Yahya b. Muâz şöyle der: "Allah Teâlâ'ya sırf korkudan dolayı ibâdet eden, efkâr deryasına dalar, sırf recâdan dolayı ibadet eden ise, aldanış sahrasında bocalar. Kim de havf ve recâ ile ibadet ederse, zikirlerin hedefine istikamet bulur.

Havf, recânın zıddı değil bilakis onun arkadaşıdır. Recâ, rağbet yoluyla bir teşvikçi olduğu gibi, havf da rehbet yoluyla başka bir teşvikçidir.”

(Reğbet-rehbet Kuran-ı Kerim’de geçer. İlki ummak ikincisi korkmak manasında/umarak korkmak)

(Gazâlî, İhya, IV, s. 144.)

CENNETLİK KADINLAR HÛRÎLERDEN ÜSTÜNDÜR

Ümmü Seleme (radıyallâhü anhâ) vâlidemiz anlattı:

“Resûlullah Efendimize (s.a.v.) dedim ki: Yâ Resûlallah, (cennette) dünya kadınları mı daha fazîletlidir, yoksa hûrîler mi?”

“(Cennetlik) Dünya kadınları, elbisenin dış yüzünün, astarına üstünlüğü gibi cennet hûrîlerinden daha fazîletlidirler.” buyurdular. 

Ben tekrar: “Yâ Resûlallah, bu nasıl olur?” dedim.

“Kıldıkları namazları, tuttukları oruçları ve yaptıkları ibâdetleri sebebiyle Allâhü Teâlâ onların yüzlerine nur, bedenlerine renkleri beyaz, içleri yeşil ve süsleri sarı ipek elbiseler giydirir. Buhurdanlıkları inci, tarakları altındandır. Onlar (birbirlerine) ‘Biz elbette artık burada dâimî kalacağız, artık biz ebediyen ölmeyiz. Bizler Allâhü Teâlâ’nın nîmetlerine nâil olanlarız, artık ebediyen sıkıntı ve yokluk çekmeyiz. Ve biz artık hep burada kalacağız, bize asla buradan göçmek yoktur. Bize verilenlere her zaman râzıyız, artık bizim için öfke yoktur. Bizim kendileri için (zevce) olduğumuz ve kendileri de bizim için (zevç) olan kimselere müjdeler olsun.’ derler.” buyurdular. 

Ben yine:

“Yâ Resûlallah, bizden bazı kadınlar (hayatı boyunca) iki, üç, dört erkekle (birinden boşandıktan veya biri vefat ettikten sonra diğeri ile) evlenmekte ve sonra vefat etmektedir. Bu kişi cennete girse, kocaları da cennete girseler, orada zevci kim olacaktır?” diye sordum.

“Ey Ümmü Seleme, o kadın muhayyer kılınır da ahlâkı en güzel olanı seçer ve ‘Yâ Rabbî, şu kişi, dünyada benimle beraber iken ahlâkı en güzel olanı idi. Beni onunla nikâhla’ der. Ey Ümmü Seleme, güzel ahlâk, bütün dünya ve âhiret hayırlarını toplamıştır.” buyurdular.

(Taberânî, el-Mu’cemü’l-Kebîr) 

’15 Temmuz akşamı İstanbul’a birlikte indiğimiz bir bakan kayıplara karıştı’

AKPKK eski milletvekili Mehmet Metiner, bir kamu bankasına yönetim kurulu üyesi olarak atanan eski bir bakanın 15 Temmuz gecesi kendileriyle birlikte uçaktan indikten sonra ortadan kaybolduğunu iddia etti. Hâlihazırda kamu bankalarında yönetim kurulu üyesi olarak görev yapan eski AKPKK’li bakanlar ise Abdülkadir Aksu, Naci Ağbal, Veysi Kaynak ve Faruk Çelik. Metiner’in sözünü ettiği bakanın kim olduğu merak konusu oldu.

Kişisel Twitter hesabından açıklama yapan Metiner, “15 Temmuz akşamı İstanbul’a birlikte indiğimiz bir bakanımız o gece kayıplara karıştı. O eski bakan şimdi devlet bankalarımızdan birine yönetim kurulu üyesi olarak atandı. Bu kıssadan nasıl bir hisse çıkar bilmiyorum. Bildiğim siyasetin işine akıl sır ermiyor” ifadelerini kullandı.

FSB Direktörü Bortnikov: Rusya’da 2019'da sadece dört terör suçu işlendi

Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB) Direktörü Aleksandr Bortnikov, geçtiğimiz yıl Rusya’da sadece dört terör suçu işlendiğini söyledi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşmede FSB Direktörü Aleksandr Bortnikov, yürütülen çalışmalar sonucunda ‘büyük sorun ve kayıplar’ pahasına ülkede, özellikle de Kuzey Kafkasya bölgesinde terörist yönelim tezahürlerini onlarca kez azaltmayı başardıklarını ifade etti.

