Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:

“Yanında Yâsîn Sûresi okunan her hasta, muhakkak suya kanmış olarak ölür, suya kanmış olarak kabrine konulur ve kıyâmet günü suya kanmış olarak diriltilir.”

#HadisiŞerif | Deylemî, Firdevsü’l-Ahbâr

DSG grupları Deyrezzor Demiryolunu Söktü

İşgalci Amerikan güçlerinden desteklenen “DSG” gruplarına tabi onlarca terörist, Deyrezzor kırsalındaki demiryolu paçalarını çaldı.

Suriyeli Yerel kaynaklar SANA muhabirine yaptığı açıklamalarda, işgalci Amerikan güçlerinden desteklenen “DSG” gruplarına tabi teröristlerin son günlerde, Deyrezzor-Haseke illeri arasında yer alan Ber Cüef el Varaa bölgesindeki tren istasyonlarına uzanan demiryolarını söktüğünü belirtti.

Kaynaklar ayrıca, “DSG” gruplarına tabi teröristlerin, Basira bölgesinde yer alan el Sabha köyü yakınlarında uzanan demiryolu, bir dizi istasyon, ekipman, onarım ve bakım malzemeleri çaldığını ve ağır ağırlıklar için belirlenmiş kamyonlarla kontrol alanlarına taşıdığına işaret etti.

Kaynaklar, bölgedeki Amerikan işgal güçlerinin emrinde çalışan “DSG” gruplarının demiryollarını Türk fabrikalarına taşıdığını belirtirken, özel fabrikalarda eritip demir çubuklara dönüştürüp satmaları için taşıyan aracılar ve bayilerle uğraştıklarına dikkat çekti.

Verşinin: Gayrimeşru Şekilde Konuşlanan Yabancı Güçler Suriye’nin Petrolünü Yağmalamaya Devam Ediyor

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Verşinin, Suriye topraklarında gayri meşru şekilde var olan yabancı güçlerinin Suriye’nin petrol zenginliklerinin yağmalamaya ve istikrarı bozmaya devam ettiklerini doğruladı.

Brüksel’de bugün Suriye ile ilgili yapılan toplantı sırasında bulunduğu açıklamalarda Rus diplomat; kamu ve özel mülkiyetlerde hırsızlık ve saldırı suçları uygulamaya devam eden terör gruplarının İdlib’te yayılmış oldukları için oradaki durumun hala gergin olduğuna işaret belirtti.

Verşinin; yabancı güçlerin gayrimeşru şekilde bulundukları bazı bölgelerde, tehcir edilen insanlarla dolu bazı kampların bulunduğuna dikkat çekerek onlara yardım sağlama konusundaki zorluklara ışık tuttu.

Şu video üzerinde yıllardır devam eden tartışmaları da artık sonlandırma vakti geldi. İstanbul Boğazını çekmekte olan bir drone kamerasının görüntülediği o şey bir UFO...

Suyun altından üstüne bir gölge gibi yansıyan o UFO Grilere ait UFO'lardan biri ve önceki yayınlarda bahsettiğim yeraltı üssüne giriş noktalarından biri de İstanbul Boğazının altında bulunuyor. Bu giriş noktası yaklaşık yedi bin beş yüz senedir faal ve ta Hazret-i Zülkarneyn zamanında açıldı.

#Griler

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurdular:

“Benim ve Allah’ın bana verdiği vazifenin hali, bir kavme gelip, ‘Ben, düşman ordusunu gözlerimle gördüm. Ben apaçık bir uyarıcıyım. Derhal kaçıp kurtulun!’ diyen kimsenin hâline benzer. Kavminden bir kısmı onun uyarısına itaat etmiş ve geceleyin yavaşça kaçıp kurtulmuş; bir kısmı ise (onu) yalanlamış ve oldukları yerde sabahlamıştır. Düşman ordusu sabah gelip onları yok etmiştir. İşte bana itaat edip getirdiğime tâbi olan kimsenin misali ile bana isyan edip getirdiğim hakikati yalanlayanın misali buna benzer.”

| #HadisiŞerif - Buhârî, İ’tisâm 2 - Müslim, Fedâil 16

Dört Halife hangi Peygamberlere benziyorlardı?

#Sohbetler| Seyfettin Alkan Hocaefendi

ABD’nin Türkiye’deki S-400’leri satın alma teklifi: 'Son vidasına kadar incelemek istiyorlar'

ABD’nin yeni S-400 hamlesini değerlendiren Rus Senatör Cabarov, Amerikan askerlerinin Rus teçhizatı “son vidasına kadar” inceleyerek bu temelde kendi sistemlerini geliştirmeyi planladığı tahmininde bulundu.

