- Selamün aleyküm Hocam, Emine Şenlikoğlu Anne Tarafindanmi yoksa Baba tarafindanmi Ermeni?Eltimin Annesinin Kuzeni oluyor.
Eltimin Annesinin soy ismi Kalyoncu
Teyze cocuklari oluyorlar
= v.a.s. Baba tarafından gizli Ermeni... Evlendiği sözde ilahiyatçı Recep Özkan da gizli Ermeni. Bahsettiğin Kalyoncu'lar da gizli Ermeniler.
Türkiye'ki gizli Ermeniler arasında sistemden kopmuş olan, irtibatını kopartmış ve yeni nesillere aktaramamış olan... Türk rolü oynarken kendini gerçekten Türk zan etmeye başlayan... Alevi rolü oynarken kendini gerçekten Alevi zan etmeye başlayan... Kürt rolü oynarken kendini gerçekten Kürt zan etmeye başlayan gizli Ermeniler de Yahudiler de var. Kendini Türk kabul etmeye başlamış olan ama yine de sistem tarafından boş bırakılmayan, kullanılan, elde tutulan aileler de var.
Bunların çocukları askerlik vazifesi sırasında çok çok rahat ederler. Kolayca iş bulurlar. İş yerinde kolay yükselirler. Devlet kapısında işleri olsa hemen halledilir. Hayatlarında hep şaşırdıkları şeyler yaşarlar. Kendilerinin gizli Ermeni ya da Yahudi olduğunu tam bilemezler, düşünemezler ama sistem onları bilir. Cemaatimizin içinde hoca efendi ya da hoca hanım yapılmış olan, gizli Ermeni ya da Yahudi olduklarını hala bilmiyor olan kadrolar da var. Bunlara gerçeği anlatmak çok riskli ve ters tepki alabilirler. Bazılarına bir ömür anlatmıyorlar ve kullanıyorlar. Lakin kendilerinden gördükleri için bunları talebe yapıyorlar, hoca yapıyorlar. Bir de böyle karışık ve sıkıntılı bir yanı var bu meselelerin.
Eltimin Annesinin soy ismi Kalyoncu
Teyze cocuklari oluyorlar
= v.a.s. Baba tarafından gizli Ermeni... Evlendiği sözde ilahiyatçı Recep Özkan da gizli Ermeni. Bahsettiğin Kalyoncu'lar da gizli Ermeniler.
Türkiye'ki gizli Ermeniler arasında sistemden kopmuş olan, irtibatını kopartmış ve yeni nesillere aktaramamış olan... Türk rolü oynarken kendini gerçekten Türk zan etmeye başlayan... Alevi rolü oynarken kendini gerçekten Alevi zan etmeye başlayan... Kürt rolü oynarken kendini gerçekten Kürt zan etmeye başlayan gizli Ermeniler de Yahudiler de var. Kendini Türk kabul etmeye başlamış olan ama yine de sistem tarafından boş bırakılmayan, kullanılan, elde tutulan aileler de var.
Bunların çocukları askerlik vazifesi sırasında çok çok rahat ederler. Kolayca iş bulurlar. İş yerinde kolay yükselirler. Devlet kapısında işleri olsa hemen halledilir. Hayatlarında hep şaşırdıkları şeyler yaşarlar. Kendilerinin gizli Ermeni ya da Yahudi olduğunu tam bilemezler, düşünemezler ama sistem onları bilir. Cemaatimizin içinde hoca efendi ya da hoca hanım yapılmış olan, gizli Ermeni ya da Yahudi olduklarını hala bilmiyor olan kadrolar da var. Bunlara gerçeği anlatmak çok riskli ve ters tepki alabilirler. Bazılarına bir ömür anlatmıyorlar ve kullanıyorlar. Lakin kendilerinden gördükleri için bunları talebe yapıyorlar, hoca yapıyorlar. Bir de böyle karışık ve sıkıntılı bir yanı var bu meselelerin.
- Selamünaleyküm hocam benim eve misafir gelince sürekli esniyorlar ama hanımla bende birşey yok sürekli okuyoruz namazlarımızı kılıyoruz fakat eve bir gelen olunca sizin evinizd3 bir ağırlık var diyorlar eşimde bende gayet rahatız bunun sebebi ne olabilir
= v.a.s.
