Akademi Dergisi
2.13K subscribers
59.6K photos
24.9K videos
370 files
7.51K links
Çok önemli: Telegram bu kanalı yıllardır sansürlenemektedir. Paylaşımlarımızın Telegram uygulaması içinde yayılmasına izin vermemektedir. Kanaldaki takipçi ve görüntüleme sayıları da gerçek değildir. www.mfs.tv
Download Telegram
Sosyal medyanın insanları daha çok strese soktuğu belirtilen raporda, artan teknolojilerin artan bağımlılık durumlarını getirdiği ve buna yeni eklemlemeler yaptığı dile getirildi.

Raporda şu ifadelere yer verildi:
İnsanlar yoğun bir şekilde nomofobi yaşamaktadırlar. Dijital narsizm, ego sörfü, Google takibi, stalk, siberhondrig, fotolarging, Facebook depresyonu, internet siniri teknolojinin bireylere kazandırdığı yeni alışkanlık ve sorunlardandır.
Sosyal medyada günde iki saat geçirildiği düşünüldüğünde ve 3 milyar insanın bu mecraları kullandığı görüldüğünde etkisinin çok geniş çaplı olduğu görülmektedir. Sosyal medya insanları daha çok strese sokmakta, insanların 20 dakika Facebook kullanımı sonunda ruh hali inişe geçmekte ve sosyal medya depresyonu ortaya çıkmaktadır. Bunun için tedavi amaçlı uygulamalar kullanılmalı, sosyal medya okuryazarlığı dersi konmalı, alanla ilgili öğretmenler bu dersi vermelidir. STK'lar sosyal sorumluluk projeleri olarak sosyal medya ve mobil kullanımı konusunda eğitimler konulmalıdır. TÜBİTAK tarzı kurumlar yeni medya konusundaki toplumsal farkındalık projelerine destek vermelidir.”
Akademi Dergisi
"Trablus hükümetinin anlaşma yapma yetkisi yok" Ayrıca Tobruk merkezli hükümetin Temsilciler Meclisi Başkanı, Trablus hükümetinin Türkiye ile anlaşma yapma yetkisinin bulunmadığını ifade etti. Söz konusu anlaşmanın önce Libya Meclisi'nde onaylaması gerektiğini…
Dmitry Novikov: Türk birliklerinin Libya'ya gelişiyle birlikte, sadece Libya halkını etkileyecek sorunlar birikecek.

Duma Dışişleri Komitesi'nin ilk başkan yardımcısı Dmitry Novikov Perşembe günü yaptığı açıklamada, "Türk birliklerinin Libya'ya gelişiyle birlikte sadece Libya halkını etkileyecek sorunlar artacaktır."

Novikov, "Bence, Türk ordusunun oraya gelişinin durumu daha da kötüleştirdiği ve sorunların çözülmesine yardımcı olması pek mümkün değil." Dedi. Bakan, bu davranışı ile Türkiye'nin "daha fazla sorun yaşadığına ve elbette Libya halkının kendilerinin de bu olayların ana kurbanları olacağına" inanıyor.

Novikov, "Rusya'nın politikasını tüm faktörleri göz önünde bulundurarak formüle etmesi gerekiyor." Dedi. Yetkili, "Diplomatik sektörümüzün çabalarını nasıl eyleme geçireceğini yeniden düşünmesi gerekeceğinden eminim."
Geçtiğimiz yıl Ankebut Ağı'ndan ayrılan Mısır TBMM'de onaylanan Libya tezkeresini 'sert bir dille kınadı'

Kahire yönetimi, ‘Türkiye'nin Libya'ya asker konuşlandırmasının Akdeniz bölgesinde istikrarı olumsuz etkileyeceğini’ belirterek, meclisten geçen tezkereyi ‘sert bir dille’ kınadı.

Libya'da Katar ve Türkiye Birleşmiş Milletler tarafından meşru kabul edilen Trablus merkezli Ulusal Mutabakat Hükümeti'ni desteklerken, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır, Hafter'le ittifak halindeki Tobruk hükümetini destekliyor.

Libya'nın doğusundaki Tobruk merkezli hükümetin Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih İsa da geçtiğimiz hafta Güney Kıbrıs'a yaptığı ziyaret sırasında Türkiye'nin Libya'ya asker göndermesi adımının 'kabul edilemez' olduğunu belirtmişti.
Türkiye’yle Rusya’nın 8 Ocak’ta Libya’da ateşkes mutabakatı sağlaması önemli’

Libya tezkeresinin TBMM’den geçmesini Sputnik’e değerlendiren eski Trablus Büyükelçisi Uluç Özülker, Rusya Lideri Vladimir Putin’in 8 Ocak’taki Türkiye ziyaretinde Ankara ve Moskova’nın Libya’da ateşkes mutabakatı sağlamasının önemine işaret etti. Şevket Apuhan ise “Türkiye, doğru diplomatik adımlar atarak oyunda kalmaya özen göstermeli” dedi. 

