Rus Dışişleri; Lübnan'a yardım konusu siyasallaştırılmamalı

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, Lübnan'a yardım konusunun yabancı aktörlerce siyasallaştırılmaması ve ülkedeki iç politik süreçlere karışılmaması gerektiğini ifade etti.

Lübnan’ı desteklemeye yönelik uluslararası çabaların koordinasyonunu BM’nin üstlenmesi gerektiğini kaydeden Zaharova, bazı potansiyel uluslararası bağışçıların, kendi jeopolitik çıkarları için ülkeye yardım konusunu siyasallaştırma girişimlerini endişe verici olarak değerlendirdi.

Zaharova’ya göre, ekonomik gelişimi için sağlanacak yardımların, ülkenin ulusal egemenliğini ihlal eden koşullarla sunulmaması gerekiyor.

Zaharova, Lübnan’da yaşananların ülkenin kendi içişleri olduğunu belirterek, sorunların bizzat Lübnanlılar tarafından dışarıdan müdahale olmadan, hukuk çerçevesinde ve diyalog yoluyla çözülmesi çağrısında bulundu

Bilim adamları ispatladı; 2 metrelik sosyal mesafe işe yaramıyor

ABD'li bilim adamları aylarca süren çalışmaların sonucunu açıkladı: Virüs havada uzun süre asılı kalabiliyor. İki metrelik fiziksel mesafe gibi önlemlerin, kapalı ortamlarda yardımı olmayacak. Bunlar sahte bir güvenlik hissi verirken, maruziyetlere ve salgınlara yol açacak.

MedRxiv’de yayımlanan araştırmaya göre, Florida Üniversitesi viroloji ve aerosol bilimi uzmanları, 2 ve 4,8 metre mesafelerde virüsün aerosollerle iletildiğini teyit etti.

Rus Dışişleri; NYT'nin Lavrov ile Pompeo'nun Taliban hakkındaki konuşmalarının özüne ilişkin iddialarını yalanladı

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, New York Times (NYT) gazetesinin Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve ABD'li mevkidaşı Mike Pompeo arasında geçen Taliban konulu konuşmanın özü hakkındaki iddialarını reddettiğini söyledi.

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un, ABD'den Taliban ile ‘gizli anlaşmaya’ ilişkin kanıt istediğini, ancak yanıt alamadığını belirtti.

Zaharova, "New York Times gazetesinin haberinde, 13 Temmuz tarihinde gerçekleşen telefon görüşmesi sırasında ABD Dışişleri Bakanı Pompeo’nun, Rus istihbarat servislerinin Afganistan'daki ABD ordusuna karşı Taliban ile olası bağlantılarının sonuçları hakkında Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’a uyarıda bulunduğu belirtiliyor. Bütün bunlar gerçekmiş gibi servis ediliyor" ifadelerini kullandı.

ABD'li senatörlerden Pompeo'ya çağrı: Türkiye, gemilerini Doğu Akdeniz'den çıkarmazsa ekonomik yaptırım uygulanmalı

Demokrat ABD senatörleri Bob Menendez ile Chris Van Hollen, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'ya yaptıkları çağrıda Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki faaliyetlerini provokasyon olarak nitelendirerek yaptırım uygulama çağrısında bulundular.

Suriye Ordusu, BOP artığı terör örgütlerinden Heyetu Tahriri Şam'ın elinde esir olan 5 askeri özel operasyonla kurtardı

Halep-İdlib sınırında yer alan Muznaz Köyü'ne ani baskın düzenleyen Suriye Ordusu'na bağlı özel kuvvetler birliği onlarca Heyetu Tahriri Şam teröristini öldürüp, ellerindeki 5 Suriye askerini de sağ olarak kurtardı.. Muznaz Köyü de teröristlerin işgalinden kurtarıldı… Kurtarılan askerler arasında 2 de subay bulunuyor.

Beşar Esad: ABD yaptırımları teröristleri desteklemektir

Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad üçüncü yasama döneminde seçilen Halk Meclisi üyelerine hitaben yaptığı konuşmada, ABD yaptırımlarının gerçekte teröristleri desteklemek için olduğunu söyledi.

Esad, seçimlerin korona şartlarında yapılması önemine temasla, bir an önce halkın sorunlarının çözümüne odaklanılması gerektiğini bildirdi.