Musallat olabilir
büyüler olabilir
sizin eve gelenlerin cinlerinin yanması, daralması ve bu halin o insanlara yansıması olabilir
Çok ihtimal var
Sizin kendinizi rahat hissetmeniz, cinler tarafından kısmi zihin kontrolüne alınmanız ve beyninizin/idrakinizin uyuşması nedeniyle de olabilir.
= v.a.s.
Musallat olabilir
büyüler olabilir
sizin eve gelenlerin cinlerinin yanması, daralması ve bu halin o insanlara yansıması olabilir
Çok ihtimal var
Sizin kendinizi rahat hissetmeniz, cinler tarafından kısmi zihin kontrolüne alınmanız ve beyninizin/idrakinizin uyuşması nedeniyle de olabilir.
Şair burada şöyle demek istemiş:
Biz gizli Ermenileriz. Yerine göre Sünni rolü oynarız. Yerine göre de Alevi ya da Şii rolü oynarız. Hatta lüzumu halinde sünni bir imam ya da cemaat/tarikat lideri ya da Diyanet İşleri Başkanı rolüne bürünürüz. Yerine göre Alevi dedesi ya da Şii imam hatta Şii Ayetullah rolü de oynarız. Bunlar geçmiş asırlardan beri hep yaptığımız şeyler. Alevi de biziz, Sünni de biziz, çünkü biz her role gireriz. Her kurulu düzeni bozarız ya da kendimize uyan hale dönüştürürür, vurgunumuza bakarız. Herkesi kandırırız. Dünya bizim...
Biz gizli Ermenileriz. Yerine göre Sünni rolü oynarız. Yerine göre de Alevi ya da Şii rolü oynarız. Hatta lüzumu halinde sünni bir imam ya da cemaat/tarikat lideri ya da Diyanet İşleri Başkanı rolüne bürünürüz. Yerine göre Alevi dedesi ya da Şii imam hatta Şii Ayetullah rolü de oynarız. Bunlar geçmiş asırlardan beri hep yaptığımız şeyler. Alevi de biziz, Sünni de biziz, çünkü biz her role gireriz. Her kurulu düzeni bozarız ya da kendimize uyan hale dönüştürürür, vurgunumuza bakarız. Herkesi kandırırız. Dünya bizim...
Akademi Dergisi
Photo
Hakaret zan ediliyorsa, edilmesin. Ben hakikat olduğu için böyle yazıyorum. Aslında çok sakin ve seviyeli bile yazıyorum bunlar hakkında...
Yıllardır hoca takılan şu Kerem Önder de kütüğün teki... Vasıfsızın, huysuzun, geçimsizin, art niyetlinin teki ve bir gizli Ermeni...
On yıl oldu Said-i Nursi'nin hain ve gizli Ermeni bir bölücü olduğunu bütün Türkiye'ye duyuralı ve herkes kabulleneli...
Bir kişinin hala ısrarla, inatla Said-i Nursi'yi savunması için ya aklında ya da kalbinde ileri seviyede sorun olmalı. Bunun aklında da sorunlar var, davranışlarına tuhaflıklar olarak yansıyor ama tam kırık değil. Kalbi de münafık...
Yıllar önce anlatmıştım. O Risale-i Nur denilen zırvaları da Fener Rum Patrikhanesindeki kimliği açık papazlarla, kimliği gizli Ermeniler, bir heyet oluşturarak yazdılar. Hedefleri de Dinler arası diyalog ihanetini ta o vakitten başlatmaktı. Öncelikle Müslümanların itikadını ve amelini Hristiyanlara yaklaştırmaktı. Bu nedenle "Müslüman İseviler" diye palavraları bile o kişiler uydurdular.
Onlardan bir süre önce Cemaleddin Afgani ve Reşit Rıza gibi mason ve İngiliz casusu sözde İslam alimleri, aynı yoldan gittiler. Aynı tuzakları kurdular ama bunu daha çok Mısır'da yapabildiler.
"Müslüman İsevileri gördüm" diye manşet attıran Yeni Asya'nın sahibi gizli Ermeni ve gizli Hristiyan Kazım Gül-eç-yüz, beni engellemişti. Hemen engellemişti. Çünkü o yıla ve o ana kadar neler yaptığımı, nelere sebep olduğumu, karşımda gık bile diyemeyeceğini, suçüstü olduklarını biliyordu. Çaresizce engelliyorlar, ne yapsınlar.
