Beyrut'ta çalışan İran devlet muhabirine göre, Macron'un Lübnan'ın içişlerine açık müdahalesi protestolara zemin hazırladı.

Macron...

Ne tam olarak Ankebut Ağında, ne de tam olarak Muktedirler İttifakında... Merkel ile paslaşırken de samimi değil. Grilerle de arası iyi değil ve ihtilaf yaşıyorlar.

Kendini, gerçekte olduğu yerden çok çok yukarıda bir yerlerde görüyor ve bu hatalı duruşunda ısrar ederse oyundan ilk çıkacaklardan biri olacağı öngörülebiliyor. Zaten Griler de bu gibileri oyundan kısa sürede çıkartmak istiyorlar.

Macron, Lübnan'da Muktedirler İttifakından sert bir şamar yedi. Bakalım bu şamar onu kendine mi getirecek, hadsizliğini mi artıracak.

İran Beyrut'ta bir saha hastanesi açtı

Cumartesi günü Beyrut'taki bir saha hastanesinin açılış töreninde Lübnan Büyükelçisi Muhammed Javad Firuznia;

"Tahran, Lübnan'a yardım etmeye ve patlamadan sonra şehrin yeniden inşasına aktif olarak katılmaya hazır" dedi.

Trump bir iç savaşa hazırlanıyor. Bu sebeple Almanya'dan sonra Afganistan'dan da yüksek sayıda askerini Amerika'ya geri çekiyor.

Askeri hareketliliğin başka sebepleri de var. Ankebut Ağına bağlı devletler, perişan hallerdeler. Zaman aleyhlerine işliyor ve dağılıp parçalanmak üzere olanları da var. Ekonomileri bitik.

Üçüncü dünya savaşının son ve sıcak çatışmalı kısmı da bunların bu halleri nedeniyle ertelendikçe ertelendi. Artık bir yerden patlak verecek ve ertelenemeyecek. Trump ve çetesi, bu nedenle de önce Amerikan askerlerini Amerika'ya geri çekecek ve işgal etmeyi ya da korumaya almayı düşündükleri ülkelere gönderecek.

AKPKK'li bakan, "Mültecilere 40 milyar dolar harcadık" diyen Erdoğan’ı yalanladı: "AB ödüyor"

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Selçuk, sahte diplomalı gayri resmi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, “Mültecilre 40 milyar doları harcayan Türkiye evelallah bir 40 daha harcar” sözlerini yalanladı:

"Yardımları Avrupa Birliği finanse edilyor. Kendi vatandaşlarımıza ayırdığımız mali kaynakların kullanımı söz konusu değildir."

Rusya ve Türkiye’den Suriye’de bir ortak devriye daha

Rus ve Türk askerleri Suriye’nin Haseke vilayetinde 50 kilometrelik bir güzergahta yeni bir ortak devriye daha gerçekleştirdi.

Rusya’nın Suriye’deki Tarafları Uzlaştırma Merkezi’nin Sözcüsü Yegor Maltsev’in açıklamasına göre, Haseke’de 50 kilometrelik bir güzergahta yeni bir Rus-Türk ortak devriyesi düzenlendi. Devriye konvoyuna havadan Mi-8 ve Mi-5 helikopterleri eşlik etti.
Devriyenin başarıyla tamamlandığını belirten Maltsev, “Türk meslektaşlarımızla yakın zamanda gerçekleştirmek üzere yeni bir devriye üzerinde de anlaştık” dedi.

Rusya Acil Durumlar Bakanlığı; Beyrut’ta enkazdan sağ kalanları kurtarmaya yönelik çalışmalar tamamlandı

Rusya Acil Durumlar Bakanlığı’nın basın dairesinden yapılan açıklamada Lübnan’ın başkenti Beyrut’taki patlamanın ardından yıkıntılar altında hayatta kalan kişileri aramaya yönelik çalışmaların sona erdiğini, ancak enkazı kaldırmaya yönelik çalışmaların sürdüğünü söyledi.

Bakanlığın basın dairesinden bir sözcü, yıkıntılar altından sağ olanları arama ve kurtarmaya yönelik çalışmaların sona erdiğini, enkazı toplama çalışmalarının sürdüğünü ifade etti.
Kaynak, Lübnan Savunma Bakanlığı yetkililerinin resmi olarak enkazda artık kimseyi sağ olarak bulmayı beklemediklerini bildirdiği açıklamasında bulundu.

Rusya Dışişleri’nden ABD ve SDG’ye ‘petrol’ tepkisi: Endişe verici

Rusya Dışişleri Bakanlığı, ABD’li petrol şirketi ve SDG arasında imzalanan anlaşmaya ilişkin bir açıklama yayınladı. Yapılan açıklamada anlaşma için ‘petrol kaçakçılığı’ denilerek, uluslararası toplumdan uygun tepkinin gelmemesinin endişe verici olduğu belirtildi.

