Akademi Dergisi
Olacağı buydu, yazıklar olsun! Vatana ihanet bu... O savcılar, o hakimler çok yakında asılabilir. Binbir türlü yalanı, fitnesi, ihaneti, soygunu, ahlaksızlığı somut deliller ile gözler önünde olan... Türkiye'de ve bölgede toplamda yüz binlerce insanın…
Sanık üsteğmen: ‘İfademi baskı altına verdim, Emniyet’e bomba atmadım’
https://telegra.ph/San%C4%B1k-%C3%BCste%C4%9Fmen-%C4%B0fademi-bask%C4%B1-alt%C4%B1na-verdim-Emniyete-bomba-atmad%C4%B1m-07-01
https://telegra.ph/San%C4%B1k-%C3%BCste%C4%9Fmen-%C4%B0fademi-bask%C4%B1-alt%C4%B1na-verdim-Emniyete-bomba-atmad%C4%B1m-07-01
KUR’ÂN-I KERÎM’İN KALBİ: YÂSÎN SÛRESİ:
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurdular: “Muhakkak her şeyin bir kalbi vardır. Kur’ân-ı Kerîm’in kalbi de Yâsîn (Sûresi)dir. Kim onu Allâhü Teâlâ’nın rızâsını murad ederek okursa, Allâhü Teâlâ onu mağfiret eder ve ona Kur’ân-ı Kerîm’i yirmi iki defa okumuş gibi sevap verilir. Azrâil Aleyhisselâm’ın, ruhunu almak için geldiği Müslümanın yanında Yâsîn Sûresi okunursa, oraya Yâsîn Sûresi’nin her bir harfine mukâbil on melek iner, onun önünde saf olurlar ve ona günahlarının affı için duâ ederler. Allâhü Teâlâ’ya istiğfâr eder; bağışlanmasını isterler. Yıkanırken yanında bulunur, tabutu ardınca gidip onun cenâze namazını kılarlar; defnine şâhid olurlar.
Hangi Müslüman, Yâsîn Sûresi’ni sekerât-ı mevt hâlinde (ölmek üzere iken) okursa, o kimse yatağında iken cennet bekçisi Rıdvân (isimli melek) bir şerbetle gelip, bunu ona içirinceye kadar ölüm meleği onun ruhunu almaz. Ve ölüm meleği ruhunu aldığı zaman o kimse suya kanmış olarak ruhunu teslim eder...”
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) yine buyurdular ki:
“Muhakkak, Kur’ân-ı Kerîm’de bir sûre vardır ki onu okuyana şefâat eder, dinleyene de (Allah’tan) mağfiret talep eder. Dikkat edin! O, Yâsîn Sûresi’dir.”
#HadisiŞerif
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurdular: “Muhakkak her şeyin bir kalbi vardır. Kur’ân-ı Kerîm’in kalbi de Yâsîn (Sûresi)dir. Kim onu Allâhü Teâlâ’nın rızâsını murad ederek okursa, Allâhü Teâlâ onu mağfiret eder ve ona Kur’ân-ı Kerîm’i yirmi iki defa okumuş gibi sevap verilir. Azrâil Aleyhisselâm’ın, ruhunu almak için geldiği Müslümanın yanında Yâsîn Sûresi okunursa, oraya Yâsîn Sûresi’nin her bir harfine mukâbil on melek iner, onun önünde saf olurlar ve ona günahlarının affı için duâ ederler. Allâhü Teâlâ’ya istiğfâr eder; bağışlanmasını isterler. Yıkanırken yanında bulunur, tabutu ardınca gidip onun cenâze namazını kılarlar; defnine şâhid olurlar.
Hangi Müslüman, Yâsîn Sûresi’ni sekerât-ı mevt hâlinde (ölmek üzere iken) okursa, o kimse yatağında iken cennet bekçisi Rıdvân (isimli melek) bir şerbetle gelip, bunu ona içirinceye kadar ölüm meleği onun ruhunu almaz. Ve ölüm meleği ruhunu aldığı zaman o kimse suya kanmış olarak ruhunu teslim eder...”
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) yine buyurdular ki:
“Muhakkak, Kur’ân-ı Kerîm’de bir sûre vardır ki onu okuyana şefâat eder, dinleyene de (Allah’tan) mağfiret talep eder. Dikkat edin! O, Yâsîn Sûresi’dir.”
