Zincirler nasıl imal edilir?

Klasik sinema salonlarının sonu mu geldi? Sinemalar iflasın eşiğinde

Koronavirüs, sinema sektörünü de ağır şekilde vurdu. Dünya genelinde milyarlarca dolarlık zarar oluştu. Pek çok filmin yayınlanma tarihi ertelendi.

Planlanan çekimlerin de ertelenmiş olması salgın geçse ve önlemler kaldırılsa bile bir süre yeni filmlerin sinemaya gelmeyeceği anlamını taşıyor.

Özellikle bu endüstriden ekmeğini kazanan ancak freelance çalışanlar en kötü şekilde etkilenenler oldu.

Gösterimi yıl sonuna ertelenen filmlerden biri de hayranlarının uzun süredir beklediği son James Bond filmi 'No Time to Die' (Ölmek için Zaman Yok).
Durumu gören bazı stüdyolar filmlerini dijital platformlarda yayınlama kararı alırken Covid-19 döneminin hiç tartışmasız en büyük kazananı Netflix, Amazon ve Disney gibi bu dijital yayıncılar oldu.

Ne kadar da sarsıcı iddialar mevcut. Amerikan derin devleti ve korona virüse dair dile getirilen bu sarsıcı iddialar sizi de sarsacaktır. Lakin, izleyin, arkasından anlattıklarımı okuyunca, daha da büyük sarsılacaksınız.

Oyun kuruyor, Ankebut Ağı'na çalışıyor.

Videoda sarsıcı iddialar dile getiren Raşid Buttar, Pakistan kökenli bir aileden geliyor. Aile önce Londra'ya sonra Amerika'ya yerleşiyor.

Müslüman biliniyorlar ama münafıklık üzere yaşıyorlar. Bu aile gerçekte Hristiyan bir kökenden geliyor ama Hristiyanlığı da yaşamıyor. Raşid de babadan, deden gördüğü şekilde yetişti. Kendilerinin Hristiyan olduğunu biliyor ama ibadetleri ve Hristiyanca şuuru/gayreti de yok. Ankebut Ağı mensubu Masonlarla bir arada ve onlara hizmet ediyor. Para, şöhret, itibar peşinde yaşadı, yaşıyor. Onlara hizmet ettikçe bunlara ulaşabiliyor.

Aracılar üzerinden CIA da onu yönlendiriyor. Adını Ankebut Ağı olarak bilmese de dünya genelinde işleyen bir "sistem" olduğunu genel seviyede biliyor, bağlantıda olduğu kişilere itaat edince, bu ağa/sisteme hizmet etmiş olduğunu da biliyor.

Bunlar Londra'ya yerleştiklerinde Ankebut Ağı'nın oradaki mensupları bunların Hristiyan kökenli olduğunu öğrenip elinden tuttular. Sonra da sürekli hem yükselttiler hem kullandılar. Raşid'in ailesi/soyu böyle bir aile... Londra'dan ABD'ye geçip yerleşmelerini bile Ankebut Ağı sağladı. Raşid, küçük yaşlardan itibaren bu sistem içinde, çift kimlikle yaşayan, sürekli oyunlar kuran, etrafını aldatan bir kişilikle yetiştirildi.

Şu videoda kurduğu oyun, sinsilik sizi şaşırtmasın. Bir ömürlük sinsilik ve ikiyüzlülük ve yalancılık tecrübesi var. Tersinden vuruyor ve aslında çok çok büyük ve yıkıcı bir salgının, olduğundan binlerce kat daha zayıf olduğu görüşünü hakim kılmaya çalışıyor. Bunun için cerbeze yapıyor. Zaten bunu talimatla yapıyor. Onu bir ömürdür kullananlar ondan bunu istediler.

Oynanan şu oyunun gerçekçi durması için de danışıklı dövüşler sergileniyor. Raşid, Ankebut Ağı'na mensup bazı çevrelerden sözde tepki görüyor. Youtube'da bazı konuşmaları engelleniyor. Bununla da insanların Raşid'e güvenmesi ve desteklemesi sağlanmak isteniyor.

