Sana bir daha bu şansı vermeyeceğim Tayyip!
Dünden beri hop oturup hop kalkıyorsun. Aklın şaştı. Elin ayağın dolaştı, ne yapacağını şaşırdın. Çok zor bir gece geçirdin. İçip çekmeseydin hiç uyuyamazdın. Yine her şeyi birbirine katmak üzereydin ki hiç değilse son kararlarında isabetliydin.
O etrafındakilere söylediğin kararlarından dönmeyip devam etseydin, seni temin ederim ki şu anda ipteydin.
Şu boş kafana şu hakikati sok artık;
Sen, bizim için hasım da değilsin, muhatap da değilsin, mevzu da değilsin. Bunu sana kaç kere söyledim, biz sadece seni devirmek derdinde olsaydık, şimdiye bin kere devirirdik. Biz bu oyunu senin şu çapsızlığınla idrak edebileceğin surette oynamıyoruz. Dahiyane bir surette oynuyoruz. Hedefimiz senin gibi kuklalar da değil. Senin gibileri oynatan kuklacılar. Ve biz son aşamada seni değil sadece, sistemi/ağı de devireceğiz. Ve öyle şartlarda devireceğiz ki domino taşları misali, dünyanın dört bir yanında devrimlere sebep olacak. Ve biz artık elinizde oyuncak olan hakimleri, savcıları, mahkemeleri, kurum ve kuruluşları takmayacağız. Cezaevinde iken son yazdığım dilekçelerde bunu açıkça ifade ettiğimi de biliyorsun. O sözde mahkemelerde neler konuştuğumu da... Seni hukuki zeminde neden sıkıştırmadığımı da... Bundan sonra, devlet otoritesinde bölünme yaşanacak da olsa, insanlarımızın canı yanacak da olsa, sokaklarda yüz binlerce insan can verecek bile olsa, senin gibi insan şeytanlarının bizim devlet gücümüzü bizim aleyhimize döndürmesine izin vermeyeceğiz.
Sadece 24 saat içerisinde bile çok büyük güç kaybettin. İçinde bulunduğun sistemin alt tabakada bulunan adamları, kullandığınız o piyonlar, çok sarsıldılar. Aslında bitik olduğunuzu iyice kavradılar. Hiçbirinizin birbirinize fayda veremeyeceğini anladılar. Anlamayanlara da artık kalemle, klavyeyle değil, kurşunla anlatacağız. Çünkü bu, vatan müdafaası... Çünkü bu devlet, millet, din, iman, ahlak, namus müdafaası...
İstersen şimdi bir kez daha haddi aş ve bizi ger de görelim neler olacağını...
Dünden beri hop oturup hop kalkıyorsun. Aklın şaştı. Elin ayağın dolaştı, ne yapacağını şaşırdın. Çok zor bir gece geçirdin. İçip çekmeseydin hiç uyuyamazdın. Yine her şeyi birbirine katmak üzereydin ki hiç değilse son kararlarında isabetliydin.
O etrafındakilere söylediğin kararlarından dönmeyip devam etseydin, seni temin ederim ki şu anda ipteydin.
Şu boş kafana şu hakikati sok artık;
Sen, bizim için hasım da değilsin, muhatap da değilsin, mevzu da değilsin. Bunu sana kaç kere söyledim, biz sadece seni devirmek derdinde olsaydık, şimdiye bin kere devirirdik. Biz bu oyunu senin şu çapsızlığınla idrak edebileceğin surette oynamıyoruz. Dahiyane bir surette oynuyoruz. Hedefimiz senin gibi kuklalar da değil. Senin gibileri oynatan kuklacılar. Ve biz son aşamada seni değil sadece, sistemi/ağı de devireceğiz. Ve öyle şartlarda devireceğiz ki domino taşları misali, dünyanın dört bir yanında devrimlere sebep olacak. Ve biz artık elinizde oyuncak olan hakimleri, savcıları, mahkemeleri, kurum ve kuruluşları takmayacağız. Cezaevinde iken son yazdığım dilekçelerde bunu açıkça ifade ettiğimi de biliyorsun. O sözde mahkemelerde neler konuştuğumu da... Seni hukuki zeminde neden sıkıştırmadığımı da... Bundan sonra, devlet otoritesinde bölünme yaşanacak da olsa, insanlarımızın canı yanacak da olsa, sokaklarda yüz binlerce insan can verecek bile olsa, senin gibi insan şeytanlarının bizim devlet gücümüzü bizim aleyhimize döndürmesine izin vermeyeceğiz.