#HadisiŞerif
Ashâb-ı Kirâm’dan Ebû Zer (r.a.) şöyle demiştir:
Peygamberimiz (s.a.v.) bana şu yedi şeyi tavsiye buyurdular:
1- Fakirleri sevip, onlara yakınlık göstermeyi,
2- (Mal, yaratılış ve dünya zînetleri husûsunda) kendimden aşağıda olanlara bakıp, benden üstün olanlara bakmamayı,
3- Akrabalarım benimle alâkayı kesip cefa etseler bile onlarla alâkayı kesmemeyi,
4- “Lâ havle velâ kuvvete illâ billâhi’l-aliyyi’l-azîm” duâsını çok okumayı,
5- Acı da olsa hakkı söylemeyi,
6- Allâhü Teâlâ’nın dini uğrunda gayretimden dolayı hiç kimsenin ayıplamasından korkmamayı,
7- Zarûret olmadıkça kimseden bir şey istememeyi.
#HadisiŞerif (Taberanî, el-Mu’cemü’l-Kebîr)
Peygamberimiz (s.a.v.) bana şu yedi şeyi tavsiye buyurdular:
1- Fakirleri sevip, onlara yakınlık göstermeyi,
2- (Mal, yaratılış ve dünya zînetleri husûsunda) kendimden aşağıda olanlara bakıp, benden üstün olanlara bakmamayı,
3- Akrabalarım benimle alâkayı kesip cefa etseler bile onlarla alâkayı kesmemeyi,
4- “Lâ havle velâ kuvvete illâ billâhi’l-aliyyi’l-azîm” duâsını çok okumayı,
5- Acı da olsa hakkı söylemeyi,
6- Allâhü Teâlâ’nın dini uğrunda gayretimden dolayı hiç kimsenin ayıplamasından korkmamayı,
7- Zarûret olmadıkça kimseden bir şey istememeyi.
#HadisiŞerif (Taberanî, el-Mu’cemü’l-Kebîr)
Kurban nisabı ve vacip olmasının şartları
https://telegra.ph/Kurban-nisab%C4%B1-ve-vacip-olmas%C4%B1n%C4%B1n-%C5%9Fartlar%C4%B1-07-02
https://telegra.ph/Kurban-nisab%C4%B1-ve-vacip-olmas%C4%B1n%C4%B1n-%C5%9Fartlar%C4%B1-07-02
EN BÜYÜK DÜŞMANIMIZ NEFSİMİZDİR
Sultan 2. Mahmud Han’ın Kaptan Paşa’ya yazdığı bir Hatt-ı Hümâyûnu:
"Kaymakam Paşa ve Kaptân-ı Deryâm!
Ben yüzümü, gizliyi ve sırları bilen Allâh’a yönelttim. Benim ondan başka yardımcım yoktur. Müslümanlarda çalışkanlık yok ve bu tembellik beni hayrete düşürüyor. Yerin ve göklerin yaratıcısı olan Cenâb-ı Allah bizlere yardım etsin. Bu dünyâya gelmenin gâyesi, nefs-i emmâreye tâbi olmak değil, ancak ve ancak “Ben, cinleri ve insanları ancak bana ibâdet etsinler diye yarattım.” âyet-i kerîmesinin mânâsıyla amel etmek içindir. Bizim en büyük düşmanımız nefsimizdir. Hâlâ nefsimize karşı zafer kazanamadık. Ne zaman nefsimize gâlip gelirsek, din düşmanları da ancak o zaman mağlup olur."
Sultan 2. Mahmud Han’ın Kaptan Paşa’ya yazdığı bir Hatt-ı Hümâyûnu:
"Kaymakam Paşa ve Kaptân-ı Deryâm!
Ben yüzümü, gizliyi ve sırları bilen Allâh’a yönelttim. Benim ondan başka yardımcım yoktur. Müslümanlarda çalışkanlık yok ve bu tembellik beni hayrete düşürüyor. Yerin ve göklerin yaratıcısı olan Cenâb-ı Allah bizlere yardım etsin. Bu dünyâya gelmenin gâyesi, nefs-i emmâreye tâbi olmak değil, ancak ve ancak “Ben, cinleri ve insanları ancak bana ibâdet etsinler diye yarattım.” âyet-i kerîmesinin mânâsıyla amel etmek içindir. Bizim en büyük düşmanımız nefsimizdir. Hâlâ nefsimize karşı zafer kazanamadık. Ne zaman nefsimize gâlip gelirsek, din düşmanları da ancak o zaman mağlup olur."
