Bir kanal da Bolu’ya yapıyorlar: 'Kanal Bolu'
Kanal İstanbul tartışılırken Bolu'nun en verimli tarım ovasında Bolu Güney Çevre Yolu isminde yeni bir yol inşaatı başladı. 12 metre yüksekliği, 70 metre genişliğiyle Bolu'yu adeta bir duvar gibi ikiye bölecek olan yola halk ‘'Kanal Bolu” şeklinde adlandırdı. Daha önce doğa harikası Gölcük'ün yapılaşmaya açılmasını önleyen Bolu Platformu, yol inşaatının durdurulması ve projenin iptali için dava açıp muhtarlar dahil 50 sivil toplum kuruluşunu tek çatı altında topladı. Sözcü’den Erdoğan Süzer’in haberine göre yüksekliği duvara, dolgu toprak altındaki geçitleri dehlizlere benzetilen yeni yolun Bolu'nun en verimli tarım arazilerini yok edeceği belirtiliyor.
Kanal İstanbul tartışılırken Bolu'nun en verimli tarım ovasında Bolu Güney Çevre Yolu isminde yeni bir yol inşaatı başladı. 12 metre yüksekliği, 70 metre genişliğiyle Bolu'yu adeta bir duvar gibi ikiye bölecek olan yola halk ‘'Kanal Bolu” şeklinde adlandırdı. Daha önce doğa harikası Gölcük'ün yapılaşmaya açılmasını önleyen Bolu Platformu, yol inşaatının durdurulması ve projenin iptali için dava açıp muhtarlar dahil 50 sivil toplum kuruluşunu tek çatı altında topladı. Sözcü’den Erdoğan Süzer’in haberine göre yüksekliği duvara, dolgu toprak altındaki geçitleri dehlizlere benzetilen yeni yolun Bolu'nun en verimli tarım arazilerini yok edeceği belirtiliyor.
Akıllı kimdir?
İmâm-ı Rabbânî (Kaddesallâhü Sırrahü) Hazretleri bir mektubunda şöyle buyurmaktadır:
“Sen bil ki şu dünyâ, görünüşte çok tatlıdır. Onda sûrî (Görünüşte) bir tazelik vardır. Lâkin hakîkatte öldürücü bir zehir ve faydasız maldır. Dünyâya bağlanmakta hiçbir menfâat yoktur. Ona meyleden rezil ve rüsvâ olur, meftûn olan ise delidir. Dünyânın hükmü, altınla kaplanmış pisliğin hükmü gibidir. Hâli ise şekerle karışmış olan zehirin hâli gibidir .
Akıllı insan, (Yarın âhirette) alıcısı olmayan bu mala aldanmaz ve bunun gibi fâsid şeylere bağlanmaz. Bu sebeple bâzı fıkıh âlimleri şöyle hüküm vermişlerdir:
Bir insan, malını akıllı kimselere verilmesini vasiyet etmiş olsa o mal zâhidlere verilir. Çünkü onlar dünyâdan yüz çevirmişlerdir. Onların dünyâdan kaçınmaları akıl ve zekâlarının kemâline delâlet eder. (Metûbât-ı İmâm-ı Rabbânî, c. 1, m.50 . )
İmâm-ı Rabbânî (Kaddesallâhü Sırrahü) Hazretleri bir mektubunda şöyle buyurmaktadır:
“Sen bil ki şu dünyâ, görünüşte çok tatlıdır. Onda sûrî (Görünüşte) bir tazelik vardır. Lâkin hakîkatte öldürücü bir zehir ve faydasız maldır. Dünyâya bağlanmakta hiçbir menfâat yoktur. Ona meyleden rezil ve rüsvâ olur, meftûn olan ise delidir. Dünyânın hükmü, altınla kaplanmış pisliğin hükmü gibidir. Hâli ise şekerle karışmış olan zehirin hâli gibidir .
