Akademi Dergisi
2.13K subscribers
59.7K photos
25K videos
370 files
7.52K links
Çok önemli: Telegram bu kanalı yıllardır sansürlenemektedir. Paylaşımlarımızın Telegram uygulaması içinde yayılmasına izin vermemektedir. Kanaldaki takipçi ve görüntüleme sayıları da gerçek değildir. www.mfs.tv
Download Telegram
Kırgızistan Başbakanı Abılgaziyev istifa etti

Kırgızistan Başbakanı Muhammedkalıy Abılgaziyev, hakkındaki yolsuzluk iddiaları üzerine görevinden istifa ettiğini açıkladı.

Kırgızistan Başbakanı Muhammedkalıy Abılgaziyev yaptığı yazılı açıklamada, “radyo frekans bandının genişletilmesi ve yenilenmesi davası” ile ilgili hükümete ve kendisine yönelik iddiaların bulunduğunu belirtti.

Konuyla bir ilgisi olmadığını ifade eden Abılgaziyev, “Hakkımdaki suçlamalar asılsız. Umarım soruşturma, sorumluları tespit edecek.” ifadesini kullandı.

Abılgaziyev, soruşturmanın devam ettiğini hatırlatarak, “Soruşturma nedeniyle oluşan belirsizlik yüzünden hükümet sağlıklı çalışamaz. Bu nedenle görevimden istifa etme kararı aldım.” değerlendirmesinde bulundu.
Yolsuzluk soruşturması

Kırgızistan‘da nisan başında bazı görevliler hakkında, yasalara aykırı şekilde radyo frekans bandının genişletilmesi ve yenilenmesi sürecinde devleti maddi zarara uğratmak suçlamasıyla dava açılmıştı.

Soruşturma kapsamında söz konusu kurumlarda adı açıklanmayan üst düzey yöneticiler gözaltına alınmıştı.

Yolsuzluk iddiası, ilk kez 20 Mayıs’ta Meclis Genel Kurulunda Milletvekili Janar Akayev tarafından kamuoyuyla paylaşılmıştı.

Akayev, radyo frekans bandının genişletilmesi ve yenilenmesi ile ilgili devlete verilen zararın çok büyük olduğunu belirterek, Başbakan Abılgaziyev’den masumiyetini kanıtlamasını istemişti.

Bir telefon şirketinin kablolu televizyon şirketinden yaklaşık 1 milyon 800 dolara satın aldığı frekans bandının lisansının yenilemesi ile ilgili devletin 67 milyon dolar zarara uğratıldığı iddia ediliyor.

Söz konusu özel şirketin müdürü de bu sabah gözaltına alınmıştı.
Putin: Salgının ekonomi ve vatandaşlar üzerindeki sonuçlarını gidermeyi başardık

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, koronavirüs salgınının ekonomi ve vatandaşlar üzerindeki sonuçlarını gidermeyi başardıklarını ifade etti.

Ekonominin desteklenmesi için alınan tedbirlerin uygulanması konulu bir toplantıda konuşan Putin, “İki görevi yerine getirmemiz lâzımdı: İnsanların güvenliğini korumak ve planlanan programın da önünde gitmek. Genel anlamda bunu yapmayı başarıyoruz. Salgının büyümesini önlememiz, toplumsal ve ekonomik alanda negatif sonuçlarını en aza indirgememiz, gidermemiz gerekiyordu” dedi.

Putin, tüm tedbirlerin ekonomi ve işgücü piyasasındaki durumun gidişatı dikkate alınarak makul ve tutarlı bir şekilde alındığını ifade etti.
Sayın Putin, “Salgın sırasında verdiğimiz desteklerin miktarı ve zamanı, en ihtiyaç duyan kişilere ulaşacak, en etkili olacak şekilde planlandı” ifadelerini kullandı. 

Putin, Rusya’da işsizliğin arttığını ancak diğer ülkelerdeki gibi çarpıcı bir artış görülmediğini kaydetti.