ABD’li Delta Crescent Energy şirketi ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasında Kuzeydoğu Suriye bölgesindeki petrole ilişkin anlaşmanın yankıları sürüyor. Son olarak Rusya Dışişleri Bakanlığı, geçtiğimiz gün yayınladığı basın açıklamasında anlaşmaya tepki gösterdi. ABD’nin Suriye’de işgalci bir pozisyonda olduğu belirtilen açıklamada, taahhütleri olan uluslararası hukuk standartlarının sistematik bir biçimde ihlal edildiği öne sürülerek, “ABD yönetimi, bir BM üyesi olarak Suriye'nin egemenliğine, bağımsızlığına, birliğine ve toprak bütünlüğüne sıkı sıkıya saygı gösterilmesi yönündeki BM Şartı ve Güvenlik Konseyi ve Genel Kurul kararlarını açıkça küçümsediğini bir kez daha gösterdi” denildi.

'SURİYE HALKININ DOĞAL VARLIKLARI GASP EDİLİYOR'

ABD’nin Suriye halkının varlığı olan doğal kaynakları gasp ettiği belirtilen açıklamada, “Ülkenin kuzeydoğu bölgelerinde üretilen petrol ürünlerinin ve bunların kaçakçılığından elde edilen kazancın Suriye'nin o bölgesinde yaşayanların tamamına fayda sağlamadığına dikkat edilmelidir. Medya ve analitik merkezler, Suriye'nin kuzeydoğusundaki sivillerin refahını umursamayan yasadışı ABD varlığına ve keyfi Kürt yönetimine karşı sivil protestolar hakkında düzenli olarak bilgi yayınlıyor. ABD'nin kuzeydoğu Suriye'deki diğer etnik ve dini gruplar pahasına Kürtleri yapay olarak güçlendirme politikası, iç gerilimi kışkırtmakta ve bölgesel güvenlik ve istikrara ciddi tehditler oluşturmaktadır. Bu keyfi ve yasadışı eylemlerin yanı sıra uluslararası toplumdan uygun bir tepki gelmemesinden ciddi endişe duyuyor ve üzüntü duyuyoruz" ifadeleri yer aldı.

Saatlerdir Satanist büyücüler bir yandan, Sanhedrin hahamları diğer yandan büyüler yaptılar. Yine dünyanın dört bir yanından üzerimize büyüler, cinler yağdı. Yine çok kızmışlar...

Bizde hiç zayiat yok. Lakin onlar yine çok yoruldular, bayıldılar, çöktüler, darbeler aldılar. 13 haham bir araya gelip halka yapmışlar, Türkçe'de "Melekler Adem'e secde ettiler, Adem de Şeytan'a secde etti." manasına gelecek sözde zikirleriyle tepinip durdular.

Aralarından bazıları bayılıp halkadan çıkınca bile durmadılar.

Ayinlerinin sonu çok komikti...

Hahamın biri, diğerine soruyor "Oldu mu bir şeyler?"
Diğeri de metafizik kabiliyetleri ile bakıp "Müslümanların ileri gelenleri arasında cinnet geçirenler olmuş" diyor ama yok böyle bir şey... Metafizik, hep aldatıyor.

Hemen merakla "Mfs nasıl, Mfs?" diyorlar.

Bakan hemen cevap veriyor "Mfs karşı atakta olmalı, göremiyorum ama ona bakınca enerjisinin yükseldiğini, karanlık enerjinin üzerinden yanarak uzaklaştığını görüyorum."

Benim metafizik korumam, onların dahi göremeyeceği kadar güçlü... Beni metafizik tekniklerle göremezler, dinleyemezler, izleyemezler, takip edemezler...

"Ya çevresi, ona bağlı olanlar ne haldeler?" deniyor.

Bakan kişi "Hala hayattalar." diyor.

"Bu günlük bu kadar yeter." diyorlar

İçlerinden biri son olarak şunları söylüyor:

"Haber verin, başka bir zaman devam edeceğiz. Bize bağlı olan bütün devletler için çok güzel olacak. İsrail ve Amerika yeniden devleşecek, onlara bunun haberini verin."

Lukaşenko: Putin’den, 33 Rusya vatandaşının tutuklanmasıyla ilgili mektup aldım

Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko, ülkesindeki devlet başkanlığı seçimleri öncesinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’den 33 Rusya vatandaşının tutuklanmasıyla ilgili unsurların yer aldığı bir mektup aldığını söyledi.

Seçimlerde oy kullandıktan sonra açıklamada bulunan Lukaşenko, Belarus’ta 33 Rusya vatandaşının tutuklanmasıyla ilgili görüşme yaptıktan sonra Putin’den bir mektup aldığını ifade etti.

5 sayfalık mektupta Rusya vatandaşlarının tutuklanması konusuyla ilgili tüm unsurların yer aldığını kaydeden Lukaşenko, Belarus Soruşturma Komitesi’nin mektupta geçen unsurları araştırdığını, Rusya ve Ukrayna’dan savcıların henüz gelmediğini söyledi.

Lukaşenko ayrıca; Rusya ile ilişkilerinin kesinlikle bozulduğunu düşünenlerin yanıldığını da ekledi.

