Akademi Dergisi
2.14K subscribers
60.1K photos
25.3K videos
370 files
7.55K links
Çok önemli: Telegram bu kanalı yıllardır sansürlenemektedir. Paylaşımlarımızın Telegram uygulaması içinde yayılmasına izin vermemektedir. Kanaldaki takipçi ve görüntüleme sayıları da gerçek değildir. www.mfs.tv
Download Telegram
Fransa ve Hollanda’dan Air France-KLM’ye 10 milyar euroluk destek

Corona virüsü salgınıyla birlikte iflasın eşiğine gelen Air France-KLM'ye Fransa ve Hollanda devletleri el uzattı. Fransa 7 milyar euro destek kredisi vereceğini açıklarken, Hollanda da destek rakamının 2 ile 4 milyar euro arasında olacağını duyurdu. Ünlü hava yolu şirketinde Fransız devletinin yüzde 14,3, Hollanda devletinin yüzde 14 hissesi bulunuyor.
875 bin ölü var.

Benim ciddiyetimi, kararlılığımı anlamamışlar gibi hala cinlerle, büyülerle saldırıyorlar. Sadece bu sabah çok yaklaşık 1 milyon cin canından oldu/oluyor. 875 bin ölü şu anda var. Yüz küsur bin de yaralı var ve bunların çoğu ölür. Dünyanın her yerinden istedikleri üfürükçülere sorarak bu bilgiyi birkaç dakikada doğrulayabilirler. Zaten uzun süredir ben bu gibi bilgiler verdiğimde sorgulamıyorlar, sadece doğruları yazdığımı biliyorlar.

Ben içeri alınmadan önceki özellikle iki ayda, olmadık hatalar yaptığımız oldu ve bunlara metafizik saldırılar sebep olmuştu. Hiyerarşik sistemde bana çok yakında duran birkaç adamım cinlerle, büyülerle zihin kontrolüne alınıyor ve bu durum da bilgi akışını bozuyor, yanlış bilgilerin bana gelmesine sebep oluyordu. Ben daha bu kapıyı açık bırakmam. Bir milyar cin de ölecek olsa, binlerce insan da ölecek olsa, gereğini yaparım, yaptırırım.

Bu biraz daha böyle devam ederse, bu büyüleri yapanları da yaptıranları da öldüreceğiz.
Cinler aleminde yine her yer yandı, yıkıldı, dağıldı ve ceset doldu. Yaralıları inim inim inliyorlar. Meydanlarda, ellerinde sedye gibi bir şeyle yardıma koşan cinler de göze çarpıyor.

Bu manzarayı bizim insanlar alemine anlatmak şöyle mümkün olabilir;

- Çok güçlü bir devletin hava kuvvetleri bütün gücünü bir anda havalandırmış ve birkaç şehri aynı anda çok ağır bombardımana tabi tutmuş, yakıp yıkmış misali...
Darmadağın ettiğim cin kabileleri arasında, bizi çoktan duymuş ve bizim karşımızda mücadele etmek istemeyen çok sayıda cin de vardı ve onlar hemen başka kabilelere geçip canlarını zor kurtardılar. Hemen şimdi dünyanın istediğiniz yerinden, cinler aleminden haber veren insanlara ulaşıp bu bilgileri kolayca doğrulayabilirsiniz.

Ankebut Operasyonu, cinler aleminde de hız kesmeden devam ediyor.
Ankebut Ağı'na mensup olmayan, onlara çalışmayan ama insanlar aleminde çok can yakmış olan, sürekli çok ağır büyüler yapan bir insan şeytanını az önce öldürdüm. Onun benzeri olan üfürükçüler, cinlerini kullanarak bu sarsıcı haberi aldılar. Lakin bunu konuşacak, değerlendirecek hallerde değiller.

Hallerini görseniz acırsınız. Bir nevi çarpıldılar. Sıkıntıları zihinlerini/beyinlerini aşıp bütün bedenlerine vurdu. Kalbi sıkışanlar tansiyonu çıkanlar, şekilden şekle girenler, bayılanlar, ölüme yaklaşanlar çok sayıda.

Ben içeri alınmadan önce bu ikazları sık tekararla yapmıştım, artık ikaz devri bitti. Operasyon zamanı. Karısını dul, çocuklarını yetim bırakmak isteyen benim sistemime, benim adamlarına kastetsin.
Adapazarı Akyazı'daki şu meşhur sözde hoca İbrahim Pehlivan'ı da çarptım. Şu anda ayakta duramıyor. Sırtı üzere yatıyor. Titreme krizine girmiş, üzerine battaniye örtmüş. Ahlayıp vahlıyor o insan şeytanı da...