Cabarov, Govorit Moskva radyosuna açıklamasında, ABD’li Senatör Whip John Thune’un Washington ile Ankara arasındaki anlaşmazlığı çözmek için Türkiye’nin elindeki Rus S-400 füze savunma sistemlerini satın alma teklifini değerlendirdi.

Rus Senatör, “Muhtemelen ABD askerleri, benzer sistem geliştirmek için Rus teçhizatı son vidasına kadar sökerek incelemeyi planlıyor. Zira onların elinde bu türden bir silah yok” ifadesini kullandı.

Ankara’nın bu teklifi kabul etmeyeceğinden emin olduğunu söyleyen Cabarov, “ABD’nin S-400’ü satın alması durumunda bu iki ülke arasındaki ilişkiler nasıl düzelir anlamıyorum. Bence ABD sadece merakını gidermek istiyor, daha doğrusu askeri sırlarımızı çalmak istiyor” dedi.

Rus askeri uzman: ABD S-400’ü ‘etkisiz hale getirmek’ için her türlü hileye başvurmaya hazır

Rus askeri uzman Andrey Koşkin, ABD’li Senatör John Thune’un sunduğu Türkiye'nin elindeki S-400’leri satın alma teklifine ilişkin yaptığı değerlendirmede, ABD’nin S-400’ü etkisiz hale getirmek için her türlü hileye başvurmaya hazır olduğunu söyledi.

ABD’li Senatör Whip John Thune, Washington ile Ankara arasındaki anlaşmazlığı çözmek için, 2021 Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası’nda Türkiye’nin elindeki Rus S-400 füze savunma sistemlerinin satın alınmasına olanak verecek bir değişiklik teklifi sundu. Düzenleme ile ABD ordusunun füze tedarik bütçesi kullanılarak sistemlerin alınması öngörülüyor.

Plehanov Ekonomi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Sosyoloji Anabilim Dalı Başkanı Dr. Andrey Koşkin, konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede şunları ifade etti:

“Bununla, Amerika Birleşik Devletleri aslında tüm dünyaya S-400'ün taktik ve teknik özellikleri bakımından ABD'nin benzer sistemlerinden üstün olduğunu ve aynı zamanda Rus sistemini etkisiz hale getirmek için yasal alanın dışına çıkmak da dahil, her türlü hileye başvurmaya hazır olduğunu gösteriyor. Fikir, ABD'nin siyasi elitinde ortaya çıkıyor ve diyorlar ki NATO üyesi ülkeler arasında silahların birleştirilmesi konusundaki ciddi anlaşmazlıkları çözmek için bu sistemi Türkiye’den satın almak gerekiyor. Bana öyle geliyor ki, bununla yetinmeyecekler, ABD tarafından yeni fikir ve eylemler ortaya atılacak. Onlar da ABD’nin böyle bir şey geliştiremeyeceğini gösterecekler.”

Türkiye ve ABD arasında gerilime neden olan Rus S-400 hava savunma sistemlerinin son teslimatı geçen yılın temmuz ayının ortalarında yapılmıştı. Washington, Ankara’nın S-400 anlaşmasını iptal etmesini ve karşılığında Amerikan Patriot sistemlerini satın almasını talep etmiş ve daha sonra Türkiye'yi F-35 programından çıkarmıştı.

EHL-İ SÜNNET İTİKADI CENNETE ULAŞTIRIR:

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir hadîs-i şerîflerinde: “Biri hariç yetmiş iki fırkadan tamamı cehennemdedir.” buyurmuşlardır. İmâm-ı Rabbânî (k.s.) Hazretleri, bu hadîs-i şerîf hakkında gelen bir suâle şöyle cevap vermişlerdir:

“Malum olsun ki bu hadîs-i şerîfte ‘tamamı cehennemdedir’ sözünden murat, dalâlet üzere olan fırkaya mensup olanların, bir müddet cehenneme girmeleri ve orada azâb olunmalarıdır. Yoksa ebedî olarak azâb olunmaları değildir. Çünkü cehennemde ebediyyen kalmak, îmâna zıt bir şeydir ve bu, kâfirlere mahsustur. Bu hususta söylenecek son söz şudur:

Onları (dalâlet üzere olanları) cehenneme götüren sebep, bozuk itikadları olduğu için tamamı cehenneme girerler ve itikadlarının bozukluğu miktârınca orada azâb olunurlar. Yalnız bir fırka müstesnâdır (ki o, fırka-i nâciye olan Ehl-i Sünnet ve Cemâat’tir). Çünkü fırka-i nâciyenin itikâdı, cehennem azâbından kurtulmaya ve onları selâmete ulaştırmaya bir sebeptir. Ancak fırka-i nâciyeden olan bir kimse kötü bir amel işler de tevbe veya şefâat ile affolunmazsa o kimse günâhı miktarınca cehennemde azâb olunabilir. Her ne kadar ebediyyen kalmasalar da cehenneme girmek, diğer fırkaların bütün ferdlerine şâmildir. Cehenneme girmek, fırka-i nâciyenin ise bazı günahkâr ferdlerine mahsustur. Hadîs-i şerîfte geçen ‘tamamı’ kelimesi buna işaret etmektedir. Nitekim bu, gizli değildir.