“İşsizlik oranımız yaklaşık yüzde 1.5 büyüdü. Ancak bu elbette işsizliğin yüzde 11-16 kadar yükseldiği başka ülkelerdeki gibi çarpıcı değil” diyen Putin, salgın öncesinde Rusya’da işsizlik oranının yüzde 4.5 kadar olduğunu, bu oranın şimdi de yüzde 6 civarında olduğunu belirtti.

Putin, “Bu nedenle, işsizlik ülkemizde hâlâ artıyor, bu konuya dikkat verilmeli” dedi.
İç turizmi geliştireceğiz’

İş dünyasına maaşların ödenmesi için yüzde 2’nin altında düşük faizli kredi verilmesini iyi bir tedbir olarak değerlendiren Putin, koronavirüs nedeniyle kötü bir ekonomik durumda olan kuruluşların personel sayısını düşürmemesi gerektiğini ekledi.

Hükumet ve devlet kurumlarının ekonomiyi desteklemeye yönelik tedbirlerin uygulanması sırasında sonuç odaklı çalışması gerektiğini belirten Putin, “Önemli olan sonuç; desteğin belli başlı vatandaşlar, aileler, işletmeler tarafından ne kadar hissedilir ve vakitli olduğu” diye konuştu.

Putin, koronavirüs salgınından dolayı zarar gören havayolu şirketlerinin iç turizmin geliştirilmesinin ekonomik anlamda etkisini hissetmesini umduğunu belirtti.

Putin, “İç turizmi geliştireceğiz. Havayolu şirketleri ekonomik anlamda etkisini hissedebilsin diye, bunu tesirli bir şekilde yapmak için çabalıyoruz” dedi.
Akademi Dergisi
Başka felaketler, musibetler de geliyor 16 Mayıs'ı 17 Mayıs'a bağlayan gece bir rüya gördüm. Salih rüyalar gördüğümü, bunları büyük bir isabetle tabir edebildiğimi, tabir ettiğimden bir süre sonra gerçekleştiğini, yıllardır bilenler bilirler. Ben şimdi yazayım…
Bingöl depremini bilen Naci Görür’den yeni uyarı: 2 büyük deprem daha bekliyoruz

Bingöl’deki 5.8 büyüklüğündeki deprem ve 46 artçısı öncesinde uyarıda bulunan Prof. Dr. Naci Görür’den yeni bir uyarı daha geldi. Erzincan- Karlıova ve Bingöl- Karlıova arasına ilişkin uyarılarda bulunan Görür, Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu fayı üzerinde hala 2 büyük deprem beklendiğini kaydetti. Yetkililerin uyarılarını dinlemediğinin altını çizen Görür, “Afet yönetiminden önce risk yönetimi yapılmalı” dedi.

Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’nün verilerine göre; Bingöl’ün Karlıova ilçesinde saat 17.24’te 5.8 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Deprem yerin 5 kilometre derinliğinde meydana geldi. Prof. Dr. Naci Görür yeni bir uyarıda bulundu.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
ILO ve UNICEF açıkladı : Korona virüs salgını çocuk işçiliğini artırabilir.
- Hayırlı geceler hocam.
Telegramda takva vakti diye bir sayfa hazırlanmış. Bu neyin nesidir acaba? merak ettim. Akademiyle bağlantısı varmı?
Yoksa geçende paylaşmıştınız "icimizdeki münafıkların size karşı rakip cikarmayi düşündüklerini"o aklıma geldi öyle bir şey midir? Ona göre dikat edeyim. Yoksa bir kardeşimizin hazırladığı bir sayfa mı?

+ h. geceler

Art niyetle açılmış bir Telegram kanalı... Cemaatimiz içindeki münafıkların işi ve Hasan Arıkan'a yakın.

- şüphelenmeme sebeb olan durum; ozellikle kemal bey abimizin sohbetlerinin paylaşılması.
Ahmet bey abimiz ve Alihan bey abimizden bahsedilmemesi.