Benim anlamadığım şey, bu ülkenin milli güvenliğinden sorumlu idari ve adli yetkililerin ne iş yaptıkları, bu mücadeleleri ve yayınları nasıl yorumladıkları... Merak ettiğim şey ise çok yakında kurulacak mahkemelerde nasıl savunmalar yapacakları.
Yıllardır hoca takılan şu Kerem Önder de kütüğün teki... Vasıfsızın, huysuzun, geçimsizin, art niyetlinin teki ve bir gizli Ermeni...
On yıl oldu Said-i Nursi'nin hain ve gizli Ermeni bir bölücü olduğunu bütün Türkiye'ye duyuralı ve herkes kabulleneli...
Bir kişinin hala ısrarla, inatla Said-i Nursi'yi savunması için ya aklında ya da kalbinde ileri seviyede sorun olmalı. Bunun aklında da sorunlar var, davranışlarına tuhaflıklar olarak yansıyor ama tam kırık değil. Kalbi de münafık...
Yıllar önce anlatmıştım. O Risale-i Nur denilen zırvaları da Fener Rum Patrikhanesindeki kimliği açık papazlarla, kimliği gizli Ermeniler, bir heyet oluşturarak yazdılar. Hedefleri de Dinler arası diyalog ihanetini ta o vakitten başlatmaktı. Öncelikle Müslümanların itikadını ve amelini Hristiyanlara yaklaştırmaktı. Bu nedenle "Müslüman İseviler" diye palavraları bile o kişiler uydurdular.
Onlardan bir süre önce Cemaleddin Afgani ve Reşit Rıza gibi mason ve İngiliz casusu sözde İslam alimleri, aynı yoldan gittiler. Aynı tuzakları kurdular ama bunu daha çok Mısır'da yapabildiler.
"Müslüman İsevileri gördüm" diye manşet attıran Yeni Asya'nın sahibi gizli Ermeni ve gizli Hristiyan Kazım Gül-eç-yüz, beni engellemişti. Hemen engellemişti. Çünkü o yıla ve o ana kadar neler yaptığımı, nelere sebep olduğumu, karşımda gık bile diyemeyeceğini, suçüstü olduklarını biliyordu. Çaresizce engelliyorlar, ne yapsınlar.
Benim anlamadığım şey, bu ülkenin milli güvenliğinden sorumlu idari ve adli yetkililerin ne iş yaptıkları, bu mücadeleleri ve yayınları nasıl yorumladıkları... Merak ettiğim şey ise çok yakında kurulacak mahkemelerde nasıl savunmalar yapacakları.
Akademi Dergisi
Nevzat Tarhan gizli Ermeni
Nevzat Tarhan, 5 saat önce yayınlanmış olan şu videoda, soyunun hz. Hüseyin efendimize dayandığını söylüyormuş. Youtube'da onlara atış serbest...
Nevzat'ın da bir yanı Çingene... Türkiye'deki en hakiki FETÖ'cülerden de biri olduğu halde hiç sorun yaşatmadılar.
Türkiye'de psikiyatri sahası ve psikiyatri hastahaneleri, en başından beri gizli Ermenilerin ve Yahudilerin elinde... Şu anda Bakırköy Mazhar Osman Usman hastahanesi de Erenköy Ruh ve Sinir Hastahanesi de tıkabasa kripto Yahudi ve Ermeni sözde doktorlarla, uzmanlarla dolu.
Hatta ara birimlere verdikleri şahıs isimleri bile hep kriptoların isimleri. Bu güne kadar kim bilir kaç gerçek Müslüman Türkü, yargılama safahatında bu sözde hastahanelere sevk ederek yollarını kestiler, işlerini bitirdiler. Çok yargılamalar olacak, çok. Çok da adaletli, şeffaf, bütün dünyanın anında izleyip takip edebildiği yargılamalar olacak. İnfazlar/idamlar da aynı şekilde olacak ki dünyanın başka ülkelerinde de aynı sistemler var ve onlara örnek olacak. Peşimizden onlar da aynını yapacaklar.
Ankebut Ağının sadece psikiyatri ilaçları denilen zehirler üzerinden vurduğu para bile devasa meblağda... Her yıl, yeniden yeniden bu paraları alıyor. Bunların reçetesiz satılması kesinlikle yasak ama mesela Türkiye'de her yerde reçetesiz satılıyor ve sistem buna izin veriyor. Polisin, istihbaratçıların, reçetesiz satışları bitirmesini istemiyor.