Raşid "Henüz Koronadan ölmüş bir kişi bile yok. Tıbbın temel ilkeleri gözardı ediliyor. Aslında o insanlar Koronadan ölmediler, ölüm sebepleri başka olduğu halde Koronaya bağlı ölümmüş gibi gösteriliyor. Bu çok yanlış, onbinlerce doktor hükumetin ve Amerikan derin devletinin bu oyunlarına tepki göstermiyor. Bu, kabul edilemez." mealinde cümleler kurarken tam bir münafıklık sergiliyor.

Türkiye'de aynı mealde cümleleri aynı zamanlarda Soner Yalçın'ın, Oda TV'nin ve o çevreden kişilerin konuştuğunu/yazdığını görmek sizi hiç şaşırtmasın. Zaten Soner'in de aynı sistemin içinde olduğunu, Ankebut Ağı'nın Türkiye ayağındaki önemli isimlerden biri olduğunu, aynı yerlerden talimat aldığını, her türlü insanlık dışı işi bilip desteklediğini, kolladığını geçen seneden biliyorsunuz.

Superhaber. TV'yi de biliyorsunuz. Şu sözde haber sitesinin, bu uluslar arası ağın Türkiye'de kullandığı en büyük hainlerden biri olan Tayyip'in yeğenine, Cengiz'e ait olduğunu da biliyorsunuz. Geçen sene ona dünyayı dar ettiğimi de biliyorsunuz. İşte, yeni bir aldatıcılık, insanlığa karşı bir tuzak olduğunda Cengiz'in de hemen içinde olduğunu, bir kez daha görüyorsunuz.

Raşid Ankebut Ağı'nın uluslar arası organ mafyasına da dahil olmuş bir kişi. Organları için çok yüksek sayıda insanı öldürmüş, cesetlerden organları almış bir insan şeytanı. Öldürdüğü kişiler arasında çok sayıda çocuk da var. Amerikan üslerinde çalıştığı dönemde o askeri üslerde de organları için insanları katletti, parçaladı. Geçen sene ufaktan temas etmiştim ve konuya dair detaylar vermeden cezaevine konmuştum ki dünyanın dört bir yanındaki Amerikan üslerinin tamamına yakınında her türlü kara para işleri döndürülüyor.

Türkiye'deki Memorial, Medical Park, Medipol, Başkent Hastahaneleri gibi hastahane zincirlerinde neler döndürüldüğünü geçen sene anlatmıştım. Türkiye'deki bu sistem, Amerika'da Raşid'in de içinde bulunduğu sistem kopyalanarak kuruldu. Oradan elde edilen tecrübe ile kuruldu ve yönetiliyor.

Türkiye ayağında nasıl zihin kontrol deneyleri, bazı hastalık deneyleri yapıldıysa, Amerika'daki sistemde de yapıldı ve yapılıyor. Raşid'in zaten kamuoyuna yansımış vukuatları da var. Dört kanser hastasına, tıbbın kabul edemeyeceği terapiler yaparak bunlardan üçünün ölmelerine sebep olmakla suçlandı. Tepkileri üzerine çekti. Ankebut Ağı'nın etkili ve yetkili adamları sayesinde kollanarak, tartışmalı sürecin sonunda sadece kınama aldı. Kamuoyuna yansıyanlar devede kulak bile değildi. Raşid ve benzerleri, içinde bulundukları uluslar arası sistem (Ankebut Ağı) sayesinde bu güne kadar en az binlerce masum insan üzerinde akıl almaz deneyler yaparak acılar içerisinde ölmelerine sebep oldular.

Raşid, Ankebut Ağı'nın dünya genelinde bir silah gibi kullandığı aşıların geliştirilmesi kısmında da yoğun olarak vazife yaptı. Ankebut Ağı'nın aşılar üzerinden, dünya genelinde bütün insanlığa kastettiği artık tartışılamaz bir gerçek. En tepede İblis tarafından yönetilen bu Satanist teşkilat, bütün insanlığa düşman.

