddia ederek... Ehl-i sünnetin kaynaklarından muhtelif İslami meseleleri inceleyip derlediklerini ve yayınladıklarını iddia ederek... Matbu yayın imkanlarıyla ya da elektronik yayın imkanlarıyla ve sinsice, art niyetli şekilde şiilik propadası yapanlara... Türkiye'deki temiz itikatlı sünni müslümanları aldatanlara karşı devlet gücü ile sert karşılıklar vermek... Hem dinimizi ve sonsuz saadetimizi korumak hem de milli güvenliğimizi korumak için şarttır, hukukun gereğidir.

Zira bu gibi sinsice hazırlanmış yayınlar, siyasi maksatlarla da yapılıyorlar. Bölgemizdeki farklı farklı taraflar, Türkiye'yi içten ele geçirmek için benzer sinsilikleri, aldatacılıkları uzun zamandır sergiliyorlar. Şu anda bile Türkiye'deki müslüman gruplar arasında bu sinsiliklere aldamış kalabalıklar var ve bunlar devletimize şimdiden ciddi sorunlar çıkartmaya başladılar.

İran denilen Deccal projesi sistemin, Türkiye'de son zamanlarda bu konuda çok çok geniş ve serbest bir hareket sahası bulduğu, sorunun dağlar kadar büyüdüğü de gözler önündedir.

Diyanet İşleri Başkanlığından Milli İstihbarat Teşkilatına, oradan adli yetkililere ve hatta bütün müslüman çevrelere kadar herkese bu hususta büyük vazifeler düşmektedir.

Bu hususta sessiz ve tepkisiz kalmak bile vatana, millete, ümmete ihanettir. Münafıklığın zahir edilmesidir.

Selefilik/vehhabilik nasıl ki milletimizi, devletimizi çok yönlü tehdit eden bir akımsa, şiilik de aynıdır.

| mfs
İnsanlar ilk halleri gibi olurlar

Suyuti, el-Havi Lil-Fetava kitabında kendi isnadıyla Ebu Said Hudri’den (r.a) şu rivayeti nakletmiştir:

Peygamber (s.a.a) buyurdu:

“Bal arılarının kendi arıbeylerinin etrafına toplanması gibi ümmetim de Mehdi’nin yanında toplanır. Daha önce zulümle dolan dünyayı adaletle doldurur. Böylece insanlar ilk halleri (tertemiz fıtratları) üzerine olurlar. Uykuda olan kimseyi dahi uyandırmaz ve bir damla kan bile akıtmaz.”
Ve yine Hz. Mehdi, Kelp kabilesini yok edecektir. Resulullah Efendimiz bu savaşla ilgili olarak ‘Kim o savaşta bulunmamışsa, zarara uğramıştır' buyurmuştur. Bu kabilenin yok edilmesine, içkiyi helal kılmaları sebebiyle müsaade edilmiştir.
Mehdi, adil bir hakem olarak çıkacak, haçları kıracak, domuzu öldürecek ve eşyayı, malı dağıtacak, fakat bolluktan dolayı kabul eden olmayacaktır. Bu rivayet ‘Bunları, Hz. İsa yapacaktır' şeklindeki nakle zıt değildir, zira bunları, her ikisi de birlikte yapacaklardır.
Hz. Mehdi, Rumistan'ı (İstanbul'u) 4 tekbirle fethedecek ve burada 600 bin kişiyi yok edip Beytül Mukaddes'in hazinelerini, Tabut-u Sekine'yi, Ben-i İsrail sofrası ile levhaların madenlerini, hz. Adem'in cübbesini, hz. Süleyman'ın minberinin asasını ve Allah'ın Beni İsrail'e gönderdiği süt kadar beyaz olan eldivenleri çıkaracaktır.
Bunca zamandır yeryüzünün zenginlikleri, yeraltındaki uzaylı şehirlerine mi kaçırıldı? Hz. Mehdi onları geri mi alacak?
Tahur b. Esma, Ben-i İsrail ile savaşır, onları esir alır ve içindeki hazineleri aldıktan sonra Beytül Mukaddes'i ateşe verir, aldığı hazineleri de 1700 gemi ile denizden götürür.

Huzeyfe (R.A) diyor ki ‘Peygamber Efendimizden işittim ki, Hz. Mehdi o hazineleri gemilerden geri alıp, tekrar Beytül Mukaddes'e getirecektir.'

Daha sonra Hz. Mehdi ve ordusu, içinde yüz çarşının ve her bir çarşıda da yüzbin esnafın bulunduğu Rumistan (İstanbul)beldesine gelirler. Burayı da fethettikten sonra uzunluğu 1000 mil, genişliği 300 mil olan, 300 kapılı, kara ile çevrili ve yeşil deniz üzerindeki Kati denilen beldeye gelirler.