+ Evet, ben Hasan Arıkan ve Hüseyin Kumaş gibi münafıkların gerçek yüzlerini anlatırken, fitnelerini, zararlarını önlemeye çalışırken, hala ayak sürüyen ve derhal kendine gelmeyen bazı kardeşlerimiz, sadece o Takva Vakti kanalını takip etseler, neyin ne olduğunu hemen anlayabilirler.
▪️"İşte mfs'nin anlatıp durduğu hususlar, burada müşahhas/somut surette gözler önünde" derler. Sanki alemi değişmeden önce Arif Ahmet Beyağabeyimiz Hüseyin Kumaş hakkında yasaklama kararı mı çıkartmadı, bütün müesseselerimize girişini mi yasaklamadı ve daha o zamandan Kumaş'ın ve bazı başka kişilerin o kadar büyük sıkıntı olduğunu mu duyamadılar...

Ben sadece acıyorum bir an önce titreyip kendine gelmek ve şu kritik zamanda merkezimizin yanında dimdik durmak yerine, hala Akademi yasaklanmış gibi şüpheye düşüp de dik duramayan, bir an önce doğru safta yer tutamayan, eli ve dili hiçbir hayırlı hizmete karışmayan kardeşlerimize... Çok yakında çok büyük vicdan azapları ve pişmanlıklar duyacaklar.

Artık merkezimizden yazılı yasaklamalar mühürlerle ve seri numaraları ile çıkıyor. Yoksa Arıkan, Kumaş, Yılmaz ve çetenin diğer üyeleri birkaç defa daha Akademi hakkında sahte yasaklama yazıları dağıtırlardı. İşte "Cemaatimizin de başına geçeceğim" dedim de hani ortalık yıkılmadı, kimse üzerime gelmedi, kimse bir yalanlama yapmadı. Hani bir dava açma bile olmadı? Merkezimiz/divan-ı salihin, üstazımız, muhterem büyüğümüz benden rahatsızlık duysalar 11 senedir nasıl olur da bir kere dava bile açılmaz. Nasıl olur da hakkımda net, kesin, şüpheden uzak bir gerçek yasaklama yazılmaz. Hani hala bütün müesseselerimize girişim serbest.
▪️Büyüğümüz, benim son açıklamalarımdan sonra boş yere gürültü çıkartanlara da ayarı hemen çekti, hadlerini bildirdi. "İhraç edilirsiniz" dedi ve susturdu. "Ben, benim emirliğime, idareciliğime sıkıntı olabilecek bir hal görmüyorum. Boş yere endişeleniyorsunuz. Aranızda zaten ikilikler olduğu halde hizmette tutuluyorsunuz. Şu gereksiz heyecanı, endişeleri terk edin. Rabıtalarınızı hakkıyla yapabiliyor olsaydınız her şeyin doğrusunu hemen bilirdiniz. Bu gibi konulara sizler karışmayın, müdahale etmeyin ve şu gereksiz gerginliği de derhal terk edin. Yoksa aranızdan bazılarını ihraç etmek, uzaklaştırmak zorunda kalırım." mealinde cümleler kurdu.

Beni yalanlamadı ve hiçbir rahatsızlığı olmadığını, beni tasdik ettiğini, beni benim cümlelerim gibi cümlelerle tasdik ettiğini, görmek isteyen herkese gösterdi. Bütün bunları bilip bilip de hala dik duramayan kardeşlerimize ben söyleyecek söz bulamıyorum.

Şimdi tutup da bu münafıkların kanallarına, hesaplarına bile hiç dokunmazlar, hiç onlarla uğraşmazlar, baskı altına almazlar. "Merkezimiz bu gibi hesapların açılmasını, bu gibi yayınların yapılmasını yıllar önce sert bir şekilde yasaklamadı mı? Siz neden merkezimize itaat etmiyorsunuz. Derhal kapatın o kanalları, o hesapları" demezler. Bu nasıl kardeşliktir, bu nasıl dava anlayışıdır, bu nasıl Allah korkusudur, bu nasıl imandır, bu nasıl ihlastır, bu nasıl itaat kültürüdür, bu nasıl adalet anlayışıdır, ben on senedir bir türlü anlayamadım.
ALLÂH’IM, HAZRET-İ OSMAN’DAN RAZI OL:

Hz. Âişe (r. anhâ) şöyle anlattı: “Muhammed Aleyhisselâm’ın ehl-i beyti dört günden beri neredeyse hiçbir şey yememişti, hatta küçük çocuklar açlıktan ağlıyorlardı. Peygamberimiz (s.a.v.) yanımıza geldi ve ‘Ey Âişe, ben gittikten sonra herhangi bir şey geldi mi?’ diye suâl ettiler. Cevaben: ‘Hz. Allah, senin elinle göndermez ise nereden gelebilir ki, Yâ Resûlallâh?’ dedim. Peygamberimiz (s.a.v.) abdest aldı, evden çıktı. Mescidin farklı yerlerinde namaz kılıp duâ ediyordu.

Akşama doğru Osman (r.a.) geldi, izin istedi ben de hemen perdenin arkasına geçtim. Kendi kendime, ‘O, Müslümanların içerisindeki büyük (zengin) zâtlardandır. Umulur ki Hz. Allah, bir hayırda bulunması için onu buraya göndermiştir.’ dedim. Ona izin verdim.  İçeri girince, ‘Ey müminlerin annesi! Resûlullah nerede?’ diye sordu. Dedim ki: ‘Ey Osman! Âl-i Muhammed dört gündür hiçbir şey yemedi. Az önce Peygamberimiz (s.a.v.) karnı içine çökmüş bir hâlde geldi. Sana söylediğimi ona da söyledim.’ Hz. Osman (r.a.) ağlamaya başladı ve: ‘Şu dünyadan nefret ediyorum. Ey müminlerin annesi, ben bunu bilmiyordum. Eğer böyle bir şey tekrar olursa bana, Abdurrahman bin Avf’a, Sâbit bin Kays’a ve bunlar gibi Müslümanların zengin olanlarına hatırlatın.’ dedi ve çıktı.
Hz. Osman (r.a.) bir müddet sonra, yüklü miktarda un, buğday, hurma ve üç yüz dirhem gönderdi. Çokça ekmek ve et getirdi, ‘Bunlar sizin açlığınızı yatıştırır. Siz bunlardan yiyiniz. Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) gelince ona da hazırlayınız.’ dedi. Sonra, böyle bir şey bir daha olursa kendisine bildirilmesine dair benden yemin aldı. Bir müddet sonra Peygamberimiz (s.a.v.) içeriye girdiler ve ‘Ben gittikten sonra size herhangi bir şey geldi mi?’ diye suâl ettiler. Ben, ‘Evet, yâ Resûlallah! Ben biliyordum ki sen evden çıktıktan sonra Hz. Allâh’a duâ ettin. Ve yine bilirim ki Hz. Allah, senin isteğini geri çevirmez.’ dedim. Peygamberimiz (s.a.v.) ‘Ne geldi?’ diye suâl buyurdular. Şu kadar un, buğday, hurma ve üç yüz dirhem geldi.’ dedim. Fahr-i Kâinat Efendimiz ‘Kimden?’ diye suâl buyurdular. Ben de Osman bin Affan’ın (r.a.) söylediklerini anlattım.

Peygamberimiz (s.a.v.) daha hiç oturmadan mescide gitti. Ellerini kaldırdı ve ‘Yâ Rabbi, ben Osman’dan râzıyım, ben Osman’dan râzıyım, ben Osman’dan râzıyım. Sen de ondan râzı ol, yâ Rabbi!’ diye duâ buyurdular.”
Media is too big
VIEW IN TELEGRAM
Sözde 15 Temmuz "gazileri" AKPKK Genel Merkezi önünde kendileri adına toplanan paraların hesabını sordu, darp edildi:

- AK Parti vatan hainisiniz, vatan hainleri burada, Pensilvanya'da aramayın...

- Sizin canınız kıymetli de bizim değil mi?

- Süleyman Soylu buraya gelecek...