Bortnikov, çalışmalarının terörist tehdidi tamamen ortadan kaldıracağını yüzde yüz garanti edemeyeceğini belirterek, “2010'dan bugüne on yılllık istatistik vereceğim: 2010'da terör suçu 778 iken, geçtiğimiz yıl bu sayı sadece 4 idi.

Elbette, çalışmalarımızın terörist tehdidin tamamen ortadan kaldırılmasına katkıda bulunacağını yüzde yüz garanti edemeyiz, ancak yine de bunun için çalışıyoruz” dedi.

Lavrov, Çavuşoğlu'nun 'ABD' çağrısını yorumladı: Libya'da ateşkes çabalarına destek verirlerse memnuniyet duyarız

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, ABD'nin Libya'daki nüfuzunu bu ülkede derhal ateşkes sağlanmasını isteyen Rusya ve diğer ülkelerin çabalarına destek vermek için kullanmasını memnuniyetle karşılayacaklarını söyledi.

Video konferans yöntemiyle düzenlenen Rusya-ASEAN (Güneydoğu Asya Uluslar Birliği) özel oturumunda konuşan Lavrov, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun ABD'ye yaptığı 'Libya krizinin çözümünde daha aktif rol oynama çağrısını' değerlendirdi.

Lavrov, "Eğer ABD, Libya'daki nüfuzunu bu ülkede derhal ateşkes sağlanmasını isteyen Rusya ve diğer ülkelerin çabalarına destek vermek için kullanırsa, bunun son derece olumlu olacağını düşünüyorum. Libya, Suriye ya da herhangi bir ülkede krizi aşmaya yönelik her türlü yapıcı katkıdan yalnızca memnuniyet duyarız" ifadelerini kullandı.

ABD'nin Libya'da çözümü teşvik etmek için hangi adımları atabileceği konusunda bir fikri olmadığının altını çizen Lavrov, "ABD'liler, Rusya'nın Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından temsil edildiği Berlin Konferansı'na katıldılar. Konferansta alınan kararı onaylayan BM Güvenlik Konseyi kararının altına imza attılar. Trablus'ta bulunan ve çatışmanın taraflarından biri olan Ulusal Mutabakat Hükumeti'ni tanıdıklarının altını çiziyorlar" diye konuştu.

Rusya: İran ve Türkiye ile Astana Sürecini Sürdüreceğiz

Rusya'nın Birleşmiş Milletler temsilcisi Vasiliy Nebenzya, “Rusya, Suriye taraflarıyla diyalogu ilerletmeye ve Astana görüşmeleri çerçevesinde Türkiye ve İran'la işbirliği yapmaya devam ediyor.” dedi.

Türkiye Dışişleri Bakanlığı geçtiğimiz günlerde, Türkiye, İran ve Rusya'nın Suriye'yle ilgili olarak üç ülkenin liderleri düzeyinde bir toplantısının video konferans kanalıyla yapılacağını duyurmuştu.

Astana görüşmeleri Ocak 2017'de İran İslam Cumhuriyeti'nin inisiyatifiyle ve Suriye'de barışı tesis etmek Rusya ve Türkiye'nin işbirliğiyle başlamıştı.

CHPKK'li kripto yahudi Engin Özkoç'tan AKPKK'ye:

"Depremzedelerin parası bitti, varlık fonu bitti, şehitlerin parası bitti şimdi bir de kıdem tazminatına göz diktiniz"

Almanya, Türkiye'yi 'korona risk bölgesi' olarak sınıflandırdı

Almanya, Avrupa Birliği üyesi ülkelerle İsviçre’ye kapıları tamamen açarken, koronavirüs bakımından riskli ülkeler listesi yayınladı. Daha önce BOP Eşbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Merkel arasında da görüşüldüğü belirtilen konuda Almanya’dan bir geri adım gelmedi ve Türkiye 'riskli ülke sınıfında yer aldı.

Alman hükumetinin kararı sonrası hazırlanan bu listede Türkiye'nin adı ilk kez anıldı ve 'Koronavirüs risk bölgesi' ilan edildi. Pazartesi gecesi güncellenen listede Türkiye ile birlikte Mısır, Tayland ve Fas da yer aldı. Böylece, hem Akdeniz hem de Asya'daki gözde tatil bölgelerine 'gidilmemesi gerektiği' mesajı verildi.

Fransa Savunma Bakanlığı yetkilisinden Türk donanmasına suçlama

Türk donanmasını NATO misyonu yürüten Fransız savaş gemisini taciz etmekle suçlayan Fransız yetkili, ittifaka 'Deve kuşu gibi olmayın' çağrısı yaptı.