Raşid, "Sistem" dediği Ankebut Ağı'nın dünyanın her yerinde terör örgütleri kurup yönettiğini, uyuşturucu mafyaları kurup yönettiğini, insan kaçakçılığı ağı kurduğunu, silah kaçakçılığı ağı kurduğunu, organ mafyaları kurup yönettiğini, bu mafyalara yasal görünen hastahaneler zincirleri kurulduğunu ve daha türlü türlü kirli işlerin yapıldığını biliyor ama genel seviyede biliyor.

Kendisi, insanların öldürülüp organlarının alınması, art niyetle aşılar ve ilaçlar geliştirilmesi, insanlar üzerinde tıbbi deneyler yapılması, basın/medya üzerinden tıbbi konularda toplumların yanlış yönlendirilmesi, hiçbir fayda vermeyecek ilaçların ve tedavi yöntemlerinin faydalı gibi gösterilmesi sayesinde ağa bağlı ilaç firmalarına gelir sağlanması gibi işlerde kullanıldı, kullanılıyor.

Bir plan kurduklarında, dünya genelindeki adamlarından hangilerinin o plana dahil olması gerektiğini de belirliyorlar. Sağda, solda, ortada, her yerde, her akımın, kesimin içinde adamları var. Sızmadıkları yer yok.

Bakalım, öldürmek zorunda oldukları Raşid'i kendi adamlarına temizletince, ölüm sebebini korona olarak mı açıklayacaklar ya da başka nasıl bir açıklama yapacaklar.

Bakalım o Soner Yalçın'ı bizim cephe mi öldürecek ya da onu ve benzerlerini de kendi elleri ile öldürmek zorunda mı kalacaklar.

Sahi, Kim Jong-un ve haham Abrahamson'ın cesetlerine ne oldu, ne zaman açıklamalar yapılacak?

Virüse rağmen garanti ödeme

Corona virüsü salgını nedeniyle, ekonominin çarkları durmuş, milyonlarca kişi işsiz kalmış, kısa çalışma ödeneği, esnaf destekleme kredileri dahi henüz tam olarak ödenememişken, garantici müteahhitlerin parası geciktirilmedi.

Karayolları Genel Müdürlüğü, “Yap-İşlet-Devret” modeliyle yaptırılan Avrasya Tüneli, İstanbul-İzmir ve Kuzey Marmara otoyolları, Yavuz Sultan Selim ve Osmangazi köprüleri 2019 yılı garanti tutarlarının kalanını 30 Nisan itibarıyla tamamen ödedi. Şirketlere ne kadar ödeme yapıldığı resmi olarak açıklanmadı.

Garanti ödemeleri, sözleşme gereği ilgili yılın 2 Ocak dolar kuru üzerinden hesaplanıyor ve izleyen yılın nisan ayında yapılıyordu. Geçen yıl yapılan düzenleme ile 2 Ocak ve 1 Temmuz'daki dolar kuru üzerinden yılda iki ödeme yapılmaya başlandı.

SADECE 3. KÖPRÜYE 3 MİLYAR

Geçen yılın ilk yarısında sadece Yavuz Sultan Selim Köprüsü için iş yapan konsorsiyuma Hazine'den 1 milyar 450 milyon lira ödenmişti. Yılın ikinci yarısı için ödenecek tutarın 1 milyar 650 milyon lira olarak hesaplandığı belirtiliyor.

Bu ödemeyle şirkete, vatandaşın cebinden 1 yıl için ödenen para 3 milyar 50 milyon lirayı buldu. Garanti ödemelerinin dolara endeksli hesaplanmasından dolayı, bu köprü ve yolları hiç kullanmayan vatandaşın vergileriyle devlet müteahhitlere 2018 yılı için 2 Ocak 2018'deki dolar kuru (1 Dolar=3.76 TL) üzerinden 3 milyar 650 milyon TL ödeme yapmıştı.