Sadece 24 saat içerisinde bile çok büyük güç kaybettin. İçinde bulunduğun sistemin alt tabakada bulunan adamları, kullandığınız o piyonlar, çok sarsıldılar. Aslında bitik olduğunuzu iyice kavradılar. Hiçbirinizin birbirinize fayda veremeyeceğini anladılar. Anlamayanlara da artık kalemle, klavyeyle değil, kurşunla anlatacağız. Çünkü bu, vatan müdafaası... Çünkü bu devlet, millet, din, iman, ahlak, namus müdafaası...
İstersen şimdi bir kez daha haddi aş ve bizi ger de görelim neler olacağını...
Akademi Dergisi pinned «Sana bir daha bu şansı vermeyeceğim Tayyip! Dünden beri hop oturup hop kalkıyorsun. Aklın şaştı. Elin ayağın dolaştı, ne yapacağını şaşırdın. Çok zor bir gece geçirdin. İçip çekmeseydin hiç uyuyamazdın. Yine her şeyi birbirine katmak üzereydin ki hiç değilse…»
Rusya Dışişleri: Libya’da askeri varlığımız olduğuna dair iddialar şüpheli kaynaklara dayandırılıyor, soruşturulsun
Rusya Dışişleri yetkilisi Pyotr İliçev, Libya’da bir Rus askeri varlığının bulunduğuna ilişkin iddiaların şüpheli kaynaklara dayandırıldığını, Moskova’nın bunların soruşturulmasını istediğini belirtti.
Rusya Dışişleri’nin uluslararası kuruluşlar departmanının direktörü Pyotr İliçev, ülkesinin Libya’da paralı askerlerinin bulunduğu iddiasını içeren BM raporuna ilişkin yaptığı açıklamada, söz konusu raporun taraflı ve dengesiz olduğunu düşündüklerini söyledi.
İliçev, “Raporun büyük bir kısmı doğrulanmamış, açık bir biçimde yanlış ve amacı Rusya’nın Libya politikasını karalamak olan verilere dayanıyor” dedi.
Rusya Dışişleri yetkilisi Pyotr İliçev, Libya’da bir Rus askeri varlığının bulunduğuna ilişkin iddiaların şüpheli kaynaklara dayandırıldığını, Moskova’nın bunların soruşturulmasını istediğini belirtti.
Rusya Dışişleri’nin uluslararası kuruluşlar departmanının direktörü Pyotr İliçev, ülkesinin Libya’da paralı askerlerinin bulunduğu iddiasını içeren BM raporuna ilişkin yaptığı açıklamada, söz konusu raporun taraflı ve dengesiz olduğunu düşündüklerini söyledi.
İliçev, “Raporun büyük bir kısmı doğrulanmamış, açık bir biçimde yanlış ve amacı Rusya’nın Libya politikasını karalamak olan verilere dayanıyor” dedi.
Suriye’den ABD ve Kürtlere ilişkin açıklama
Suriye Dışişleri Bakanı Welid Muallim, Kürtlerin halen ABD’ye güvendiklerini ama ABD’nin bir gün Kürtlerden desteğini çekeceğini öne sürdü.
Welid Muallim bugün katıldığı basın konferansında yaptığı açıklamalarda, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ve ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffry’nin ‘Sezar Yasası’na yönelik yaptıkları açıklamalarının Suriye halkının çıkarları doğrultusunda olmadığını ve dolayısıyla açıklamaların yalan olduğunu söyledi.
Muallim açıklamasında şöyle konuştu: “Sezar yasasının temel amacı teröre yol açmaktır. Bu şekilde Suriye’nin yeniden 2011’e dönmesini hedeflyorlar. 1978’den beridir ‘Sezar Yasası’ gibi bir çok uygulama ile bize müdahale ediyorlar. Ve denetime almak istiyorlar.”
Muallim açıklamasının sonunda ABD’nin Kürt bölgelerindeki varlığına ilişkin de konuşarak, ABD’nin Kürtleri düşündüğü veya önemsediği için Kürtlerin yanında olmadığını, İsrail’in hedeflerini yerine getirmek için buralarda bulunduğunu ve Kürtlerin bu oyuna karşı uyanık olması gerektiğini belirtti.
Suriye Dışişleri Bakanı Welid Muallim, Kürtlerin halen ABD’ye güvendiklerini ama ABD’nin bir gün Kürtlerden desteğini çekeceğini öne sürdü.