Esad, ırkçı İsrail’in Deyrezzor’a yönelik saldırılarının “IŞİD” teröristlerinin hareketini kolaylaştırmak için geldiğine işaret ederken, yerli bir terörist ile ithal edilmiş bir terörist veya bir Siyonist, Türk veya Amerikan askeri arasında hiçbir fark olmadığını ve hepsi bizim topraklarımızda düşmanlar olduklarını söyledi.

Suriye Cumhurbaşkanı Esad, Sezar Yasası’nın, Suriye halkına büyük zarar veren kuşatmanın önceki aşamalarından ayrı veya soyut bir durum olmadığını açıkladı.

Esad, Amerika’nın başta “IŞİD” olmak üzere bölgede teröristlere ihtiyacı olduğunu ve “Sezar Yasası”ndan teröristlere desteği amaçladığını belirterek, ablukaya verilecek pratik cevabın da üretim ve kendine güveni arttırmakta yattığını belirtti.

Esad, “Yabancı sermaye korkaktır ve milli sermayenin korkak olmaması gerekiyor, çünkü böyle olduğunda ülke kaybeder” dedi.

Suriye Cumhurbaşkanı Esad, ulusal ekonomiyi destekleme ve ablukayla yüzleşme yeteneği için küçük yatırımları desteklemeye odaklanılması gerektiğini belirtirken, tarım sektörünün ulusal ekonominin temel dayanağı olduğunu ve desteklenmesi gerektiğini, tarım sektöründeki acil reformların diğer sektörlere göre hızlı ve geniş sonuçlar verebileceğine dikkat çekti.

Esad, “Savaşın kalbindeyiz, farklı toprakları ve bölgeleri özgürleştirmekten bahsediyoruz, ancak devlet otoritesinin geri dönüşü, sadece toprakların kurtuluşu değil, hukukun üstünlüğünün geri dönüşüdür.. Hukuk ve yolsuzluk aynı yerde buluşamaz” dedi.

Cumhurbaşkanı Esad: “Teröristler tarafından yağmalanırken, yolsuzluklar tarafından yağmalanırken ülkenin ayakta durması mümkün değildir... Caydırıcılık, yolsuzlukla mücadeledeki son faktördür. Bizler yasal yollarla ve kurumlar aracılığıyla çalınan kamu fonlarını geri getirmeye devam ediyoruz” dedi.

ABD'nin Kaliforniya eyaletinde bulunan Hughes Gölü'nde yangın çıktı. Yangının yaklaşık 40 kilometrekarelik bir alanı etkilediği belirtildi.

Hollywood'da film yönetmeni olan John Paul Rice, şov dünyasının ünlülerinin gerçek yüzünü ve çocuk istismarına olan tutumlarının ayrıntılarını anlatıyor;

"Bu mesele çocukların meselesi. Bu mesele insanlık meselesi."

Bu, çok büyük bir problem, çünkü bütün dünyada ve benim içinden çıktığım Hollywood’daki dünyada görünmeyen bir tabaka/kesim var ve orada neler döndüğünü herkes biliyor.

2017'de "Me Too” akımı patlak verdiğinde, Los Angeles'dan bir çoğunu ismen tanıyacağınız, bazılarının da "Bu kız şu filmde oynamıştı" diyebileceği ünlü kadın oyuncu arkadaşıma, söz konusu çocukları sorduğumda, cevapları "Biz biliyoruz, bilgimiz var" şeklinde olmuştu. Lakin hepsi konuya sessiz kalmıştı ve bu, beni mahvetmişti.

Mahvolmuştum, çünkü temel insan hakları ve çocuk hakları konusundaki hayallerim yıkılmıştı.

Bu, çok uzun zamandır içinde yaşadığımız, gizlice çocuk istismarı yapan ve devam ettiren bir sistemdi ve buna sessiz kalamazdım, çünkü bu her birimizi etkilemekteydi.

Televizyonda gördüğünüz, size gülümseyen, size hikayeler anlatan, size haberler sunan insanların tamamı, bildikleri bu gerçekleri bizden saklayan insanlar. Onlar gerçek meseleler hakkında konuşmuyorlar. Sizi oyalayan bölücü meselelerle uğraşıyorlar.