Kaç gündür sabır ediyorum. Her gün büyü yapıyor, her gün büyü yapıyor. Bunların büyüden, cinden, şeytanlıktan başka işleri kalmamış. Madem öyle, işte böyle...
İşleri güçleri büyü olan Sanhedrin hahamları da çarpıldılar. Gözleri ile göremedikleri kişilerden, gerçek manada tokatlar yediler. Osmanlı tokatları yüzlerinde patladı. Neye uğradıklarını şaşırdılar. Yediği tokattan sonra bir kenara yığılıp kalanları var.

Ta Mehmet Haberal'a kadar çok sayıda kişi gerçek anlamda tokat yediler, dağıldılar.Dünyadaki üfürükçüler arasında çok fena hale gelip hastahaneye kaldırılanlar da var. Muhtemelen bunlardan bazısında kalıcı hasarlar olacaktır. O İbrahim Pehlivan'ın da mühleti bitiyor. Az kaldı, büyükler izin verecekler ve cehennemine gönderilecek. İnsanlık alemi de cinler alemi de bu pislik mahluklardan artık kurtulmalı ki aleme nizam gelsin.
Akademi Dergisi
ÇARPILDI Gece, sabaha kadar süren mücadelelerin sonuna doğru, İbrahim Pehlivan da çarpıldı. Bana "Beni mahvettin. Perişan oldum. Bu gün de yazmışsın. Bundan sonra hakkımda hiçbir şey yazmayacaksın. Seni mahvedeceğim. Göreceksin hiç durmadan seninle ve …
Bakın yayın geçmişine! Tekrar tekrar ikaz ettim, fazlası ile mühlet verdim. Bundan sonra bize dokunan yanacak. Buna inanmayan hemen şimdi dokunsun.

"Ankebut Operasyonunu cinler ve büyü ile durdurabileceğine inanan zavallılar, ellerinden geleni artlarına koymasınlar."
Media is too big
VIEW IN TELEGRAM
Bir Süleymanlı Brüksel'den bildiriyor: 'Dön dediler döndük, öl deselerdi ölürdük.'
Media is too big
VIEW IN TELEGRAM
Görmek vaaar, görmek var...

"Evlatlarımdan birinin kesip attığı kirli tırnağı şu den'i dünyaya değişmem"
diyen ve "Evlatlarımdan biri için şu dünyanın altı üstüne gelse, mesele olmaz, bir şey yapmak icap etmez." diyen bir mürşid-i kamil ve onun kocamaaan bir ordusu var.
Adalet Bakanı gizli Yahudi Abdülhamid Gül de istifa kararı aldı. Ben yazdım diye vazgeçmezse şayet, yakında istifa edecek.

Etmek de zorunda. Çünkü Soysuz gibi o da onbuçuk ay boyunca beni içeride tutmak, oldu bitti ile akıl sağlığı raporu aldırtmak, onlarca davada istedikleri kararları aldırtmak ve hatta mümkün olursa beni cezaevinde ya da hastahanede öldürtmek için çırpınıp durmuştu.

Ben bu kısımları yazılı, sözlü şekilde delilleri ve şahitleri ile birlikte anlatacağım ve Türkiye sarsılacak. Bu hususlara dair yaptığım suç duyurusu zaten işleme alındı. O dosya kapatılamayacak ve soruşturma yargılamaya dönüşecek. Bunlar devlet gücünü su-i istimal etmişlerdi. Hukuk/adalet benim karşımda tamamen yok edilmişti ve ellerinde oyuncak olmuştu.
Kazdıkları bütün kuyulara birer ikişer kendileri düştüler.

Bir taraftan ben içeriden bastırdım, bir taraftan cemaatimiz restleşti, bir taraftan da Rusya/Putin başta olmak üzere müttefiklerimiz açıkça restleştiler ve zaten zavallı, acınası hallerdeki bu kişiler adeta bittiler.

Şimdi ben hızla temize çıkıyorum, bir oldu bittiyle ve tamamen tıbba ve hukuka aykırı şekilde hakkımda yazdıkdıkları akıl sağlığı raporu adeta bir bombaya dönüştü ve ellerinde patladı. Şimdi o kararı değiştirip "akıl sağlığı yerindedir" diye karar verdiriyorlar. Zaten bunu yapsalar bir türlü, yapmasalar ayrı bir türlü. Emirle hazırlatılan o raporu değiştirtmeseler daha da zorda kalacaklar. Şimdi değiştiriyorlar bu da sıkıntı. Detayları aylarca anlatacağım ama bilin ki an itibari ile onlar hukuki zeminde perişan hale düşüyorlar.