Gerçekte psikiyatri diye bir tıp/bilim dalı yok. Acımasız, şeytani bir çark var.
https://www.youtube.com/watch?v=Njw_p_2VXi4
Nevzat'ın da bir yanı Çingene... Türkiye'deki en hakiki FETÖ'cülerden de biri olduğu halde hiç sorun yaşatmadılar.
Türkiye'de psikiyatri sahası ve psikiyatri hastahaneleri, en başından beri gizli Ermenilerin ve Yahudilerin elinde... Şu anda Bakırköy Mazhar Osman Usman hastahanesi de Erenköy Ruh ve Sinir Hastahanesi de tıkabasa kripto Yahudi ve Ermeni sözde doktorlarla, uzmanlarla dolu.
Hatta ara birimlere verdikleri şahıs isimleri bile hep kriptoların isimleri. Bu güne kadar kim bilir kaç gerçek Müslüman Türkü, yargılama safahatında bu sözde hastahanelere sevk ederek yollarını kestiler, işlerini bitirdiler. Çok yargılamalar olacak, çok. Çok da adaletli, şeffaf, bütün dünyanın anında izleyip takip edebildiği yargılamalar olacak. İnfazlar/idamlar da aynı şekilde olacak ki dünyanın başka ülkelerinde de aynı sistemler var ve onlara örnek olacak. Peşimizden onlar da aynını yapacaklar.
Ankebut Ağının sadece psikiyatri ilaçları denilen zehirler üzerinden vurduğu para bile devasa meblağda... Her yıl, yeniden yeniden bu paraları alıyor. Bunların reçetesiz satılması kesinlikle yasak ama mesela Türkiye'de her yerde reçetesiz satılıyor ve sistem buna izin veriyor. Polisin, istihbaratçıların, reçetesiz satışları bitirmesini istemiyor.
Gerçekte psikiyatri diye bir tıp/bilim dalı yok. Acımasız, şeytani bir çark var.
https://www.youtube.com/watch?v=Njw_p_2VXi4
YouTube
Küçükken Kedi Olmak İstemişim - Nevzat Tarhan | İzler
Her bölümde Türkiye’nin tanıdığı ve her kesimde büyük saygı uyandıran isimlerin hayatlarına kendi anlatımlarıyla şahitlik edeceğiz. Doğdukları ortamdan, nasıl yetiştiklerine, kimlerden etkilendiklerinden, bugünlere gelirken neler yaşadıklarına bu programda…
Nefesini keseceğim
Kapalı spor salonlarına hatta bazı yerlerde bahçeli ve büyük okul binalarına ya da bahçeli ve büyük depolara kadar çok yerler, çok kısa sürede ve çok az masrafla gözaltı merkezlerine çevrilecek.
Gözaltı süresi altı aya, ek uzatma ile 9 aya çıkartılacak. Yine de kapalı mekanlar yeterli olmazsa, mevsim kış olsa bile üstü açık stadyumlar da gözaltı merkezleri olarak kullanılacak. Kızılay'ın elindeki en basit ve ucuz çadırlar buralara çekilecek.
Gözaltındaki şüphelilere devletin fazlaca masraf yapmasına asla izin verilmeyecek. Her gün bir yarım ekmek ve yanına ucuz bir katık verilecek. Sular da çeşmeden ve sınırsız içilebilecek. Kimseye yatak, yorgan, battaniye, nevresim, yastık, temizlik malzemesi, ek gıda malzemesi ve meşrubat/çay gibi şeyler verilmeyecek.
Gözaltının hemen ardından bir kere aile yakınları ziyarete gelebilecek ve temel ihtiyaç olan (elbise, çamaşır, temizlik malzemeleri gibi) şeyleri verebilecekler. Sonra bir buçuk ayda bir 15'şer dakikalık ziyaretler yapılabilecek. Bunlar da açık görüş değil, kapalı görüş usulüyle olacak.
Bu memlekette Türke ihanet edenin, Londra'ya, ABD'ye, Rusya'ya, Çin'e, Araplara çalışanların nefesini keseceğim. Babamın oğlu olsa bile... Onlara bu ülkede nefes almak da bu ülkede gıdalanmak da haram ama yargılama safahatı bitene kadar ölmelerine de izin vermeyeceğim.