Akıllı insan, (Yarın âhirette) alıcısı olmayan bu mala aldanmaz ve bunun gibi fâsid şeylere bağlanmaz. Bu sebeple bâzı fıkıh âlimleri şöyle hüküm vermişlerdir:
Bir insan, malını akıllı kimselere verilmesini vasiyet etmiş olsa o mal zâhidlere verilir. Çünkü onlar dünyâdan yüz çevirmişlerdir. Onların dünyâdan kaçınmaları akıl ve zekâlarının kemâline delâlet eder. (Metûbât-ı İmâm-ı Rabbânî, c. 1, m.50 . )
Hint mucitten cinsel tacize karşı 'ruj tabancası' yöntemi
Hindistan'ın kuzeyinde bulunan Varanasi şehrinden Shyam Chaurasia isimli mucit, kadınların cinsel saldırı anında kendilerini koruyabilmeleri için silahlı ruj, cüzdan ve sandalet gibi birkaç güvenlik aracı geliştirdi.
Tehlikeli durumda olduğunda kullanıcı, Bluetooth’a bağlı ruj tabancasının üzerindeki düğmeye basıp 112 acile otomatik bir çağrı yaparak yerini acil servis ile paylaşabiliyor.
Hindistan'ın kuzeyinde bulunan Varanasi şehrinden Shyam Chaurasia isimli mucit, kadınların cinsel saldırı anında kendilerini koruyabilmeleri için silahlı ruj, cüzdan ve sandalet gibi birkaç güvenlik aracı geliştirdi.
Tehlikeli durumda olduğunda kullanıcı, Bluetooth’a bağlı ruj tabancasının üzerindeki düğmeye basıp 112 acile otomatik bir çağrı yaparak yerini acil servis ile paylaşabiliyor.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Ailesini güvenle karşıya geçirebilmek için karayolunu trafiğe kapatan fili izliyorsunuz...
Akademi Dergisi
Virüsün yayıldığı Wuhan eyaletinde bir doktorun konuşmaları: "Yeterli tıbbi malzeme yok,burada çözüm yok.İnsanlar ölüyor ve biz hiç bir şey yapamıyoruz sadece fiziksel olarak buradayız."
Çinli turist ve eşinin sevk edildiği Süreyyapaşa Hastanesinde yoğun tedbir
İstanbul’da domuz gribi şüphesiyle Büyükçekmece’deki Mimar Sinan Devlet Hastanesinde acil bölümüne alınan Çinli turist ve eşi, Maltepe’deki Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edildi. Hastane çalışanlarının maske takarak hastanede gezdiği görüldü.
İstanbul'da Çinli turist ve eşi, domuz gribi taşıdığı şüphesiyle Büyükçekmece'deki Mimar Sinan Devlet Hastanesinin acil bölümüne alınmıştı. İki kişi, kapatılan bir alanda tedavi altına alındı. Yapılan ilk tedavinin ardından Çinli turist ve eşi farklı ambulanslarla Maltepe'deki Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edildi.
İstanbul’da domuz gribi şüphesiyle Büyükçekmece’deki Mimar Sinan Devlet Hastanesinde acil bölümüne alınan Çinli turist ve eşi, Maltepe’deki Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edildi. Hastane çalışanlarının maske takarak hastanede gezdiği görüldü.
İstanbul'da Çinli turist ve eşi, domuz gribi taşıdığı şüphesiyle Büyükçekmece'deki Mimar Sinan Devlet Hastanesinin acil bölümüne alınmıştı. İki kişi, kapatılan bir alanda tedavi altına alındı. Yapılan ilk tedavinin ardından Çinli turist ve eşi farklı ambulanslarla Maltepe'deki Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edildi.
Akademi Dergisi
Virüs sebebiyle ölenlerin sayısı 17'ye yükseldi. 500'den fazla kişide de virüs tespit edildi. Çin'in Wuhan hastanesi, hızla yayılan ölümcül Corona Virüsü nedeniyle ortaya çok sayıda vaka ile baş edebilmek için geçici çadırlar kurdu.
