Akademi Dergisi
2.14K subscribers
60K photos
25.2K videos
370 files
7.54K links
Çok önemli: Telegram bu kanalı yıllardır sansürlenemektedir. Paylaşımlarımızın Telegram uygulaması içinde yayılmasına izin vermemektedir. Kanaldaki takipçi ve görüntüleme sayıları da gerçek değildir. www.mfs.tv
Download Telegram
Moskova mütabakatına göre olacaklar:

- İdlib'teki en güçlü terör örgütü olan AKPKK destekli HTŞ (el kaide) ile hertürlü tasviye edilecek.

- Halep veya Lazkiye'de savaşa devam.

AKPKK destekli militanlar M4 üzerindeki Ariha, Cisr el Suğur gibi stratejik yerlerden çıkacak.
Akademi Dergisi
Sıcağı sıcağına ilk bilgiler... Aylardır, uyardığımız; "Geri durun, TSK'yı BOP'a beleş asker yapmayın, bu millet bu ihaneti yanınıza bırakmaz, yüzlerce belki binlerce askerimizin kanını sizden sorar" dediğimiz ihanetler gerçekleşiyor. AKPKK, terör bahanesi…
AKPKK'nin desteklediği militanları korumak için şanlı ordumuzun yüzlerce askeri feda edildi, teröristlere kalkan yapıldı. Bu ateşkes anlaşması en çok askerlerimize yarayacak. Günler sonra güvenlik içinde uyuyabilecekler, belki de evlerine dönecekler.
NÜKTE :

Zühd, takva ve cömertlikle meşhur Abdullah bin Mübârek (rh.) bir gün çarşıda otururken bir fakir gelir.

Abdullah bin Mübârek (rh.) çıkarır, bir gümüş verir. Yanında bulunanlardan biri,

- Efendim! Bunlara merhamet edilmez. Aldıkları parayı kebaba, helvaya verirler! der. Bunun üzerine Abdullah bin Mübârek,

- Acaib! Ben bunları yalnız kuru ekmek ve bakla yerler zannederdim. Kebap, helva yediklerini bilmezdim!... diyerek fakiri çağırıp on tane gümüş daha verir.
Esad: İdlib'i kurtarırsak, doğu bölgelerini ABD işgalinden kurtarmaya gideriz

Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad'ın Rossiya 24 televizyonuna verdiği mülakatın metni SANA tarafından yayımlandı.

Esad mülakatta Suriye ordusunun İdlib'i kurtarmasının doğu bölgelerini ABD işgalinden kurtarmaya gitmek anlamına geldiğini, bu nedenle Erdoğan'ın "ABD'nin talimatlarıyla" İdlib'e askeri güç gönderdiğini söyledi.

İşte Esad'a sorulan sorular ve yanıtlarından bir bölüm:

- Ülkenizle mücadele eden terörle savaş dışında, en önemli sorunun İdlib vilayetin gerçekleşen ve Suriye Arap Cumhuriyeti ile Türkiye arasında çatışma riski olduğu açık. Türk kuvvetleri, El Kaide ve diğerlerinin bir kolunu oluşturan terör örgütlerine ait unsurları gördüğümüzü bilerek, muhalefet silahlılarını doğrudan destekliyor, Türk ordusu da Suriye kuvvetlerine yapılan saldırılara doğrudan katılıyor. Sizinle Erdoğan arasında, Suriye ile Türkiye arasındaki ilişkilerde neler değişti? Erdoğan 2011’den önce size kardeşim derdi. Aranızda da bir aile dostluğu vardı. İşlerin bu raddeye gelene kadar ne değişti?

