Kendi vatanını koruyamayıp kaçan, harp kaçkını ÖSO hainleri Libya'yı mı koruyacak?

İngiliz haber ajansı Reuters’a konuşan üst düzey 4 Türk yetkili, Türkiye’nin SMO (ÖSO) unsurlarını Trablus’a göndermeyi planladığını açıkladı.

Türk yetkililer, SMO askerlerinin Libya’ya gönderilmesinin yapılan toplantılarda tartışıldığı ve bu yönde fikir birliğine varıldığını belirtti. Yetkililer, ülkeye kaç kişinin gönderileceği konusunda bir rakamın telaffuz edilmediğini belirtirken, şu anda Libya’da savaşan herhangi bir SMO’lunun olmadığını açıkladı.

Reuters’a konuşan SMO’dan bir kaynak ise, Türkiye ile asker gönderme konusunda belli şartlar konusunda anlaşıldığını, “Türk güvenlik şirketlerini maaş karşılığında koruyacaklarını” kaydetti.

AB'nin Libya'ya gönderdiği yüz milyonlarca euroluk göçmen fonunu milis gruplar aldı iddiası

AB, Akdeniz üzerinden 'umuda yolculuğun' başlangıç noktası Libya'ya milyonlarca euro mali destek gönderdi.

Bu para ile, adı istismar ve insan kaçakçılığıyla anılan gözaltı merkezlerindeki durumun iyileştirilmesi ve göçmenlerin daha insani şartlarda tutulması amaçlanıyordu.

Ancak hedeflenen olmadı.

Bunun yerine son derece kazançlı bir 'kirli' iş ağına ortaya çıktı.

Avrupa Birliği, BM üzerinden Libya'ya şu ana kadar 327,9 milyon euro para gönderdi. Aralık ayı başında da 41 milyon euroluk fon için onay çıktı.

AP haber ajansının araştırması, Brüksel'in gönderdiği paranın büyük kısmının otorite boşluğu yaşanan ülkede göçmenleri sömüren milis gruplar, insan tacirleri ve sahil güvenlik birimi mensuplarının iç içe geçen ağlarına gittiğini ortaya koydu.

İç yazışmalarda, bazı durumlarda BM yetkilileri, milis grupların parayı aldığını biliyordu.

Kamuoyu ile paylaşılan araştırmada, milisler BM'nin burnunun ucundaki gözaltı merkezlerinde fidye için işkence ve gasp yapıyorlar. Ya da farklı istismarlar yaşanıyor.

Birçok göçmen, gözaltı merkezlerinde kayboluyor.

Bu kişiler ya insan tacirlerine ya da başka gözaltı merkezlerine satılıyor.

İşkenceler genellikle AB tarafından fonlanan gözaltı merkezlerinde yaşanıyor.

Milisler sahil güvenlik birimi üyeleriyle anlaşıyor. Aslında sahil güvenlik, göçmenleri kıyılarından uzak tutmak için Avrupa'dan eğitim ve ekipman desteği alıyor.

Ancak sahil güvenlik üyeleri, yaptıkları gizli anlaşma kapsamında bazı göçmenleri milislerin kontrolündeki gözaltı merkezlerine tekrar teslim ediyor.

Rüşvet aldıkları diğer kısmının ise Akdeniz'den Avrupa'ya gitmesine izin veriyor.

Öte yandan göçmen istismarının yanı sıra insan kaçakçılığıyla uğraşan silahlı milisler, AB'nin göçmenlerin beslenmesi için BM kanalıyla gönderdiği fonları da kendileri alıyor.

Sunucu: "1 milyon Uygur Türkü toplama kamplarda tutuluyor."

Kıdemli CIA casusu vatan haini terörist Doğu Perinçek: "Yalan baştan aşağı yalan. Orası aynı bizim Köy Enstitüleri gibi. Eğitim veriliyor. Meslek öğretiliyor."