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Wuhan'da, 2003 yılında SARS ile mücadele etmek için Pekin'de yedi gün boyunca inşa edilen hastaneye benzer şekilde, koronavirüs 2019-nCoV hastalarının bakımı ve tedavisi için 1000 yatak kapasiteli özel bir hastane inşaatı başladı. Tesisin inşaatının 3 Şubat'a kadar tamamlanması planlanıyor...
AKPKK dönemindeki İSPARK'ta büyük vurgun!
İstanbul’da cadde ve sokaklar da otopark işletmeciliği yapan İBB’nin iştiraki İSPARK’ın vatandaşlardan 4 kat fazla ücret aldığı ortaya çıktı
Sayıştay'ın İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) 2018 yılı denetim raporunda çarpıcı bulgular yer aldı. Bunlardan biri de İBB'nin iştiraki olan İSPARK'ın ücret tarifeleriyle ilgili.
Büyükşehir belediyelerine sınırsız tarife belirleme yetkisi veren bir düzenleme olmadığına işaret eden Sayıştay denetçileri, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu'na dikkat çekerek İSPARK'ın vatandaşlardan fazla ücret aldığını vurguladı.
KANUN NE DİYOR?
Sayıştay denetim raporunda şu ifadeler yer aldı:
“İBB tarafından İSPARK AŞ'ye işlettirilen yol üstü otopark tarifelerinin incelenmesi neticesinde mevzuatın belirlediği sınırlara uyulmadığı görülmüştür.
Öncelikle 2464 sayılı Kanun'un 56'ncı maddesinde belirtilen sınırlara göre yol üstü otoparklarında işgal harcı ancak mesai içinde tahsil edilebilecektir."
İstanbul’da cadde ve sokaklar da otopark işletmeciliği yapan İBB’nin iştiraki İSPARK’ın vatandaşlardan 4 kat fazla ücret aldığı ortaya çıktı
Sayıştay'ın İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) 2018 yılı denetim raporunda çarpıcı bulgular yer aldı. Bunlardan biri de İBB'nin iştiraki olan İSPARK'ın ücret tarifeleriyle ilgili.
Büyükşehir belediyelerine sınırsız tarife belirleme yetkisi veren bir düzenleme olmadığına işaret eden Sayıştay denetçileri, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu'na dikkat çekerek İSPARK'ın vatandaşlardan fazla ücret aldığını vurguladı.
KANUN NE DİYOR?
Sayıştay denetim raporunda şu ifadeler yer aldı:
“İBB tarafından İSPARK AŞ'ye işlettirilen yol üstü otopark tarifelerinin incelenmesi neticesinde mevzuatın belirlediği sınırlara uyulmadığı görülmüştür.
Öncelikle 2464 sayılı Kanun'un 56'ncı maddesinde belirtilen sınırlara göre yol üstü otoparklarında işgal harcı ancak mesai içinde tahsil edilebilecektir."
Avustralya'da yangınlar 6 bin yıllık antik su kanallarını ortaya çıkardı
Avustralya'da meydana gelen büyük yangınlar sonrası ortaya kıtanın yerlileri Aborjinler tarafından binlerce yıl önce yapıldığı anlaşılan su kanallarının yeni bölümleri ortaya çıktı. Victoria eyaletinde bulunan bu antik yapıların 25 metrelik yeni bir bölümü yangınların ciddi miktarda yeşil örtüyü yok etmesi ile ilk defa görülebildi.
Gunditjmara toplumu tarafından 6 bin 600 yıl önce volkanik kayalarla inşa edildiği anlaşılan bu su kanalları UNESCO'ya göre dünyadaki en uzun ve eski kanal sistemlerinden biri.
Avustralya'da meydana gelen büyük yangınlar sonrası ortaya kıtanın yerlileri Aborjinler tarafından binlerce yıl önce yapıldığı anlaşılan su kanallarının yeni bölümleri ortaya çıktı. Victoria eyaletinde bulunan bu antik yapıların 25 metrelik yeni bir bölümü yangınların ciddi miktarda yeşil örtüyü yok etmesi ile ilk defa görülebildi.