Asıl sorun, ABD’nin bakış açısından, bölgedeki laik hükümetlerin kendileri için hazırlanan planları artık uygulayamadığına karar verdikleri sırada Amerikan politikasıyla ilgilidir. Ve burada ABD ile müttefik ülkeler hakkında konuşuyorum, kendisine müttefik olmayan Suriye gibi ülkelerden bahsetmiyorum. Bu sistemleri, halkı yönetmek için dini kullanan İhvancılık sistemi ile değiştirmeye karar verdiler. Böylece genel olarak Amerikan ve Batı planları için işler daha kolay hale geldi ve geçiş süreci “Arap Baharı” denilen şeyle başladı. Tabii ki, o zaman var olan tek Müslüman Kardeşler ülkesi, Erdoğan’ın kendisi aracılığıyla Türk devleti ve İhvancı bağlantısıdır. Bu aşamadan önce ilişkilerimiz siyasi ve ekonomik alanlarda iyiydi, hatta güvenlik ve askeri işbirliği bile vardı.
"Bizimle Türkiye arasında hiçbir sorun yoktu, onlara karşı hiçbir şey yapmadık. Onlara karşı hiçbir gücü desteklemedik. Onların komşu ve kardeş olduklarını zannediyorduk. Fakat Erdoğan’ın İhvancılarla ilişkisi bu kelimelerin hepsinden daha güçlüdür… Kendisi asıl bağlı olduğu yere döndü ve Suriye ile politikasını bu duruma dayanarak kurdu… Yani Müslüman Kardeşler’e olan bağlılığı. İhvancılığın, şiddeti benimseyen ilk grup olduğu ve güç kazanmak için dini kullandığı biliniyor. Şimdi bir soru soracak olursak, Türk askerleri neden Suriye’de ölüyor? Dava nedir? Anlaşmazlık nedir? Dava yok.. Erdoğan bile şimdi Türklere ordusunu Suriye’de savaşmak için neden gönderdiğini söylemeye kadir değildir… Dava tek olduğu için, İhvancı olduğu için, bu Türkiye’nin üstün çıkarları ile ilgisi olmayan, ancak Erdoğan’ın ideolojisi ile ilgisi olan bir ihvancılık meselesidir. Bu nedenle Türk halkına düşen görev sadece bu dava için Suriye’de ölmesidir. Bu yüzden de Türk halkına askerlerinin Suriye’de neden öldürüldüklerini açıklayamıyor."
Türkiye ile Suriye arasında kademeli bir bağ kurmak için herhangi bir umut var mı … En azından şimdi ordu ile istihbarat arasında ve gelecekte belki de diplomatik ilişkilerde?

Türk saldırganlığına rağmen Rus ve Türk yetkililer arasındaki çoklu ve yoğun toplantıları veya son iki yıl içinde Suriyeli ve Türk güvenlik görevlileri arasındaki sınırlı toplantıları dikkate alsak da, bizim ve Rusya'nın ortak hedefi, Türkiye’yi izledikleri yoldan uzaklaştırmaktı, teröristleri desteklemekten vazgeçirmekti. Doğal yerine döndürmekti. Çünkü bizim için de sizin için de Türkiye, komşu bir ülkedir, komşu ülke ile sağlam ilişkilerinizin olması da doğaldır. Hiçbir başlık altında veya herhangi bir koşulda ilişkilerin kötü olması normal değildir. Sorunuza gelince, mümkün mü? Tabii ki mümkün. Ama Erdoğan teröristleri desteklediği sürece bu sonuca ulaşamayız. Terörizmi desteklemekten vazgeçmeliyiz. O zaman işler geri döner. İki halk arasında düşmanlık olmadığı için.. Düşmanlığın sebebi siyasi olaylar veya özel çıkarlarla ilgili politikalardan kaynaklanır, Suriye vatanı ile Türk vatanı seviyesine gelince, hiçbir anlaşmazlık yoktur, çelişki yoktur, bu yüzden evet, cevap: Bu ilişkilerin normale dönmesi gereklidir.
Türk halkına mesajınız bu mu? Aranızda hiçbir düşmanlık yoktur? Ben doğru mu anladım?