Reuters ajansının haberine göre NATO savunma bakanları toplantısı öncesi konuşan bir Fransa Savunma Bakanlığı yetkilisi, ittifakın Türkiye'nin son dönemde müttefiklerine yönelik davranışları karşısında kafasını kuma gömmemesi gerektiğini söyledi. 

Türk donanmasının NATO misyonu yürüten bir Fransız gemisine saldırganca davrandığını belirten yetkili, "İttifak içinde karmaşık zamanlar oldu ama deve kuşu gibi davranamaz, NATO'da bir Türkiye problemi yokmuş gibi davranamayız. Bu sorunu görmek, dile getirmek ve bununla ilgilenmek zorundayız" ifadelerini kullandı. 

Limon Kullanın; Limon Tuzu Kullanmayın

Evde yapılan turşu ve yeşil zeytin sularına doğal limon suyu kullanınız. Endüstriyel sitrik asit (E330- yapay sitrik asit) içeren gıdaları veya içecekleri kullanmayınız.

Endüstriyel limonata, gazoz, kola, şişede limon suları gibi yapay ürünler sağlıksızdır. Göze hitap etmesi için boyar madde kullanıldığı için daha zararlıdır. Hiçbir firma bunlar için boyar madde olarak safran çiçeği ve benzer doğal ürün kullanmaz.

Ev hanımlarına veya annelerinize vereceğiniz en güzel tavsiye şudur: Limon tuzu yerine limon alın ve suyunu sıkın. Turşunuzu da korur salamura zeytininizi de korur en önemlisi sağlığınızı korur. Turşuluk biber ve kornişon ezdirilmeden yani baskı uygulamadan kurulmalıdır ve en üstüne hava almaması için cam kase ile yüzeye çıkması önlenmelidir. Böylece yumuşamaz bozulmaz.

Suriye halkı ABD yaptırımlarını protesto etti

Suriye resmi haber ajansı SANA Suriye halkının Amerika’nın dayattığı yaptırımlara itiraz etmek üzere protesto eylemi düzenlediğini duyurdu.

Haberde, Suriye’nin batısında Tartus kentinde halkın sokaklara döküldüğü ve Amerika karşıtı sloganlar atarak yaptırımları kınadığı belirtildi.

Bundan önce de Suriye’nin güneyinde yer alan Sevida halkı da düzenledikleri protesto eyleminde Amerika’nın illegal yaptırımlarını kınamıştı.

Sözde Saadet Partisi 'ekonomik krizi' Titanik müziği kullanılan bir video ile anlattı.

DSÖ Türkiye Yöneticisi Prof. Dr. Ergüder: Yeni vakalar buz dağının görebildiğimiz kısmı

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Türkiye Program Yöneticisi Prof. Dr. Ergüder, tüm dünyada koronavirüs kaynaklı yeni vaka sayısı ve ölümlerin arttığını söyledi.

Ergüder, "Bugün itibarıyla vaka sayısı 8 milyonu aştı, ölüm sayıları da 450 bini geçti. Salgının merkezi daha çok Amerika kıtası oldu. Tüm görülen yeni vakaların ve ölümlerin yaklaşık yarısı burada görüldü. Dünyada da salgın yavaş yavaş başka ülkelerde de yeniden görülmeye başladı ve en son Çin’de de ilk defa uzun bir zaman sonra 100’e yakın vaka görüldü. Bu nedenle dünya bir yandan mevcut salgınla mücadele ederken bir yandan da yeni vakaların başka kıtalarda görülmemesi için gerekli önlemleri almaya çalışıyor'' dedi.

'Bağışıklık düzeyi düşük oranda'

Prof. Dr. Ergüder, DSÖ'nün salgının ne zaman biteceğine dair bir öngörüsünün olmadığını ifade ederek, şöyle devam etti:

"Bu konuyla ilgili birkaç tane senaryo var. Ya bu salgınla ilgili bir aşı bulunacak ve yaklaşık dünyadaki 7 milyar insan aşılanacak ya da bir ilaç bulunacak veya virüs bir mutasyona uğrayarak ve insanlarda hastalık yapmayacak hale gelecek.

Üçüncü bir seçenek ki bu kötü bir seçenek; toplumun yüzde 60’ı bağışıklık kazanacak ve virüs bulaşacak insan bulamayınca da ortadan kalkacak. Ama elimizde ne bir aşı var, ne bir ilaç. Yapılan tüm çalışmalarda da bağışıklık düzeyi halen çok daha düşük oranda. O nedenle şu an maske takmak, 1.5 metrelik sosyal mesafeye uymak ve el yıkamaktan başka hastalıkla mücadele etmek konusunda bilinen bir yöntem ne yazık ki yok."