Elazığ'da 3.2 şiddetinde deprem

4 gün önce 4.9 depremle sarsılan Elazığ'da bir deprem daha oldu. Elazığ'ın Kovancılar ilçesinde 3.2 şiddetinde deprem meydana geldi.

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nın (AFAD) son depremlerle ilgili internet sitesindeki bilgiye göre, merkez üssü Elazığ'ın Kovancılar ilçesi olan deprem saat 19.21 sıralarında 3.2 şiddetinde meydana geldi. 7 kilometre derinlikteki depreme en yakın yerleşim alanının Sarıbuğday köyü olduğu öğrenildi.Elazığ'da 27 Aralık Cuma günü 4.9 büyüklüğündeki bir depremle sarsılmıştı.

AKPKK’li Belediye Başkanı kaçak yapı inşaatına başladı

Diyarbakır’da AKPKK’li Hani Belediye Başkanı İbrahim Lale, Bağlar ilçe sınırlarında bulunan Batıkent meydanındaki imarsız boş araziye iki halı saha ve bir düğün salonu inşaatına başladı.

Daha önce de aynı arazinin Yenişehir ilçe sınırlarında kalan imarsız alana halı saha, düğün salonu ve yüzme havuzu yapan İbrahim Lale, gözünü bu kez de Bağlar sınırlarında kalan kısma dikti. 15 Kasım’da çalışmalara başlanılan alanda, plakası olmayan iş makinalarının çalışması dikkat çekiyor.

İnşaat alanında bulunan elektrik kök hücre trafosundan kaçak hat çekildiği görüldü. Kaçak elektrik kullanımına dair yapılan ihbara rağmen, DEDAŞ ekiplerinin kontrolde bulunmadığı iddia edildi.

Rusya'nın desteği ile ülkesini BOP'çulara, siyonizme, Ankebut Ağı'na karşı kahramanca savunan dost ve kardeş Suriye Ordusu askerlerinin operasyon görüntüleri...

Uyuşturucu baronları, Torbacılar AMATEM’e sızdı

Uyuşturucu bağımlılığı ile mücadele aralıksız devam ediyor. Uyuşturucu madde bağımlılarının ayakta ya da yatakta tedavi gördüğü AMATEM merkezleri dolup taşıyor. Yaklaşık 185 bin kişinin gönüllü olarak başvurduğu bu merkezler aynı zamanda, hakkında adli işlem yapılan yaklaşık 65 bin bağımlı da yasal zorunluluk gereği belirli periyotlarla burada teste tabi tutuluyor. Ancak tedavi gören gönüllüler ile hakkında adli işlem tesis edilen şüphelilerin aynı merkezde bir araya gelmesi zafiyet doğruyor. Hala aktif olarak madde kullanan ve torbacılık yapan bağımlılar, gönüllü olarak tedavi görenleri yoldan çıkarıyor.

Önlemler yetersiz

Yolu bağımlılıkla mücadele merkezlerine düşen pek çok bağımlı, buralarda kendilerine uyuşturucu satılmak istendiğini anlatıyor. Tamamen merak ederek maddeye başladığını belirten M.K, “İlk zamanlar ara sıra kullandığım uyuşturucu zamanla beni iyice zehirlemeye başladı. Ayık gezdiğim bazı zamanlarda eşim ve çocuğumu az görür hale gelmiştim. Eroine bağlandım. Eşimin ısrarı üzerine hastaneye yattım. Başta tedavi iyi gidiyordu. Telefon serbestti. Arkadaşlarım arayıp ‘iyi mal’ geldiğini söyleyip maddeyi bana istetiyorlardı. Direndim. İçeriye uyuşturucu sokanlar oldu. Tedavi merkezinde de uyuşturucu kullandım. Asla doktorlar izin veriyordu demem. Ancak önlemler yetersiz. Bir yıldır bu maddeden ailemin desteğiyle kurtuldum” dedi.