Gunditjmara toplumu tarafından 6 bin 600 yıl önce volkanik kayalarla inşa edildiği anlaşılan bu su kanalları UNESCO'ya göre dünyadaki en uzun ve eski kanal sistemlerinden biri.
Forwarded from Akademi Dergisi
Herkes,
24 Ocak 1993, Uğur Mumcu
17 Şubat 1993, Eşref Bitlis
17 Nisan 1993, Turgut Özal
der ama çoğunluk bilmez ki bu kişilerin öncesinde ve sonrasında yüzlerce vatansever suikaste kurban gitmiştir. Sonra "Susurluk çetesi" denilen kişiler yok edilmiştir. Sonra "Susurluk" denile denile bürokrasideki ve ordudaki vatanseverler ezilmiş ve saf dışı bırakılmıştır. Sonra da İslami cemaatler tamamen ezilmek hatta yok edilmek istenmiş ve Ankebut Ağı ile İçimizdeki İsrail 28 Şubat darbesini yapmaya güç bulmuştur. Bu insanlar oyundan düşürülemeseydi, Özal'ın memleketin başına geçmesinden sonra sürekli ağır darbeler alan içimizdeki İsrail, İsrail, ABD, Mason teşkilatı ve bütünüyle Ankebut Ağı bir daha belini doğrultamazdı.
24 Ocak 1993, Uğur Mumcu
17 Şubat 1993, Eşref Bitlis
17 Nisan 1993, Turgut Özal
der ama çoğunluk bilmez ki bu kişilerin öncesinde ve sonrasında yüzlerce vatansever suikaste kurban gitmiştir. Sonra "Susurluk çetesi" denilen kişiler yok edilmiştir. Sonra "Susurluk" denile denile bürokrasideki ve ordudaki vatanseverler ezilmiş ve saf dışı bırakılmıştır. Sonra da İslami cemaatler tamamen ezilmek hatta yok edilmek istenmiş ve Ankebut Ağı ile İçimizdeki İsrail 28 Şubat darbesini yapmaya güç bulmuştur. Bu insanlar oyundan düşürülemeseydi, Özal'ın memleketin başına geçmesinden sonra sürekli ağır darbeler alan içimizdeki İsrail, İsrail, ABD, Mason teşkilatı ve bütünüyle Ankebut Ağı bir daha belini doğrultamazdı.
Forwarded from Akademi Dergisi
CHPKK organize suç, terör ve ihanet örgütü militanı Engin Altay'ın, yukarıdaki videoda "vatansever ve saygın insanlar" olarak isimlerini andığı kişilerin gerçek kimlikleri:
- Bahriye Üçok, Sabetaycı gizli Yahudi idi. Hayatı boyunca sinsice, gizli kimlikle Türk/İslam düşmanlığı yaptı. Gizli Yahudiler arasında çıkan iç çatışmaya kurban gitti. Suç, İslamcıların üzerine atıldı.
- Türkan Saylan, gizli Ermeni, gizli Hristiyan ve gizli Misyonerdi. Hayatı boyunca azılı bir Türk/İslam düşmanı olarak yaşadı. Çok sayıda devlete çalıştı, çok sayıda Misyoner örgütü ile de birlikte çalıştı. Kendini Türk göstererek sürekli olarak Türk'ün dini ve milli değerlerine küfür etti, aşağıladı. Türkiye'ye çok büyük ihanetler etti. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) de tam bir gizli Misyoner teşkilatı. "Çağdaş yaşam" dedikleri de gayr-i İslami hayat tarzları. Öncelikle istedikleri Hristiyanlaşmış bir Türkiye... Bu mümkün olmuyorsa, her ne şekilde olursa olsun İslam'dan uzaklaşmış bir Türkiye hedefindeler.