48 saat önce Maxwell dosyası ortaya çıktığında MSNBC'ye baktım. cnn. com'ın neredeyse bütün başlıklarına, manşetlerine baktım. Hiç kimse bu konudan bahsetmiyordu. Onlar John Lewis'in cenazesini konuşuyorlar. Onlar Obama'nın Trump'a cevabı gibi gereksiz meseleleri konuşuyorlar. Bunu her gün görüyoruz.

Politik denklemde hangi tarafta olduğunuzun bir önemi yok. Bu mesele çocukların meselesi. Bu mesele insanlık meselesi. Bu mesele siyasi bir mesele değil. Bu mesele sol-sağ veya demokrat-cumhuriyetçi ya da liberal-muhafazakar meselesi değil.

Gazeteciden Donald Trump'a: 3.5 yıldır söylediğiniz yalanlardan dolayı pişman mısınız?

"Amerikan halkına 3.5 yıldır söylediğiniz yalanlardan dolayı pişman mısınız?"

Başkan Trump, Beyaz Saray'daki basın toplantısında gazetecinin bu sorusunu yanıtsız bıraktı.

Dünya Bankası; Türkiye’de 3.3 milyon kişi yoksulluğa sürüklenebilir

Dünya Bankası'nın yayınladığı raporda Türkiye'de salgının neden olduğu ekonomik şokun etkisiyle yoksulluk oranının yüzde 10.4’ten yüzde 14.4’e çıkabileceği belirtilerek tedbir alınması için uyarı yapıldı.

Bankanın “Türkiye Ekonomik İzleme” raporunda, Covid-19 şokunun Türkiye’deki hanelerin refahını, bilhassa yoksul ve kırılgan grupları, “çok ciddi etkileyeceğine” vurgu yapıldı. Raporda, “Salgının neden olduğu ekonomik şokun etkisiyle, 3.3 milyon kişi yoksulluğa sürüklenebilir. Hane gelirlerinde yaşanabilecek şoklar Türkiye’nin yoksulluk oranının yüzde 10.4’ten yüzde 14.4’e çıkmasına neden olabilir. Bu noktada devletin tedbirleriyle yoksulluk oranında yüzde 14.4’ten yüzde 11.8’e önemli bir düşüş sağlanacaktır” denildi.

Economist; Türkiye demokrasisinin felce uğramasında Erdoğan kadar Fethullah Gülen de sorumlu

İngiliz Economist dergisinin Charlemagne köşesinde 'Türkiye'deki demokrasini geriye gitmesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kadar, Erdoğan'la geçmişte ortak hareket eden Fethullah Gülen Hareketi'nin de sorumlu olduğu' yorumu yapılıyor.

Makalede, Türkiye'de Erdoğan'ın "tasfiye sürecinde mağdur ettiği tek tek bireyler için şefkat gösterilse de, 'Cemaat'in tümüne ve liderleri Fethullah Gülen'e yönelik şefkat gösteren neredeyse hiç kimse yok" deniyor ve Gülen Hareketi'nin 2002'de AKP iktidara geldikten sonra güç kazandığı belirtiliyor: "Sempatizanları daha önce Türk bürokrasisine sızmışlardı. Ama Erdoğan'ın cesaretlendirmesiyle kurumların tamamını ele geçirdiler."

Hawaii' nin Kilauea yanardağı, lav püskürtüyor.

Rusya Sağlık Bakanı Muraşko: Koronavirüs aşısına yurtdışından çok sayıda talep var

Rusya Sağlık Bakanı Mihail Muraşko, Rusya’da geliştirilen yeni tip koronavirüs (Kovid-19) aşısına yurtdışından çok sayıda talep olduğunu söyledi.

Rusya Sağlık Bakanı Mihail Muraşko, dünyanın tescil edilen ilk koronavirüs aşısı olan Sputnik V'ye yönelik başka ülkelerden çok sayıda talep olduğunu belirterek, “Henüz bir şey satmıyoruz. Şimdi, her şeyden önce iç pazar için aşı üretmeliyiz” dedi. 