Allahü teala buyurdu (mealen):
"Size ne verilmişse sırf dünya hayatının geçici metaı ve süsüdür, Allah katındaki (sevap) ise hem daha hayırlı hem daha baki(ebedi)dir. Artık akıllanmayacak mısınız?"
| #KuranAyetleri - Kasas Suresi, Ayet: 60
"Size ne verilmişse sırf dünya hayatının geçici metaı ve süsüdür, Allah katındaki (sevap) ise hem daha hayırlı hem daha baki(ebedi)dir. Artık akıllanmayacak mısınız?"
| #KuranAyetleri - Kasas Suresi, Ayet: 60
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdu:
"Dört zamanda semanın kapıları açılır ve dualar müstecab (kabul) olur; Allah yolunda düşman saflarıyla karşılaşıldığı zaman, yağmur yağdığı zaman, namaz kıldıktan sonra, ka'be görüldüğü zaman"
| #HadisiŞerif - Taberani, el-Mu'cemu'l-Kebir
"Dört zamanda semanın kapıları açılır ve dualar müstecab (kabul) olur; Allah yolunda düşman saflarıyla karşılaşıldığı zaman, yağmur yağdığı zaman, namaz kıldıktan sonra, ka'be görüldüğü zaman"
| #HadisiŞerif - Taberani, el-Mu'cemu'l-Kebir
Uçmayan uçaklar için Katar'a para vermeye devam
Sağlık Bakanlığı'nın Katar'lı bir şirketten kiralayıp, gün boyunca hiç havalanmasa dahi iki saatlik uçuş bedeli ödediği 2 uçak vardı. 17 milyona aynı şirketten bir yenisi daha eklendi.
Sağlık Bakanlığı'nın Katar'lı bir şirketten kiralayıp, gün boyunca hiç havalanmasa dahi iki saatlik uçuş bedeli ödediği 2 uçak vardı. 17 milyona aynı şirketten bir yenisi daha eklendi.
7 bin yıllık buğday tohumunu çoğaltmaya çalışıyor
Afyonkarahisar’ın Sandıklı ilçesinde tarımla uğraşan Hıdır Güneş (46), babasından kalan ve 7 bin yıllık tarihi geçmişe sahip olduğunu iddia ettiği bir avuç siyez buğdayı tohumunu çoğaltmak için çaba sarf ediyor.
Sandıklı’da tarımla uğraşan Hıdır Güneş, ağabeyinin eşinin babasına verdiği, babasının da ona verdiği 7 bin yıllık tarihi geçmişe sahip olduğunu iddia ettiği buğday tohumunu çoğaltmak için çalışıyor. Önce bir avuç tohum ekerek 45 kilo tohum elde eden Güneş, bu 45 kiloluk tohumu da 6 bin metrekarelik tarlasına çocuklarının yardımıyla elle dikti. Filizlenerek büyüyüp başak veren buğdaylar, görenleri şaşkına çeviriyor. Bir tohum 18 ila 24 dal ile çoğalırken, bir başakta 100’ün üzerinde buğday yer alıyor. Su ve gübre istemeden yetişen buğdayın boyu 2 metreye yaklaşıyor.
Afyonkarahisar’ın Sandıklı ilçesinde tarımla uğraşan Hıdır Güneş (46), babasından kalan ve 7 bin yıllık tarihi geçmişe sahip olduğunu iddia ettiği bir avuç siyez buğdayı tohumunu çoğaltmak için çaba sarf ediyor.
Sandıklı’da tarımla uğraşan Hıdır Güneş, ağabeyinin eşinin babasına verdiği, babasının da ona verdiği 7 bin yıllık tarihi geçmişe sahip olduğunu iddia ettiği buğday tohumunu çoğaltmak için çalışıyor. Önce bir avuç tohum ekerek 45 kilo tohum elde eden Güneş, bu 45 kiloluk tohumu da 6 bin metrekarelik tarlasına çocuklarının yardımıyla elle dikti. Filizlenerek büyüyüp başak veren buğdaylar, görenleri şaşkına çeviriyor. Bir tohum 18 ila 24 dal ile çoğalırken, bir başakta 100’ün üzerinde buğday yer alıyor. Su ve gübre istemeden yetişen buğdayın boyu 2 metreye yaklaşıyor.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Cem Seymen; "Çocuklar aptal değil, sistemin kendisi aptal".