Welid Muallim bugün katıldığı basın konferansında yaptığı açıklamalarda, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ve ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffry’nin ‘Sezar Yasası’na yönelik yaptıkları açıklamalarının Suriye halkının çıkarları doğrultusunda olmadığını ve dolayısıyla açıklamaların yalan olduğunu söyledi.
Muallim açıklamasında şöyle konuştu: “Sezar yasasının temel amacı teröre yol açmaktır. Bu şekilde Suriye’nin yeniden 2011’e dönmesini hedeflyorlar. 1978’den beridir ‘Sezar Yasası’ gibi bir çok uygulama ile bize müdahale ediyorlar. Ve denetime almak istiyorlar.”
Muallim açıklamasının sonunda ABD’nin Kürt bölgelerindeki varlığına ilişkin de konuşarak, ABD’nin Kürtleri düşündüğü veya önemsediği için Kürtlerin yanında olmadığını, İsrail’in hedeflerini yerine getirmek için buralarda bulunduğunu ve Kürtlerin bu oyuna karşı uyanık olması gerektiğini belirtti.
Hz. Hud’un ve Şeybân-ı Râî’nin Çizgisi
Hz. Hud (a.s) kavmine Allah’ın azabı geleceği zaman, kendisine inananları bir araya topladı. Onların etrafına bir çizgi çekti. İsyan edenleri helâk etmek için Allah’ın gönderdiği şiddetli fırtına, çizginin içindekilere sabah yeli gibi tatlı esti ve inananları incitmedi.
Çizginin dışında kalanları ise havalarda uçarak yerlere çarptı.
Ümmet-i Muhammed’in evliyalarından olan Şeybân-ı Râî de cuma namazına gideceği zaman, çobanlık yaptığı koyunların etrafına bir çizgi çekerdi.
Kurtlar sürüye saldıramadığı gibi, o çizgiyi aşıp koyunların yanına ulaşamazdı. Hiçbir koyun da çizgiden dışarı çıkmazdı.
Çizdiği çizgiyle kurtların ve koyunların arzularına engel olan Şeybân-ı Râî gibi, peygamberlerin yolundan giden Allah dostları da sevenlerini dinin ölçülerinin çizgisinde tutar.
Kaynak : Mesnevi'de Geçen Hikayeler
Hz. Hud (a.s) kavmine Allah’ın azabı geleceği zaman, kendisine inananları bir araya topladı. Onların etrafına bir çizgi çekti. İsyan edenleri helâk etmek için Allah’ın gönderdiği şiddetli fırtına, çizginin içindekilere sabah yeli gibi tatlı esti ve inananları incitmedi.
Çizginin dışında kalanları ise havalarda uçarak yerlere çarptı.
Ümmet-i Muhammed’in evliyalarından olan Şeybân-ı Râî de cuma namazına gideceği zaman, çobanlık yaptığı koyunların etrafına bir çizgi çekerdi.
Kurtlar sürüye saldıramadığı gibi, o çizgiyi aşıp koyunların yanına ulaşamazdı. Hiçbir koyun da çizgiden dışarı çıkmazdı.
Çizdiği çizgiyle kurtların ve koyunların arzularına engel olan Şeybân-ı Râî gibi, peygamberlerin yolundan giden Allah dostları da sevenlerini dinin ölçülerinin çizgisinde tutar.
Kaynak : Mesnevi'de Geçen Hikayeler
Bolton'dan Erdoğan'a Mussolini benzetmesi
Bolton'ın kitabında Erdoğan hakkında genel olarak olumsuz sıfatlar kullandığı görülüyor.
Erdoğan'ı "radikal İslamcı" olarak nitelendiren Bolton, göreve ilk başladığı dönemlerde Suriye hükümetinin kimyasal silah kullandığı iddiaları üzerine bu ülkeye bir hava operasyonu düzenlenmesi gündeme geldiğinde Erdoğan ile Trump'ın yaptığı bir telefon görüşmesine katıldığını aktardı.
Bolton, "Erdoğan görüşmesi ise ayrı bir deneyim oldu. Kendisini dinlerken, ki her zaman arada tercüman olur, Roma'daki balkonundan konuşan Mussolini'yi dinliyormuşum gibi hissediyordum. Tek farkı, telefonda aynı ton ve ses düzeyiyle konuşan kişi Mussolini değil, Erdoğan'dı" dedi.