Libya'ya asker gönderilmesine ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde gerçekleşen oylamada kabul edildi. Oylamaya katılan toplam 509 milletvekilinin 325’i Libya’ya asker gönderme tezkeresine onay verdi. Böylelikle Türk askerinin 1 yıl için Libya'ya asker gönderilmesinin önü açılmış oldu. Söz konusu görevlendirmenin amacının, milli çıkarlara yönelik her türlü tehdide karşı önlem almak, Libya'daki gayrimeşru grupların Türkiye'nin menfaatlerine yönelik saldırılarını bertaraf etmek, kitlesel göç gibi risklere karşı önlem almak ve Libya halkına insani yardımların ulaşmasını sağlamak olduğu açıklandı. 
Türkiye’nin bu kararını, 1993-1995 yılları arasında Libya'da Trablus Büyükelçisi olarak görev yapan Emekli Büyükelçi Uluç Özülker ve ekonomi uzmanı Şevket Apuhan Sputnik'e değerlendirdi.

Emekli diplomat Özülker “Anladığım kadarıyla, tezkerenin çok yüksek bir oyla destekleneceğine ilişkin beklentiler gerçekleşmedi. Bu da bir takım tereddütlerin mevcut olduğu ortada. Ancak konunun asıl önemli kısmı, bu kararın Türk dış politikasına nasıl etki edeceği boyutudur. Gördüğüm kadarıyla, bu işin savaş noktasına taşınması arzu edilmiyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le 8 Ocak’ta bir görüşme gerçekleşecek. Türkiye’nin bu tezkerenin varlığını da kullanarak Başkan Putin’le bir müzakereye oturacağını düşünüyorum. Benim şahsi kanaatim, Türkiye ile Rusya arasında Libya’da ateşkes mutabakatı sağlanabilirse, Amerika’nın da buna destek verebileceği yönünde. Böylece mesele daha ileri boyutlara taşınmadan durdurulabilir” ifadelerini kullandı. 
'Türkiye, barışçıl bir çözüm dahilinde rol oynayabilir’

Libya’da ateşkes için uzun süredir diplomatik çabaların ortaya konulduğunu hatırlatan Özülker “Malum, Şubat ayında Berlin’de Libya’da ateşkes sağlanması için görüşmelerin yapılması bekleniyor. Daha önce de, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Fayez Al Sarraj ve Halife Hafter ile görüşme yaparak ilk maddesi ateşkes sağlanması olan 5 maddelik bir mutabakata varmıştı. Ancak bu mutabakat hayata geçirilememişti. Yaklaşık 2.5 ay sonra çatışmalar başladı. Bugüne kadar taraflar 6 kez bir araya getirildi. Bence Doğu Akdeniz’de kendi açısından bıçak kemiğe dayanan Türkiye bu aşamada, herhangi bir barışçıl çözümü kabul edip bu çözümde rol oynayabilir. 8 Ocak’ta Putin’le mutabakat sağlanırsa, bir çözüme gidilebilir. Bu da hem Berlin görüşmeleri için hem de ilerideki politikalar açısından yol haritasına ışık tutacak bir gelişme olur. Ben hem Rusya’nın hem ABD’nin barışçıl çözüme ‘evet’ diyeceğini düşünüyorum.
Hafter, askeri eğitimini Rusya’da almış bir isim ve Rusya’nın onun üzerinde mutlak etkisi var. Hafter ayrıca, Amerikan vatandaşı ve CIA’in marifetiyle Hafter’i yıllar boyunca kullandığına şüphe yok. Bu yüzden Türkiye, Rusya ve ABD’yi sürece dahil etmeli. Dünya 2020 yılında çok sıcak gelişmelere gebe. Her yerde savaş var. Her yerde ateş var. Her yerde insanlar ızdırap içindeler. Buna bir de Libya katılmamalı” dedi.
'Türkiye, adımlarını etkin bir diplomasiyle desteklemezse oyun dışı kalır’ 

Apuhan’a göre ise, Türkiye’nin, Libya’daki olası bir iktidar değişimiyle oyun dışı kalmaması için etkin diplomasi yürütmesi şart. Sputnik’e yaptığı açıklamasında Apuhan “Türkiye'nin meclisten Libya'ya asker gönderme yetkisini alması, şüphesiz askerlerimizin Libya'ya gideceği anlamına gelmiyor. Gerekirse elbette silahlı kuvvetlerimiz Libya'ya da başka bir görev bölgesine de giderler; ancak bunun diplomatik adımlarının çok sağlam atılması gerekiyor. Hafter güçleri mağlup olursa Türkiye bir kazanç elde eder.