Soysuz ve Gül hakkında fezlekeler kesinlikle hazırlanacak, buna mani olacak güçleri yok. Mevzu çok fena patlayacağı için istifa etmek zorundalar. Soysuz zaten topun ağzına geldiğini gördüğü için istifa etti ama Tayyip bırakmadı. Soysuz'la Gül görüştüler ve Gül Soysuz'a istifa edeceğini söyledi. Soysuz da "Ben ettim bırakmadı, bir de sen et bakalım" dedi.
"Ben pek ümitli değilim."

Soysuz aynı görüşmede özetle şu mealde konuştu:

"Ben daha bu adamla (mfs ile) uğraşmam. Ne halleri varsa görsünler. Bana bir şey yap derlerse yaparım, yoksa hiç işim olmaz. Zaten kendilerinin (Tayyip'i ve çetesini kastediyor) bile bir şey yapacak halleri yok. Almanya bile bir işe kalkıştı, bu adamı alın içeri dedi, adamı aldık içeri, olmadı, mevzu patladı, elimize yüzümüze bulaştırdık.

Şimdi Merkel geçmiş bir köşeye oturmuş, odasından dışarı çıkamıyor, yalandan birkaç başka konu konuşuyor ama adam (mfs) dışarı çıkmış, rahat rahat istediğini yine yazıyor. Bunların halini yazıyor. Geçen gördün ne paylaşmıştı orada (Telegram'da). Putin'in fotoğrafını paylaşmış, ne imiş Putin bunlarla kukla oynatır gibi oynuyormuş. Hakikaten de öyle... Oynar tabii ki adam, fırsatını bulmuş. Ortada güç gösterisi de var. Ben de olsam ben de yaparım.

Karşılığında (Ankebut Ağı) bir şey de yapamıyorlar. Ne olacak göreceğiz. Ben pek ümitli değilim."
"İlk gidecek kişi benim."

Abdülhamit Gül de şu mealde cümleler kurdu:

"Valla ben de elimden geleni yaptım. Bu saatten sonra yapılacak bir şey kalmadı, davaları bitirmekten başka... (Benim üzerime yağdırdıkları türlü hukuki sıkıntıları sorunsuzca kapatmaktan, yok etmekten bahsediyor.)

O hakimi ayarla, o savcıyı ayarla, o hakimi ayarla, o savcıyı ayarla... Toparlayamıyoruz şimdi. (Her aşamada açık suç delilleri bırakmışlardı ve yaptığım suç duyurularında bunlara temas etmiştim) Daha da başka yapılacak bir şey kalmadı. Davaları bitirmeyip (mfs'nin) üzerine gitmeye devam edilirse ilk gidecek kişi benim. Onu seçtin bunu seçtin. Orayla oynadın burayla oynadın diyecekler. Hukuku elinde oyuncak ettin diyecekler. Gel bakalım buraya deyip alacaklar. İlk gidecek kişi ben olacağım. İçeriden de zaten çıkartmazlar. Bu işin oluru yok. O yüzden mevzuyu kapatmak lazımdı, kapattık. Bundan sonra da daha fazla bulaşmak istemiyorum. İstifa etmeyi düşünüyorum."

Soysuz da bunun ardından "Ben ettim (Tayyip) bırakmadı, bir de sen et bakalım" dedi.
Şimdiden yazıyorum.

Aleyhimde karalamalar yaptıracaklar. En seviyesiz, en aşağılık tarzda yapacaklar, yaptıracaklar.

Belden aşağı bile vurmak zaten bunlar için mesele bile değil. Yaptıklarının hepsi de aleyhlerine dönecek. Hem mevcut şartları okuyabilen her selim akıl bunu diyor. Hem de rüya tabirleri bunu diyor. Yapacaklar...

Bu Ankebut Ağı'nın yani örümcek ağı kadar zayıf ağın başka yapabileceği hiçbir şeyi yok. Bitmiş, tükenmiş haldeler. Benim haricimde cemaatimi de hedefe alabilirler. Hiç sorun değil. Ben bu kısımlara da hazırım, büyüğümüz de hazır ama böyle kuralsızca ve ahlaksızca saldıralara, iftiralara eli, dili, yetkisi, kuruluşu, gazetesi hatta sitesi ve sosyal medya hesabı karışan herkesi, kanunlar izin verirse meydan yerde sallandıracağım. Kanunlar izin vermezse hukuk dışına da çıkacağım ama mutlaka hak ettikleri karşılığı vereceğim. İşte meydan...