- Nazım Hikmet, gizli Yahudi bir vatan haini. Hiçbir zaman Türkiye'nin ve Türklerin iyiliğini istemedi. Çektiği çileleri, sıkıntıları, Türkler ya da Türkiye için çekmedi. İçimizdeki İsrail o zaman da farklı kliklerden oluşuyordu. İç çatışma vardı ve Nazım iktidarda olan gizli Yahudi kliğinin mensubu değildi. Abartıldığı gibi iyi bir şair ve mücadele adamı falan da değildi. Şiir diye sağda solda gündemde tutulan zırvalarını ben yazmış olsaydım kimse yüzüne bakmaz, ikinci kere okumazdı. Hep basın ve medya oyunları ile bomboş, seviyesiz, likayatsiz vatan hainleri büyük adamlar gibi gösterildi.
- Uğur Mumcu da bir gizli Yahudiydi ve içimizdeki İsrail'in iç çatışmasına kurban gitti. Mumcu cinayetini de İslamcıların ve İran'ın üstüne yıktılar.
Gelelim Engin Altay'a... Emin olabilirsiniz ki şu yukarıda yazdıklarımı ve daha yazmadıklarımı hep biliyor. Bildiği halde bu kişileri yüceltiyor, millet vekili sıfatı ile yaptığı konuşma esnasında yalan söylüyor, kasten Türk milletini aldatıyor. Bunu, kendisi de bir gizli Ermeni, gizli Hristiyan ve Mason olduğu için yapıyor.
AKPKK ve Tayyip karşıtlığı da sahte... Danışıklı dövüşüyor. Türkiye'de Cumhuriyet rejimini işte bu vatan hainleri, çift kimlikli sürüngenler tesis ettiler. Kanla, vahşetle, katliamla, devlet terörü ile, milleti kandırırak ve yetmeyince devlet gücünü başlarına dikerek kurdular. Sonra da sanki bu millet demokrasi ve cumhuriyet istemiş, bunlara susamış, bunlar gelince kurtulmuş gibi yalanlarla, resmi müfredatla beyinleri yıkadılar. Sürekli seçimler oluyor da hiçbir şey değişmiyorsa, sebebi bu: İçimizdeki İsrail... Bütün partiler aynı alfabenin harfleri. Hepsi içimizdeki İsrail'e çalışıyor.
- Bahriye Üçok, Sabetaycı gizli Yahudi idi. Hayatı boyunca sinsice, gizli kimlikle Türk/İslam düşmanlığı yaptı. Gizli Yahudiler arasında çıkan iç çatışmaya kurban gitti. Suç, İslamcıların üzerine atıldı.
- Türkan Saylan, gizli Ermeni, gizli Hristiyan ve gizli Misyonerdi. Hayatı boyunca azılı bir Türk/İslam düşmanı olarak yaşadı. Çok sayıda devlete çalıştı, çok sayıda Misyoner örgütü ile de birlikte çalıştı. Kendini Türk göstererek sürekli olarak Türk'ün dini ve milli değerlerine küfür etti, aşağıladı. Türkiye'ye çok büyük ihanetler etti. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) de tam bir gizli Misyoner teşkilatı. "Çağdaş yaşam" dedikleri de gayr-i İslami hayat tarzları. Öncelikle istedikleri Hristiyanlaşmış bir Türkiye... Bu mümkün olmuyorsa, her ne şekilde olursa olsun İslam'dan uzaklaşmış bir Türkiye hedefindeler.
- Nazım Hikmet, gizli Yahudi bir vatan haini. Hiçbir zaman Türkiye'nin ve Türklerin iyiliğini istemedi. Çektiği çileleri, sıkıntıları, Türkler ya da Türkiye için çekmedi. İçimizdeki İsrail o zaman da farklı kliklerden oluşuyordu. İç çatışma vardı ve Nazım iktidarda olan gizli Yahudi kliğinin mensubu değildi. Abartıldığı gibi iyi bir şair ve mücadele adamı falan da değildi. Şiir diye sağda solda gündemde tutulan zırvalarını ben yazmış olsaydım kimse yüzüne bakmaz, ikinci kere okumazdı. Hep basın ve medya oyunları ile bomboş, seviyesiz, likayatsiz vatan hainleri büyük adamlar gibi gösterildi.