Muraşko, aşının ilk olarak Kovid-19 hastaları ve risk altındaki kişilerle çalışanlara sağlanacağını ve kendisinin de aşı olacağına vurgu yaparak, “İlk aşı bu ay yapılacak. İnsanların görmesi için tüm bölgelere göndermeyi planlıyoruz. Üretim zaten başlamış durumda” ifadelerini kullandı.

Çin'de dondurulmuş tavuklarda koronavirüs tespit edildi

Çin'de Brezilya'dan ithal edilen dondurulmuş tavuk kanadında koronavirüs çıktı.

Ülkenin güneyinde Hongkong sınırındaki Shenzhen kentinde bu ürünlerle temas eden kişiler ve onların akrabalarına koronavirüs taraması yapıldı, testler negatif çıktı.

Ayrıca Anhui bölgesinde Wuhu şehrinde Ekvador'dan gelen karides paketlerinde koronavirüse rastlandığı açıklandı.
Pekin'deki Xinfadi deniz ürünleri pazarı, buradaki çok sayıda kişide koronavirüs görülmesi üzerine haziranda kapatıldı.

Hamaney'in o çok güvendiği metafizik ekibi, şu anda darmadağın vaziyette...

"Öldürülemez" dedikleri cinlerini öldürdük. Çok güvendikleri büyücülerini ve medyumlarını çarptık.

Üzerimize çok büyük bir taarruz yaptılar. Kendilerine çok güveniyorlardı, kısa sürede bizi ezip geçeceklerini düşünüyorlardı hatta buna emin olmuşlardı ama öyle olmadı... Sert kayaya çarptılar. Neye uğradıklarını şaşırdılar.

Bizim üzerimizde oluşturmak istedikleri tesirleri onların üzerine yönlendirdik. Hafızasını kaybedenler, şuuru bulananlar, ağzı yüzü yamulanlar, parmakları dolaşanlar, beyni darbe alanlar, neler neler...

Aynı anlarda bunların haricinde, dünyanın dört bir yanından da taarruza kalkanlar oldu ve onlar da darmadağın oldular. Biz ekip olarak bir çay ve namaz molası verdik. Birazdan son temizlik mahiyetinde bir atağa kalkacağız ve buldozer misali üzerlerinden geçeceğiz inş.

MUS’AB BİN UMEYR (RADIYALLÂHÜ ANH)

Mus’ab bin Umeyr (r.a.), Mekke’nin varlıklı ve yakışıklı delikanlılarındandı. Babası ve annesi onu çok seviyordu. Annesi çok zengindi ve ona en güzel elbiseleri giydirirdi. Mekke’nin en güzel kokularını sürünürdü. Hadramut’tan gelen en kıymetli ayakkabıları giyerdi. Hz. Mus’ab (r.a.), Peygamber Efendimizin (s.a.v.), Erkam bin Ebû Erkam’ın evinde insanları İslâm’a davet ettiği haberini alınca, hemen huzûruna çıkıp İslâm ile müşerref oldu.

Berâ bin Âzib’in (r.a.) şöyle dediği rivâyet edilmiştir: “Peygamberimizin (s.a.v.)  ashâbından bize ilk ulaşan -yani Medîne-i Münevvere’ye ilk hicret eden- Mus’ab bin Umeyr ve İbn-i Ümm-i Mektûm’dur (r.anhümâ).”

Bir gün Peygamberimiz (s.a.v.), ashâbıyla otururken Mus’ab (r.a.) geldi. Üzerinde yamalı bir kumaş parçası vardı. Ona bir de tabaklanmamış hayvan derisi eklemiş ve onu elbisesine yen yapmıştı. Ashâb-ı Kirâm, onun Müslüman olmadan önce içinde bulunduğu imkânlar ile şimdiki hâlinden dolayı gözyaşlarını tutamadılar. Zîrâ yanlarında onun bu hâlini değiştirecek hiçbir şeyleri de yoktu. Mus’ab (r.a.) selâm verdi. Peygamberimiz (s.a.v.), selâmını aldılar ve onu medheden güzel sözler söyledikten sonra şöyle buyurdular: “Mus’ab’ı görmüştüm. Mekke’de, Kureyş delikanlıları arasında, ondan daha çok imkâna sahip kimse yoktu. Sonra Allâh’a ve Resûlüne olan muhabbeti, ona bu imkânları terk ettirdi.”