Dalâlete düşmüş olan bu fırkalar; ehl-i kıble olduğu için, dînin zarûriyâtını inkâr etmedikleri ve şer’î hükümlerden tevâtüren sâbit olan şeyleri reddetmeyip, bizzarûre din tarafından geldiği bilinen şeyleri de kabul ettikleri müddetçe, onlara kâfir demek doğru olmaz.

Âlimler dediler ki: Bir meselede küfrü îcab eden doksan dokuz vecih bulunsa, bununla berâber bir vecih de küfre zıt olsa, bu vechi sahih görmek ve hemen küfür ile hükmetmemek lâzımdır.

Allâhü Teâlâ, en iyi bilendir ve onun kelimesi, en muhkem olanıdır.”

#HadisiŞerif
|Mektûbât-ı İmâm-ı Rabbânî, c. 3, m. 38

Avusturya: Türkiye huzursuzluk tohumları ekiyor

Viyana'da Kürt ve Türk gruplar arasında çıkan olaylarla ilgili iki ülke arasındaki diplomatik gerilim sürüyor. Avusturya Başbakanı Kurz, Türkiye'nin sorunlarının ihraç edilmesine izin vermeyeceklerini söyledi.

Avusturya'nın başkenti Viyana'da Kürt ve solcu gruplarla milliyetçi Türk gruplar arasında çıkan olaylarla ilgili diplomatik gerginlik sürüyor.
Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz, Türkiye'yi "huzursuzluk tohumları ekmek"le suçlayarak, "Türkiye'nin Avusturya'da yaşayan insanlar üzerinde nüfuz kurma ve onları kendi çatışmaları için araç olarak kullanma çabaları son bulmalıdır" dedi.

Türk Dışişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada "Avusturya emniyet güçlerinin Türk kökenli gençlerin yaralanmasına ve Türk toplumuna ait bazı işyerlerinin zarar görmesine sebep olan sert müdahalesini" kınadığını bildirmişti. Avusturya Başbakanı bu suçlamayı "en sert şekilde" reddettiğini belirtti.

İçişleri Bakanı: Elebaşını tespit ettik

Kurz, fişek, cam şişe, taş ve demir sopaların kullanıldığı kavgada yedi polis memurunun yaralanmasına atıfla, Türkiye'deki anlaşmazlıkların Avusturya'ya ihraç edildiğini belirterek "Buna müsamaha göstermeyeceğiz" dedi.

Avusturya İçişleri Bakanı Karl Nehammer de her suç failinin kararlı bir şekilde soruşturulacağını belirterek "Koruyucu maskenin kimlik teşhisini engelleyeceğini sanan varsa yanılıyor" dedi. Güvenlik makamlarının mükemmel video malzemelerine sahip olduğunu belirten Nehammer, grubun elebaşı olduğu düşünülen kişinin kimlik tespitinin halihazırda yapılmış olduğunu açıkladı.

Nehammer, ülkesinin PKK'yı koruduğu suçlamalarını da geri çevirerek "PKK'nın Avusturya'da yasaklı bir örgüt olduğunu ve polisin müdahalesinin şiddetin daha da kötüleşmesini engellediğini" söyledi.

Vakıfbank yurt içinde 30 milyar liraya kadar borçlanacak

Vakıfbank yurt içinde farklı vadelerde lira cinsi azami beş yıl vadeli toplam 30 milyar liraya kadar borçlanma aracı ihracı için genel müdürlüğü yetkilendirdi.

Bankadan dün akşam Kamuyu Aydınlatma Platformu’na gönderdiği açıklamada söz konusu ihraçlar kapsamında Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ile Sermaye Piyasası Kurulu’na gerekli başvuruların yapılması için genel müdürlüğe yetki verildiği belirtildi.

Son olarak, Vakıfbank’ın yurt içinde ihraç edeceği borçlanma araçlarının, tedavül limiti mayıs ayında yükseltilmişti.

Vakıfbank’ın yüzde 58.51’lik hissesi Aralık 2019’da Hazine’ye devredilmişti.