Fransa, amfibi helikopter gemisi Tonnerre'yi Lübnan'a gönderiyor.

"Yoğun bakımda yer yok, hastalar acilde bekliyor"

Konya’da koronavirüs vakaları alarm veriyor. Sağlık çalışanları hiçbir hastanede yer kalmadığını söylerken, şehre giriş çıkışlar kısıtlandı.

"Servislerde boş yer yok, yoğun bakımda boş yer yok. Hastalar acilde, sedyeler üzerinde bekletiliyor. Yatak olsa 112 zaten onları başka hastanelere yönlendirecek. Bunlar sır gibi saklanıyor. Neden saklanıyor, bunu da anlamış değilim."

Büyük bir kamu hastanesinde görev yapan Nurcan Hemşire*, Konya’daki durumu bu sözlerle anlatıyor. Son günlerde vaka artışıyla gündeme gelen şehrin merkezinde üç tıp fakültesi, iki devlet hastanesi, bir eğitim araştırma ve 10’dan fazla özel hastane var. Hiçbirinde yer olmadığı bildiriliyor. Nurcan Hemşire, yatan hastaların ne kadarının covidli olduğu sorusuna şu yanıtı veriyor:

"Covid’den başka hasta kabul edilmiyor zaten. Ameliyatlar iptal edildi. Acil vakalar dışında vaka almıyoruz. Sezaryenler bile covidli. Düşünün artık."

DW Türkçe'nin görüştüğü hekim ve hemşireler ise hastanelerin tamamen dolu olduğu konusunda ısrar ederek şunları söylüyor;

"Sağlık Bakanı şehir hastanesini de katarak doluluk oranını yüzde 76 diye hesaplıyor. Oysa oraya covid dışındaki hastalar alınacak. En azından şimdilik böyle duyuruldu."

Bir üniversite hastanesinde çalışan Semra Hemşire, "Hastalar serviste ölmeye başladı. Oksijen seviyesi düşen hastayı yoğun bakımda yer olmadığı için gönderemiyoruz, kaybediyoruz" diyor. Kentteki durumu "pandeminin başlarındaki İtalya" diye tarif eden Semra Hemşire, bütün meslektaşlarının kaygılı olduğunu söylüyor.

Eğitim Araştırma Hastanesi’nde görev yapan bir yoğun bakım doktoru ise, "Bahçelerde, sedyelerde bekleyen hasta yok. Ama ileride inşallah olmaz" diyor. Çalıştığı hastanedeki 800 yataklı bir binanın boşaltılarak buradaki hastaların şehir hastanesine taşınmaya başlandığını belirten hekim, bu sayede covidliler için yeni yataklar açıldığı bilgisini veriyor.

Okulların açılışı ertelendi, kente giriş çıkışlar kısıtlandı

Konya İl Hıfzıssıhha Müdürlüğü 5 Ağustos’ta aldığı kararla, kente giriş çıkışların kısıtlandığını bildirdi. Buna göre kontrol noktalarında HES koduna bakılarak covid pozitif hastaların giriş çıkışı yasaklandı. 15 Ağustos’ta açılması beklenen okulların da 31 Ağustos’ta tekrar değerlendirilmek üzere ertelendiği bildirildi.

Yoğunluk umreden dönenlerle başladı
Kentteki vaka artışları son günlerde basına yansıdı ancak DW Türkçe’nin görüştüğü sağlık çalışanları, yoğunluğun çok daha önceden başladığını belirtiyor. Umreden dönenlerin Konya’daki yurtlara yerleştirilmesiyle vakaların arttığı, ilk zamanlar filyasyon ekiplerine yeterli koruyucu ekipman sağlanmadığı, bu nedenle hastalığın yayıldığı ifade ediliyor. Haziran ve temmuz aylarında ise artışın hızlandığı belirtiliyor.

Eşiyle aynı odada tedavi gördü

Bir üniversite hastanesinde tedavi gören covid hastası Faysal T.'nin anlattıkları da bunu doğruluyor:
"Gece ateşimin çıkmasıyla hastaneye gittik, neredeyse baygın vaziyetteydim. Yer yok diye ilaç verip eve gönderdiler. Koridorlar doluydu, 'Çift maske takın, şu ilaçları kullanın' diyerek hastaları gönderiyorlardı. Sabah tekrar gittik, tomografi çekildi. Eşim de birkaç gündür hastanedeydi, boş yer olmadığı için aynı odada kaldık. Eşime üç kez test yapıldı, negatif çıktı. Ama aynı tedaviyi gördük."

54 yaşındaki Faysal T., doktor tanıdıkları sayesinde yer bulabildikleri için şanslı olduğunu düşünüyor ve hastalığı atlatmış biri olarak şunları söylüyor:

"Taburcu olduktan sonra da iş bitmiyor. Hafif atlattım, entübe olmadım. Buna rağmen çok şey götürmüş. Kolumu kaldıracak halim yok. Tat, koku alamıyorum. Eşim de öyle. Kalıcı hasar bırakır diyorlar, bilmiyoruz… Ama büyük sıkıntılar veriyor."