Tabii. Biz ona kardeş halk diyorduk. Şimdi de ben Türk halkına soruyorum: Suriye’yle davanız nedir? Bir Türk vatandaşının uğruna ölmesini gerektirecek dava nedir? Suriye’nin savaş esnasında veya savaş öncesinde Türkiye’ye yönelik küçük veya büyük düşmanca tavrı oldu mu? Kesinlikle yoktur. Bağlarımız vardır. Ortak ailelerimiz vardır. Suriye ile Türkiye arasında günlük çıkar ilişkisi vardır. Türkiye’de Suriye asıllı aileler, Suriye’de de Türk asıllı aileler vardır. Bu aramızdaki bağ tarih boyunca mevcuttur.. Bu yüzden aramızda anlaşmazlıkların olması mantıksızdır.
Sayın Başkan, bir Devlet Başkanı ile konuştuğumu fark ettim, buna rağmen, sadece insani yönden sormak istiyorum, çünkü bu kişi (Erdoğan) sizinle el sıkıştı, size misafir oldu, onu karşıladınız ve sizi kardeşim ve dostum diye adlandırdı.. Şimdi de kendine bu sözleri söylemeye izin veriyor.. Bunun duygusal olarak sizin üzerinizdeki etkisi nedir?

Birçok ülkeden Müslüman Kardeşler’e ait şahsiyetlerle tanıştım, o Türkiye’den biri. Mısırlılar vardı. Filistinli ve diğerleri vardı, herkes aynı şeyi yaptı, Suriye hakkında ya da benimle kişisel ilişki hakkında çok güzel sözler söylüyordu, ama durumlar değiştiğinde karşıt oluyor? (...) Erdoğan’ın Müslüman Kardeşler’e ait olduğu sürece yaptıklarını yapması doğal. (....)
İdlib hakkında genel olarak konuştuk ve ABD'nin kontrolündeki Fırat'ın doğusundaki petrol sahalarına değindik. Ve biliyoruz ki her 4 saatte bir elektrik kesintisi yaşanıyor ve güç istasyonlarının çoğunlukla petrol ürünleriyle çalıştığını biliyoruz. Bu faktör -petrol ve petrol ürünlerini kontrol etmek- Suriye ekonomisi için hayati önemde. Fırat'ın doğusundaki bölgelerde kontrolü sağlama planlarınız var mı? Bu doğrultuda nasıl ilerleyeceksiniz?

Askeri açıdan İdlib önceliğimiz, bu nedenle Erdoğan'ın tüm gücünü Amerikan talimatlarıyla kullandığını düşünüyoruz. Çünkü İdlib'i kurtarmamız bizim doğu bölgelerini kurtarmaya gitmemiz anlamına gelecek. Daha önce birkaç fırsatta dile getirdiğim gibi onlar için İdlib askeri açıdan bir ileri mevzi. Tüm güçlerini İdlib'in kurtarılmasını engellemek için kullandılar ki biz de doğuya doğru gitmeyelim. Ancak henüz doğu bölgelerine doğru ilerlemesek de oradaki nüfusla hâlâ doğrudan iletişim halindeyiz. Amerikan işgaline ve Amerikalılar adına hareket eden gruplara karşı büyük bir öfke ve hınç sözkonusu.

Bu öfkenin giderek güçleneceğine ve işgalcilere karşı direniş olacağına inanıyorum. İşgalci bir güce karşı harekete geçmek devletin ulusal ve anayasal görevidir. Zaman geçtikçe Amerikalılar kendilerini destekleyen bir nüfus bulamayacaklar, Amerikan işgaline karşı bir nüfus bulacaklar. Ne petrol için ne IŞİD, El Nusra gibi teröristleri desteklemek için ne de başka bir neden için kalabilecekler. Aynı şey Suriye'nin kuzeyini işgal eden Türkler için de geçerli. Eğer siyasi müzakerelerle gitmezlerse güç yoluyla gitmek zorundalar. Yapacağımız budur. Ve Suriyeliler olarak vatani görevimiz de budur.
Akademi Dergisi
Zamanında MFS Çin'e vurduğu zaman, acısı İran'dan çıkmıştı. Ülkelerinin kaderleri de birbirine benzer şekilde sona doğru gidiyor. Biz, Çin'in yapmış olduğu zulmü anlattığımız dönemde Ruhani, mevkidaşı Şi Cinping ile görüşüp aralarında bize karşı ittifak…
Güney Afrika'da ilk koronavirüs vakası tespit edildi

Çin'de başlayan koronavirüs salgını Güney Afrika'ya da sıçradı. Virüs tespit edilen kişinin bu ay başında 10 kişilik bir grupla birlikte İtalya'dan geldiği belirtildi.