"Yeni bir bomba geldi, dedi"

İlkokul çağında maddeyle tanıştığını belirten K.N, “10 yıldır madde kullanıyordum. Ailem artık benden vazgeçmişti. Bir gün yine arkadaşlarımla köşede madde kullanırken polisler aldı. Denetimli serbestlikle bırakıldık. Ayda bir gün tahlil vermeye AMATEM’e gidiyorduk. Tahlillerde madde çıkmasın diye bol bol su içiyorduk. Kendi kendime bırakmam gerektiğini düşündüm. Tam anlamıyla temiz bir şekilde tahlil vermeye merkeze gittim. Tahlil için numaratörden numara aldım ve beklemeye koyuldum. Bankta sıramı beklerken yanıma bir arkadaş oturdu. Sohbet muhabbet ettik. Hangi zaman aralığında buraya geldiğimi sordu. Sonra gitti. Bir ay tertemiz geçmişti. İş bulup başladım. İkinci ay merkeze gittiğimde aynı bankta aynı kişi yine vardı. Benimle geçen aydan daha heyecanlı konuşmaya başladı. Kulağıma eğilip, ‘Baba ya yeni bir bomba geldi bana. Seni sevdim. Çıkışta gidelim vereyim sana’ dedi. Bir yandan aileme kendimi ispat etmeye çalışıyorum. Öbür taraftan maddeyi merak ediyorum. O an gitseydim eğer her şey daha kötü olabilirdi. Ben en pis şeyleri yaşadım. Bende kalsın ancak çok genç var” dedi.

"Tedavi görürken yanıma geldiler"

Arkadaş kurbanı olduğunu söyleyen E.R, “Son beş yılım ağır bağımlılıkla geçi. Alkol sigara derken bana uzatılan sigaranın içinde farklı bir madde olduğunu fark ettim. Bırakmayı düşünmedim. Artık geri dönüşüm çok zordu. Kendim yapabilirim diyerek çok uğraştım. Şehri terk ettiğim oldu ama tekrar aynı ortama giriş yapınca hayır diyemedim. Üniversite bitti. Ailem şüphelenmeye başladı. Sadece annemle paylaşmaya başladım. Anneme yalan söyledim. Bıraktığım zamanlarda oldu ama bırakamadım. Annemin ısrarıyla bağımlılık merkezine geldim. Her şey bir anda düzelince atlatacağım zannediyorsun ama kolay olmadı. Ayakta tedavi olduğum sırada yanıma gelen bir torbacı, ‘Baba bende çok iyi bir şey var. Al numaram’ dedi. Aramayı çok düşündüm. Aramadım. Maddeyi bırakalı iki yıl oldu” şeklinde konuştu.

Suriye ordusu İdlib’de teröristleri dağıttı

El-Vatan gazetesinin yazdığına göre, Suriye ordusu şimdiye dek İdlib eyaletinde 33 köyü ve önemli noktayı teröristlerden temizlemeyi başardı.

Gazete, Türkiye yönetiminin El-Nusra terör örgütü ve müttefiklerini türlü silahlarla desteklemesine rağmen Suriye ordusu Salı günü bu teröristlere ağır darbe indirdiğini ve İdlib’in derinliklerine çekilmeye zorladığını belirtti.

Gazete, söz konusu teröristlerin Türkiye’den her türlü silah ve teçhizat almalarına rağmen Suriye ordusuna bağlı birliklerin karşısında direnemediklerini ve Suriye ordusunun topçu birliğini ağır ateşi yüzünden bölgeden kaçmak zorunda kaldıklarını kaydetti.

ÖSYM eski Başkanı Demir'e 18 yıl 6 ay hapis istendi

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, ÖSYM eski Başkanı Ali Demir hakkında ’silahlı terör örgütü üyeliği’ ve ’zincirleme şekilde görevi kötüye kullanma’ suçlarından 18 yıl 6 aya kadar hapis istemiyle dava açıldı.