- Uğur Mumcu da bir gizli Yahudiydi ve içimizdeki İsrail'in iç çatışmasına kurban gitti. Mumcu cinayetini de İslamcıların ve İran'ın üstüne yıktılar.
Gelelim Engin Altay'a... Emin olabilirsiniz ki şu yukarıda yazdıklarımı ve daha yazmadıklarımı hep biliyor. Bildiği halde bu kişileri yüceltiyor, millet vekili sıfatı ile yaptığı konuşma esnasında yalan söylüyor, kasten Türk milletini aldatıyor. Bunu, kendisi de bir gizli Ermeni, gizli Hristiyan ve Mason olduğu için yapıyor.
AKPKK ve Tayyip karşıtlığı da sahte... Danışıklı dövüşüyor. Türkiye'de Cumhuriyet rejimini işte bu vatan hainleri, çift kimlikli sürüngenler tesis ettiler. Kanla, vahşetle, katliamla, devlet terörü ile, milleti kandırırak ve yetmeyince devlet gücünü başlarına dikerek kurdular. Sonra da sanki bu millet demokrasi ve cumhuriyet istemiş, bunlara susamış, bunlar gelince kurtulmuş gibi yalanlarla, resmi müfredatla beyinleri yıkadılar. Sürekli seçimler oluyor da hiçbir şey değişmiyorsa, sebebi bu: İçimizdeki İsrail... Bütün partiler aynı alfabenin harfleri. Hepsi içimizdeki İsrail'e çalışıyor.
Forwarded from Akademi Dergisi
Şehit Emniyet Müdürü Gaffar Okkan'ı minnetle anıyoruz.
Allah, şehadetini makbul, şefaatine nail eylesin.
Allah, şehadetini makbul, şefaatine nail eylesin.
Forwarded from Akademi Dergisi
Gaffar Okkan'ın şehit edilmesinin pek çok sebebi var. En önde gelen sebeplerden biri, Diyarbakır'ın uluslar arası organ mafyasının merkez üslerinden biri yapılmak istenmesi ve Gaffar Okkan'ın varlığının buna mani olması idi.
Forwarded from Akademi Dergisi
Diyarbakır'da terörü bitirmesine kızdılar. Devlet ile milleti barıştırmasına kızdılar. Bölge halkına devleti sevdirmesine kızdılar. Uyuşturucu, organ, fuhuş mafyalarına büyük darbeler vurmasına kızdılar. Kimsesizlere sahip çıkmasına, yetimlere, fakirlere sahip çıkmasına, kadınları korumasına, teröristlerin tecavüzlerini durdurmasına, kısacası işini en güzel şekilde yapmasına kızdılar.
İş konseylere kadar gitmedi ama Ankebut Ağı'nın alt birimleri Gaffar Okkan'ın öldürülmesine karar verdi.
İş konseylere kadar gitmedi ama Ankebut Ağı'nın alt birimleri Gaffar Okkan'ın öldürülmesine karar verdi.
Forwarded from Akademi Dergisi
Gaffar Okkan su-i kastini bu tim yapmıştı. Bu "Bordo bereli" timine, Gaffar Okkan'ın teröristlerle işbirliği yaptığı, onlara çalıştığı ve vatana ihanet ettiği söylendi. Emirler verildi, onlar da emirlere itaat ettiler ve çok sert bir infaz gerçekleştirdiler. Daha sonra uyandılar, kullanıldıklarını anladılar, vicdan azabı çektiler, rahatsızlıklarını belli ettiler ve sonra bu tim de kaza süsü ile infaz edildi
Forwarded from Akademi Dergisi
CASA tipi uçağın kaza görünümü ile düşmesi için ileri teknikler kullanılmadı. Uçuş öncesinde uçak elden geçirildi, bazı parçaları oynandı, ayarları değiştirildi ve havalandıktan yaklaşık 25 dk sonra uçak düştü.