Bolton'ın kitabında Erdoğan hakkında genel olarak olumsuz sıfatlar kullandığı görülüyor.
Erdoğan'ı "radikal İslamcı" olarak nitelendiren Bolton, göreve ilk başladığı dönemlerde Suriye hükümetinin kimyasal silah kullandığı iddiaları üzerine bu ülkeye bir hava operasyonu düzenlenmesi gündeme geldiğinde Erdoğan ile Trump'ın yaptığı bir telefon görüşmesine katıldığını aktardı.
Bolton, "Erdoğan görüşmesi ise ayrı bir deneyim oldu. Kendisini dinlerken, ki her zaman arada tercüman olur, Roma'daki balkonundan konuşan Mussolini'yi dinliyormuşum gibi hissediyordum. Tek farkı, telefonda aynı ton ve ses düzeyiyle konuşan kişi Mussolini değil, Erdoğan'dı" dedi.
Dünyada 6.5 milyon enerji çalışanı Kovid-19 nedeniyle işini kaybedebilir
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Fatih Birol, yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) son 6 ayda küresel enerji sektöründe 3 milyonu aşkın insanın işini kaybetmesine neden olduğunu belirterek, "Önümüzdeki 6 ay içinde ise 3,5 milyon insanın daha işini kaybetme riski var" dedi.
Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezinin (IICEC) düzenlediği "Sürdürülebilir Enerji ve Yeni Gerçeklik" başlıklı webinarda konuşan Birol, Kovid-19'un dünya enerji talebinde çok büyük bir düşüşe sebep olacağını söyledi.
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Fatih Birol, yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) son 6 ayda küresel enerji sektöründe 3 milyonu aşkın insanın işini kaybetmesine neden olduğunu belirterek, "Önümüzdeki 6 ay içinde ise 3,5 milyon insanın daha işini kaybetme riski var" dedi.
Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezinin (IICEC) düzenlediği "Sürdürülebilir Enerji ve Yeni Gerçeklik" başlıklı webinarda konuşan Birol, Kovid-19'un dünya enerji talebinde çok büyük bir düşüşe sebep olacağını söyledi.
Bu yıl dünya enerji talebinin, 2009'daki ekonomik krize oranla 7 kat daha hızlı düşeceğini dile getiren Birol, "Yani 2009 ekonomik krizine göre 7 misli daha büyük bir sorunla karşı karşıyayız. Bu süreçte en büyük darbeyi petrolün aldığını gördük.
Özellikle 'Kara Nisan' olarak adlandırdığımız nisan ayında talepte büyük bir düşüş oldu fakat şimdi yavaş da olsa petrolde bir toparlanma söz konusu. Şu an için sadece havacılık sektöründe petrol talebi artmadı ama hava yolu ulaşımı da dünya petrol tüketiminin yüzde 7'sini oluşturuyor. Petrol üreticisi ülkelerin politikalarında değişiklik olmazsa, fiyatlarda toparlanmanın devam edebileceğini söyleyebiliriz." diye konuştu.
Özellikle 'Kara Nisan' olarak adlandırdığımız nisan ayında talepte büyük bir düşüş oldu fakat şimdi yavaş da olsa petrolde bir toparlanma söz konusu. Şu an için sadece havacılık sektöründe petrol talebi artmadı ama hava yolu ulaşımı da dünya petrol tüketiminin yüzde 7'sini oluşturuyor. Petrol üreticisi ülkelerin politikalarında değişiklik olmazsa, fiyatlarda toparlanmanın devam edebileceğini söyleyebiliriz." diye konuştu.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Allahü teala şöyle buyurdu (mealen):
"Şimdi gördünüz mü o içtiğiniz suyu... Onu (içilebilir suyu) beyaz buluttan siz mi indirdiniz, yoksa kudretimizle indiren biz miyiz? Eğer isteseydik biz onu acı (içilmez) su yapardık. O halde (bu nimetlere) şükür etmez misiniz?"
| Vakıa Suresi, Ayet: 68-70
🎬 #HarikaVideolar | #KuranAyetleri
"Şimdi gördünüz mü o içtiğiniz suyu... Onu (içilebilir suyu) beyaz buluttan siz mi indirdiniz, yoksa kudretimizle indiren biz miyiz? Eğer isteseydik biz onu acı (içilmez) su yapardık. O halde (bu nimetlere) şükür etmez misiniz?"
| Vakıa Suresi, Ayet: 68-70
🎬 #HarikaVideolar | #KuranAyetleri