Devlet memurları ve memureleri arasından bunları kollamaya, kuralların dışına çıkmaya cesaret edebilen herkes de "vatan hainlerine yardım ve yataklık" suçlamasıyla ve yine özel mahkemelerde yargılanacaklar. Bu kişiler de idam edilecekler.
Ceza evlerinin boşalması için Türkiye'de bir genel af da çıkartmayacağım. Ben, o ceza evlerinin gerçekte ne olduklarını, içlerinde kimlerin dolu olduğunu, vakti gelince milletime canlı yayınlarda çok güzel anlatacağım. O insan şeytanlarını (arada çok çok az sayıdaki istisnaları tenzih ederim) dışarı bırakmayacağım. Kimsenin canını yakmalarına, devlet ve millete yeniden zararlar vermelerine meydan vermeyeceğim. Ceza evleri zaten Türklerle değil, kriptolarla dolu.
| mfs
Kapalı spor salonlarına hatta bazı yerlerde bahçeli ve büyük okul binalarına ya da bahçeli ve büyük depolara kadar çok yerler, çok kısa sürede ve çok az masrafla gözaltı merkezlerine çevrilecek.
Gözaltı süresi altı aya, ek uzatma ile 9 aya çıkartılacak. Yine de kapalı mekanlar yeterli olmazsa, mevsim kış olsa bile üstü açık stadyumlar da gözaltı merkezleri olarak kullanılacak. Kızılay'ın elindeki en basit ve ucuz çadırlar buralara çekilecek.
Gözaltındaki şüphelilere devletin fazlaca masraf yapmasına asla izin verilmeyecek. Her gün bir yarım ekmek ve yanına ucuz bir katık verilecek. Sular da çeşmeden ve sınırsız içilebilecek. Kimseye yatak, yorgan, battaniye, nevresim, yastık, temizlik malzemesi, ek gıda malzemesi ve meşrubat/çay gibi şeyler verilmeyecek.
Gözaltının hemen ardından bir kere aile yakınları ziyarete gelebilecek ve temel ihtiyaç olan (elbise, çamaşır, temizlik malzemeleri gibi) şeyleri verebilecekler. Sonra bir buçuk ayda bir 15'şer dakikalık ziyaretler yapılabilecek. Bunlar da açık görüş değil, kapalı görüş usulüyle olacak.
Bu memlekette Türke ihanet edenin, Londra'ya, ABD'ye, Rusya'ya, Çin'e, Araplara çalışanların nefesini keseceğim. Babamın oğlu olsa bile... Onlara bu ülkede nefes almak da bu ülkede gıdalanmak da haram ama yargılama safahatı bitene kadar ölmelerine de izin vermeyeceğim.
Devlet memurları ve memureleri arasından bunları kollamaya, kuralların dışına çıkmaya cesaret edebilen herkes de "vatan hainlerine yardım ve yataklık" suçlamasıyla ve yine özel mahkemelerde yargılanacaklar. Bu kişiler de idam edilecekler.
Ceza evlerinin boşalması için Türkiye'de bir genel af da çıkartmayacağım. Ben, o ceza evlerinin gerçekte ne olduklarını, içlerinde kimlerin dolu olduğunu, vakti gelince milletime canlı yayınlarda çok güzel anlatacağım. O insan şeytanlarını (arada çok çok az sayıdaki istisnaları tenzih ederim) dışarı bırakmayacağım. Kimsenin canını yakmalarına, devlet ve millete yeniden zararlar vermelerine meydan vermeyeceğim. Ceza evleri zaten Türklerle değil, kriptolarla dolu.
| mfs
Sembolik devlet İsrail, hürriyet mücadelesi veren, BOP karşısında devleşen Suriye'ye, kanunsuz şekilde yine hava saldırısı yaptı. Artık haddi iyice aştı. Dünyanın bunca ülkesi susabilir, kanun tanımaz tavırlar sergileyebilir ama biz tepkisiz kalmayacağız.
Buna sert karşılık verdireceğim. İsrail bunu yaptığına çok pişman olacak. Göz yaşlarına boğulacaklar, onlarca devletten yardım isteyecekler.
Hemen şimdi başlıyoruz.
Buna sert karşılık verdireceğim. İsrail bunu yaptığına çok pişman olacak. Göz yaşlarına boğulacaklar, onlarca devletten yardım isteyecekler.
Hemen şimdi başlıyoruz.