Güney Afrika'nın doğusundaki Kwa-Zulu Natal bölgesinde ülkenin ilk koronavirüs vakası tespit edildi. Sağlık Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada İtalya'dan gelen 38 yaşındaki bir adamda virüs saptandığı belirtildi.  
Sağlık Bakanı Zweli Mkhize, "Bu sabah Ulusal Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü testin pozitif çıktığını doğruladı" dedi. Mkhize ayrıca, bölgede koronavirüs teşhisine yardımcı olmak için Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve diğer Afrikalı enstitülerle işbirliği yaptıklarını da belirtti.
Virüs tespit edilen hastayla eşinin, 1 Mart'ta İtalya'dan Güney Afrika'ya dönen 10 kişilik bir grupta bulunduğu belirtildi. Hastanın iki gün sonra ateş, öksürük, baş ve boğaz ağrısı şikayetleriyle doktora başvurduğu kaydedildi.
Akademi Dergisi
İlk yayın tarihi 14 Şubat 2019 Ülkenin suanki durumundan bir adım ilerisi değil. Bu ülkede siz kaos çıkaramazsınız çapınız buna yetmez. Korkudan sözde muhalif parti başkanlarını bile sindirdiniz. Belki halk söylemlerden gaza gelir de eyleme geçer diye. …
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
BOP Eşbaşkanı Erdoğan, sayın Lavrov'a sordu: Esad ile konuşuldu mu?

Rusya'da ateşkes kararı çıkan görüşmenin ardından, basın açıklamaları tamamlandıktan sonra Erdoğan, Mevlüt Çavuşoğlu'ndan, Lavrov'a Esad ile konuşulup konuşulmadığını sormasını istedi.
Rusya Devlet Başkanı sayın Vladimir Putin, Türk ve Suriye halkının menfaati için, deyim yerindeyse, yılanla aynı çuvala girdi.

Şeytanlaşmış, muzır bir varlık olan BOP Eşbaşkanı'nın sözünde durduğu görülmemiştir, her an ihanet edebilir, anlaşmayı bozabilir.
Bugünlerde ülkemizdeki siyonist medyada, "Rusya ve Esat, İdlib'te sivilleri katlediyor", türünden, gerçekle hiçbir alâkası olmayan algı haberler yoğunluk kazanabilir. Ve bunlara paralel olarak şanlı Ordumuz tekrar ateşe atılabilir. Gerçek şu ki; Suriye Ordusu hiçbir zaman doğrudan sivilleri yada Ordumuzu hedef almadı. Bölgedeki terör örgütleri temizlenirken, bu teröristlerin içine sızmış sözde muhalifler de hedef oldu. Terör örgütlerinin içinde olanlar, terör örgütlerine yardım ve yataklık yapanlar, üzerlerine gelecek kurşunun hesabını soramazlar. 27 Şubat'ta şanlı Ordumuz TSK, terör örgütlerinin safında yer aldığı için bunun bedelini ödedi. Dün, sayın Putin bu konuyu hatırlattı: “TSK'nın militanların içinde yer aldığını bilmiyorduk", dedi. Erdoğan bunu yalanlayamadı ve böylece askerimizin terör örgütlerine siper yapıldığını teyit etmiş oldu.

Suriye'de şanlı ordumuzun vatansever subayları, askerleri bu bilgiler ışığında, sağduyulu hareket etmeli, ikinci bir 27 Şubat faciasına neden olunmamalı. Askerimiz gözlem noktalarına çekilsin. Dün imzalanan Moskova Mutabakatı uygulanmalı ve Suriye tamamen terörden temizlenmelidir.