Peki tam tersi olursa, Hafter'e karşı asker gönderen Türkiye'nin Libya'daki durumu ne olur? Bunlar çok iyi hesaplamalı. Mevcut durumda BM tarafından tanınan Libya hükümetiyle Akdeniz'de belirlediğimiz sınırlar Türkiye için hayati bir önem taşıyor. Ancak bu anlaşma bir bakıma da eksik bir anlaşma. Zira Libya ile yapılan görüşmelerin, Mısır ve Suriye ile yapılmasından imtina ediliyor. Oysa en az Libya'ya asker göndermek kadar önemli bir şey de diplomatik kanalların çevre ülkelerle açık tutulması. Eğer bu diplomasi etkin olarak işletilmezse, Libya'da da Mısır'da düştüğümüz duruma düşebilir, bir iktidar değişikliği ile oyun dışında kalabiliriz. Bütün bunlar bir bütün olarak ele alınabilmeli” diyor. 
'Batı nerede bir iktidar değiştirse, o denklemin kaybedeni Türkiye oldu’ 

Türkiye’nin adım atarken, Mısır ve Suriye gibi bölge ülkelerinin konumunu göz ardı etmemesi ve Rusya’yla diyalog kanallarını açık tutması gerektiğine değinen Apuhan “Türkiye'nin tutumu aslında baştan yanlış gelişti. Eğer doğru tutum arıyorsak, bu Kaddafi'ye sahip çıkmakla olurdu. Bunu yapmadık. Batı nerede bir iktidarı değiştirdiyse, orada kaybeden Türkiye oldu. Şimdi geldiğimiz noktada da Libya ile yapılan anlaşma doğru; ancak eksik. Suriye ve Mısır bu anlaşmanın neresinde? Akdeniz'de Rusya ile diplomasi kanallarımız açık mı? Sonuç olarak doğru adımları atmazsak bir anda bütün dünya ile karşı karşıya kalma gibi bir riskimiz de var. Bütün bunlar çok iyi hesaplanmalı. Mesela Libya'da Trablus hükümetini tanıyan BM'nin, Suriye'de de Esad'ı tanıdığı unutulmamalı” diye konuştu
'Rusya’nın desteği her anlamda sağlanmalı, bunun için mesai harcanmalı’

Apuhan, Doğu Akdeniz’de Yunanistan ve ABD ile karşı karşıya kalan Türkiye’nin Rusya’dan destek almasının önemini şu sözlerle aktardı: 

Türkiye zaten bölgede başta ABD ve onun güdümündeki Yunanistan'la karşı karşıya gelmiş durumda. Hafter bir ABD vatandaşı ve arkasında büyük bir destek var. Aslında bu anlaşma bir sebep değil; sonuç anlaşmasıdır. Türkiye'nin başarısız olduğu konu ise kendisine destek sağlamak. Sadece savaşarak bu büyük sorunları çözemezsiniz. Türkiye bir şekilde Akdeniz'de komşu olduğu ülkelerle görüşmelere başlamalı ve desteğini artırmalıdır. Akdeniz'de ABD ile karşı karşıya gelmişken, Rusya'nın desteği her anlamda sağlanmalı bunun için mesai harcanmalıdır. Yarın Hafter bu savaşın galibi olursa, kaybeden olmayacağımız bir şekilde strateji oluşturmalıyız. Mısır'da Mursi'nin gitmesi ile Suriye'de Esad'ın kalması ile kaybettik. Akdeniz'de bu mağlubiyeti yaşamak, kendi kıyılarımıza hapsolmamız anlamına gelir ki bu bir felakettir. Sonuç olarak bu tezkere Türkiye'nin elini güçlendirmiştir. Ancak diplomatik olarak masada bulunması tercih edilmeli, Libya'ya asker göndermek en son seçeneğimiz olmalıdır.”
Akademi Dergisi
Bu nasıl bir ülke ve bu nasıl bir karmaşa böyle? Şu önemli gelişmeler neden hala Türk basın ve medyasında yok? Biz gemiyi ve seferi ifşa ettiğimizde yer yerinden oynamalıydı. Neden herkes sustu? Bu hayırlı bir iş ise en azından ne döndüğünü anlayana kadar…
Beyaz Saray: Trump, Erdoğan'ı dış müdahalenin Libya'daki durumu karmaşık hale getireceği konusunda uyardı

Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump ile telefonda görüştü. Erdoğan, görüşmede Irak'ta Amerikan güvenlik birimlerini hedef alan eylemleri endişe ve üzüntüyle takip ettiklerini belirtti.

İletişim Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, görüşmede, ikili meselelerin yanı sıra Libya ve Suriye’deki son durum başta olmak üzere bölgesel gelişmeler ele alındı.
Forwarded from Akademi Dergisi
Rusya ile müttefik olduğumuzu açıklamamızdan sonra İran bir doğrulama yapmak istedi. İran'da vazifeli bir Rus yetkili ile bu hususu görüştüler. Bu kişi de Rusya'daki üst seviye bir yetkiliye danıştı ve İran yönetimine şu resmi cevabı verdi:

"Evet müttefikiz. Özel yetkililerimiz dışında başka hiç kimsenin onlarla herhangi bir iletişimde bulunması ise şimdilik söz konusu değil."

Çok merak ediliyor, yazayım... Rusya yönetimi ile cemaatimizin ve dolayısı ile bizim çok sağlam bağlantılarımız/kanallarımız var. Herhangi bir iletişimsizlik söz konusu değil. Muhterem büyüğümüz de iktiza ettikçe bu kanallardan Rusya yönetimi ile iletişim kuruyor. Türkiye'nin, Rusya'nın, bölge ülkelerinin ve bütün dünyanın iyiliği için değerlendirmeler yapılıp kararlar alınıyor.