Uçuş öncesi farklı maksatlarla birkaç müdahale yapıldı. Bunlardan biri, uçak havada iken iç ve dış basıncının dengesini bozacak ve parçalanmaya sebep olacak bir müdahale idi. Uçak düşmeden önce bazı kısımlarında parçalanma başlamıştı. Düştükten sonra içindeki askerlerimiz de parçalanarak şehit oldu. Cesetlerde kimlik tespiti yapmak çok güç oldu.
Uçuş öncesi farklı maksatlarla birkaç müdahale yapıldı. Bunlardan biri, uçak havada iken iç ve dış basıncının dengesini bozacak ve parçalanmaya sebep olacak bir müdahale idi. Uçak düşmeden önce bazı kısımlarında parçalanma başlamıştı. Düştükten sonra içindeki askerlerimiz de parçalanarak şehit oldu. Cesetlerde kimlik tespiti yapmak çok güç oldu.
Forwarded from Akademi Dergisi
Zamanın Genelkurmay Başkanı olan gizli Yahudi ve Mason İsmail Hakkı Karadayı, içimizdeki İsrail'e ve Ankebut Ağı'na çalışan biri. Gaffar Okkan su-i kastinin tam merkezinde, tepe noktasında, emirler veren ve yönlendiren birisi. Gaffar Okkan'ın gerçek katillerinden birisi.
Forwarded from Akademi Dergisi
Gaffar Okkan, buz dağının görünen yüzüydü.
Bilinmeyen, görünmeyen, kalabalık bir ekibi vardı. Bu vatanseverler, devletimizin bütün birimlerinde belli yerlere gelmiş, arka planda gizlice ittifak etmiş, ülkede dönen dolapları anlayıp müdahale etmeye çabalayan kişilerdi. İhaneti, terörü, acıları, zulümleri, katliamları, göz yaşlarını durdurmak isteyen kişilerdi.
Ellerinden geleni yaptılar. Lakin Ankebut Ağı'nı bilmiyorlardı, Akademi Dergisi'nde on senedir anlattığımız pek çok hususu tam olarak bilmiyorlardı ve uğraştıkları sistemi tam olarak bilmemenin sıkıntısını da çektiler. Şimdi birçoğu rahmet-i Rahman'a erişti, bazıları da ileri yaşlardalar.
Bilinmeyen, görünmeyen, kalabalık bir ekibi vardı. Bu vatanseverler, devletimizin bütün birimlerinde belli yerlere gelmiş, arka planda gizlice ittifak etmiş, ülkede dönen dolapları anlayıp müdahale etmeye çabalayan kişilerdi. İhaneti, terörü, acıları, zulümleri, katliamları, göz yaşlarını durdurmak isteyen kişilerdi.
Ellerinden geleni yaptılar. Lakin Ankebut Ağı'nı bilmiyorlardı, Akademi Dergisi'nde on senedir anlattığımız pek çok hususu tam olarak bilmiyorlardı ve uğraştıkları sistemi tam olarak bilmemenin sıkıntısını da çektiler. Şimdi birçoğu rahmet-i Rahman'a erişti, bazıları da ileri yaşlardalar.
Akademi Dergisi
Akademi Dergisi daha ilk anda olayın vehametini anlayıp uyarısını yapmıştı Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste... Doğu Türkistan da insanlara zulmederken organlarını pazarlayıp katlederken de böyle sessizlik vardı, kimse müdahale etmiyordu. Çin hükümeti…
Media is too big
VIEW IN TELEGRAM
Çin'deki insanlar üzerindeki koronavirüsün etkilerinin korkunç görüntüleri. Virüs bulaşan kişiler sokaklarda düşüyorlar.