Öldürülmeden önceki son birkaç ayında Soner Polat'ın hali, tavırları çok değişmişti. Doğu Perinçek'i başkalarının da bulunduğu ortamlarda çok ağır şekilde suçluyor hatta aşağılıyordu. "Sen kaypak bir adamsın. Senin yaptığın pisliği, zulmü, işkenceyi şeytanlar bile yapmaz, artık midem kaldırmıyor. bu güne kadar nasıl kaldırdığımı anlayamıyorum." dedi.

Doğu "Sen ne diyorsun. Bunun bedelini ödersin. Kendine gel." mealinde cümleler kurdu. Rahmetli Soner Polat da "Ben başıma ne geleceğini biliyorum. Sen başına gelecekler için hazırlıklı ol" dedi. Böyle cümlelerin de kurulduğu tartışma sırasında ikisi başbaşa değildi. Başkaları da vardı. Doğu, Soner Polat'ı hastahanede kanser tedavisi görürken boğazını sıktırıp nefessiz bırakmak suretiyle öldürttü. Kendi de o anda oradaydı ve Soner Polat o anda Eşhedü dedi sesli şekilde ama nefessiz kalınca devamını sesli söyleyemedi.

Doğu Perinçek, Soner Polat'ı öldürterek kendi çevresine de mesaj vermek istedi. Ankebut Operasyonu kapsamında Doğu'ya ve çevresine de çok büyük darbeler vurmuştum ve grup çözülüp dağılmaya başlamıştı. Sebep olduğum çözülme devam etmesin ve ayrılmak isteyenler buna cesaret edemesin diye de Soner Polat'ı öldürttü.

Bunları hatırladınız mı?

Ben ceza evinde iken aslında çok fazla şey değişmedi. Altı ayda on senelik mesafe alınacak bir alt yapıyı zaten ceza evine konulmadan önce oluşturmuştuk. Zincirleme reaksiyon misali art arda patlayacak mevzular olacaktı ve oldu. Ben içeride iken Mehmet Şevket Eygi de öldürüldü.

Mehmet Şevket Eygi'nin Arzu'dan olma bir kızı var. Benim geçmişteki şu yayınlarımdan sonra CIA'dan MİT'e Eygi'nin öldürülmesi emri geldi. MİT de bu emri Arzu'nun kızına verdi. Annesi gibi kızı da MİT personeli.

Kızı, Eygi'yi kalp rahatsızlığı için kullandığı ilacı değiştirerek öldürdü.

Eygi'nin öldürücüleceğinden Erdoğan'ın da haberi vardı

Gizli Hristiyan cemaatinden bir kısım insanlar, Eygi'nin ölümünden sonra bir araya gelip Hristiyanlık dini üzere gizlice tören yaptılar ve mumlar yaktılar. Size o törene katılan herkesin ismini tek tek yazayım mı? Zaten çok kalabalık değillerdi.

Hıyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş da Eygi'nin gerçek kimliğini biliyordu. Kendisi gibi bir gizli Hristiyan olduğunu biliyordu. Eygi için düzenlenen gizli Hristiyan ayininde az kişi vardı ve bunlardan biri Ali Erbaş ve diğeri de Erdoğan'ın gizli Hristiyan olan karısı Emine Erdoğan'dı.

Burada fotoğraflarını paylaşayım ve YİT'in gücünü göstereyim mi?

Ankebut Ağı, elindeki teknik imkanları, cep telefonlarının işletim sistemlerini kullanarak Telegram takipçilerimizin Telegram uygulamasını baskılamaya az önce yeniden başladı. Yayınlara erişen takipçi sayısı bir anda düştü. Sorun yaşayanlar Telegram uygulamasını tamamen kaldırıp da son sürümünü yeniden kurarlarsa faydası olacaktır.

“Şüphesiz ki Allah, hiç kimseye zerre kadar zulüm etmez. Eğer yapılan iyilik zerre kadar da olsa, onun sevabını kat kat artırır. Ve kendi katından büyük bir mükafat verir.”

Nisâ Suresi 40. Ayet

Bilim adamlarından yeni bir iddia: Salgın Vuhan’da başlamadı, bunun çok daha öncesi var

Cambridge Üniversitesi’nde görevli bilim adamları şu ana kadar uluslararası kamuoyunun salgın ile ilgili bildiği bütün verilerin ve bilgilerin yanlış olduğunu açıklayarak, “Koronavirüs aslında Vuhan’da çıkmadı. Bunun çok daha öncesi var. Salgının 2019 yılının Eylül ayında başladığına dair kanıtlarımız var” duyurusunu yaptı.

Hazırlanan araştırmanın henüz hakemli bir bilimsel dergide yayınlanmadığını açıklayan araştırma ekibi, bu bulguları Proceedings of the National Academy of Sciences isimli bilim dergisinde yayınladı. Dergide yer alan makalede salgının aslında ülkenin çok daha güneyinde çıkmış olma ihtimalinin yüksek olduğu ve daha sonra yayıldığı aktarıldı.

Cambridge Üniversitesi’nde genetik uzmanı olarak çalışan Peter Forster; "Virüs insanları etkileyen son haline aylar önce ulaşmış olabilir. Bundan önce yarasada ya da başka bir hayvanda ya da belki de başka birine bulaştırmadan bir insanda bulunuyordu. Daha sonra insanlara bulaşma süreci 13 Eylül ile 7 Aralık arasında başladı” dedi.

"Lahiti çaktırmadan alın götürün" diyen AKPKK'li belediye başkanı videosu için 1 milyon lira teklif ettiği iddia edildi

AKPKK'li Çorum Belediye Başkanı Halil İbrahim Aşgın’ın lahitte bulunan altınlarla ilgili konuşması sırasında videosunu çeken Mesut Kum adli kişiye görüntüleri yayınlamaması karşılığında 1 milyon lira teklif ettiği iddia edildi. Mesut Kum, savcılığa verdiği ifadesinde, "Başıma her hangi bir şey gelmesi durumunda sebebi Belediye Başkan Halil İbrahim Aşgın’dır. Benim husumetli olduğum kimse yoktur" dedi.

Kum, savcılıkta verdiği ifade, “Ben lahitin çıktığı adreste ikamet ediyorum. Mahalleliden duyduğum kadarıyla bu alanda lahit olduğunu öğrendim.Daha sonra lahitin devletimize geçmesini istediğim için önceden samimi olduğum Belediye Başkanı Halil İbrahim Aşgın’a 03 11 20019 tarihinde durumu aktardım. Aktarırkende görüşmemizin görüntüsünü çektim” dedi.